Türkiye'de Eğitim Sistemi

Ziya Selçuk bu hataları telafi edebilir mi?

  • Evet

    Oy: 10 14,9%
  • Hayır

    Oy: 57 85,1%

  • Oy verenlerin toplamı
    67
  • Sınıf öğretmenliği okuyan bir arkadaşım var. Hocası, sınav sorularını sınavdan önce dağıtıyormuş. Bu arkadaşlara da sadece o soruların cevaplarını ezberleyip, kağıda yazmak kalıyor. Bir başka hocası, ilkokulda yapılan fasulye deneyini vize yerine vermiş. Bu adamlar, büyüyüp öğretmen olacaklar. Çocuk psikolojisini öğretmek yok, çocuk dilini öğretmek yok. Fasulye deneyi bilmekle öğretmen olunuyorsa, ilkokula giderken 5 tane falan yapmıştım, benim baya ordinaryüs profesör olmam lazım.
  • Öğrenci, kanaat notu diye saçma sapan bir şeyle yetişiyor. "Nasıl olsa geçirirler dersten" diye düşünen öğrenci, niye uğraşsın? Arkasından ittire ittire mezun eden bir sistem var. Yata yata mezun olan lise öğrencileri tanıyorum.
  • "Öğrenciler matematik dersi almadan, bir üst sınıfa geçemez" demiş sayın Bakan. Türkçe bilmeden geçebilirler mi? Edebiyat bölümü mezunu bir redaktörün düzenlediği bir kitap okudum, bir sayfa boyunca tüm -de -da ekleri yanlış. Bir sürü cümlede virgül yok. Hadi virgülün yerini bilemedin, rastgele bir yere koy da nefes alalım. Adamı Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun ediyorsun, dilini bilmiyor. İlkokuldan itibaren İngilizce öğretiyorsun, ülkede İngilizce bilen insan sayısı belli, İngilizceyi nasıl öğrendikleri belli. 12 sene okulda öğrenemediği İngilizceyi, bilgisayar oyunu oynayarak öğreniyor adam.
  • Ivan Illich'in Okulsuz Toplum kitabı, eğitim sistemi eleştirisi olarak oldukça başarılı bir kitap. Kitaptan bir bölüm; "Öğretmen, kendi profesyonel uygulama alanı olarak tanımladığı ders kitabını kıskanmaktadır. Öğrenci, laboratuvar çalışmasını okul çalışmasıyla özdeşleştirdiğinden, laboratuvardan nefret eder hale gelebilmektedir. Yönetici, kütüphaneyi öğrenme mekanı olarak kullanmak yerine, oyun mekanı olarak kullanan öğrencilere karşı, maliyeti son derece yüksek kamu araç gereçlerini savunmak amacıyla kütüphane gardiyanlığı tavrını mantıklı bir şekilde açıklamaktadır. Bu ortamda öğrenci; haritayı, laboratuvarı, ansiklopediyi ya da mikroskobu, ancak müfredatın kendisine ön gördüğü sıklıkta yani ya çok nadir kullanabilmekte ya da asla kullanmamaktadır. Önemli klasik yapıtlar bile, bireyin yaşamında önemli bir iz bırakmak yerine, sadece müfredatta bulunsun diye programa alınmaktadır."
  • Binanın temeli pamuktan olursa, dünyanın en iyi ustasını da getirsen, o bina yıkılır.
 
Eğitimin düzelmesi için önce bu tarz gerici hükümetler ortadan kalkmalı. İnsanların bilgi almasını kısıtlayan; tüm medyayı kendi çıkarına kullanan bir iktidar anlayışı varken hiç bir şey beklenmez bu kokuşmuş sistemden. Darwinist diye bilimsellikten uzaklaşıp; her haltı Din ve Milliyetçilik üzerinden çözmeye çalışan sorunlu bir eğitim; yıllarını üniversitede geçirip, mezun olduktan sonra sınavdan sınava girmekle uğraşıp bir de bu faşist zihniyetin mulakat saçmalığıyla karşılaşıp hayattan bezen bir 'öğretmen'' kavramı varken; ve her şeyi para ve kariyer kazanma üzerine yıkmış bir realite gün gibi önümüzde dururken bu ülkede eğitim nasıl iyi olabilir ki? Ülkeyi ''ruh hastaları'' yönetiyor. Ülkenin eğitimden önce sağlam bir felsefeye ihtiyacı var. Aksi taktirde hiç bir şey düzelmeyecek.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı