Bir kere bu işin temeli yanlış. Sonradan yapılan düzeltmeler de, bu nedenle eğreti duruyor. Değişiklik değil, tam bir reform lazım. Ancak bu kadar değişken varken, sistem aynı bırakılıp, küçük oynamalar yapılıyor.
Genelleme yapacak olursak; Türkiye'de matematik, yabancı dil ve fen bilimleri sıfır. Bunu düzeltmek için ilkokul birinci sınıftan, üniversite mezuniyetine kadar tasarlanan bir sistem gerekli. En önemlisi ise eğiticinin eğitimi. Okullarımızın çoğu, öğretmeninden profesörüne kadar; belli bir düzeyde bilgili olmasına rağmen, bilgiyi nasıl aktaracağını bilmeyen, amaçsız hocalarla dolu.
Bu arada; eğitim-öğretim kadrosunun idealist, iyi bireyler yetiştirmek isteyen, verimli kişiler olması için; öğrecilerin, velilerin ve kanun koyucuların kafa yapısının buna müsait olması lazım.
Eğitim ailede başlar. Bu işi başarılı bir şekilde yürüten ülkelerde bireyler, çocukluk dönemlerinden itibaren meraklı olmaya, eğitime, müziğe ve zihin geliştirici oyunlara yönlendiriliyor. Okula başlayan çocuk, kültür şokuna uğramıyor. Çünkü; okulda da aynı bakış açısı hakim.
Bu konu irdelendiğinde, ülkemizde eğitimin istenen düzeyde olması; en az bir bilinçli neslin üreyip, aynı prosesle yeni yavrucakları eğitime kazandırmasıyla alakalı. Orta ve uzun vadede imkansız görünüyor.