Ubuntu neden kötüleniyor?

Deposunda ya da içeriğinde herhangi bir kapalı kaynak kodlu yazılım ya da firmware bulundurmayan dağıtımlar, FSF tarafından özgür dağıtım olarak nitelendiriyor. Bu FSF'nin kendi tasarrufu ve etiketi. Ama tamamen özgür ya da açık kaynak olan bir dağıtımı kullanmak için özel bir donanım gerekiyor. Çünkü hepimizin kullandığı, GPU (Intel, AMD, Nvidia) sürücülerinin, bir çok kablosuz ağ aygıtı ve diğer bazı donanımların sağlıklı ve yeterli performansta çalışabilmesini, çekirdekte ikili dosya olarak bulunan firmware dosyaları sağlıyor. Bu dosyalar olmadan, donanımlarda ya çözünürlük ya da sağlıklı bağlantı kuramama sorunları ortaya çıkar. Burada denge ya da kabul edilebilirlik, ne oranda kapalı kaynak dosya ya da yazılımlara muhtaç olduğun ya da olmadığın ile ilgili değişir. Mesela ikili firmware dosyası olmadan sağlıklı çalışamayan bir donanım varsa, son kullanıcı açısından bunun kullanılmasının çok önemli olacağını sanmıyorum, aksi durumda zaten Linux dağıtımların zaten düşük olan yaygınlığının binlerce kat daha düşük olması durumu ortaya çıkardı.

Bu açıdan bakıldığında, çoğu son kullanıcı dağıtımı bu ikili firmware dosyaları sisteme kurulu halde geliyor. Çünkü amaçları kullanıcıları bu dosyaların eksikliklerinden kaynaklı sorunlarla buluşturmamak. Bu açıdan bakıldığında, bu tür dağıtımların GNU olarak nitelenip nitelendirilmemesi çok da önemli bir husus değil. Ama mecbur olmadığı halde, özgür bir yazılımın kapalı kaynak bir alternatifini teşvik ediyorsa, bence hatalı bir yaklaşım sergiliyor. Ubuntu depolarında eskiden ücretli yazılımlar vardı, şu an yok diye biliyorum. Zaten bu tür yazılımları kurmak için de bazı depoları etkinleştirmek gerekiyordu. Ama Ubuntu varsayılan olarak, ikili firmware dosyaları haricinde, GNU ile sıkıntı oluşturacak herhangi bir yazılım ya da dosya bulundurmuyor. Taban alan, Linux Mint gibi diğer dağıtımlarda da durum bu. Zaten ikili firmware dosyaları olmadan çalıştıramayacağım bir sistem için, FSF'nin ne dediği pek de umrumda değil ve özellikle bu açıdan bakıldığında, dağıtımların GNU ile çok da çatıştığını düşünmüyorum.

Ubuntu'nun durum biraz farklı, bir çok kişi ideolojik yaklaşımlarla eleştiriyor. Hatta Ubuntu Unity masaüstünü kullanmadığı dönemlerde dahi benzer şekilde eleştiriliyordu. RMS'in eleştirisine sebep olan Amazon eklentisi, Ubuntu'nun Unity masaütü ortamı ile gelemeye başlamıştı. Bu eklenti sayesinde, arama sonuçlarında Amazon üzerinden ürünler gösteriliyordu ve bu eklenti sadece Unity masaüstünde çalışıyordu ve diğer türevlerinde kullanılmıyordu. Ubuntu Unity masaüstünü varsayılan olarak kullanmadan önce, Gnome 2.x sürümle varsayılan olarak geliyordu. Aslında Unity masaüstüde bir Gnome kabuğuydu, sadece pencere yönetici olarak Compiz kullanıyor ve bunun bir eklentisi yardımıyla panel araçları işleniyordu. Sadece bu geçişle bile Ubuntu'yu özgürlükleri kısıtlamakla nitelendiren propangandalar yapılmıştı. Benim açımdan bir dağıtımın istediği masaüstünü kullanmaya karar vermesinin özgürlükle bir alakası yok. Ama topluluğun fikirlerini almaması açısından eleştirilebilir. Bu geçişin akabinde bahsi geçen eklenti çıktı ortaya, aslında veri sızdırma gibi bir işlevi yoktu bunun. İstekler Canonical firmasına ait sunucular üzerinden giderken, sonuçlar doğrudan Amazon üzerinden geliyordu. Yani Amazon firması hangi IP adresine hangi sonuçların gösterildiğini anonim olarak bilebilirdi. Bu açıdan bakıldığında gizlilik için bir sorun hakkında konuşulabilirdi. Zaten arkasında bir firma olması vb. sebeplerle, bazı kullanıcılar tarafından eleştirilen Ubuntu'yu, RMS abartıl biçimde casus yazılım içeriyor şeklinde nitelendirince, bu yaklaşımdaki kullanıcılar tarafından bu nitelendirme kolayca kabul edildi. Bana sorarsan aşırı ve abartılı bulduğum bir nitelemeydi, çünkü vasıfla niteleme gerçekten birebir örtüşmüyor.

Süreç içerisinde Ubuntu; bu kötü namlı varsayılan olarak aktif gelen eklentiyi, önce kullanıcılara tercih olarak sundu. Kullanıcılar bunu açıp katabiliyordu, daha ileriki aşamalarda kurulum sırasında eklenip eklenmemesini soruyordu sanırım (bununla ilgili emin değilim). İşin son noktasında artık bu tür bir eklenti Ubuntu'da mevcut değil. Ama bence en başta yapması gereken, bu eklentinin varsayılan olarak gelmesi yerine tercihli olarak sunulmasıydı. Böyle yapsaydı belki bu kadar eleştirilmezdi.

İşin Bloatware kısmına gelirsek, bu sadece bir kıyaslama. Mesela Ubuntu (ya da başka herhangi bir dağıtım), varsayılan olarak ofis ve çoklu oram dahil hiç bir yazılım ya da paket barındırmayan bir dağıtıma göre bloat (şişkin) olarak nitelendirilebilir. Ama son kullanıcının temel işlevlerini görmesini sağlayan yazılımlar bir çok kesim tarafından da yararlı bulunabilir. Arch gibi kullanıcı istekleriyle şekillenen bir dağıtıma göre, Ubuntu bloat olarak nitelendirilebilir doğal olarak. Ama telefonunu taktığında algılamasını isteyen, yazıcısını taktığında çıktısını alabilmeyi bekleyen birisine göre tam olması gerektiği gibidir.

Bunları Ubuntu üzerinde konuşuyorum, ama amacım Ubuntu'yu savunmak değil, zaten ara sıra ne var ne yok diye bakmak dışında kullandığım ve bana uyan bir dağıtım değil.

Fasıladan sonra devam edersek, şişkin bir dağıtım, bir başka dağıtım yanında şişkin olarak algılanmayabilir. Mesela Manjaro ve diğer Arch tabanlı bir çok dağıtım, Ubuntu'ya göre daha şişkin olarak geliyor. Daha hafif gelenleri de vardı elbet. Yani bu bahsi geçen hususun/kavramın içi, gerçekten oldukça göreceli ve beklentilerle ilgili olarak değişkenlik gösterebilir.

Kendi adıma ben firma eksenli bir dağıtımdan ziyade, topluluk eksenli dağıtımları tercih ediyorum. Gerçi firma eksenli dağıtımların da geniş toplulukları var, bazıları bunları kâale alırken, bazıları almayabiliyor.

Benim açımdan GNU yani özgür yazılımın önemli bir ağırlığı var. Özgür yazılımı öğrendiğimde, FSF ve fikir babası RMS'i tanımıyordum bile, fikir ve paylaşımcılığı hoşuma gittiği için değer vermeye başladım ve özgür yazılımları tercih etmeye başladım. Bu sebeple özgür yazılım adına kimlerin ne dediği, nereye yönelendirdiğini pek umursamıyorum, kişilerden ziyade katkılarına ve paylaşımcılığına değer veriyorum. Bu sebeple mecbur kalmadığım her yazılım çeşidinin özgür olanını tercih ediyorum. Eğer mecbursam, mecbur kaldığım oranda sahipli yazılım kullanabilirim ama hoşnut değilim. Mecbur kaldığımın özgür alternatifini her zaman için beklerim, mevcut olduğunda tercih ederim.

Biraz özetlemeye çalıştım, gece vakti karışıklıklar olmuş ya da mana olarak muallakta kalmış ifadeler ve klavye sürçmeleri olmuş olabilir. İyi geceler.
RMS başlattı bu Ubuntu’yu taşlama trendini. Aynı şeyi yapan o kadar dağıtım vardı ve söylediği o “spyware” tamamen abartıydı. Bu durumda Google Chrome için de spyware diyebiliriz. Üstelik bunu Linux’u son kullanıcıya sunmak için bu kadar yatırım yapan bir şirkete yaptı. İşine geldiğinde yanlış anlaşılmalar yaratacak kelimeler ile ortalığı karıştırmayı çok severken işine gelmeyen yanlış anlaşılmalara sövmediğini bırakıyor. Hele “Apple users are fools” gibi yada özgür olmayan yazılım kullananları köle gibi göstermek gibi agresif bir dil kullanması bugün Vim’in Emacs’ı ezici üstünlükle geçmesinin esas sebebi. GNU deyince milletin bakışı değişiyor artık. FSF’ye geri dönmesi üzücü bir gelişme. Linux’a faydadan çok zararı var o herifin.
 
Normal gündelik işleri yapan bir kullanıcıyım. Beni böyle hesaplayın.

Şöyle diyeyim, ben biraz daha deneyimli bir kullanıcıyım ama daha detaylara girmeden Pop! _OS kurduktan 5 dakika sonra GNOME-Tweaks kilitlenmesi yaşadım. Mint 19.1 sürümünü kullanarak sistemime maintenance yaparken terminali minimize ettiğimde kapanıyordu, Ubuntu 19.10 sürümünü çalıştırdıktan yaklaşık 5 dakika sonra Gparted kilitlendi. Mint 20 versiyonunu açtıktan yaklaşık 5 dakika sonra Technopat'ta gezinirken Firefox kendi kendine kapanmaya başladı. Ben bu sorunların hepsini ilk 5 dakika içinde 5 farklı Ubuntu versiyonunda yaşadım, bu sadece birkaç gün içinde oldu. Böyle 10 yıldan fazla deneyimim var Ubuntu üzerinde. Makul miktarda distrohopping yapmış birisi Ubuntu ve türevlerinden çok daha stabil onlarca dağıtım olduğunu bilir.
 
Çünkü millet Terminal'e gidip 1-2 kod yazmaya üşeniyor.
 
Eğer bahsi geçen buglar çok abartı ya da can sıkıcı değilse ubuntu da kullanılabilir bir dağıtım o zaman.

Bu arada hepsini siz yazdıysanız elinize sağlık.

Aşırı abartı hatalar olduğunu sanmıyorum, daha önceki mesajımda da belirtmiştim. Ubuntu'da rastlayabileceğiniz hataların geneline, diğer dağıtımlarda da rastlamanız olası. Mesela Firefox'ta herhangi bir dağıtımda donma sorunu yaşabilir. Bu tür sorunlar dağıtım kaynaklı da olabilir, donanım kaynaklı da. Bazen tamamen yazılımın sürümden kaynaklı da olabilir, bir sonraki sürümde sorun kendiliğinden çözülebilir, belki farkedilmeyen bir yapılandırmadan kaynaklıdır. Aynı durum Linux dağıtımları dışındaki işletim sistemlerinde de olabilir ayrıca.



Gnome tweaks değil, doğrudan Gnome'un kendisinin donduğu sorunlar da vardır, çözümleri de olabilir.


Bahsedilen sorunların hiç birisinin yaşanmadığı bir dolu sistem de öyle. İnsanlar yerel depoda sunucu kaynaklı oluşan bir sorunu ya da doğrudan disk kaynaklı initram sorununu bile bug olarak nitelendiriyor, gerisini siz düşünün.

Arkadaş yeterince tecrübeli ve kaynakları okuyabildiği halde Steam'i çalıştırmadı, aynısı Ubuntu'da olsaydı yazılacak ilk kelime "Ubuntu bug'lı" olurdu büyük ihtimalle. Çözümü belki kolay, belki zor belki yok, belki donanım, belki yazılım sürümü, belki de kullanıcı hatası olabilir. "Gtk-warnıng **: 15:55:26.248: Cannot open display" Hatası
 
Son düzenleme:
Pop!_OS'e Ubuntu'nun animasyonlusu diyen POP!_OS'u hiç kullanmamıştır.
Ubuntu’da animasyon yok muymuş, anlamadım :D
Arkadaş yeterince tecrübeli ve kaynakları okuyabildiği halde Steam'i çalıştırmadı, aynısı Ubuntu'da olsaydı yazılacak ilk kelime "Ubuntu bug'lı" olurdu büyük ihtimalle.
Sadece /etc/locale.gen dosyasında “en_US-UTF...” diye giden iki satırı bulup başlarındaki # işaretini silmeniz ve komut satırına “locale-gen” yazmanız yeterliydi. Bu bir Steam bug’u.
 
Son düzenleme:
Sadece /etc/locale.gen dosyasında “en_US-UTF...” diye giden iki satırı bulup başlarındaki # işaretini silmeniz ve komut satırına “locale-gen” yazmanız yeterliydi. Bu bir Steam bug’u.
Muhtemelen öyle, Steam Linux'u neredeyse çıktığı zamandan bu yana kullanırım böyle bir problem yaşamadım.
 
X forumda "Pop! _OS nasıldır " dedim.
Çöp dendi. Neden dedim:
Ubuntu'nun animasyonlusu dedi.
Ubuntu'yu sevmiyorlar.
Ubuntu'nun nesi var? Pazarın %23'ünü oluşturan Ubuntu'nun ne kötülüğü var?

Amacım iki forumda kavga çıkarmak sananlar olacaktır öyle bir şey yok. Ana odak noktası Ubuntu. Oranın ismini öylesine verdim.

@runit @342746 @Ali998 @cengover_ekin
Ubuntu kötü değil.
 
Muhtemelen öyle, Steam Linux'u neredeyse çıktığı zamandan bu yana kullanırım böyle bir problem yaşamadım.
Muhtemelen Linux'u İngilizce kullanıyorsun. Ondan kaynaklıdır. Şu an Debian Testing üzerinden yazıyorum ve locale.gen dosyasında sadece şu satır uncomment edilmiş:
en_US.UTF-8 UTF-8
 

Yeni konular

Geri
Yukarı