Technopat üyeleri hangi dine mensup?

Dininiz nedir?


  • Oy verenlerin toplamı
    110
Nasıl yani hocam biraz daha açabilir misiniz?
Kuranı kelime kelimesine ezberleyen kişiler hocam. Diyelim ki bir hafız ezberi yanlış yaptı diğeri hemen düzeltir bu şekilde günümüze kadar değişmeden gelmiştir. Örnek video atacağım sizlere bir dakika.
Bulamadım videoyu hocam açıklayayım. Bir hafız Kuran okurken ufak bir kelimeyi yanlış söylüyor, hemen ardından arkada safta bulunan kafası eğik 5 hafız Kuran okuyan kişiye bakıyor en ufak kelime de bile yanlışı düzeltme çabasındalar ve bu yıllarca böyleydi.
 
Son düzenleme:

Hafız. Hıfz. Türkçede muhafaza, yani koruyan - saklayan manasındadır.

Herkes kendi bilgisine göre hafızdır.

Oku ile başlayan bir din ve okumayan o dine tabiler.

Ne güzel çelişki.
 

Anladım hocam teşekkür ederim açıkladığınız için.
 
Hafız. Hıfz. Türkçede muhafaza, yani koruyan - saklayan manasındadır.

Herkes kendi bilgisine göre hafızdır.

Oku ile başlayan bir din ve okumayan o dine tabiler.

Ne güzel çelişki.
Siz İslamı değil de İslama bağlı gibi gözüken ama İslama göre yaşamayan Müslümanları eleştiriyorsunuz. Benim umurumda olmaz bu kişinin kendisinin hatasını ben düzeltemem.
 
Siz İslam'ı değil de islama bağlı gibi gözüken ama islama göre yaşamayan Müslüman'ları eleştiriyorsunuz. Benim umurumda olmaz bu kişinin kendisinin hatasını ben düzeltemem.

Teorik olarak evet aynı bakış açısına sahibiz.

Ama icraat kısmına baktığınızda;
Özellikle yaşadığımız hayatı o sizin de belirttiğiniz sahtekarlar yüzünden zorluk içindeyiz.

Sahtekarların dindarlıkları, senin benim hayatımı öldürüyor.

Sonuç olarak da DİN NİFAKTIR.
 
Ben o tiplere karşıyım bir Müslüman olarak, doğru olan da karşı olmaktır.
 
Münafığı baz alıp dindarı eleştiren, yapılan kötülüklerin kaynağını kötülüklerin karşıtı olan İslam'a bağlayarak oldukça çarpıtılmış ve bağlamın koparılmış bir cevap olmuş. Kendi müritleri olarak bahsettiğiniz Müslümanların arasında anlaşmazlıklar olmuştur, doğrudur ancak bu anlaşmazlıklar İslam'a zarar vermemiş yalnızca kişilerin tarihte yaptıkları hatalar ile anılmasıyla sonuçlanmıştır. İnsanın celladı terbiye edilmemiş nefsidir. Her ne ararsan Tekke'de, Mekke'de arama. Dön içinde ara.
 

Biraz dinler tarihini oku.
Münafık dediğin kişi, o gelmeden önce normal bir vatandaş idi. İnanmadığı için onunla ticareti ve selamı kestiler.

Bir insanı inanmadığı için yargılamak ve ona aşağılayıcı isimler takmak hatadır.

Tekke'de Mekke'de aranacak şey sadece senin cebindeki parayı araklayacak ve din adına seni her türlü zulme aracı olarak kullanacakları bulursun.

Tüm dinler sömürme aracıdır.
İlk çıkışları sosyal hayatı - eşitliği vaat eder. Teorik olarak doğru gözükür. Sonuç olarak da sana bir sonsuzluk vaat eder. Bilinmeyen ve sayısal karşılığı olmayan bir sonsuzluk.

Sonsuzluğun karşılığı matematiksel olarak yoktur ve denklemleri olmaz.

Dinlerin hepsi bu amaçla vardır.

İslam sadece bu ülkede en çok konuşulduğu, inanıldığını iddia edildiği için örnekleme aracım oldu. Tabii ki İslam tarihini biliyor olmamda etken. Ama ben bütün din adındakilerin hepsine karşıyım.

Bu arada. Beni YouTube'da gördüğünüz İslam düşmanları ile de karıştırmayın. Kendilerine ateist veya İslam düşmanı diye tanımlayanların birçoğu maaşlı eleman. Eninde sonunda İslam düşmanlığını bir yere bağlıyorlar.

Ben sadece bir DİN'e inanmamayı tercih ediyorum.

Bir yaratıcı var mı?
Bilmiyorum. Ama olduğunu kabul edelim.
Neden inanan ve inanmayan diye ikilem sunuyor? Neden tapma ihtiyacı duyuyor. İnananlara bir cennet? Vaadi var.

İnanmak demek Müslüman'ım - Hristiyan'ım gibi ifadeler ile sınırlanamaz. Benim de inandığım çok şey var.
Ama senin din diye sunduğun sınırlara dahil değil. Ülke sınırlarına da dahil değil.

Benim sosyal uyumum ve toplumsal beraberliğim için bir dine ihtiyacım yok. Sen varsın ve benimle aynı sorunlara muzdaripsin. Kişisel refahım için sana neden zarar verme ihtiyacı duyayım? Beraber olursak her sorunun üstünden daha kolay geliriz.

Yani olayları değerlendirmeniz dar.
Din'ler sizi dar bir pencereden bakma - sınıflandırma sunuyor "inanan - inanmayan".
Ben ise herkesi aynı çerçeveden görmeyi tercih ediyorum.

Senin din dediğin şeye inanmak zorunda değilim.
Ama seninle ortak çok fazla noktam ve ortak çok sıkıntım var.
Din ile bu sınıflandırmayı yaptığın an, hiçbir şey çözülmez. Sorunlara daha fazla sorun eklemiş olursun.

Irk - din - sosyal sınıf adına kral gibi ünvanların hepsi sosyal hayat için zehirdir.
ben asil kandan geliyorum.

Hadi oradan, ameliyat olacağın zaman tek benim kanım sana uyumlu çıkınca görürüm senin asil kanını ve soyunu.

Anlamak isteyen için yeterli.
 
İnanan ve inanmayan kelimeleri söyleyene göre değişen, söyleyeni bir tarafa karşıdakini diğer tarafa alan iki kelimedir. Bu kelimeler aşağılamanın veya yargılamanın değil karşıt görüşlerin doğal sonucudur. İnsanlar için de durum böyledir. Bilen-bilmeyen, gören-görmeyen, konuşan-konuşamayan aşağılamanın değil insanların kendine has niteliklerinin sonucudur. Bu farklılıklar ve inançlar insanların mutlak eşit değil denk olabileceğinin göstergesidir. İslam da eşitliği değil denkliği vadeder. Bu sınıflandırmalar sorunlara sorun eklemez aksine kişilerin mutlak eşitlik ütopyası altında ezilmesini engeller.

Sonsuzluk ve mutlak yokluk, varlık zemininde düşünen insan için anlamsızdır. Bu anlamsızlık o kavramların anlamsızlığından değil insanın zayıflığındandır. Matematik ve fizikle tanımlayamadıklarınız tanımlayamadıklarınızın kusuru yahut onların yokluğunun veya anlamsızlığının delili değildir, olamaz.

Bu sınırlar dahilinde düşünen insanın sorduğu soru ancak "Bir yaratıcı var mı?" olacaktır. Çünkü insan için ancak varlığın anlamı vardır, yokluğun bir anlamı yoktur, insan yokluğu idrak edemez. Anlama ve varlığa muhtaç olduğunuzdan yaratıcının varlığını sorgulamanız, yaratıcının varlığına başlı başına bir delildir.

Yaratıcıyı bir nebze dahi olsa anlamak ancak zaman, mekan ve varlık çerçevesinden çıkarmakla mümkündür. Yaratıcıyı bu sınırlamalardan çıkardığınızda yaratıcının bütünüyle insan idrakı ile algılanamayacağı ancak yaratıcının kendini tanıttığı ölçüde algılanacağı aşikardır zira insan için zamanın, mekanın ve varlığın ötesi boşluktur, anlamsızdır.

Yaratıcı, kendini sıfatlar ve isimlerle tanıtmıştır. Bu sıfatlar anlam arayışına muhtaç değildir çünkü anlam, anlama muhtaç olan insan içindir. Hayatın anlamı, aşkın anlamı, nefretin anlamı gibi sorular insana mahsustur. Bu sebeple insan yaratılmış en üstün varlıktır çünkü insan yaratıcısını sorgulayabilen, yaratıcısının yaratışındaki anlamı da sorgulayabilen bir varlıktır. Yaratıcı, anlama muhtaç olan insana anlamları sunmuş, anlamları irdeleme ve bu irdeleme sonucunda kendi yolunu seçme özgürlüğü tanımıştır. Bu nedenle ceza ve ödül yaratılan insanın özgür seçimlerinin sonucudur. Seçimlerinizin, ödülün veya cezanın Allah'a bir faydası ya da zararı yoktur. Tapmanız sizin seçiminiz, anlam arayışınız anlama muhtaç oluşunuzdan kaynaklıdır. Bu muhtaçlık penceresinden muhtaç olmayanı anlamlandıramazsınız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…