Türkiye'yi Gelişmekte Olan Ülkelerle Karşılaştırılması

E dostum bu eğitim sistemiyle ne yapalım?, inşaat mühendisi oldun diyelim yoksulluk sınırının altında 8k'ya çalışıyorsun, o da iş bulabilirsen. Bulamassan askeri ücret devam. Bir yerlere gelebilen de dış ülkeler de.
Arkadaş kendini tanrı sanıyor. Bir de kalkmış kendisine laf ediyor. Yok neymiş yeni nesil öyle böyle. Kendisi 15 yaşında.
 
Açıkçası söyleyeyim, en beğenmediğim kuşak Z kuşağı. Bana vatan millet sevgisi olan ve ülkesi için çabalamak isteyen 1 tane Z kuşaklı insan gösterebilir misin? Hepsinin işi ya hükümete ya millete ya da milli ve dini değerlerle alay etmek. Hepsi eğlence, refah, rahatlık istiyor. Kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Sadece popüler kültürle yetiştikleri için diğer kuşaklara göre daha ''modernler''.
Hangi insan refah, eğlence ve rahatlık istemez ki? Daha refah bir şekilde yaşayabileceğim bir ülkeye gidebiliyorsam gerisi beni alakadar etmez.
 
Türkiye’yi, Amerika ile karşılaştırmama tepki geldi. Bende Türkiye’yi, gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırıyorum.

ENFLASYON: İŞSİZLİK: FAİZ:

Türkiye: %17,14 Türkiye: %28 Türkiye: %19

Brezilya: %6,1 Brezilya: %14,4 Brezilya: %2,75

Meksika: %4,6 Meksika: %3,9 Meksika: %4

Endonezya: %1,4 Endonezya: %7 Endonezya: %3,5

Bulgaristan: %0,6 Bulgaristan: %6,5 Bulgaristan: %0

Güney Afrika: %3,2 Güney Afrika: %32,5 Güney Afrika: %3,5



Kişi Başı Düşen Milli Gelir: Brüt Döviz Rezervi:

Türkiye: 8600 dolar Türkiye: 88 milyar dolar (altın rezervler dahil)

Brezilya: 9100 dolar Brezilya: 347 milyar dolar (altın rezervler dahil değil)

Meksika: 9480 dolar Meksika: 200 milyar dolar (altın rezervler dahil değil)

Endonezya: 4000 dolar Endonezya: 137 milyar dolar (altın rezervler dahil değil)

Bulgaristan: 9500 dolar Bulgaristan: 32 milyar dolar (altın rezervler dahil değil)

Güney Afrika: 6000 dolar Güney Afrika: 53 milyar dolar (altın rezervler dahil değil)



Brezilya’daki asgari ücretli çalışan 4,8 ayda S21 ultra telefonu alabilir. Bulgaristan’da asgari ücretle 3,5 ayda s21 ultra alınabilir. Türkiye’de asgari ücretli çalışan 5,3 ayda alabilir. “Amerika ile Türkiye karşılaştırman saçma” olmuş diyen ultra zeki kardeşlerime gelsin. Bulgaristan ve Romanya 2002 yılında bizden daha düşük kişi başı düşen milli gelire sahipti. Şimdi ise bizden daha yüksek kişi başı düşen mili gelire sahip.

2002 Kişi Başı Düşen Milli Gelir 2020 Kişi Başı Düşen Milli Gelir

Türkiye: 3500 dolar Türkiye: 8600 dolar

Romanya: 1950 dolar Romanya: 12620 dolar

Bulgaristan: 1970 dolar Bulgaristan: 9570 dolar

SONUÇ: Gelişmekte olan ülkelere göre gerideyiz.
Kısacası durum aynı 'Hayvan Çiftliği' kitabındaki gibi. Halka geçmişin bugünden daha iyi olmasına rağmen bugünün geçmişten daha iyi olduğu inandırılıyor. Hatta geçmişte o günleri yaşayanlar bile inanıyordu oradaki at kardeşimiz gibi.
 
Kısacası durum aynı 'Hayvan Çiftliği' kitabındaki gibi. Halka geçmişin bugünden daha iyi olmasına rağmen bugünün geçmişten daha iyi olduğu inandırılıyor. Hatta geçmişte o günleri yaşayanlar bile inanıyordu oradaki at kardeşimiz gibi.
Aslında ben de bu görüşe katılıyorum. Geçmişte en azından belki zengin değildik ama daha mutlu bir halkımız vardı. Şimdi umudumuzu, gençliğimizi, geleceğimizi kaybediyoruz.
 
Demek istediğim şey refah istemek herkesin hakkı da herkes sadece söyleniyor. Az çabalasanız da en azından şu anki hükümet yerine işe yarayan bir hükümeti getirsek. Ülkeden gitsem de kurtulsam diye düşünmenin hiçbir mantığı yok.
Geçmiş neslin bıraktığı gereksiz korku yüzünden söylenmekle yetiniyor olabilirler belki. Çaba olarak ne beklediğinize bağlı orası da garip bir nokta zira çevremde bu durumdan şikayetçi olup elinden geldiği kadar sesini duyurmaya çalışan, oy kullanan ve okuyup kendini geliştirmeye çalışan insan mevcut. Ülkeden kaçıp kurtulmayı istemek kadar doğal bir şey yok mu sizce de? Tahmini ortalama 60 senelik ömrümün en güzel zamanlarını ben neden bir başkası sefa çeksin diye harcayayım? Benim hakkım değil mi en yeni teknolojiye daha rahat ulaşmak? Hakkım değil mi yaşama hakkım, barınma hakkım, eğitim hakkım, sağlık hakkım ve diğer haklarımı insanlarla ''köle'' gibi yarıştırılmadan, gençliğimi çürütmeden, saçımı yolmadan elde etmek? Diğer ülkelerde de elbette bu rekabet oluyor fakat insan olduğunun farkına vardığı zamanlarda oluyor. Elbette çalışmak çabalamak ülke için bir şeyler yapmak gerekiyor fakat yaptığın uğraşların çabasız kalması, bir başkası tarafından sömürülmesi veyahut anlamsız bir biçimde yerinde oturup ''torpil veya akraba'' muhabbetinden senin aslında uğruna ömrünü çürüttüğün yerlere gelmesi zorunuza gitmez miydi? Soruyorum, siz böyle bir düzen için çabalamak ister miydiniz? Şahsen ben gururuma yediremiyorum bu durumu. Türkiye vatandaşı olarak mutlu değilim ve bu düzen değişmediği sürece mutluda olmayacağım. Her şeyden öte öyle bir sistemin içindeyiz ki temel hak dediğimiz şeylerin bile içinde ''fakir-zengin'' ayrıştırması mevcutken kimse bana çıkıp ''ya devletimiz için çabalayalım'' demesin. Devlet benim yanımda değilse bende yurt dışına kaçmak için elbette fırsat kollarım.
Onun dışında yukarıda yaptığınız ''din ile mizah'' muhabbetine de tam olarak katılmıyorum. Öncelikle işin içinde küfür ve hakaret olan hiç bir şeyin destekçisi değilim onu belirteyim. Şu ülkede en sevmediğim insanlar ''Ben Allah yolundayım'' deyip her fırsatta bunu belirten insanlar maalesef. Elbette layığı ile yaşayan insanlar mevcut onları bir köşeye alıyorum fakat unutmayın ki bu ülkede ne geliyorsa bu düşünce biçiminden başımıza geliyor. Ülkenin bu halde olmasının sebebinin en temelinde din tüccarlığı olduğunu da unutmamak gerekiyor zira bu ülkede verilen oylar son 20 yılda göreceğiniz üzere ''hizmete'' göre değil mensup olduğu dine göre veriliyor. Bu ülkede inanın bana başıma ne geldiyse içinde illa ki din muhabbeti geçmiştir. Beni namaz kılıyorum deyip dolandıran kişide aşırı dindardı, bu günlere gelmemize vesile olan kişide dindardı. Oruçlu ağzımla yalan mı söyleyeceğim deyip hırsızlık yapan insanda dindardı. Kısacası bu tarz mizahların yapılmasının sebebi Z kuşağı değil geçmiş nesildeki insanlar oluyor. Hani derler ya sosyal medyada ''izahı olmayan şeyin mizahı olur'' diye, işte tam olarak bu. Din düşmanı biri asla değilim sadece göründüğünden farklı konuşan insanlara düşmanım. Siyaset öğrenmemesi gereken yaşta siyaset öğrenmek zorunda kaldı bu Z kuşağı dediğiniz kişiler. Ortaokulda yapılan maçlardan sonra ülke hakkında oturup konuştuğumuz günleri bilirim. Kısaca Z kuşağını bu halde olmasının temel sebebi de yine geçmiş neslin dayattığı şeylerden dolayı. Hiç şikayetçi olmasın kimse. Eser, sizin eseriniz.
Yine katıldığım noktalar mevcut sözlerinizde. Yukarıda belirttiğim gibi gereksiz yapılan eleştiri adı altında küfür ve hakarete karşıyım. İki tarafında birbirini anlamamak istemesine karşıyım. Mizah ile hakaret arasındaki ince çizgiyi, eleştiri ile saygısızlık arasındaki ince çizgiyi bilmeyenlere karşıyım.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı