The Walking Dead Episode 2 Kullanıcı İncelemesi

Katılım
24 Kasım 2012
Mesajlar
173
Yer
Adıyaman
Bugün Sizlerle, Episode 2 İncelememi paylaşacağım.

Çok güzel bir hava, tam av havası. Mark, Lee ve Kenny (Mark Episode 1 ve Episode 2 arasında oyuna gelen yeni bir karakter) avlanmaya çıktılar. Zombiler, tavşanları ve bazı hayvanları yemişlerdi. Bize de avlanacak hayvan kalmamıştı fakat bir karga görüyoruz, tam ateş edeceğimiz sırada ormanda bağırma sesleri geliyor. İlk önce Kenny sanıyoruz fakat 3 tane adam, biri öğretmenleri, geriye kalanlar 2'si ise öğrenci, öğretmenleri bir tuzağa yakalandığı için ayaklarını kıpırdatamıyordu ve oradan çıkaramıyordu. Biz ise size yardım edeceğiz diyoruz. Bağırma seslerinden gelen zombileri Kenny ve Mark oyalıyor, biz de o arada baltamızla öğretmenin bacağını kesmeye başlıyoruz. Bacağını ortadan kestikten sonra öğretmen bayılıyor. Kenny öğretmeni kucaklıyor ve gitmeye başlıyoruz ki öğrencilerden biri zombilere yem oluyor. Ardından hotelin dışındaki avluya getiriyoruz. Larry gene sinirlenmeye başlıyor, “Yeni bir boğaz mı? Zaten kendi karnımızı doyuramıyoruz.” vb. şeyler diyor. Katjaa adamı kurtarmaya çalışıyor, yanındaki öğrencinin ismini de öğreniyoruz: Ben. Clementine Ben'i yanına alıyor, ardından Lilly bugünkü yemekleri sen dağıt, bakalım zor muymuş kolay mıymış, ne zorluklar çektiğimi anla diyor. 4 parça yemek veriliyor, istediğimiz kişilere veriyoruz. Ardından Katjaa, Kenny ve bizi, yani Lee'yi çağırıyor. Katjaa çok kan kaybetmiş, artık yapacak bir şey yok diyor. Kenny kahretsin deyip uzaklaşıyor. Katjaa ile konuşurken öğretmen zombiye dönüşüyor, Lee yardım istiyor. Yemeği dağıttıktan sonra baltayı birine veriyorduk, Larry veya Mark hangisine verdiyseniz, o sizi kurtarmaya geliyor. Baltayı cama saplıyor Lee biraz uğraştıktan sonra. 1. Episode'da kimi kurtardığınıza bağlı: Carley veya Doug. Ben Carley'i kurtarmıştım. Carley, silahla zombinin kafasına vuruyor, ardından Larry gene sinirleniyor, sizin yüzünüzden birini kaybediyorduk diyor. Ben'e bunu açıklamasını yapmasını istiyoruz. Ben, siz bilmiyorsunuz ha, herkes geri dönecek, ısırılmasına gerek yok, beyin yok olmadıktan sonra hepimiz tekrar geri geleceğiz diyor. Ardından 2 adam benzin aramak için yola çıkmış, bizim hotelin önünden geçerken Carley silahını çekiyor. Ne yapıyorsunuz burada vb. şeyler diyor. Adamlarla benzin karşılığı, yemek diye anlaşıyoruz.

