Burada taksici telefonun sahibi değil. Telefon orada. Taksici taksinin sahibi.
1-Taksicinin telefonun sahibi olmadığı tartışmaya kapalı zaten. Bunu niye yazdınız anlamadım.
Ve sen taksiciye diyorsun ki taksinle benim telefonumu şuradan getir ama para isteme. Ben telefonumu kendim unuttum ama yine de sen getir ayağıma para isteme ama.
2- Taksici eğer taşıma maliyetleri için bu parayı almak istiyorsa neticede bu tutarın ispatlanması gereklidir. Arkadaşın ifadesine göre taksici telefonu
geri vermek için 200 TL istemiş,
geri getirmek için değil. İkisinin arasındaki farkı anlayabiliyor musunuz? Ben verdiğim maddeye göre bunu yapamayacağını düşünüyorum işte. Bu, kayıp eşyanın zilyetliğini ele alıp, onu eski sahibine geri satmak olarak yorumlanabilir. Kanunda belirtilen, buluntu eşya üzerinde yasaklanmış olan, "malik gibi tasarrufta bulunma" işlemleri, alım-satımı da kapsar.
Mesela konu sahibi arkadaş "ben kendim gelip alacağım" demiş mi? Bu durumda taksici yine de para talep etmiş mi? Ettiyse bu parayı hangi gerekçeyle istemiş? Bunlar önemlidir.
Anlatmak istediğim bu ve hukukta her zaman anayasa ve yasalara bağlı kalınmaz bazı durumlara yasalar cevap veremez ve bu durumda "Hakimin hukuku kendiliğinden uygulaması ilkesi" devreye girer. Hiçbir hakim hiçbir zaman olaylara sadece yasalar açısından yaklaşamaz yaklaşırsa hataya düşmesi kaçınılmazdır.
3- Bu tartışma konuyu dağıtıyor ama cevap vermeliyim:
Hakim elbette yasalara bağlı karar vermekle yükümlüdür. Sizin bahsettiğiniz şey kanun boşluğu, hukuk boşluğu, açık boşluk, örtülü boşluk, takdir yetkisi vb. vb. gibi bir sürü kavramla ilgilidir ve bunların uygulanma usul ve esasları, mevzuat ve doktrinde bellidir. Hakimin nerede hukuk yaratacağı bellidir mesela. Öyle sizin sandığınız gibi "yasaya da takılıp kalmayalım, hataya düşmeyelim" diye bir yöntem yok. Öncelikle bu tanımları kafanızda netleştirmelisiniz.
Mevcut olayda ne bir hukuk boşluğu ne de bir kanun boşluğu olduğuna inanıyorum. TCK m.160 açıktır. Bakın tekrar yazıyorum:
"Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
Madde-160
(1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."
Taksici iade etmiş mi? Hayır. Yetkili merciilere bildirmiş mi? Bu şekilde pazarlık yaptığına göre onun cevabının da hayır olduğunu düşünüyorum. Peki yaptığı teklif, malik gibi tasarrufta bulunmak mıdır? Orası tartışmalı ama telefonu iade etmek için bir teklif vermiş. Kanunda zilyetliği başkasına ait kayıp eşya hakkında, bulana böyle bir yetki tanınmış mı? Hayır. Teklifi, telefonu geri
getirmek için mi yoksa
vermek için mi vermiş? Bilmiyoruz. Eğer getirmek için istemişse bunun sebep olacağı maliyeti ispatlayabiliyor mu? Yok eğer geri vermek için bu parayı istediyse, o halde bulduğu telefonu eski sahibine, çok cüzi de olsa bir fiyata adeta geri satmayı teklif etmiş. Yani kendi kafasına göre malik gibi davranıp para isteyerek mal üzerinde bir tasarrufta bulunmuş.
O halde yapabileceği bir şey yok. Burada taksicinin yapabileceği hiçbir şey yok. Kimse de bir şey diyemez. Müştekiye bağlı her şey.
Son olarak, sizin aksinize ben kendime bir yanılma payı bırakacağım ama "Yapılacak bir şey yok" yorumu fazla kesin. Önceki mesajımda dediğim gibi bence bu olayda
hukuki yollara gidilecekse avukat tavsiyesi şarttır.