The Witcher 3 Mini İnceleme

Bir Matmazel

Hectopat
Katılım
10 Ağustos 2020
Mesajlar
4.597
Makaleler
1
Çözümler
6
Yer
İzmir
Evet oyunu çıktıktan yıllar sonra oynadım. İlk olarak bitirdikten sonraki hissimi yazmak istiyorum: Tuhaf. Tuhaf hissettirdi bu oyun bana iyi yanları ile kötü yanları ile tuhaf hissettirdi.

Hikaye: Oyunun hikayesi Geralt'ın sevdikleri için yapabileceği şeylerin üzerine odaklanmış. Yani Geralt sevdikleri için nelerden vazgeçer neleri feda eder ve nasıl bir yol izler. Aslında bunu oyun içinde biraz da olsa siz seçiyorsunuz. Oyunun ana görevleri güzel. Yan görevlerde güzel ancak ben çok fazla yan göreve girmedim bir an önce ana göreve odaklanıp bitirmek istedim, nedenini sonra açıklayacağım. Oyunu toplam 35 saatte bitirdim. Hikaye konusunu kısaca özetleyecek olursak Geralt'ın sevdiklerine ulaşmaktaki çabaları diyebiliriz sanırım. Ayrıca oyun içerisinde zaman zaman duygulandığım anlar oldu. Ki böyle bir konu varsa duygulanmamak elde değil.

Oynanış/Mekanikler: İşte oyunun en zayıf noktası burası. Çünkü Witcher 3'ün oynanış mekanikleri gerçekten kötü. Bu kadar zirvede yer alan bir oyun için bu mekanikler oldukça fazla görmezden gelinmiş. Geralt'ı kontol etmek zor. Hatta zor değil saçma özellikle dövüş anında Geralt o kadar olur olmadık hareketler yapıyor ki çıldırıyorsunuz. Zıplama mekaniği insana saç baş yoldurtur. Dövüş halindeyken sakın bir yere atlamaya çalışmayın ölürsünüz. Çünkü Geralt zıplamıyor. Bu arada küçük ama saçma bir ayrıntı daha, Geralt öldüğünde neden 30 metre havaya uçuyor? Bu oyunu oynarken öyle bir his veriyor ki insana karakterin ağırlığı adeta yok oluyor. Her şey hafif geliyor gözünüze koskoca dağlar tepeler, bu oyun hafif diyorsunuz. Ve oyunda bitmek bilmeyen Bug'lar mevcut, inanın oyunu kaç kez kapatıp açtığımı ve bunu yaparken ettiğim küfürleri hatırlayamıyorum. Dövüşün ortasında kılıcını çekmemekte ısrar eden Geralt, Dövüşmek istemeyen boss ve türlü Bug'lar. Bug'lardan basit bir tanesini görsellerde paylaşacağım. Merak etmeyin o adam için o ateşi yaktım :) Bu arada Ciri ile oynamak Geralt ile oynamaktan çok daha zevkli geldi bana.

Grafikler: Oyun grafik konusunda gerçekten doyurucu. Bazen gerçekten bir tabloya bakıyor gibi hissediyorsunuz. Renk paleti ve oyunun sanatsallığı mükemmel, yağmuru, karı, güneşi her anı güzel hissettiriyor. Ayrıca dikkat ettiğim bir ayrıntı daha var. CD Project Red, oyunlarda kadın figürlerini çok başarılı yapıyor. Yennefer mükemmel güzellikte, Triss öyle oyunda gördüğünüz her kadın figürü ayrı güzel olmuş bence. Bunların dışında 5 yıl öncesinin oyununun grafikleri hakkında çok da denecek bir şey yok. Grafikler gerçekten güzel.

Karakterler: Oyun içerisinde her karakterde başka bir şeyler buluyorsunuz. Bazılarını seviyor bazılarından nefret edebiliyorsunuz. Ama dikkatimi çeken noktalardan bir tanesi Geralt kimi dövse, Geralt'la arkadaş olmak istiyor. Ya neden neden? Bu adam az önce senin ağzını burnunu kırmadı mı? Sen bu adamla niye arkadaş olmak istiyorsun? Her neyse karakterlerle bütünlük kurabiliyorsunuz, onları seviyor, seviliyorsunuz. Ben bir tek ana karakter Geralt ile bağ kuramadım. Bir oyunda en önemli noktalardan biri ana karakterle bağ kurmaktır fakat bence Geralt tam bir odun. Tamam oyun gereği öyle olmalı ama öyle değil işte. Ana karakter biraz duygulu olmalı, Arthur Morgan gibi bakmalı, Vito gibi düşünmeli, Artyom gibi sessiz ama içten olmalı. Ama Geralt çok duygusuzsun.

Sesler/Müzikler: Oyunda seslendirme gerçekten kötü. Geralt'ın seslendirmesine oyunun sonuna kadar alışamadım. Yennefer ve diğer bazı karakterler güzel seslendirilmiş ama çoğu tırt. Müzikler konusuna gelecek olursak, müzikler güzel. Çevre sesleri de güzel değil oyunun sonuna kadar hep aynı ağlama sesini aynı osuruk ve kahkaha sesini duyup duyup duruyorsunuz. Bu arada müzik konusunda oyunu oynamadan önce de kulağa çok hoş gelen meşhur 'leleley' müziğini oyun içinde çok duyamadım. Hayal kırıklığı yaşadım o müziği daha çok duymak isterdim.

Puanlama:

Hikaye: 86
Atmosfer: 87
Grafikler: 93
Sesler: 75
Müzikler: 87
Mekanikler/Oynanış: 70
Karakterler: 92
Ana Karakter: 80
Sanatsallık: 92
Oyunun Finali: 87

Genel: 83
 

Dosya Ekleri

  • The Witcher 3,1.jpg
    The Witcher 3,1.jpg
    295 KB · Görüntüleme: 245
  • The Witcher 3,2.jpg
    The Witcher 3,2.jpg
    466,5 KB · Görüntüleme: 220
  • The Witcher 3,3.jpg
    The Witcher 3,3.jpg
    363,2 KB · Görüntüleme: 200
  • The Witcher 3,4.jpg
    The Witcher 3,4.jpg
    441,5 KB · Görüntüleme: 233
  • The Witcher 3,6 Bug.jpg
    The Witcher 3,6 Bug.jpg
    482,9 KB · Görüntüleme: 259
Son düzenleyen: Moderatör:
Karakterler: Oyun içerisinde her karakterde başka bir şeyler buluyorsunuz. Bazılarını seviyor bazılarından nefret edebiliyorsunuz. Ama dikkatimi çeken noktalardan bir tanesi Geralt kimi dövse, Geralt'la arkadaş olmak istiyor. Ya neden neden? Bu adam az önce senin ağzını burnunu kırmadı mı? Sen bu adamla niye arkadaş olmak istiyorsun? Her neyse karakterlerle bütünlük kurabiliyorsunuz, onları seviyor, seviliyorsunuz. Ben bir tek ana karakter Geralt ile bağ kuramadım. Bir oyunda en önemli noktalardan biri ana karakterle bağ kurmaktır fakat bence Geralt tam bir odun. Tamam oyun gereği öyle olmalı ama öyle değil işte. Ana karakter biraz duygulu olmalı, Arthur Morgan gibi bakmalı, Vito gibi düşünmeli, Artyom gibi sessiz ama içten olmalı. Ama Geralt çok duygusuzsun.

Geralt'ın mutasyonlardan kişiliği böyle olmuş. Karakter böyle yaratılmış.
 
RPG oyunlarını hiç sevmiyordum fakat Witcher 3 o kadar fazla övülmüş ve sevilmiştiki 200-300 saatler havada uçuşuyordu en sonunda deneyeyim bari diye almıştım ve ben neden daha önce oynamadım bu oyunu diye kafayı yemiştim hiçbir oyuna bu kadar bağlanmamıştım oyunu yavaş yavaş oynuyordum bir yerden sonra oyun bittikten sonra ise DLCler var daha diye seviniyordum DLC'ler de bitince acayip bir boşluğa düştüm hiçbir oyun oynayamadım sonra ng+ olduğunu görünce yeniden sevinmeye başladım şu an da yeniden başladım ilk sefer DLC'lerle birlikte 160 saatte bitti şu an da da ölüm marşında oynuyorum 65 saat olmuş hayatımda oynadığım en iyi oyundu kesinlikle.
 

Geri
Yukarı