Umursanmayan ve sevilmeyen birisine ne tavsiye verirsiniz?

Benzer şekilde genel kültür için kitaplara ve filmlere zaman ayır, genel olarak az ama öz konuş, sözü uzatma ve özellikle söz alamadığın ortamlarda bulunacağım diye vakit kaybetme, ara ara vücuduna çalış, varsa ekran karşısındaki oyunları ve el işini azalt, ucuz da olsa şık giyin, aynalardan uzak durma, düzenli olarak dişlerini fırçala ve duş al. Aile evindeysen olabildiğince evden ayrı kalmak için fırsatlar yarat. Hepsine sahipsen ama iyi bir üniversitede ve şehirde değilsen fazla da kafana takma, sadece menzilini geniş ayarla ama aradığın üniversite ortamını bulamayacağının da farkında ol. O yüzden o vaktini başkaları için harcamak ve kendine hayıflanmak yerine geleceğine yatırım yap, kendine yeni değerler kat. Bunu yaparsan hayat senin için üniversiteden sonra onlarınkinden üç - beş gömlek önde başlar.
 
Yukarıda da belirttiğim üzere;
-Diksiyon, üslup, adap ve erkan bilip uygulamak,
-Maddi, manevi ve kültür anlamında bilgili olmak,
-İyilik adı altında olan, özellikle ''Diğergamlık'' duygusunu ve bunun gibi duyguları kararı şekilde uygulamak,
-Az konuşup çok okumak.
Bu maddelere daha fazlasını da ekleyebilirim ancak bu maddeler diğerlerinin temelini oluşturuyor.
Eyvallah. Adap ve diksiyon konusunda uyguladığımı düşünüyorum.

Benzer şekilde genel kültür için kitaplara ve filmlere zaman ayır, genel olarak az ama öz konuş, sözü uzatma ve özellikle söz alamadığın ortamlarda bulunacağım diye vakit kaybetme, ara ara vücuduna çalış, varsa ekran karşısındaki oyunları ve el işini azalt, ucuz da olsa şık giyin, aynalardan uzak durma, düzenli olarak dişlerini fırçala ve duş al. Aile evindeysen olabildiğince evden ayrı kalmak için fırsatlar yarat. Hepsine sahipsen ama iyi bir üniversitede ve şehirde değilsen fazla da kafana takma, sadece menzilini geniş ayarla ama aradığın üniversite ortamını bulamayacağının da farkında ol. O yüzden o vaktini başkaları için harcamak ve kendine hayıflanmak yerine geleceğine yatırım yap, kendine yeni değerler kat. Bunu yaparsan hayat senin için üniversiteden sonra onlarınkinden üç - beş gömlek önde başlar.
Eyvallah evden kalmak ayri kalmak için nasıl fırsatlar yaratabilirim ki? Çevremde konuştuğum kimse yok dışarıda da tek geziyorum.
 
Son düzenleme:
1674930320382.png


Şaka bir yana derslerine çalış. İyi bir üniversite kazandıktan sonra iyi bir statün olunca(mühendis-doktor vb) çevren olur zaten. O çevre de şu anki berbat çevreden kat daha iyi olur. Kendine odaklan. Kendin dolaş, kitap oku, sinemaya git. Kendini geliştirmeye bak.
 
Eki Görüntüle 1648596

Şaka bir yana derslerine çalış. İyi bir üniversite kazandıktan sonra iyi bir statün olunca(mühendis-doktor vb) çevren olur zaten. O çevre de şu anki berbat çevreden kat daha iyi olur. Kendine odaklan. Kendin dolaş, kitap oku, sinemaya git. Kendini geliştirmeye bak.
Üniversitedeyim zaten hocam.

@Agah gibi knk bu arada sevgili konusundaki görüşünü de almak isterim.
 
Eyvallah. Adap ve diksiyon konusunda uyguladığımı düşünüyorum.

Eyvallah evden kalmak ayri kalmak için nasıl fırsatlar yaratabilirim ki? Çevremde konuştuğum kimse yok dışarıda da tek geziyorum.