Bizim bir mandıramız var, oraya gelirseniz size yemek ikram ederiz diyorlar. Seçim yapıyoruz fakat her 2 yolda da, mandıraya gidiyoruz. Yolda kaç kişisiniz vb. sorular soruluyor. Mandıraya ulaştıktan sonra Carley ve Ben grubun geri kalanını getirmeye gidiyorlar. Biz ise mandırayı güvenli mi değil mi araştırmaya başlıyoruz. Bizden aldıkları benzinle jeneratörü çalıştırıyorlar. Elektrikli çitler sayesinde zombiler bölgeden uzak tutuluyor. Bu arada St. John kardeşlerin annesi bize yemek veriyor. St. John kardeşler bize yardım ederseniz çok mutlu oluruz diyorlar. Bazı zombiler çitlere takılı kalıyorlar, onları dışarı atarsanız çok mutlu oluruz diyorlar. Mandırayı biraz daha araştırdıktan sonra Mark ve biz çitlerden zombileri temizliyoruz fakat çitin bir bölgesi düşmüş halde. Onu düzeltmek için dışarı tarafa çıkıyoruz ve o sırada elektrikli çitler çalışıyor. Mark sırtından oklanıyor o adamları tanımıyoruz ve bizi oklamaya başlıyorlar. Biz karşımızdaki traktörün arkasına geçiyoruz, onu hareket ettiriyoruz bir kaç zombi traktöre takılıyor. Onlardan kurtuluyoruz ve mandıraya dönüyoruz. O arada grubun diğer üyeleri de gelmişler. Ben ve Carley nerde diyoruz, onlar biraz geç gelecekler diyorlar. Mark'ın sırtındaki oku görünce Mark ne oldu diyorlar. Ev sahibi kadın onu alıyor ve iyileştirmeye başlıyor. Katjaa ise mandıradaki hasta ineği Maybelle'yi iyileştirmeye gidiyor. St. John kardeşlere biraz atar yapıyoruz, bu adamların kim olduklarını anlatıyorlar. Onlar yukardaki market çalışanları… Zombiler gelmeye başlayınca aç kaldılar, onlarla anlaşma yaptık fakat anlaşmaya uymadılar. Onların bir kampını bildiklerini söylüyorlar, o kampa gidiyoruz. Araştırırken Clementine'nin kayıp şapkasını buluyoruz ve tam şapkayı alıyoruz bir kadınla karşılaşıyoruz, elinde okla. Konuşuyoruz -tabi sert bir konuşma- kadın oku hayalarına atmayı planlıyorum diyor. Clementine'nin şapkasını nerden buldun diyoruz. Sen onu benden aldın diyor kadın. Çok fazla konuşmadan St. John kardeşlerden büyüğü onu silahla tam kafasından öldürüyor. Ardından mandıraya dönüyoruz, oradaki ahıra girdikten sonra biraz araştırıyoruz, oradaki bir kapı dikkatimizi çekiyor. Kenny de senin de dikkatini çekti değil mi diye soruyor. Clementine'e şapkasını veriyoruz, ahırdan çıkıyoruz, jenaratörü bozuyoruz. Bu arada St. John kardeşlerden küçük olanı jenaratörle uğraşıyor, biz de bu arada o kapıyı açma çalışıyoruz. O arada akşam yemeği vakti geldiği için zil sesi geliyor. Biz kapıyı açıyoruz ve bakıyoruz ki her yer kan dolu. İp, bıçak, testere vb. kesici aletler… St. John kardeşlerden küçük olanı burası bizim hayvan kesim alanımız diyor fakat bizi inandıramıyor. Masaya oturuyoruz fakat ailenin annesi, ellerini yıka diyor. Hemen merdivenlerden yukarı çıkıyoruz ve araştırıyoruz, yatak odasına giriyoruz, oradaki ışık ilgimizi çekiyor. Orda bir dolap var, onu köşeye çekiyoruz ve bir de ne görelim, Mark'ın bacakları yok ve artık ölecek durumda. “O yemeği yemeyin!” diyor. Hemen aşağı koşuyoruz, Clementine'e yemeği yeme diyoruz, ardından tartışma çıkıyor. Sonra kafamıza silah darbesini alıyoruz ve bir odaya kapatılıyoruz.

Larry kalp krizi geçiriyor ve artık ölecek duruma geliyor. Ya ona ya da Kenny'e yardım ediyoruz ve oradaki klima borusu havalandırması dikkatimizi çekiyor. Bu arada Kenny oradaki kutulardan biriyle Larry'i öldürüyor. O klima havalandırması için bozuk para gibi bir şey lazım. Hotelin orda Larry'de bozuk para olduğunu öğreniyoruz, cesedini araştırıyoruz ve bozuk paralarla havalandırmayı açıyoruz. Clementine'i oradan yolluyoruz. Geliyor kapıyı açıyor. Ardından Kenny ve biz, orda korumalık yapan St. John kardeşlerin büyüğünü öldürmeye çalışıyoruz. Fakat birden arkasını dönüyor biz de ahırdaki kapılardan birine giriyoruz, kontrol ediyoruz ve çıktığımızda silahı tam kafamızda doğrultulmuş şekilde görüyoruz. Ardından biraz uğraştıktan sonra o kardeşi tuzaklardan birine atıyoruz, ayağı takılı kalıyor. Onu öldürürsünüz veya bırakırsınız. Bırakırsanız Clementine mutlu olur. Ardından Duck ve Katjaa'nın sesleri gelmeye başlar, Kenny koşar. Carley ve Ben yeni geliyorlar, onlara durumu kısaca özetliyoruz. Ardından evin içine giriyoruz ve Mark'ın zombileşmiş halini merdivenin yukarısında görüyoruz. Katjaa'yı esir alan evin sahibini, yukarı doğru götürmeye çalışıyoruz. İyice yukarı gittikten sonra, Mark'ın zombileşmiş hali tarafından ölüyor. Yağmur şiddetini arttırıyor ve Duck'un sesi geliyor. St. John kardeşlerden küçük kardeş onu esir almış. Kenny koşuyor fakat vuruluyor. Carley ise onu vuruyor. Pek etkilenmese de Duck kurtuluyor, biz de onla dövüşmeye başlıyoruz. Bizi elektrikli çitlerin yanına götürüyor. Eğer Larry'e kalp krizi geçirdikten sonra yardım ettiyseniz Lilly sizi kurtarır, fakat etmediyseniz kendiniz kurtuluyorsunuz ve biraz dövdükten sonra bırakıyoruz veya öldürüyoruz. Elektrikli çitler de yağmur yüzünden bozuluyor ve devre dışı kalıyor. Ardından biraz ilerledikten sonra bir araba görüyoruz bir sürü erzak ve yiyecek. Onları aldıktan sonra 2. Episode sonlanıyor. Bu kadar, umarım beğenirsiniz.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Uyarı! Bu konu 13 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı