Türkiye'nin neden nükleer gücü yok?


Alakası bile yok. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve mevcut sanayi sektörlerine, şehirlere ve yerleşkelere enerjinin olabilecek en verimli bir şekilde aktarılması, ülkeler için önceliklidir. Bu, tabii ki ekonomi seviyesi ile alakalıdır ancak "Ekonomisi batık bir ülke ne güvenliği düşünür ne de temizliği." doğru bir hipotez değildir.

Önceki mesajlarınıza da bakalım. Orada da çelişkileriniz ve yanlışlarınız bulunuyor:

Temiz enerji rüzgar ve güneş enerjisidir. Bu ikisi var iken ve biz Almanya gibi ülkeler arazi olarak 2 katından fazla isek buna yönelmeliyiz.

Neye göre yönelmelisin? Sen şu an kalkınmaya çalışan ve sanayisini geliştirmeye, ayağa kaldırmaya çalışan bir ülkesin. Almanya ise halihazırda sağlam ve işleyen bir sanayisi olan ülke. Ancak iki ülke için de ortak olan bir durum var: Yüksek enerji ihtiyacı. Yukarıdaki mesajımda da dedim. Kasaba ya da bölge özelinde değil, ülke ve özellikle sanayi genelinde bakmanız gerekir. Mevcut yenilenebilir enerji tabanlı çözümler, verimlilikten uzaktır. Verimlilikten uzak bir çözümü kimse tercih etmez. Bu mühendisliğin temel yasalarındandır. Sen verimliliği sadece paraya indirgeyerek zaten mühendisliği çöpe atıyorsun.

Bunun yanında tabii ki farklı ülkelerin, farklı verimlilik öncelikleri olacak. Almanya şu an yenilenebilir enerji klasmanında, rüzgar enerjisine yatırım yapıyor. Fakat nükleer santralleri çalışmaya devam edecek, ki kapatılmaları da opsiyon taşıyor. Rüzgar enerjisine yaptıkları yatırım gerçekten büyük. Ancak bunu doğa sevdasının hayrına da yapmıyorlar. Kazan - kazan ilişkisi. Türkiye de belirli bir noktaya geldikçe, alternatif enerji kaynakları çoğalacaktır. Ki şu an bile yatırımlar var.

Verimlilik, harcanacak paranın yanında çevreye verilecek zararı ve o enerjiyi ortaya çıkartmak için harcanacak iş gücünü de kapsar. Bu sanayisi gelişmekte olan bizim gibi ülkeler için de sabittir, Almanya gibi sanayi devleri ülkeler için de. Çarklar sabittir ve her zaman dönmelidir.

Ufak ülke olunca verime bakarsın. Adamlar para olunca arazileri küçük bile olsa kullanıyor. Ayrıca bir şey verimli diye kullanmak şart olmamalı. Nükleer daha verimli ise arabaları da nükleer yapsınlar bari.

Çok çok yanlış bir bakış açısı. Asıl ufak ülke olunca daha rahat hareket edebilirsin. Aktif nüfusu ve aktif sanayisi fazla ülkeler, enerji konusunda ufak ülkelere göre daha sağlam adımlar atmak zorundadır. Bakın buradan kast ettiğim külliyen Nükleer demek değil. Ancak büyük ülkeler birkaç nükleer santral ya da birkaç rüzgar türbini çiftliği ile kendilerini idame ettiremezler. Sanayisi nükleere bağlı bir ülke, aynı enerji akışını rüzgardan almak isterse yapabilir, ancak bu hem verimsiz, hem pahalı ve hem de uğraştırıcı olur. Karşılaştırma noktanız yanlış. Olaya tam hakim değilsiniz gibi ve bu nedenle objektif bakamıyorsunuz.

Nükleer arabalara gelince, nükleer daha arabalarda kullanılmıyor ancak RTG'ler birçok sistemde ve özellikle uzay araçlarında yaygın olarak kullanılıyor. Arabalarda kullanılması planlanan Hidrojen bazlı enerji de bir Nükleer enerjidir ve oldukça temizdir. Ancak yüksek mühendislik gerektirir.

Nükleer'in ne enerjisi mantıklı ne de gücü.

Nükleer olmasa sağlık sektörü bile gelişemezdi. Çok yüzeysel bakıyorsunuz.

"Kimsenin nükleeri bıraktığı falan yok."

Peki hangi yöne gidiyorlar söyleyinde bilelim. Yarın bırakıyoruz kimse demiyor ama azaltmaya çalışıyorlar. Bırakamazlar zaten.

Daha verimli nükleer sistemlere geçiyorlar. Reaktörleri daha akıllı ve güvenli hale getiriyorlar. Birim Uranyum yakıt hücresinden daha fazla verim almanın yollarını araştırıyorlar. Ülkelerin phase-out planları var. Bunlar temelinde santralleri kapatmayı amaçlasa da, yeni santral fikirlerini opsiyon olarak desteklemektedir. Almanya şu an nükleer enerjisine paralel olarak rüzgar ve güneş enerjisi kuruyor. Ancak sanayisi hala nükleer enerjiye bağılı.

Bu bilgileri siz de edinebilirsiniz:


İlgili tablolardan, AB ülkelerinin mevcut durumu:



AB üyesi olmayan ülkelerin mevcut durumları:



Ki, yukarıda da linkini verdim. Avrupa bu çalışmalara paralel olarak, yönünü Füzyon enerjisine çevirmiş durumda. Bİr bakıma Nükleer enerji sistemleri evrilerek yaşamaya devam edecek. Mühendisliğin insanlığa getirisi de budur zaten.


Burada sanki nükleer verimli değil demiş gibi algılıyor insanlar beni. Entresan.

Mesajlarınızda çelişki varsa, insanlar sizi istediğiniz gibi algılamaz. Siz, verimliliğe para odaklı bakarak baştan en büyük yanlışı yapıyorsunuz.
 
Son düzenleme:

Gülme geldi. Türkiye'deki haberleri gördük okuduk.

Ekonomisi batık yani biz halkı düşünmez. Dereler atık maddeler atılır, bacalara filtre takılmaz. Kimseye ceza yazılmaz.



Tekrar söylüyorum verimsiz yazmadım. Temiz enerjiye yönelmeliyiz. Ama siz bu konuyu buraya çekiyorsunuz. Kasaba ya da bölge olarak bakmıyorum zaten. Ama kişi bazlıda bakmak lazım. Sonuçta bir kişi bile yapsa dışarıdan alım azalacak.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Seyredin. Ben uzun zamandır seyrediyorum hayranlıkla. Bu ve bunun gibi adamların yaptıklarını.
Merak ediyorum Almanya'da elektrik santrali yapılacak ne kadar nehir vardır Türkiye'de ne kadar?


Mantıklı olması gereken bu.

Sen köprü yapıyorsun daha doğrusu yaptırıyorsun. 10 köprü parası veriyorsun sonra geçiş garantisi veriyorsun üstüne. Geçilmeyen kişilerin parasını ödüyorsun. Bu kafa ile yatırım olmaz. Sonuç köprü yaptık. Faydası var ama ülkenin gelişimi için faydalı mı? Hayır.

Ufak ülke der iken küçük yüz ölçümlü ve nüfuslu demedim.
Yazdığım cümle; "Ufak ülke olunca verime bakarsın. Adamlarda para olunca arazileri küçük bile olsa kullanıyor. "
Bakınız biz. Ufak ülkeyiz. Arazi olarak mı? Hayır.
Anlamınız için söyle yazayım; Türkiye olunca verime bakarsın, Almanya olunca arazin küçük olsa bile kullanır"

" Karşılaştırma noktanız yanlış. Olaya tam hakim değilsiniz gibi ve bu nedenle objektif bakamıyorsunuz."

Sizden 2 cümle arasındaki bağlantıyı göremiyorsunuz. Bir konuda bodoslama herkes gibi yazı yazmam. Zaten bunu uzunca bir zaman düşünmüş az daha olsa araştırma yapmışımdır. Yukarıda bir video attım. Dere nehir kenarında bir ev istiyorum emekli olunca. 15 sene kaldı. Nedeni ise bu şekilde kendi elektriğimi sağlamak.


Sizce demek istediğim bu mu? Çok yüzeysel bakıyorsunuz sizde.

Bakın bir teknoloji geliştirilmiş. Bunu iyi yönde kullanılacak tabii. Ama eksileri daha önemli ki elimizde örnekleri var. Mesela silah yapılmasın. Mesela santral yapılırken çok katı kurallar getirilsin. Özellikle deprem bölgelerine yapılmasın gibi. Fukuşima I Nükleer Santrali kazaları - Vikipedi




Çelişki yok. 2. cümleyi okumadan bir düşünmeden insanlar cevap verirse çelişki görür.

Algılamaz. Çünkü insanın yapısında kendini haklı gösterme iç güdüsü vardır. Kazanma arzusu. Algılamak istemez. Verimliliğin küçük ülkelerde, bak yine algılamayacaksınız. Söyle yazayım size. Verimliliğin Türkiye'de karşılığı paradır. Olmak zorundadır. Para kazanamadığı bir dünyada hayatta kalamaz.

Şimdi siz "Siz, verimliliğe para odaklı bakarak baştan en büyük yanlışı yapıyorsunuz." yazarsanız size bundan sonra cevap yazma gereği duymam.

Verimlilik girdi ve çıktılardan ibarettir. Ülkemizde yıllardır giren birşey yok. Devamlı çıkıyor. Ama gel gör ki giren halka oluyor.

PS: Tartışma ortamı yaşamak istemiyorum. Siz beni alıntıladınız cevap verdim. Tekrar alıntıladınız cevap verdim. Buna rağmen sizin gördüğünüz çelişki ve algılayamama. Sizi de böyle kabul etmek lazım. Bundan sonra cevap yazmayacağım. İyi forumlar.
 
@İbrahim Zdemir hocam dediklerinize harfi harfine katılıyorum ancak Türkiye’nin şu anda füzyon enerjisine yatırım yapacak beyin takımının ve altyapısının eksikliği sebebiyle çok zorlanacağı kanaatindeyim. Türkiye’nin çoğu yerindeki güneş tarlalarını gezmiş bir mühendis adayı olarak söylemeliyim ki bence Türkiye, şu anda füzyondan çok yenilenebilir enerjiye yönelmeli. Güneyimizde yılın 9 ayında güneş alan şehirlerimiz var ve yüksek verim ile uzun vadede* sıfır emisyon(*panellerin ilk üretimini hesaba katarsak yılda neredeyse termik santral ile aynı) yoluna ilerlemenin daha iyi bir yatırım olacağı kanaatindeyim. Fakat bu füzyon üzerine gitmeyeceğimiz anlamına da gelmez. Şahsen füzyon üzerine yüksek lisans yapmayı planlıyorum. Türkiye’de nükleerin eksikliği yıllardır hissediliyor fakat enerjide Türkiye artık darboğaza giriyor. Kısa vadede çözüm olarak füzyon, uzun vadede sıfır emisyon modeliyle komponentlerinin üretiminde de neredeyse sıfır emisyon olarak yenilenebilir enerjiye yatırım yapmamızın gerekli olduğu kanaatindeyim. Avrupa bize pek denk değil. Avrupa enerji darboğazını bizden 50-60 yıl önce aştı.
 
Bizim bereketli topraklarımız neden işlenmiyor? Besicimiz neden çiftliğini kapatıp gidiyor? Bu kadar genç nüfuzla evde neden tencere kaynamıyor? Bu soruların cevabı neyse sizin sorunuzun cevabı o? Hala anlamadıysanız zevkle açıklarım
 
Çoğu ülkelerde nükleer güç var ama Türkiye'de neden yok?

Vakti zamanında Küba'ya Sovyetlerin füze yerleştirmesinden mütevellit Amerika Birleşik devletleri , Türkiye'ye füze yerleştirdi , daha doğrusu bunlar uçaktan atılan nükleer başlıklar bombardıman uçakları ile .

İşbu nükleer başlıklar İncirlik üssünde Amerika birleşik Devletleri'nin elinde bulunmaktadır .

Dünya'da nükleer silahlı devletler antlaşması , dehşet denge politikası , Nükleer silahsızlandırma ve bilumum peşi sıra antlaşmalar neticesinde ... Nükleer silahlı devlet olarak hatırladığım kadarıyla beş devlet sonra eklendi , bu devletler haricinde bir nükleer başlık yasaklandı .

Uranyum zenginleştirme ve benzeri daha bir çok işlemin yapılabilmesi için , yetişmiş bir kadronun yanı sıra ; hali hazırda mevcut sürüyle fabrika işletme ve benzeri daha bir çok faktörün olması gerekmektedir .

Türkiye ise bu sektörlerde hiçbir zaman atılım gösteremediği ve ne yazık ki ; Yabancı ülkelerin tekelinde ve iradesinde sürekli politika güttüğü için bunu yapamamıştır .

Örneğin Türkiye'nin hava savunma sahası elek gibidir , Almanya'dan radar dilenmiştir , Amerika'dan da öyle .

Çünkü hayat bizim kandırılmamızdan ibaret değildir , Çünkü yöneticilerimiz her zaman ve her şekilde bizlere yalan söyler , Yabancı iştiraklerde işine geldiği için ; bu yalanları destekler abartır .. Yabancıların güttüğü yöneticilerimizle güdülürüz .

Türkiye'nin asıl sorunu ; sürekli hezimete uğraması ve hiçbir zaman bir irade ortaya koyamaması ; fakat yabancı iştirakler ve ülkeler yaptıkları kamu diplomasisi ve politik manevra desteklerle ; Türkiye'nin bu durumda kalmasını sağlar . Yöneticilerin de işine gelmektedir . Bu sayede her yere bayrak dikip herkesi yenmektedir algısıyla insanları kandırmaktadır .

Bu gerçeği yakın zamanda anlayanlar ; başkalarına da anlatamazlar . Karşılarına o zaman bizim bordo berelilerimiz amerikaya bayrak diker , Sat komandalarımız bütün hepsini ezer geçer , ve daha bilumum saçmalıkla karşılarına dikelirler . Ve Yabancılarda bazen bu argümanları destekleyerek ; Türkiye'yi bu şekilde tam bir zayıflık içinde bırakırlar .
 
Allah'tan yok bir tarafımızda bu kafa ile patlayabilir bir şeyi beceremediğimizden dolayı.
Nato'nun(Abd'nin yani) nükleerlerinin bazıları bizim topraklarda bulunuyor. 50 adet gibi bir şeydi hatta.

Nükleer güçten nükleer silahın kastedildiğini düşünerek bunu yazdım. Öyle değilse bu mesajı mazur görün.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…