Türkiye'nin Eğitim Sistemi

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Öğrencinin durumun farkına varması, sınavlar için sisteme ne istiyorsa ona uyup istediği nitelikli üniversiteye gelmesi ve kendini geliştirmesi.
Eğitim sistemini beğenmiyorsan elbette eleştireceksin ama kendisi bırakmayacaksın.
Sistem özetle bu.
 
Hepimiz bu yollardan geçiyoruz, geçtik, geçeceğiz. Ortada bir sistem olmasa da çalışarak iyi yerlere gelebilmen mümkün. Çalışmayıp eğitim sistemi zaten aptal, ben çalışsam kaç yazar deyip boş yaşayanlar ise acizliklerini konuşturur sadece. Ülkenin yarısı (okuyanların) böyle zaten :) İstersen en iyi sisteme sahip ülkede yaşa. Çalışmayarak yine bir şey olamazsın. İş sende bitiyor arkadaşım.

Sürücü koltuğunda sen varsın, kontrol sende. Boş ver arkada oturanları.

Bu yazı, bir ülkede eğitim sisteminin ne kadar başarısız olduğunun kanıtıdır.

Kişisel mücadelelerinizde ne kadar ileri gideceğiniz, elbet size bağlıdır ancak eğitim sistemi; bir topluluğun ne kadar ileri gidebileceğini belirler.

Çünkü doğru kurulmuş, doğru işleyen bir eğitim sistemi, her bireyi süper yeteneklerle donatılmamış olsa dahi; herkesin eşit haklara, yakın şartlara, uyumlu kafalara sahip olduğu, ve de en önemlisi "birilerinin birilerini taşımak zorunda olmadığı" topluluklar oluşturur. Bu sayede siz, çok çalışarak birilerinin arasından sıyrılmak zorunda olmazsınız, onun yerine herkesin çok çalıştığı ve her işin üstesinden gelinip kaliteli yaşamın paylaşıldığı bir toplumun parçası olursunuz.

Ya da kötü eğitim sistemi ile kötü niyetli insanlar bir olurlar ve bir topluluğu en aşağı çekerler. Aradan sıyrılan çok çalışanlar ve kendileri (ve az da olsa çevreleri) için bir şey yapanlar, ömürleri boyunca (ya da bıkıp kaçana kadar) o çalışmayanları da sürüklemek zorunda kalır. En büyük sıkıntıyı da o çok çalışanlar çeker. Çünkü başarıya, paraya, mutluluğa ve yaptığınız her işte en iyi olmanın tatminine doysanız bile, sokağa çıktığınız andan itibaren, kötü işçilerin attığı, kötü kalite beton sokakların; kötü ekonominin sonucu çarpık yerleşime maruz kalmış mahallelerin, ne kadar pahalı olursa olsun kaba valeler, eğitimsiz garsonlarla dolu restoranların, pis fırıncıların, bilgisiz bilgisayarcıların, yalancı satıcıların, 2 sertifika ile kendini guru sanan "yogi"lerin, arseniğe boğulmuş suyun, 3. kalite kömürün, devşirilmiş ama uygulanmayan kanunların, kadının ikinci sınıf olmasının, her gün ya ölümle ya da tecavüzle karşı karşıya olmasının, yine her gün sokaklarda acı içinde öldürülen hayvanların, tekelci ve röntgenci internet servisinin, buçuğu kadar bile hızlı olmayan 4.5G'nin, elektriği çalanın, duramayıp elektrik kablosunu da çalanın, savaştan kaçıp burada burun estetiği olanın, "çalıyor ama yapıyor" gibi tertemiz bir kafa sahibi olabilmenin, doğuştan vergi borçlusu olma ayrıcalığının, sinemacıyla filmcinin birbirine girmesinden bile zararlı çıkanın halk olduğunun normal olduğu bir toplum oluruz. Haftada 70 saat mesai, ölürsek Allah'ın emri anlımıza dövme olur (çünkü enayi yazsak çok kısa olurdu)...
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı