Türkiye'nin İlk Çip Fabrikası Kuruluyor

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi ortaklığında kurulacak Türkiye'nin ilk çip fabrikasının temeli 23 Aralık 2014 Salı günü düzenlenecek törenle atılacak.
ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi ortaklığında kurulan savunma, uzay, haberleşme ve enerji sektörleri için bir saç telinden daha ince ve dayanıklı malzemelerin üretileceği Türkiye'nin ilk çip fabrikasının temeli 23 Aralık 2014 Salı günü, düzenlenecek törenle atılacak.
"AB-MikroNano" şirketin temiz odaları ve ilk kez denenecek teknolojilerle inşa edilecek binasının temeli, Bilkent yerleşkesinde yer alan Bilkent Cyberpark Teknokent bölgesinde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın katılımıyla düzenlenecek törenle atılması planlanıyor.
Türkiye, bu tesiste üretilecek GaN temelli çipler sayesinde savunma radarı, elektrikli araba, yüksek hızlı tren ve 4G/5G cep telefonu sistemleri gibi stratejik teknolojiler üretebilen dünyanın 4. ülkesi konumuna yükselecek.
Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) Başkanı ve AB-MikroNano şirketinin Genel Müdürü Prof. Dr. Ekmel Özbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ASELSAN ve NANOTAM'ın uzun yıllardır nano ve mikro teknolojiler üzerine ortak pek çok teknoloji geliştirdiğini anlattı.
Üretilen çiplerden elde edilen sonuçların, hedeflenen performansların çok üzerinde çıkması sonucunda ASELSAN ve BİLKENT yönetimlerinin bu konuda ortak şirket kurma kararı aldığını dile getiren Özbay, şirketin üretime geçmesiyle Türkiye'nin bu alanda ticari nano mikro çip üretimini yapabilen dünyadaki 4. ülke konumuna yükseleceğini bildirdi.
Şirketin 30 milyon dolarlık bir yatırımla kurulduğunu aktaran Özbay, “Şirketimiz üniversite-sanayi işbirliği açısından Türkiye’ye örnek olacak. Türkiye’de ilk kez bir üniversite elini taşın altına koyuyor ve üniversitede geliştirilen teknolojinin ticarileşmesi için sanayi ile beraber bu tür bir işbirliğine giriyor. 'Spin-off' olarak adlandırılan ve ABD'de sayıları onbinleri bulan bu tür yüksek teknoloji şirketleri Türkiye’nin kalkınması ve ferahı açısından çok önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin ticari ilk çip fabrikası

Laboratuvar ortamında geliştirdikleri teknolojilerin, bir fabrikada ürün olarak ortaya çıkmasının bir zamanlar ancak hayal edilebildiğini, ancak bu hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü ifade eden Özbay, "Hep konuşuyorduk şimdiye kadar: 'Yaptığımız işler, ticari ürüne dönüşecek, Türkiye zenginleşecek' diyorduk, ama bir türlü olmuyordu. Şu an bunu oldurmuş durumdayız. 2014 Kasım ayında ASELSAN ve Bilkent Üniversitesinin yüzde 50-yüzde 50 ortaklığıyla kurulan şirketin, üretim tesisinin temelini atıyoruz. Türkiye'nin ticari anlamda ilk çip üreten şirketi olacağız" dedi.
Savunma, uzay, havacılık ve enerji sektörlerinin gelişebilmesi için mikro nano çiplerin stratejik önemine işaret eden Özbay, "Türkiye'nin satın aldığı, bazen istese bile temin edemediği çiplerin çok daha gelişmişlerini bu tesiste yapacağız. Böylece artık Türkiye de katma değeri yüksek teknolojik ürünler geliştirebilir bir ülke konumuna yükselecek. Şirket tarafından üretilecek nanoteknoloji temelli ürünler ihraç da edilecek. Teknolojisine kendimiz geliştirdiğimiz için yüksek katma değerli ürünleri üreteceğiz. Yani Türkiye bir koyup 10 kazanacağı bir sektöre giriyor" ifadesini kullandı.
Özbay, şirketin adının ASELSAN'daki A harfi ile Bilkent Üniversitesi'ndeki B harflerinden yola çıkarak AB-MikroNano ismini aldığını bildirdi.

Dünyayla yarışır teknolojik düzeyini yakaladık

Prof. Dr. Özbay, ASELSAN'la birlikte son 10 yıldır galyum nitrat teknolojileri üzerine malzeme geliştirdiklerini, bu malzemeyle yapılan çiplerin, çok yüksek sıcaklık ve çok düşük sıcaklıklarla çalışabildiğini, dolayısıyla başta savunma, uzay, enerji olmak üzere hemen hemen her elektronik sektöründe ürün geliştirmek için stratejik önem taşıdığını vurguladı. Özbay, “SSM, MSB Ar-Ge, TÜBİTAK ve Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen projeler kapsamında yaptığımız çalışmalar ile dünyayla yarışır bir teknolojik düzeyi yakaladık" dedi.
Saç telinden çok daha ince ve dayanıklı malzeme üretimine imkan veren nano teknolojiyi ve mikro teknolojiyi kullanarak çiplere çok üstün özellikler kazandırdıklarına işaret eden Özbay, böylece çiplerin gücünü 10-100 kat artırabildiklerini söyledi.
Bu çiplerin haberleşmede 4G-5G teknolojilerinin hızlı gelişimine imkan tanıyacağını kaydeden Özbay, "Çipler sayesinde baz istasyonlarında daha güçlü teknolojiler kullanılabilecek, bu sayede cep telefonlarının internet iletişimi de hızlanacak" dedi.

Savunma kalkanını bu çipler yapacak

Tesiste üretilecek çiplerin Türkiye'nin "savunma kalkanı" projesi ve enerji sektöründe de de kullanılacağını aktaran Özbay, şöyle konuştu:
"Çipler Türkiye için kritik öneme sahip olan savunma radarlarında da kullanılacak. Geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde bu radarların güçleri 5-10 kat artacak ve görüş menzilleri sınırlarımızın çok ötesine uzanacak. Bu savunma radar sistemleri ASELSAN tarafından üretilecek. Şirket aynı zamanda, TUSAŞ, Meteksan Savunma, TÜBİTAK Uzay ve benzeri Türk savunma, havacılık ve uzay sanayi kuruluşlarının ihtiyaçlarına yönelik çipler geliştirecek.
Çipler enerji sektöründe de kullanılacak. Güneş enerjisi, hidroelektrik santraller ya da rüzgar enerjisiyle üretilmiş elektriğin bir yerden bir yere taşınması sırasında voltajın 4-5 kez çevrilmesinden (yükseltilmesi veya azaltılması) kaynaklanan ve yüzde 20'ye varan enerji kayıpları ortadan kalkacak. Böylece bir anlamda mevcut tesislerle Türkiye yüzde 20 daha fazla elektrik gücüne kavuşmuş olacak."
Prof. Dr. Ekmel Özbay, Türkiye’nin çok önem verdiği yüksek hızlı tren ve elektrikli araba teknolojilerinde yeni nesil yüksek güçlü çipleri kullanmayı planladıklarını ve bu sayede bu sistemlerde yer alan elektrik motorlarının çok daha güçlü ve verimli hale geleceğini sözlerine ekledi.

Kaynak:AA
 
Çok güzel bir haber ülkemiz için çok büyük bir ilerleme olacak. Bunun gibi projelerin daha fazla olmasını ümit ediyorum.
 
Umarım TÜBİT-AK gibi içi boşaltılan bir kurum haline gelmez. Önemli olan fabrikayı kurmak değil, fabrikada çalışabilecek yetkinlikte iş gücüne ve bir şey üretebilecek bilgi birikimine sahip olmak. Bu da Osmanlıca öğrenerek ya da liseleri İmam Hatip'e çevirerek olacak şey değil. Yani fikir ile eylem arasında zıtlıklar var ülkemizde.
 
Dedikleriniz doğru zamanla insanlarda yetişir fabrika da üretir. Yeter ki sahip çıkılsın. En azından ben öyle ümit ediyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Umarım TÜBİT-AK gibi içi boşaltılan bir kurum haline gelmez. Önemli olan fabrikayı kurmak değil, fabrikada çalışabilecek yetkinlikte iş gücüne ve bir şey üretebilecek bilgi birikimine sahip olmak. Bu da Osmanlıca öğrenerek ya da liseleri İmam Hatip'e çevirerek olacak şey değil. Yani fikir ile eylem arasında zıtlıklar var ülkemizde.
Abi Osmanlıcayı bu durumla karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar kendi kültürlerini, dillerini öğrenmeli bence. Ki gurur duyacak, ilham alacak bir tarihi olduğu bilincinde olmalı, üzerine düşen yükü kaldıracak, milletini liderlik koltuğundan selamlayacak bir mevkiye yükselme kararlılığına sahip olmalıdır.
 
Siyasete fazla bulaşmadan (ki nefret ederim siyasetten) söyleyebileceğim şey bu iyi bir başlangıç. Yeter ki Tübitak gibi olmasın sonu. Tübitak'ın Bilim ve Teknik dergisini merakla takip eden biri olan son sayılar açık açık rezalet. İçerisinin boşaltılması dergilerini bile etkilemiş durumda. Daha sonra yerli OS diye lanse edilen Pardus'ün Tübitak desteğini çekmesinin ardından daha yeni kurulmuş olan Bilişim Teknolojileri Bakanlığı'nın Pardus'ü yeniden destekleyip devlet kurumlarına sokmaya çalışması durumu ise ayrı bir felaketti.

Bu durumların üstüne bu haberin olması sevindirici ama ne kadar süre ile bizleri sevindirecektir fikrim yok.
 
Abi Osmanlıcayı bu durumla karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar kendi kültürlerini, dillerini öğrenmeli bence. Ki gurur duyacak, ilham alacak bir tarihi olduğu bilincinde olmalı, üzerine düşen yükü kaldıracak, milletini liderlik koltuğundan selamlayacak bir mevkiye yükselme kararlılığına sahip olmalıdır.
Osmanlıca bir dil değildir, bilmiş olduğunuz eski Türkçe adını alır. Lütfen bu konuyu detaylı şekilde bilgi edinerek gündeme getiriniz. Yani eski zamanda kullanılan bir kelimenin anlamı günümüzde de aynı sadece yazılımı değişmiş ise bu her zaman Türkçe olarak kalmıştır.
 
Çok geç bile kalındı. Daha 4-5 dolarlık mikroişlemcileri dahi üretemiyoruz.
 
Kolayca yorumlanabileceğimiz bir haber değil. İşin detaylarını bilmeden ahkam kesmek doğru olmaz. Ancak dikkatimi çekenlerden bahsetmek gerekirse:

  1. 30 milyon dolar böyle bir iş için inanılmaz küçük bir sermaye.
  2. Bu sektör bir koyanın on aldığı bir sektör mü? Bunu söylerken şaka falan yapılmıyor değil mi? Yabancı ülkelerde yatırımcılara "çiple, mikroişlemciyle uğraşacağım" dediğinizde kapıyı suratınıza kapıyorlar. Hangi yarı iletken firması bir dolarlık sermayeyle on dolar kar etmiş? Bana bunu örneğini gösterebilecek bir babayiğit var mı? Şu iddianın boş olduğunu anlayabilmek için elektronik mühendisi olmaya gerek yok.
  3. Türkiye bu sektörde dünyanın en güçlü dördüncü ülkesi olacakmış. Evet bence de inanmak başarmanın yarısıdır.
  4. Recep Baltaş'ın dediği nitelikli eleman sorunu apayrı bir konu. Kendini yetiştirip de ülkede kalan insan var mı?
  5. GaN ve SiC'nin silikonun yerini alacağı zaten uzun süredir konuşulan bir şeydi. Ama üretim maliyetlerinin ne zaman düşeceği konusunda yapılan tahminler epey çelişkili.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Abi Osmanlıcayı bu durumla karıştırılmaması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar kendi kültürlerini, dillerini öğrenmeli bence. Ki gurur duyacak, ilham alacak bir tarihi olduğu bilincinde olmalı, üzerine düşen yükü kaldıracak, milletini liderlik koltuğundan selamlayacak bir mevkiye yükselme kararlılığına sahip olmalıdır.

Kendi kültürünü öğrenmeye çok meraklı isen Orhun Kitabelerinden başla önce. Kaldı ki Osmanlıca bir dil değil, bir yazım biçimidir. Türkçe kelimelerin Arap alfebesi ile yazılmasıdır Osmanlıca.

Daha Osmanlıca'nın ne olduğunu bilmiyorsun gelmiş insan kendi kültürünü öğrenmeli diyorsun. Evet, bence de insan önce Osmanlıca'nın gerçekte ne olduğunu öğrenmeli...

Gurur duyulacak bir tarihimiz olduğunu düşünmüyorum. Bugünün ABD emperyalizmi, dünün Osmanlı emperyalizmi. Dün Osmanlı işgal ediyordu bugün ABD...

Milletini liderlik koltuğundan selamlayan biri var: Kim Jong-un....

Bırakın artık şu geçmişi kardeşim. Sülük gibi yapışmışsınız. Bi geleceğe bakın. Tören ile rasathane bombalatan ben miydim ?

Osmanlıca şart (!) Yoksa ecdadımızın yazdığı kodu nasıl okuyacağız (!)


Ecdadımızın yazdığı kodu okuyamıyoruz.jpg
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı