Merhabalar, Türkiye'de çalışmak ile ilgili az çok deneyimlerim var ve bunları paylaşmak istiyorum.
Şu kısa bilgiyi vermek istiyorum, asgari ücret saatlik 76Tl net olarak belirlenmiştir. Aylık asgari ücret haftalık 45 saat çalışma süresi için 17.002Tl olarak hesaplanmıştır. Bu da haftada 6 gün 7.5 saate denk gelmektedir. Eğer ki haftada 6 gün 10 saat çalışıyorsanız haftada 15 saat mesai yapıyorsunuzdur. Bu mesailerinizi de normalin 1.5 katı zamlı halde almanız gerekmektedir. Yani 76x1.5 = 114Tl şeklinde 1 saatlik mesai ücretinizi almanız gerekmektedir. Sonuç olarak haftada 6 gün 10 saat çalışan birisi mesailer dahil toplam 23.840Tl para almalıdır. Çalışma saati haftalık 45'in üstündeki kişiler asgari ücret adı altında 17bin Tl maaş alıyorlarsa maalesef ki o asgari ücret bile değildir. İlk kölelik burada başlıyor zaten.
Şimdi çalıştığım yerleri sıralayarak başlayayım ve hepsinde nasıl tabiri caiz ise köle yerine konulduğumu anlatmak istiyorum.
Fast food restoranı, fırın, sineklik üretim yeri.
Fast food restoranına girerken günde 7.5 saat iş 1 saat mola (30 dk + 15 dk + 15dk) olacak şekilde girmiştim. Çok fazla olmayacak şekilde mesaiye kalabileceğimi söylemişlerdi. Devamında herhangi bir bilgi verilmedi, benimde daha önce böyle bir iş tecrübem olmadığı için aklıma çok detaylı sorular gelmemişti fakat olay işe girince patlak verdi.
İşe girdiğim ilk gün restoran müdürü (kendisinden müdür bey diye bahsedeceğim) bana telefonun yasak olduğunu, telefonumu odasına koymam gerektiğini söyledi. Buna o sırada çok tepki vermedim fakat Allah göstermesin herhangi bir önemli durumda bana ulaşım sağlanamayacaktı (ki bununla ilgili çok önemli olmasa da bir olayım oldu ona da değineceğim).
Sonrasında bana t-shirt verildi ve pantolonumun cebinde hiç bir şey olmaması gerektiği söylendi. Cüzdanım, cüzdanımın içindeki kartlarım, param, kimliğim vesaire tamamı herkesin girip çıkabildiği bir terastaki, herkesin açabildiği bir dolapta duruyordu. Herhangi kötü niyetli biri gelse, kartımı alsa içindeki tüm paramı temassız ödeme ile bitirebilir veya direkt nakit paramı çalabilir.
Sonrasında çalışmaya başladım, saat 16.00 gibi teslimat geldiği ve onu çekmeye inmem gerektiği söylendi (o sıralar iş yerleri konusunda çok tecrübesiz olduğum için buna da bir şey demedim fakat şu an olsa nakliyeci olmadığımı, teslimatın beni ilgilendirmediğini söylerdim). Teslimat dediğim, litrelerce içecek, kilolarca hamburger malzemeleri. Bunların hepsini tek başıma çektim.
İlk gün çıkmam gereken saatte çıktım. İkinci gün geldiğinde bana hiç haber verilmeden mesaiye kalmama karar verildi, ben bunu çıkış saatim geldiğinde öğrendim. Telefon yasak olduğu için eve haber veremedim, evdekiler de doğal olarak merak ettiler. Devamında işten çıktığımda evi aradığımda çalıştığım yere gelmek üzere dışarı çıktıklarını söylediler. Telefon yasağının ne kadar berbat bir durum olduğunu ilk olarak o zaman farkettim.
Ayrıyeten 2. gün ilk 30 dk ve 15 dk molamı kullandım fakat 3. 15dk molamı kullanamadım. Bu durumu müdüre söylediğimde restoranın yoğun olduğunu, molaya çıkamayacağımı söyledi.
Günler böyle geçti, bir gün müdür bey içtiğimiz içeceğin fazla olduğunu, bunu yasaklayacağını söyledi ki bu gerçekten aşağılık bir davranıştı. Çünkü içerisi belki 35 dereceden daha sıcaktı (mart ayında bu sıcaklık) doğal olarak insanların soğuk içecek içmesi bir ihtiyaçtı ve buna da laf edilmeye başlandı.
Artık bardağı taşıran son damla olarak saat 12 de işe gidip gece 2 de işten çıktım. Sonraki sabah müdür bey utanmadan aynı bu üslupla saat 12 de başlayacak olan mesaimi "11 de gelirsin" şeklinde saat 11'e çekme kararı almış. Bana hiç sorulmuyor, "saat 11 de müsaitmisin?, 11'e çeksem senin için uygun olur mu" diye.
Devamında oradan işten çıktım, çıkarken müdür bey zorluk çıkardı fakat onlara hiç değinmeyeceğim bile.
Fırına tezgahtar olarak girdim, tezgahtar olarak girdiğim yerde bana 50 kg'lık un çuvalı taşıtmaya çalıştılar, bende yapamayacağımı söyleyip taşımadım. Bir çok konuda sen gençsin taşırsın şeklinde ağır şeyleri bana taşıtmaya çalıştılar. Taşımayacağımı söylediğim zaman patron "sen buradan para alıyorsun" şeklinde bir üslupla karşılık veriyordu. Bende en sonunda o zaman bugün alacağım son para olsun dedim ve başımdaki boneyi çıkartmaya kalmadan patron "tamam işine devam et" demeye başladı.
Sonrasında Ramazan Bayramına gireceğimiz gün saat gece 02.00'a kadar temizlik yaptık, bize utanmadan, sıkılmadan sabah 5 de herkes iş başı yapacak dediler. Ramazan ayı boyunca 1 gün izin kullanmadığımız gibi Ramazan Bayramında da 1 gün izin kullanamadık. Bu izinlerin parasını da mesai şeklinde değil normal çalışma şeklinde aldık.
Çalıştığım fırının toplam 4 şubesi vardı, hemen 50 metre aşağıda başka şubeleri vardı, bana hiç sormadan beni o şubeye gönderdiler. Gönderildiğim şubenin yoğunluğu daha az olduğu için işime geldi bir şey demedim fakat benim ilk girdiğim şube 9 saat, gönderildiğim şube 10 saat çalışıyordu. Şubedeki çalışan biriyle bana haber yollayıp benim de artık 10 saat çalışacağımı söylediler. 1 saat fazla çalışıp aynı maaşı alacaktım güya. Bende haber yolladıkları arkadaşıma "hayır, öyle bir durum olursa ben çıkıyorum" dedim. Sonrasında bir şey diyemediler 9 saat çalışmaya devam ettim.
Bu arada fırın hakkında bahsetmedim fakat patronların muamelesi gerçekten çok aşağılık bir muameleydi. Gerçekten hayatında tek becerisi babasının fırınında patron olan kişilerin böyle davranması sinir bozuyordu fakat bir şey demiyorduk.
En son bir gün fırın bozuldu ve poğaça, açma pişiremedik. Patronu aradığımızda sabah sabah bizi azarlayıp hakaret etmeye başladı. Bende dayanamayıp "o g**ünü kaldır gel buraya fırının başında dur o zaman y****k" şeklinde çıkış yaptım fırından çıktım gittim. O günden sonra içeride kalan paramı alıp oradan ayrıldım. İçeride hala daha 900Tl paramı bıraktılar haram zıkkım olsun.
Çalıştığım sineklik üretim yeri ırkçılık açısından söylemiyorum fakat çalışanların çoğunun Suriyeli olduğu bir yerdi. Bunun en büyük sıkıntısı anlaşamamaktı. Suriyeliler gerçekten çok düşük paralara çalıştırılabiliyordu ve onların düşük maaşla çalışmasının sebebine Türk vatandaşları yüksek maaş alamıyordu. Orada da 2 gün durup çıktım. Sineklik yerinden bahsetmemin sebebi, başka etnik grupların ucuz işçiliği yüzünden artık Türklerin çalışma yerindeki kaliteleri, maaşları da düşüyor. Bu böyle olmaya da maalesef ki devam edecek.
Şu kısa bilgiyi vermek istiyorum, asgari ücret saatlik 76Tl net olarak belirlenmiştir. Aylık asgari ücret haftalık 45 saat çalışma süresi için 17.002Tl olarak hesaplanmıştır. Bu da haftada 6 gün 7.5 saate denk gelmektedir. Eğer ki haftada 6 gün 10 saat çalışıyorsanız haftada 15 saat mesai yapıyorsunuzdur. Bu mesailerinizi de normalin 1.5 katı zamlı halde almanız gerekmektedir. Yani 76x1.5 = 114Tl şeklinde 1 saatlik mesai ücretinizi almanız gerekmektedir. Sonuç olarak haftada 6 gün 10 saat çalışan birisi mesailer dahil toplam 23.840Tl para almalıdır. Çalışma saati haftalık 45'in üstündeki kişiler asgari ücret adı altında 17bin Tl maaş alıyorlarsa maalesef ki o asgari ücret bile değildir. İlk kölelik burada başlıyor zaten.
Şimdi çalıştığım yerleri sıralayarak başlayayım ve hepsinde nasıl tabiri caiz ise köle yerine konulduğumu anlatmak istiyorum.
Fast food restoranı, fırın, sineklik üretim yeri.
Fast food restoranına girerken günde 7.5 saat iş 1 saat mola (30 dk + 15 dk + 15dk) olacak şekilde girmiştim. Çok fazla olmayacak şekilde mesaiye kalabileceğimi söylemişlerdi. Devamında herhangi bir bilgi verilmedi, benimde daha önce böyle bir iş tecrübem olmadığı için aklıma çok detaylı sorular gelmemişti fakat olay işe girince patlak verdi.
İşe girdiğim ilk gün restoran müdürü (kendisinden müdür bey diye bahsedeceğim) bana telefonun yasak olduğunu, telefonumu odasına koymam gerektiğini söyledi. Buna o sırada çok tepki vermedim fakat Allah göstermesin herhangi bir önemli durumda bana ulaşım sağlanamayacaktı (ki bununla ilgili çok önemli olmasa da bir olayım oldu ona da değineceğim).
Sonrasında bana t-shirt verildi ve pantolonumun cebinde hiç bir şey olmaması gerektiği söylendi. Cüzdanım, cüzdanımın içindeki kartlarım, param, kimliğim vesaire tamamı herkesin girip çıkabildiği bir terastaki, herkesin açabildiği bir dolapta duruyordu. Herhangi kötü niyetli biri gelse, kartımı alsa içindeki tüm paramı temassız ödeme ile bitirebilir veya direkt nakit paramı çalabilir.
Sonrasında çalışmaya başladım, saat 16.00 gibi teslimat geldiği ve onu çekmeye inmem gerektiği söylendi (o sıralar iş yerleri konusunda çok tecrübesiz olduğum için buna da bir şey demedim fakat şu an olsa nakliyeci olmadığımı, teslimatın beni ilgilendirmediğini söylerdim). Teslimat dediğim, litrelerce içecek, kilolarca hamburger malzemeleri. Bunların hepsini tek başıma çektim.
İlk gün çıkmam gereken saatte çıktım. İkinci gün geldiğinde bana hiç haber verilmeden mesaiye kalmama karar verildi, ben bunu çıkış saatim geldiğinde öğrendim. Telefon yasak olduğu için eve haber veremedim, evdekiler de doğal olarak merak ettiler. Devamında işten çıktığımda evi aradığımda çalıştığım yere gelmek üzere dışarı çıktıklarını söylediler. Telefon yasağının ne kadar berbat bir durum olduğunu ilk olarak o zaman farkettim.
Ayrıyeten 2. gün ilk 30 dk ve 15 dk molamı kullandım fakat 3. 15dk molamı kullanamadım. Bu durumu müdüre söylediğimde restoranın yoğun olduğunu, molaya çıkamayacağımı söyledi.
Günler böyle geçti, bir gün müdür bey içtiğimiz içeceğin fazla olduğunu, bunu yasaklayacağını söyledi ki bu gerçekten aşağılık bir davranıştı. Çünkü içerisi belki 35 dereceden daha sıcaktı (mart ayında bu sıcaklık) doğal olarak insanların soğuk içecek içmesi bir ihtiyaçtı ve buna da laf edilmeye başlandı.
Artık bardağı taşıran son damla olarak saat 12 de işe gidip gece 2 de işten çıktım. Sonraki sabah müdür bey utanmadan aynı bu üslupla saat 12 de başlayacak olan mesaimi "11 de gelirsin" şeklinde saat 11'e çekme kararı almış. Bana hiç sorulmuyor, "saat 11 de müsaitmisin?, 11'e çeksem senin için uygun olur mu" diye.
Devamında oradan işten çıktım, çıkarken müdür bey zorluk çıkardı fakat onlara hiç değinmeyeceğim bile.
Fırına tezgahtar olarak girdim, tezgahtar olarak girdiğim yerde bana 50 kg'lık un çuvalı taşıtmaya çalıştılar, bende yapamayacağımı söyleyip taşımadım. Bir çok konuda sen gençsin taşırsın şeklinde ağır şeyleri bana taşıtmaya çalıştılar. Taşımayacağımı söylediğim zaman patron "sen buradan para alıyorsun" şeklinde bir üslupla karşılık veriyordu. Bende en sonunda o zaman bugün alacağım son para olsun dedim ve başımdaki boneyi çıkartmaya kalmadan patron "tamam işine devam et" demeye başladı.
Sonrasında Ramazan Bayramına gireceğimiz gün saat gece 02.00'a kadar temizlik yaptık, bize utanmadan, sıkılmadan sabah 5 de herkes iş başı yapacak dediler. Ramazan ayı boyunca 1 gün izin kullanmadığımız gibi Ramazan Bayramında da 1 gün izin kullanamadık. Bu izinlerin parasını da mesai şeklinde değil normal çalışma şeklinde aldık.
Çalıştığım fırının toplam 4 şubesi vardı, hemen 50 metre aşağıda başka şubeleri vardı, bana hiç sormadan beni o şubeye gönderdiler. Gönderildiğim şubenin yoğunluğu daha az olduğu için işime geldi bir şey demedim fakat benim ilk girdiğim şube 9 saat, gönderildiğim şube 10 saat çalışıyordu. Şubedeki çalışan biriyle bana haber yollayıp benim de artık 10 saat çalışacağımı söylediler. 1 saat fazla çalışıp aynı maaşı alacaktım güya. Bende haber yolladıkları arkadaşıma "hayır, öyle bir durum olursa ben çıkıyorum" dedim. Sonrasında bir şey diyemediler 9 saat çalışmaya devam ettim.
Bu arada fırın hakkında bahsetmedim fakat patronların muamelesi gerçekten çok aşağılık bir muameleydi. Gerçekten hayatında tek becerisi babasının fırınında patron olan kişilerin böyle davranması sinir bozuyordu fakat bir şey demiyorduk.
En son bir gün fırın bozuldu ve poğaça, açma pişiremedik. Patronu aradığımızda sabah sabah bizi azarlayıp hakaret etmeye başladı. Bende dayanamayıp "o g**ünü kaldır gel buraya fırının başında dur o zaman y****k" şeklinde çıkış yaptım fırından çıktım gittim. O günden sonra içeride kalan paramı alıp oradan ayrıldım. İçeride hala daha 900Tl paramı bıraktılar haram zıkkım olsun.
Çalıştığım sineklik üretim yeri ırkçılık açısından söylemiyorum fakat çalışanların çoğunun Suriyeli olduğu bir yerdi. Bunun en büyük sıkıntısı anlaşamamaktı. Suriyeliler gerçekten çok düşük paralara çalıştırılabiliyordu ve onların düşük maaşla çalışmasının sebebine Türk vatandaşları yüksek maaş alamıyordu. Orada da 2 gün durup çıktım. Sineklik yerinden bahsetmemin sebebi, başka etnik grupların ucuz işçiliği yüzünden artık Türklerin çalışma yerindeki kaliteleri, maaşları da düşüyor. Bu böyle olmaya da maalesef ki devam edecek.
Son düzenleme: