Nereden başlasam bilemedim vallahi...
Ben burada bu konular üstüne roman yazsam da bu ülkedeki sorunların çözülmesi çok zor.
Adam eğitim görmüyor, gidip mecburen asgari ücrete çalışıyor, geçinemiyor. Sonra neler oluyor sayayım:
- Aile içi şiddet (kadınlar zaten hep kapıya çarpıyor, kocaları dövmüyor)
- Hırsızlık (kredi borcu için hırsızlık yapan polis var bu ülkede, hem de olay yerinde yapıyor)
- Cinayet (kadın cinayetleri, günde kaç tane duyuyorsunuz bir düşünün)
- Harcanan çocukluk dönemi (sokakta yaşayan çocuklar ya hırsız oluyor ya da uyuşturucu bağımlısı)
- Psikolojik sorunlar ve daha birçok şey.
Sorunları biliyoruz, peki bu sorunlar nasıl çözülür ya da azaltılabilir?
İnsanda doğuştan var olan bir davranış biçimi vardır. Ahlak denir buna. Ülkemizdeki çoğu toplumsal sorunun sebebi ahlakın bozulmasıdır. Eline Kuran alıp da kadınlara tecavüz edenlere kim düzgün ahlaklı diyebilir?
Çözüm; şap içirmek ya da direkt hadım etmek. Ciddiyim, gerekli. En iyisi tabii ki idam etmek. Tüm dünya bir pislikten kurtulmuş olur hem.
İşsizlik her daim var olan ve var olmaya devam edecek bir sorundur. Ülkedeki işsizlik oranları zaten gerçeği yansıtmıyor, inanmayın o rakamlara.
Açıklayayım; adam çalışmadan bir yerde sigortalı gözüküyor ve adına her ay prim yatıyor. Gizli çalışan diyorum ben bunlara.
Bir de işsizlik maaşı alabilmek için gerekli şartları tamamladıktan sonra, işveren ile anlaşıp bilerek sigorta çıkışını yapan ve aynı iş yerinde hem işsizlik maaşı hem de normal maaş alarak çalışanlar var, bunlar hem ekonomiye zarar veriyorlar hem de kendilerine, ne için, ayda 805 lira ek maaş için, haksız yere ödediği primlerin bir kısmını geri almak için. Bir hesaplama yazacağım, gerçekten işsiz olmadan işsizlik maaşı alanların verdiği zararını anlayacaksınız:
Her ay bir işçinin maaşından kesilen işsizlik sigortası primi, brüt (asgari) ücretin %3'lük kısmıdır.
(61 TL kesinti demek bu)
İşsizlik maaşı ise en son aldığınız 4 aylık brüt (asgari) ücretin ortalamasının %40'lık kısmıdır. (805-810 TL işsizlik maaşı yani)
Ödediği işsizlik priminin kaç katını aldığını siz hesaplayın ve görün ekonomiye verilen zararı.
İş beğenmeyen çok kişi var ve 30 yaşını geçmemiş 20 yıllık tecrübeli eleman arayan şirketler var. Bu ne lan böyle? Orta yolu bulmak için uğraşan yok hiç. Sonra diyorlar ''işsizlik tavan yaptı'' Tabii yapar iki taraf da elinden geleni yapacak, elini taşın altına sokacak.
Bir de gizli işsizler var; sabah gelir iş yerine öğlene doğru, merhaba merhaba, sonra yemek yer, sonra yalandan 1-2 saat çalışır, kalan zamanında iş harici şeyler ile ilgilenirler ve mesai bitiminde de ''bugün de çok yorulduk'' derler ve eve giderler. Aldıkları para haramdır bunların. Özel şirketlerde bunlar gibi çok çalışan kişi vardır. Devlet dairelerinde de vardır.
Tecavüze fazla değinmeyeceğim, sonra bu yazı uzar gider.
Ekonominin ne olduğu ortada, kurlar ve üretim yapılan sektörler ortada. Ülkede en çok uğraş verilen sektör inşaat sektörü. Bilime gelince para yok. Yerli imalat desen o da yok. Soruyorum evinizde ve günlük hayatta kullandığınız kaç tane eşya hem kaliteli hem de ulusal marka?
Tamam, imal etmeyi bilmiyorsun, bari imalatın nasıl yapıldığını öğrenmeye çalış, ne bileyim bir makineyi ithal ederek mal bedeli için para ödeyeceğine, o makinenin nasıl yapıldığını öğren ve bu teknik bilgi için para ver. Yeter ki yerli üretim artsın.
Bu yönetim ve bu bilinçsiz-bilgisiz halk değişmediği müddetçe bu ülkeden bir şey olmaz.
Yobaz olmakla bir yere varılmaz. İlim-irfan ile dünyayı yönetirsin ama din ile sadece bir toplumu yönetebilir ve yönlendirebilirsin.
Sonumuz hayrola.