Türklüğün yok olacağı endişesi aslında sadece biyolojik bir varlığın sona ermesiyle ilgili değildir. Çünkü Türklük, yalnızca ırktan ibaret olmayan, binlerce yıl boyunca şekillenen derin bir kültür ve medeniyet mirasıdır. Kan bağı kadar ortak değerler, dil, gelenekler ve tarih bilinciyle varlığını sürdüren bir ruhu ifade eder. Bu nedenle Türklük, sadece fiziksel bir kimlik değil, Anadolu'dan Orta Asya'ya ve dünyanın dört bir yanına yayılan yaşam tarzımız, inançlarımız, sanatımız ve düşünce dünyamızdır. Kültürümüzü ve tarih bilincimizi korudukça, Türklük de var olmaya devam edecektir. Genç nesillerin bu köklü mirasa sahip çıkması, Türklüğün geleceğe taşınmasının en sağlam güvencesidir.