Örnek olarak GSM gibi gençlik organizasyonları, diğer üniversitelerdeki kongre, fuar ve etkinlikler (üniversitelerin konukevlerinde veya öğretmen evlerinde ucuza kalabilirsin), Erasmus imkanları, ülke içerisinde kültür ve sanat gezileri/turları, şehir dışında staj ve çalışma potansiyeli. Bunlar bir dereceye kadar seninle bir dereceye kadar maddi güçle alakalı ama sen bir şeyleri böyle sordukça, denedikçe ve inisiyatif aldıkça maddi zorlukların da bir aşamaya kadar üstesinden geliniyor öğrenci standartlarında. Tüm bunlar oldukça hem kendini hem de senin için doğru insanları tanıyacaksın. Üstelik kendini tanıdıkça hayatın hangi noktasında yalnız kalırsan kalsan bu sana bir yük olarak da gelmeyecek, hatta birçok zaman bunu huzurlu bir fırsat olarak bile görebileceksin.
 
Üniversitedeyim zaten hocam.

@Agah gibi knk bu arada sevgili konusundaki görüşünü de almak isterim.
Yukarıda biraz özetlemiştim ancak açmak gerekirse yaşadığım bir olayı ufaktan anlatayım.
Ben yakışıklı bir insan değildim, hala da değilim. Lise dönemimde de kilolarım gereğinden fazlaydı. ''Sevgililik'' denilen ve adından iğrendiğim olguyu yaşayamamanın sebebini fiziki kusurlarıma bağlıyordum. Aşk, gözümü öyle bir kör etmişti ki bir anda 20 kilo verdim ve kendime bir tarz oluşturdum. O zamanlar kendimce açılma yöntemi olarak seçtiğim ''Kitap sayfasına şiir yazma'' yöntemini uyguladım. Kitap ve şiir okuyan bir insan değildim. Kitabı malum kişiye verdim ve okuduktan sonra bir cevap vermesini bekledim. Kitabı okudu ancak şiir hakkında hiçbir şey sormadı. Ne sağa baktı ne de sola. Hep arafta kaldım ve psikolojide terimi geçen ''oneisit'', türkçesiyle ''kadın saplantısı'' denilen algının kölesi oldum. Meslek lisesinde okuduğum için her sabah işe gitmem gerekiyordu. Her sabah işe geç kalan ben, o'nu görmek için yarım saat erken kalkıp o durağa koşardım. Biraz olsun o gözlerine bakmak, gülüşünü duymak için. Corona dönemi isabet edince aramızda ki muhabbet kesildi. Ben o'nu unutmamak için o'na her doğum gününde hediyeler aldım, şiirler yazdım, besteler karaladım, mektup yazdım. Hiçbirini veremedim. Aylar öncesinde o'nu tabir-i caizse hapishane kaçkını, at hırsızı tipli biriyle gördüm. Başımdan aşağı kaynar sular dökülse de aklıma şunu getirdim. Ben o'nu değil, bende kalan hatıralarını sevmişim. Ben ondakileri değil, bende kalan hayalini sevmişim. Şimdilerde ise pek aklıma gelmiyor. Bu bahsettiğim süreç 4 yılı kapsıyor. Çok bir şey yaşanmamış gibi dursa da çok ufak bir kısmını özet olarak geçtim. Neler yaşadığımı bir de o zaman ki bana sorun. Ufakta olsa tavsiye vermem gerekirse; Kesinlikle ama kesinlikle kendinizi tanımadan başkasını tanımaya çalışmayın. Kendinize değer vermeden başkasına değer vermeyin. Ve en önemlisi, kendinizi sevmeden başkasını sevmeyin. Kendinizi bu işlere hazır hissettiğiniz vakit aynı soruyu tekrar sorun. Konu çok teferruatlı olduğu için şimdilik girmiyorum.
 
Dostum çok klişe gelecek ama lütfen bir an önce maddi durumun el veriyorsa spora başla ve kitap okuma alışkanlığı kazan. Spora başlaman senin testosteron seviyeni yükseltecek ve bundan kaynaklı ozguvenin artacak. Aynaya baktığın zaman kendini daha çok beğeneceksin. Bak kimse sana Arnold ol demiyor ama durumun müsaade ediyorsa ilk iş bir spor salonuna yazıl ve gerçekten düzenli olarak devam et.

İkinci yapacağın şey ise kitap okumak olsun, birileriyle bir şeyler yapmak zorunda değilsin. Biliyorum yalnız hissediyorsun, biliyorum arkadaşlarını orada burada gezip eğlenirken senin evde oturman veya tek başına vakit geçirmen seni rahatsız ediyor ama emin ol bunlar yavaş yavaş olacak şeyler. İlk iş olarak kendinle barışık olmayı öğren, kendi benliğinle yalnız kalmaktan ve düşünmekten korkma. Ayrıca yazımın başında belirttiğim gibi kitap okuma alışkanlığı kazanmaya bak. Bol bol kitap oku, emin ol sana çok şey katacak. Gerek diksiyon gerek genel kültür gerek de dünya görüşü olarak seni çok ileriye taşıyacaktır bundan emin ol. Bu arada genellikle bu tarz açılan konulara veya muhabbetlere hiç katılmam-yazmam ama sık sık görmeye başlıyorum ve bundan dolayı daha sonradan konuyu okuyacaklar ve sana yardımcı olması açısından yazıyorum bunları.

Spora başladığın zaman zaten ister istemez sosyalleşmeye başlayacaksın, o fırsatını da iyi kullan. Oradan hiç aklına gelmeyecek insanlarla tanışma fırsatı bulabilirsin. İnsanlara karşı sıcakkanlı ol elinden geldiğince ve ön yargılı davranma. Bunun yanında da kendini küçük görmeyi bırak. Sadece bir şeyleri basarabilecegine inan. Sana bu konu hakkında önerebileceğim bir youtube kanalı var.


Ayriyeten kitap tavsiyesi istersen veya başka bir konu hakkında görüşüme fikrime ihtiyacın olursa veya ne bileyim dertleşmek istersen beni etiketleyebilirsin.
 
Yukarıda biraz özetlemiştim ancak açmak gerekirse yaşadığım bir olayı ufaktan anlatayım.
Ben yakışıklı bir insan değildim, hala da değilim. Lise dönemimde de kilolarım gereğinden fazlaydı. "Sevgililik" denilen ve adından iğrendiğim olguyu yaşayamamanın sebebini fiziki kusurlarıma bağlıyordum. Aşk, gözümü öyle bir kör etmişti ki bir anda 20 kilo verdim ve kendime bir tarz oluşturdum. O zamanlar kendimce açılma yöntemi olarak seçtiğim "Kitap sayfasına şiir yazma" yöntemini uyguladım. Kitap ve şiir okuyan bir insan değildim. Kitabı malum kişiye verdim ve okuduktan sonra bir cevap vermesini bekledim. Kitabı okudu ancak şiir hakkında hiçbir şey sormadı. Ne sağa baktı ne de sola. Hep arafta kaldım ve psikolojide terimi geçen "oneisit", türkçesiyle "kadın saplantısı" denilen algının kölesi oldum. Meslek lisesinde okuduğum için her sabah işe gitmem gerekiyordu. Her sabah işe geç kalan ben, O'nu görmek için yarım saat erken kalkıp o durağa koşardım. Biraz olsun o gözlerine bakmak, gülüşünü duymak için. Corona dönemi isabet edince aramızda ki muhabbet kesildi. Ben O'nu unutmamak için O'na her doğum gününde hediyeler aldım, şiirler yazdım, besteler karaladım, mektup yazdım. Hiçbirini veremedim. Aylar öncesinde O'nu tabir-i caizse hapishane kaçkını, at hırsızı tipli biriyle gördüm. Başımdan aşağı kaynar sular dökülse de aklıma şunu getirdim. Ben O'nu değil, bende kalan hatıralarını sevmişim. Ben ondakileri değil, bende kalan hayalini sevmişim. Şimdilerde ise pek aklıma gelmiyor. Bu bahsettiğim süreç 4 yılı kapsıyor. Çok bir şey yaşanmamış gibi dursa da çok ufak bir kısmını özet olarak geçtim. Neler yaşadığımı bir de o zaman ki bana sorun. Ufakta olsa tavsiye vermem gerekirse; Kesinlikle ama kesinlikle kendinizi tanımadan başkasını tanımaya çalışmayın. Kendinize değer vermeden başkasına değer vermeyin. Ve en önemlisi, kendinizi sevmeden başkasını sevmeyin. Kendinizi bu işlere hazır hissettiğiniz vakit aynı soruyu tekrar sorun. Konu çok teferruatlı olduğu için şimdilik girmiyorum.

Hazırım kanka. Verirsen taktik beklerim.
 
Hazırım kanka. Verirsen taktik beklerim.
Nereden başlasam bilemiyorum ancak ilk vereceğim naçizane tavsiyem kesinlikle dürüst ve empati duygusu yüksek bir insan gibi yetiştirin kendinizi. Hangi taraf olursa olsun kadınlar, ilişki konusunda erkeklerden çok daha üstün şekilde düşünebiliyorlar. Erkeğin bir düşündüğünü kadın 5 defa düşünebiliyor. Bu yüzden kadının karşısında uygulayacağınız davranışları yapmadan önce 2 defa değil 5 defa düşünün. Onun dışında eğer bir kadınla tanıştıysanız ve bu kadınla kafanız uyuşuyorsa dinlemeyi öğrenin. Bol bol konuşmaktan ziyade bol bol dinleyin ve yeri gelince karar şekilde konuşun. Flört aşaması baş gösterdiğinde ise ilgi alakanızı ne az ne de çok gösterin. Fazla gösterirseniz ilgi alakadan bıkabilir ya da kadın ''bu zaten benim cebimde'' diyerek yeni limanlara yelken açmaya çalışabilir. Kaçan kovalanır lafı buradan geliyor zaten. Psikoloji adı altında öğretilen ''Beta'' ve ''Alfa'' terimlerini iyice bir araştırın derim. Maskülen yapınızı hiçbir zaman kaybetmemeniz gerekiyor. Eril halinizden taviz verirseniz kadınların size karşı saygısı azalır ve bu da aranızdaki bağın kopmasına neden olur. Ayrıca hiçbir kadını hayatınızın baş köşesine oturtacak kadar değer vermeyin. Böyle bir şey yaparsanız o'nu sevmekten ziyade kendinize verilen değeri, ilgiyi ve alakayı sevmiş olursunuz. Çıkar ilişkisinden öteye gitmeyen ve bir kaç ay sonra dağılabilecek bir ilişkinin kapısını aralamış olursunuz. Bu kelimeyi kullanmayı sevmesem de ''Sevgililik'' denen aşamaya geçtiyseniz tahammül etmeyi öğrenmek zorundasınız. Burada kadınların özgürlük diye adlandırdıkları giyinme tarzlarını destekleyen bir insan değilim ancak hayatınızda ki kadın sizin sevmediğiniz ve giydiğinde rahatsız hissettiğiniz kıyafetlere dikkat etmek zorundadır. Eğer etmiyorsa empati duygusu gelişmiş bir insan değildir. Karşınıza alıp uygun bir dille bu tarz giyinmesine karşı çıkmadığınızı ancak böyle bir haldeyken rahat ve huzurlu olmadığınızı aynı şekilde mutsuz olduğunuzu o'na belirtirseniz büyük ihtimalle anlayışla karşılayacak ve giyim kuşamına dikkat edecektir. Eğer etmiyorsa bilin ki anlaşma olmayan hiçbir ilişki uzun süre ayakta duramaz. Her ilişki ayrılığıyla beraber gelecektir hayatınıza. Zamanı geldiğinde ayrılığı da kabullenmek zorundasınız. Kimse vazgeçilmez değil. O'nunla doğmadınız ki o'nsuz ölesiniz. Bu bağlamda yapacağınız en iyi şey hayatınızın geri kalanında kendinize daha fazla değer göstermek ve zor da olsa bu sıkıntılı durumdan bir an önce kurtulmaya çalışmaktır. Bu dönemdeyken psikoloji konusuna kafa yormanızı öneririm. Özellikle kadınlara karşı nasıl davranacağınızı atacağım videolardan öğrenerek temelinizi oluşturabilirsiniz.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu videoları sırayla izleyip en azından ilişkilerin içerisinde olan bazı sıkıntılardan sadece birini öğrenip hayatınıza az da olsa yön vermiş olursunuz.
 

Geri
Yukarı