Hoş geldiniz
İncelemeye hoş geldiniz sosyal. Bu incelemeyi daha önce bitirmiştim. Fakat inceleme bitmeden elim yanlışlıkla Enter'a çarpmıştı. Konu onay sürecine geçmişti. Konuyu raporlayıp kaldırılmasını istemiştim. Konu kalkmıştı. Fakat incelemeye dair olan yazıların hepsini kaybetmiştim.
Şimdi tekrardan incelememizi yazacağız. Fakat bu inceleme, eski incelemeye göre daha detaylı olacak. Tabi eski incelemeyi görmediniz, ama inceleme ve makale yazmak hakkında bir sürü araştırma yaptım. Not bile tuttum diyebilirim. Bu en çok özen göstereceğim inceleme olacak. Çünkü ilk defa AAA kalitesinde bir oyun inceleyeceğim. Ama Far Cry 3'ün hakkını yedim. Daha dolu bir inceleme olması lazımdı. Şimdi yeni incelemelerde bunu telafi edeceğim.
Uncharted 4, oylama ile kazanan olmuştu. Bu incelemeden sonra hangi incelemeyi görmek istediğinizi anketten belirtebilirsiniz. Bu sefer en çok oy alan dğer oyunları ekliyorum. İyi olan kazansın.
İncelemeden Önce
İncelemeye geçmeden oyunu iki defa bitirdiğimi belirteyim. Bir kere İngilizce dublajlı Türkçe alt yazı ile, bir defa da Türkçe dublaj olarak bitirmiştim. İlk oynadığım konsol oyunudur. O yüzden biraz fazla puan vereceğim
Puan demişken yeni içeriklere gireceğiz. Bir incelemede öneri almıştım. Oyunun artı ve eksi yanları ve puan olarak belirtirsen daha iyi olur diye bir yorumdu. Öneriyi yapan arkadaşın adını unuttum ama ona buradan teşekkür ediyorum. Bu incelemede bu önerileri uygulayacağım. İnceleme puanı ve artı eksi muhabbetini sona saklayalım ve incelememize başlayalım.
Uncharted 4: A Thief's End İncelemesi
İncelemeye geçmeden önce klasik alt başlıklarımız olacaktır. İlk olarak hikaye, ondan sonra oynanış, grafikler vs. olarak devam edeceğiz. İnceleme adına yeni önerilerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. İncelemenin daha canlı olması için oyunun müziklerini liste yapıp arka planda oynatıyorum. İncelemeyi okurken buraya tıklayarak tam listeyi tek videoda dinleyip okursanız daha verimli olacaktır. Tabi bu isteğe bağlı. Şimdi hikaye kısmına geçelim.
Hikaye
I am a Man of Fortune, and I must seek MY Fortune
-Henry Avery 1694
İlk 3 oyunu oynamamıştım. Fakat hikayelere hakimim. Oralara gidip gelmeler yaşayacağız. Eğer ilk 3 oyunu bilmiyorsanız hikaye kısmını atlamanızı öneririm. Hikayeden bahsederken ufak Spoiler'lar ile karşılaşabilirsiniz. Çünkü oyun hikaye bazlı ilerliyor. Oyun tam 22 bölümden oluşuyor. Eski oyunlarda bu bölümler daha azdı. Bölümlerin uzunlukları oldukça farklı. Bir bölüm 1 saatten uzun sürerken, bir bölüm 10 dakika sürebiliyor. Her bölümü anlatamam tabii ki fakat hikaye hakkında bilginiz olması için ilk 5 bölümü olabildiğince özet geçeceğim. Dediğim gibi Spoiler'lara hazır olun. Neden Sürprizbozan koymuyorsun derseniz, oynanış kısmında bahsedeceğim yerlerde kafanız karışabilir. Oynanış ne alaka derseniz size sabırlı olmanızı söylediğimi var sayın
Şimdi ilk 5 bölümü alt başlıklara ayırıp özetleyelim.
Prologue
Prologue, oyunun giriş kıs mıdır? İlk 5 bölüme ek olarak oyunun başından bahsedelim. Nathan ve Samuel Drake kardeşler, fırtınalı bir denizde bir adaya doğru bot ile ilerlemektedirler. Adaya doğru ilerlerken askerlere karşı bir mücadele vermekteyiz. Bu askerler, oyun boyunca karşımıza çıkacaklardır. Bu askerler oyunda Shorline adında geçmektedir. Devam edelim. Adaya doğru ilerlerken bir devriye botu üstümüze doğru sürer. Bot devrilir ve bir Flashback yaşarız.
Nathan ve Samuel'in Zor Anları
1. Cezbedici Macera
Flashback ardından Nathan'ın çocukluğuna döneriz. Fakat 3. oyundaki halinden daha önceye döneriz.
1980'lerin sonunda, Nathan on üç yaşındayken, Edward adında daha büyük bir çocukla bir gün kavga eder. Sonra Edward, kitaplarından birini alıp ebeveynine hakaret ederek onunla alay eder ve Nathan'ın inzivadan uzaklaştırılmasına yol açar. Yetimhanenin geri kalanıyla gelemez. Rahibe Catherine'den sert bir konuşma aldıktan sonra Nathan, Sam'in ışık işaretlerini fark eder ve onunla buluşmaya gider.
Sam'le buluşan Nathan, kardeşinin ona bir motosiklet hediye edilmeden önce yetimhanenin sınırlarının peşinden gitti, Sam'in ona hediye olarak aldığı ve Sam'in özür dileme yolu olduğunu anladı; Daha sonra Sam, Nathan'ın şok ve dehşetiyle, yeni işi nedeniyle en az bir yıllığına ayrılma niyetini açıkladı. Küçük kardeşini neşelendirmeye çalışan Sam, annelerinin eşyalarının izini sürdüğünü de ortaya çıkardı. Sam, annelerinin eşyalarını almak suretiyle Nathan'ı ikna eder. Ve ikili eşyaları almak için yola çıkarlar.
Genç Nathan Azarlanırken
2. Cehennem
Tekrardan bir Flashback yaşarız. Nathan'In 23 yaşındaki haline geliriz. Kendimizi Panama'da Bir Hapishanede buluruz.
1990'ların sonlarında NAT'e ve Samuel, NAT'e'in Rafe'den hoşlanmamasına ve güvensizliğine rağmen Yüzbaşı Henry Avery'nin kayıp hazinesini ararken Rafe Adler ile yolları birbirine kesişir. Rafe, iş adamı ve soylu bir aileden gelmektedir. Ailesinden kalan servetine daha da servet katmak için hazine avcılığı yapmaktadır. Üçlü, Rafe'nin servetini Panama hapishanesine girmek için rüşvet vermek zorunda kaldılar ve aramalarında onlara yardımcı olması için Vargas adlı bir gardiyanın hizmetlerini satın aldı. Yani üçlümüz hapishaneye girebilmek için para ödediler.
Cezaevinde kaldığı süre içinde NAT'e, Gustavo adında bir mahkum ile kavga eder. Gustavo hapisahendeki en popüler adamdır. Gustavo kavga başlarında gülerken, kafasına aldığı darbe ile gülen yüz kaybolmuştur. Gustavo, daha saldırgan olmuştur. Fakat NAT'e, Gustavo'yu yere serer ve art arda yumruklar. Fakat Vargas kavgayı durdurur. Daha sonra Vargas, NAT'e'İ bir hücreye atar. Buradaki amaç, NAT'e'İn gerçekten suçlu gibi görünmesini sağlamaktır. Yani rol yapıyorlardır.
Nathan ve Gustavo'nun Kavgası
Daha sonra NAT'e, hücreden çıkar. Bir zamanalar hücre olarak kullanılan eski bir kuleye giderler. Fakat Vargas, işlerin farkına varır ve bu işten pay ister. NAT'e kuleye tırmanıp Aziz Dismas'ın haçını bulur. Vargas'a orada hiçbir şey olmadığını söyleyip onu manipüle eder.
Eski Hapishane
Hapishaneye geri dönen NAT'e, bulgularını tartışmak için Sam ve Rafe ile bir araya gelirve sonunda Avery'nin son dinlenme yerinin yakınında, İskoçya'da bir ST Dismas katedrali olduğunu söyler. Üçlü daha sonra Gustavo ve arkadaşları tarafından pusuya düşürülür ve kısa süreli bir kavga çıkar. Vargas ve gardiyan arkadaşları tarafından kavga durduruur. NAT'e'te haçı bulan Vargas, üç hazine avcısını ofisine götürür ve hazinenin% 25'ine söz verilmeden önce onları kandırmakla suçladı; Rafe, Vargas'a yanıt olarak bıçaklayarak öldürür fakat Vargas silahını çıkarıp diğer gardiyanları uyarmayı başarır ve hapishaneden kaçma girişimine yol açar.
Vargas'ın Ölümü
NAT'e, Sam ve Rafe hapishanede ilerlediler, ancak kaçış sırasında, NAT'e'in enkazından daha çok NAT'e'in kederine düşmeden önce Sam, NAT'e'e tutunmaya çalışırken vurulur. Zengin hazine avcısı tarafından kardeşinin öldüğüne ikna olan NAT'e, istemeyerek de olsa hapishaneden Rafe'yi takip etti ve ikisi Vargas'In hazırladığı bot ile kaçtı.
Samuel'in Ölümü
Sonraki aylar boyunca, ikisi bir süre birlikte çalışmaya devam ettiler, ancak sonunda farklı yollara gittiler, NAT'e diğer hazineleri aramaya devam ederken, Rafe Avery'nin hazinesi için sonuçsuz arayışına devam etti. NAT'e sonunda hapishane olayıyla ilgili anılarını bastırdı ve bir daha asla kardeşinden bahsetmedi. Ve bu olaylardan sonra ilk 3 oyunun olayları gerçekleşti.
3, 4 Ve 5. Bölümlerin Özeti
Bu bölümleri neden tek tek anlatmadığımı merak ediyorsanız yanıtlayalım. Bu bölümler birbiri ile bağlantılı ve aralara flashback koyulmamış.
Bu bölümlerde Nathan, normal hayata atılmış ve Elena ile evlenmiştir. Jameson Marine adında bir şirkette ofis işleri ve dalış yapıp malzeme çıkartmaktadır. Çok güzel bir hayatları olsa da Nathan'In içinde hala daha fazlası vardır.
Bu kısımdan sonra ufak bir spoiler vardır. Bu spoilerı sürprizbozan'a ekleyemem çünkü ne olduğunu az çok bilirsiniz. O kısma gelelim.
Nathan bir gün ofiste kaşe basarken bir ziyaretçi ile karşılaşır. Ziyaretçisi Samuel Drake'tir. Kardeşi hayattadır. Samuel, vurulduktan sonra muayne edilmiş ve hücreye tıkılmıştır. Tam 15 yıl yattıktan sonra uyuşturucu kaçakçısı Hector Alcazar'ın yardımı ile hapishanden kaçarlar. Fakat bunun bir bedeli vardır. Alcazar, kaçıştan sonraa yol ortasında durup Sam ile hazine hakkında konuşur. Alcazar, Avery'nin hazinesinin yarısını talep eder ve Sam'e 3 ay mühlet verir. Eğer başka bir yola başvurursa onu her türlü bulacağı hakkında tehdit eder.
Alcazar, Sam'e Tehditkar Davranır
Yani hikayedeki amacımız, Samuel'i kurtarmak için Avery'nin gizli hazinesinin bulmaktır. Fakat bu hazineyi bulmak kolay olmayacaktır. Eski dostumuz Rafe, hala bu hazinenin peşindedir. Ve onun yeni Partneri Nadine Ross ve de onun Shorline ordusuna karşı büyük bir savaş vereceğiz.
Hazinenin Arkasındaki Adam
Hikaye boyunca yolumuz İtalya'ya, oradan İskoçya'ya, oradan Madagaskar'a, ve oradan da Efsanevi Korsan Ütopyası Libertalia'ya yolumuz düşecektir. Bu cezbedici macerayı herkesin bir defa yaşaması lazım bence.
Fakat bu inceleme değil diyebilirsiniz. Dostlar, hikayeyi anlarsak daha iyi bir inceleme verimi alırsınız. O yüzden buraya kadar sıkılmadan okuduysanız beni çok mutlu ettiniz demektir. Sadece uzun yazılar yazdım diye mükemmel bir inceleme demeyin. İçeriğe biraz bakın. Hemen beğenip kaçmayın
Hikayemizi ve amacımızı anladıysak artık oynanış kısmından bahsedebiliriz.
Oynanış
Oynanış kısmını da alt başlıklara böleceğim. Şimdi oynanışın temellerini bahsedeyim.
Oyun bilindiği üzere sadece PS adına çıkarıldı. İlk oynadığım konsol oyunu olduğu için biraz zorlandım. Fakat hareketsel olarak oldukça rahat. Yani bir yerlerle yürümek, tırmanmak oldukça kolay. Benim gibi acemi kişiler bunda sıkıntı yaşamayacaklardır. Fakat silah kullandığımız zaman oldukça zor anlar yaşamıştım. 5. Bölümdeki yerde kanser olmuştum. Sonunda bıkıp otomatik nişanı açmıştım. Fakat öyle oynayınca da oldukça kolay gelmişti.
Oyunda 5 zorluk derecesi var. Kaşif, Kolay, Ortalama, Zor ve Çok zor olmak üzere sayalım. Zorluk adlarını unutmuş olabilirim, affedin. Ben kolay modda oynadım diye hatırlıyorum fakat ortalama da olabilir. Zorluk konusunda sadece düşmanların zorluğu artıyor. Bulmacalara etki etmiyor. Bulmacalara daha sonra değineceğim. Ben aim özürlüsü olduğum için zorluk bana fark etmedi pek.
Bu oyunda diğer oyunlara göre gizliliğe daha fazla önem verilmiş. Yani artık oynanış iki şey üzerine kurulu: Gizlilik ve Sıcak çatışma. Far Cry 3 incelemesinde de aynı bu olaydan bahsetmiştim. Ben Far Cry'a aşina olduğum için oyunu Far Cry 3 oynuyor gibi oynadım. Genelde gizli gittim fakat bazen başaramadığım oluyordu. Fakat oyun bunu çok iyi bir şekilde dengeliyor. İstediğim kadar gizli gitsem de Sıcak çatışmadan kurtulamadığım oluyordu.
Hareketsel Oynanış
Hareket ederek yani silahsız biçimde olan oynanış kısmına detaylı inelim.
Oyunda yürüyüp tırmanma olayı oldukça basit. Öğrenip ustalaşmanız anında olur. Tuş konumu gayet iyi. Oyuna yeni gelen kanca mekaniğinden de bahsedeyim. Kanca ile istediğimiz her yere atlayıp sallanabiliyoruz. Bu kancayı aksiyon sekansları anında kullandığımızda oldukça güzel işler çıkıyor. Bu mekanik oyunu tamamen değiştiriyor mu? Hayır. Fakat eklenmesi hoş olmuş.
Bunun yanında oyunun yarısında aldığımız çivi ile delikli noktaları tutabiliyoruz. Olmasa bile olur dediğim bir eklenti kendisi. Normal oyunlardan aşina olduğumuz siper alma bu oyunda daha başarılı olmuş diyebilirim. Fakat eski oyunlardaki kaçma hareketini bu oyunlarda yapamıyoruz. Eski oyunlarda düşmanlar bize yumruk atarken üçgene basıp sıyrılabilirken, bu oyunda üçgeni sadece kurtulmak için kullanabiliyoruz. Üçgenin eski fonksiyonu olsa daha başarılı olurdu bence. Fakat büyük bir eksi değil. Bunu telafi etmek için yuvarlanma mekaniği eklenmiş. Bununla yumruklardan ve mermilerden yuvarlanarak kaçabiliyoruz. Bunu pek kullanmadım ama acil durumlarda iyi iş çıkartıyor.
Hareketsel oynanışa ek olarak yakın dövüşü de ekleyelim. Bu oyundaki yakın dövüş mekanikleri diğer oyunlara göre daha başarılı. Yumruklar çok iyi oturuyor. Düşmanıma attığım yumruğu kendim atmış gibi hissediyorum. Dövüş animasyonları da oldukça güzel. Yani sadece yumruk olarak gitmiyor. Nathan'In uçan tekme attığına şahit olmuştum. Vuruşlar amatör değil yani. Kurtulma çabası olayından da detaylı bahsedeyim. Düşman size kapma yaptığında üçgene art arda basarsanız Nathan düşmandan çaba ile kurtulur. Bu kurtulma çabası olayını ben çok sevdim. Fakat bazen dert olabiliyor. Gizlilikte de yakın dövüşü kullanabilirsiniz. Düşmanın yanına gelip kareye bastığınızda Nathan düşmanı çekip boynunu kırar. Gizlilikte çok eğlenceli oluyor.
Yeni mekaniklerden de bahsedelim. Bir düşmanın üstüne atlayıp öldürme yapabiliyoruz. Bunun alttan öldürme versiyonu da mevcut. Ve bunları gizlilik çerçevesinde yapıyoruz. Özellikle kanca ile üstten öldürme yapmak çok haz veriyor. Bu iki mekaniği de oldukça beğendiğimi ekleyeyim.
Silahlı Oynanış
Silahların spray oranı oldukça uygun. Otomatik nişan olsa da sekmeyi oldukça hissettim. Otomatik nişanda kafaya vuramamak en büyük dezavantaj. Klasik olarak kafaya vurunca düşman tek yer fakat ben bunun hazzını alamadım. Nişan almak basit olsa da benim için oldukça zorluydu. Kör atış otomatik nişan ile çok güzel kullanılıyor. Fakat basite kaçmayıp nişan ala ala her düşmanı indirdim. Dediğim gibi ilk konsol oyunumdu. O yüzden eleştirmeden önce halimi anlayınız. Silahlar hakkında detaya bir sonraki alt başlıkta değineceğim. Ben genelde Ak 47 kullanırdım. Mermisi kolay bulunuyor ve düşmanı birkaç mermi ile yere seriyor. Tabanca olarak da Para. 45. Yani Colt 1911.
Detaylıca Silahlar
Silah bakımından oyunda çeşitlilik mevcut. Tabanca, tüfek, pompalı, bomba atardan tut her tür silah mevcut. Fakat çeşitliliğin bir sınırı var. Her silah sınıfından sınırlı sayıda silah mevcut. Özellikle av tüfekleri oldukça az. Bir av tüfeği hastası olarak hayal kırıklığına uğradım cidden. Oyunda sadece 3 av tüfeği var. Ve bir tanesi de tabanca biçiminde. Nişancı tüfeklerinde de aynı muhabbet. Sadece iki tane tüfek var. Ama diğer silahların maşallahı var. Bir sürü tüfek mevcut. Tabi ilerleyen bölümlerde bu tüfekler bulunmuyor. Ben XCR tüfeğini oldukça sevmiştim. Fakat ileride hiç karşıma çıkmadı o silah. Vesaire vesaire.
Dürbünü olan silahların dürbününü açıp kullanabiliyoruz. Bunu çok az kullandım. Fakat FN-FAL tüfeği ile kullanmak oldukça hoştu. Bunun yanında silahları kanca ile sallanırken kullanabiliyoruz. Fakat ne kadar isabet eder bilemem. Ben kanca ile fantezi az yapmadım ama
Tabanca kısmında yarı otomatik, seri ve tam otomatik tabancalar mevcut. En çok kullandığımsa Para. 45. Çakma M1911'de diyebiliriz. Seri tabanca olarak Raffica çok kullandım. Fakat otomatik nişan da olsa fena sekiyor. Otomatik olarak Mac- 10 tarzı bir makineli vardı. Adı Forsa idi diye hatırlıyorum. En nefret ettiğim silahtı.
Bunların yanında sarı silah mevzusu var. Sarı renkli silahlar, diğer silahlara göre daha ender bulunuyor ve diğer silahlara göre daha güçlüler. Örneğin ARX-160. Atış hızı çok iyi ve düşmanı anında öldürüyor. Fakat beyaz renkteki silahların kötü olduğu anlamına gelmez bu. Mesela HS39 veya AK-47. Bu silahlar sarı silahlara taş çıkartır. Neden mi? Bulunması çok kolay ve düşmanı birkaç vuruşla yere seriyorlar. Fakat sarı silahlar yeri geldiğinde mükemmeller. Barok. 44 adlı altıpatlar silahı buna örnek olabilir. Her düşmana tek atıyor. Fakat Max 12 mermi alabiliyor ve mermisi zor bulunuyor.
Genel Silahlar
Grafikler Ve Düşman Yerleşmeleri
Grafiksel olarak oyun gerçeği aratmıyor. İlk oynadığımda bunun film olduğunu sanmıştım. Grafiksel olarak en iyi oyun diyebilirim. Ben Max ayarlarda 1080P dev TV'de oynamıştım. Gözlerim cidden bayram etmişti. FPS olarak 60 FPS gibi bir oranda oynamıştım. En şiddetli patlamalarda bile FPS düşüşü yaşamamıştım. Patlama demişken böyle bir efekt görülmemiştir. Patlama efekti bu kadar güzel yapılır mı be! Efsane arkadaş. Onun dışında ışıklandırmalar da mükemmel. Grafiksel olarak tam puanı aldı benden Özellikle Madagaskar'daki volkan gözlerime bayram ettirmişti. Silahların tasarımını beğenmediğimi söyleyeyim. Namludan çıkan ateşe ve mermi izlerine lafım yok. Onlar şahane.
Düşmanların yerleştirilmesi oldukça uygun. Gizliliğe dayalı yerleştirmişler. İşime geldiğini söylemem lazım. Gizlilik adına bir şey yapamayanlar bile bu oyunda rahatça gizli takılabilirler. İsterseniz hiçbir düşmanı öldürmeden bölümü geçebilirsiniz. Şimdi oyunda en çok beğendiğim manzaraları albüm şeklinde size sunmak istiyorum.
Oyundaki Görsel Şölenler
![Screenshot] Uncharted 4, Scotland. Ultrawide wallpaper : PS4](https://i.redd.it/v6wdwhr2pjo41.jpg "Screenshot] Uncharted 4, Scotland. Ultrawide wallpaper : PS4")
İskoçya
Madagaskar-Kral Koyu
Denizde
Libertalia
Bunlar, oyunda en çok hoşuma giden kareler. Tabi ki ekran görüntüsü alma fırsatım olmadı. Ama keşke olsaydı.
Karakterler Ve Vücut Hatları, Mimikler
Karakterlerden ne kadar bahsetmem lazım bilmiyorum, yani kaç senelik seri. Herkes karakterleri az çok tanıyor. Yeni karakterlerde ise Rafe ve Nadine var. Fakat ben sadece Nathan'dan bahsetmek istiyorum.
Nathan, karakter bakımından dengeli bir biçime sahip. Maceraperest ve cesur. Tam bir centilmen, nükteci ve tam bir koruyucu. Kardeşine sadık ve onun için her şeyi yapmaya hazır. 1.80 boyunda 77 kilolu ve atletik bir vücuda sahip. Oyundaki beden hatları çok gerçekçi. Özellikle ellerdeki damarların belirgin olmasına düştüm. Tip olarak oldukça yakışıklı buluyorum. Saç hatları bile çok belirgin.
Profil resmimi bununla bile değiştirebilirim. Çok karizma adam değil mi ya?
Mimik ve vücut hatları bakımından da oldukça başarılı. Sinematik anındaki mimikler ve vücut hatları çok güzel. Özellikle Samuel'in kol kasları çok belirgin.
Ortam Sesleri Ve Müzikler
Ortam sesleri bakımından da başarılı buldum. Korsan ütopyası Libertalia'daki kuş cıvıldamaları, orman sesi ve daha sayamadığım birçok detaylı ses kulağıma çok iyi işledi. Ayak sesinden tutun, kaya sesi, karda yürüme sesi falan hepsi gayet başarılı.
Müzik bakımından da memnun kaldım. 4. bölümde bir sinematikte'ki müziğe düşmüştüm. Adını unuttum bulmaya da üşendim. Fakat aksiyon sekansları anındaki müziklerin yeri ayrı başarılı. Oyunun müziklerini tam liste olarak dinlemek isterseniz aşağıya bırakalım.
Aksiyon Sekansları
Aksiyon sekansları Uncharted'i Uncharted yapan anlardır kesinlikle. Fakat bu kısımda hayal kırıklığına uğradım. Aksiyon sekansları oldukça az. Fakat var olanlar oldukça başarılı. Özellikle Madagaskar kovalamacası efsane bir yere sahip bende. Oyunda saysam en fazla 5 tane aksiyon sekansı vardır. Dediğim gibi olanlara lafım yok. Fakat daha fazla olsaydı oyun daha büyük bir patlama yaşardı diye düşünüyorum.
Araçlar
Araçlardan bahsedip kapanışa geçelim. Eski oyunlarda olmayan yeni bir özelliğimiz araçlar. Oyunda iki tür araç kullanıyoruz. Birisi cip, diğeri de bot. Araçların az olmasına üzüldüm. Mesela cip yerine sade otomobil veya sadece bot yerine devriye botu gibi çeşitlilik olsa daha iyi olurdu. Araçların kullanışı oldukça basit. Özellikle bu araçlar aksiyon sekanslarında oldukça güzel işler başarmış. Şekil üstteki gibi.
Buna ek olarak ufak açık dünyalar eklenmiş. Yani sınırlı bir alanda oynamamız gerekmiyor. Madagaskar'da etrafta hazine toplayabilir veya turlayabilirsiniz. Bu açık dünyalar daha fazla da olabilirdi. Fakat olanlar başarılı.
Kapanış Sözlerim
Oyun tam olarak mükemmel. İlk konsol oyunum olduğu için puan kısmına gelince biraz şişireceğim. Multiplayer kısmını neden ele almadım derseniz; PS elimde sınırlı bir süre kaldı ve MP kısmı için PS Pass diye bir şey istiyordu. O yüzden sadece hikayeyi oynadım. Şimdi oyunun artı ve eksi yanlarına bakalım.
Artılar
* Gerçeğimsi yazılmış karakterler
* Çeşitli Oynanış
* Aksiyon sekansları gayet başarılı
* Grafiksel anlamda oldukça üstün
* Harita dizaynı mükemmel
* Mükemmel müzik ve ses
* Mükemmel efekt
Eksiler
* Aksiyon sekanslarının azlığı
* Oldukça sakin bir oynanış
* Çatışmaların azlığı
* Silahlar yeterli değil
Puan
Son olarak puanlama kısmına gelelim. Oyuna verdiğim puan:
Gücenmek yok. Eksiler kabak gibi. Benim gözümde kusursuz oyun yoktur. Fakat Uncharted 4, akranlarına göre gayet başarılı bir oyun. İnceleme hakkındaki görüşlerinizi, önerilerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. Eğer daha iyi bir öneriniz veya bir sorunuz olursa bana şu posta adresinden ulaşabilirsiniz: [email protected]
İncelememizin sonuna geldik. Beğenilerinizi esirgemeyin. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi günler ve iyi sosyaller.
İncelemeye hoş geldiniz sosyal. Bu incelemeyi daha önce bitirmiştim. Fakat inceleme bitmeden elim yanlışlıkla Enter'a çarpmıştı. Konu onay sürecine geçmişti. Konuyu raporlayıp kaldırılmasını istemiştim. Konu kalkmıştı. Fakat incelemeye dair olan yazıların hepsini kaybetmiştim.
Şimdi tekrardan incelememizi yazacağız. Fakat bu inceleme, eski incelemeye göre daha detaylı olacak. Tabi eski incelemeyi görmediniz, ama inceleme ve makale yazmak hakkında bir sürü araştırma yaptım. Not bile tuttum diyebilirim. Bu en çok özen göstereceğim inceleme olacak. Çünkü ilk defa AAA kalitesinde bir oyun inceleyeceğim. Ama Far Cry 3'ün hakkını yedim. Daha dolu bir inceleme olması lazımdı. Şimdi yeni incelemelerde bunu telafi edeceğim.
Uncharted 4, oylama ile kazanan olmuştu. Bu incelemeden sonra hangi incelemeyi görmek istediğinizi anketten belirtebilirsiniz. Bu sefer en çok oy alan dğer oyunları ekliyorum. İyi olan kazansın.
İncelemeden Önce
İncelemeye geçmeden oyunu iki defa bitirdiğimi belirteyim. Bir kere İngilizce dublajlı Türkçe alt yazı ile, bir defa da Türkçe dublaj olarak bitirmiştim. İlk oynadığım konsol oyunudur. O yüzden biraz fazla puan vereceğim
Puan demişken yeni içeriklere gireceğiz. Bir incelemede öneri almıştım. Oyunun artı ve eksi yanları ve puan olarak belirtirsen daha iyi olur diye bir yorumdu. Öneriyi yapan arkadaşın adını unuttum ama ona buradan teşekkür ediyorum. Bu incelemede bu önerileri uygulayacağım. İnceleme puanı ve artı eksi muhabbetini sona saklayalım ve incelememize başlayalım.Uncharted 4: A Thief's End İncelemesi
İncelemeye geçmeden önce klasik alt başlıklarımız olacaktır. İlk olarak hikaye, ondan sonra oynanış, grafikler vs. olarak devam edeceğiz. İnceleme adına yeni önerilerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. İncelemenin daha canlı olması için oyunun müziklerini liste yapıp arka planda oynatıyorum. İncelemeyi okurken buraya tıklayarak tam listeyi tek videoda dinleyip okursanız daha verimli olacaktır. Tabi bu isteğe bağlı. Şimdi hikaye kısmına geçelim.
Hikaye
I am a Man of Fortune, and I must seek MY Fortune
-Henry Avery 1694
İlk 3 oyunu oynamamıştım. Fakat hikayelere hakimim. Oralara gidip gelmeler yaşayacağız. Eğer ilk 3 oyunu bilmiyorsanız hikaye kısmını atlamanızı öneririm. Hikayeden bahsederken ufak Spoiler'lar ile karşılaşabilirsiniz. Çünkü oyun hikaye bazlı ilerliyor. Oyun tam 22 bölümden oluşuyor. Eski oyunlarda bu bölümler daha azdı. Bölümlerin uzunlukları oldukça farklı. Bir bölüm 1 saatten uzun sürerken, bir bölüm 10 dakika sürebiliyor. Her bölümü anlatamam tabii ki fakat hikaye hakkında bilginiz olması için ilk 5 bölümü olabildiğince özet geçeceğim. Dediğim gibi Spoiler'lara hazır olun. Neden Sürprizbozan koymuyorsun derseniz, oynanış kısmında bahsedeceğim yerlerde kafanız karışabilir. Oynanış ne alaka derseniz size sabırlı olmanızı söylediğimi var sayın
Şimdi ilk 5 bölümü alt başlıklara ayırıp özetleyelim.Prologue
Prologue, oyunun giriş kıs mıdır? İlk 5 bölüme ek olarak oyunun başından bahsedelim. Nathan ve Samuel Drake kardeşler, fırtınalı bir denizde bir adaya doğru bot ile ilerlemektedirler. Adaya doğru ilerlerken askerlere karşı bir mücadele vermekteyiz. Bu askerler, oyun boyunca karşımıza çıkacaklardır. Bu askerler oyunda Shorline adında geçmektedir. Devam edelim. Adaya doğru ilerlerken bir devriye botu üstümüze doğru sürer. Bot devrilir ve bir Flashback yaşarız.
Nathan ve Samuel'in Zor Anları
1. Cezbedici Macera
Flashback ardından Nathan'ın çocukluğuna döneriz. Fakat 3. oyundaki halinden daha önceye döneriz.
1980'lerin sonunda, Nathan on üç yaşındayken, Edward adında daha büyük bir çocukla bir gün kavga eder. Sonra Edward, kitaplarından birini alıp ebeveynine hakaret ederek onunla alay eder ve Nathan'ın inzivadan uzaklaştırılmasına yol açar. Yetimhanenin geri kalanıyla gelemez. Rahibe Catherine'den sert bir konuşma aldıktan sonra Nathan, Sam'in ışık işaretlerini fark eder ve onunla buluşmaya gider.
Sam'le buluşan Nathan, kardeşinin ona bir motosiklet hediye edilmeden önce yetimhanenin sınırlarının peşinden gitti, Sam'in ona hediye olarak aldığı ve Sam'in özür dileme yolu olduğunu anladı; Daha sonra Sam, Nathan'ın şok ve dehşetiyle, yeni işi nedeniyle en az bir yıllığına ayrılma niyetini açıkladı. Küçük kardeşini neşelendirmeye çalışan Sam, annelerinin eşyalarının izini sürdüğünü de ortaya çıkardı. Sam, annelerinin eşyalarını almak suretiyle Nathan'ı ikna eder. Ve ikili eşyaları almak için yola çıkarlar.
Genç Nathan Azarlanırken
2. Cehennem
Tekrardan bir Flashback yaşarız. Nathan'In 23 yaşındaki haline geliriz. Kendimizi Panama'da Bir Hapishanede buluruz.
1990'ların sonlarında NAT'e ve Samuel, NAT'e'in Rafe'den hoşlanmamasına ve güvensizliğine rağmen Yüzbaşı Henry Avery'nin kayıp hazinesini ararken Rafe Adler ile yolları birbirine kesişir. Rafe, iş adamı ve soylu bir aileden gelmektedir. Ailesinden kalan servetine daha da servet katmak için hazine avcılığı yapmaktadır. Üçlü, Rafe'nin servetini Panama hapishanesine girmek için rüşvet vermek zorunda kaldılar ve aramalarında onlara yardımcı olması için Vargas adlı bir gardiyanın hizmetlerini satın aldı. Yani üçlümüz hapishaneye girebilmek için para ödediler.
Cezaevinde kaldığı süre içinde NAT'e, Gustavo adında bir mahkum ile kavga eder. Gustavo hapisahendeki en popüler adamdır. Gustavo kavga başlarında gülerken, kafasına aldığı darbe ile gülen yüz kaybolmuştur. Gustavo, daha saldırgan olmuştur. Fakat NAT'e, Gustavo'yu yere serer ve art arda yumruklar. Fakat Vargas kavgayı durdurur. Daha sonra Vargas, NAT'e'İ bir hücreye atar. Buradaki amaç, NAT'e'İn gerçekten suçlu gibi görünmesini sağlamaktır. Yani rol yapıyorlardır.
Nathan ve Gustavo'nun Kavgası
Daha sonra NAT'e, hücreden çıkar. Bir zamanalar hücre olarak kullanılan eski bir kuleye giderler. Fakat Vargas, işlerin farkına varır ve bu işten pay ister. NAT'e kuleye tırmanıp Aziz Dismas'ın haçını bulur. Vargas'a orada hiçbir şey olmadığını söyleyip onu manipüle eder.
Eski Hapishane
Hapishaneye geri dönen NAT'e, bulgularını tartışmak için Sam ve Rafe ile bir araya gelirve sonunda Avery'nin son dinlenme yerinin yakınında, İskoçya'da bir ST Dismas katedrali olduğunu söyler. Üçlü daha sonra Gustavo ve arkadaşları tarafından pusuya düşürülür ve kısa süreli bir kavga çıkar. Vargas ve gardiyan arkadaşları tarafından kavga durduruur. NAT'e'te haçı bulan Vargas, üç hazine avcısını ofisine götürür ve hazinenin% 25'ine söz verilmeden önce onları kandırmakla suçladı; Rafe, Vargas'a yanıt olarak bıçaklayarak öldürür fakat Vargas silahını çıkarıp diğer gardiyanları uyarmayı başarır ve hapishaneden kaçma girişimine yol açar.
Vargas'ın Ölümü
NAT'e, Sam ve Rafe hapishanede ilerlediler, ancak kaçış sırasında, NAT'e'in enkazından daha çok NAT'e'in kederine düşmeden önce Sam, NAT'e'e tutunmaya çalışırken vurulur. Zengin hazine avcısı tarafından kardeşinin öldüğüne ikna olan NAT'e, istemeyerek de olsa hapishaneden Rafe'yi takip etti ve ikisi Vargas'In hazırladığı bot ile kaçtı.
Samuel'in Ölümü
Sonraki aylar boyunca, ikisi bir süre birlikte çalışmaya devam ettiler, ancak sonunda farklı yollara gittiler, NAT'e diğer hazineleri aramaya devam ederken, Rafe Avery'nin hazinesi için sonuçsuz arayışına devam etti. NAT'e sonunda hapishane olayıyla ilgili anılarını bastırdı ve bir daha asla kardeşinden bahsetmedi. Ve bu olaylardan sonra ilk 3 oyunun olayları gerçekleşti.
3, 4 Ve 5. Bölümlerin Özeti
Bu bölümleri neden tek tek anlatmadığımı merak ediyorsanız yanıtlayalım. Bu bölümler birbiri ile bağlantılı ve aralara flashback koyulmamış.
Bu bölümlerde Nathan, normal hayata atılmış ve Elena ile evlenmiştir. Jameson Marine adında bir şirkette ofis işleri ve dalış yapıp malzeme çıkartmaktadır. Çok güzel bir hayatları olsa da Nathan'In içinde hala daha fazlası vardır.
Bu kısımdan sonra ufak bir spoiler vardır. Bu spoilerı sürprizbozan'a ekleyemem çünkü ne olduğunu az çok bilirsiniz. O kısma gelelim.
Nathan bir gün ofiste kaşe basarken bir ziyaretçi ile karşılaşır. Ziyaretçisi Samuel Drake'tir. Kardeşi hayattadır. Samuel, vurulduktan sonra muayne edilmiş ve hücreye tıkılmıştır. Tam 15 yıl yattıktan sonra uyuşturucu kaçakçısı Hector Alcazar'ın yardımı ile hapishanden kaçarlar. Fakat bunun bir bedeli vardır. Alcazar, kaçıştan sonraa yol ortasında durup Sam ile hazine hakkında konuşur. Alcazar, Avery'nin hazinesinin yarısını talep eder ve Sam'e 3 ay mühlet verir. Eğer başka bir yola başvurursa onu her türlü bulacağı hakkında tehdit eder.
Alcazar, Sam'e Tehditkar Davranır
Yani hikayedeki amacımız, Samuel'i kurtarmak için Avery'nin gizli hazinesinin bulmaktır. Fakat bu hazineyi bulmak kolay olmayacaktır. Eski dostumuz Rafe, hala bu hazinenin peşindedir. Ve onun yeni Partneri Nadine Ross ve de onun Shorline ordusuna karşı büyük bir savaş vereceğiz.
Hazinenin Arkasındaki Adam
Hikaye boyunca yolumuz İtalya'ya, oradan İskoçya'ya, oradan Madagaskar'a, ve oradan da Efsanevi Korsan Ütopyası Libertalia'ya yolumuz düşecektir. Bu cezbedici macerayı herkesin bir defa yaşaması lazım bence.
Fakat bu inceleme değil diyebilirsiniz. Dostlar, hikayeyi anlarsak daha iyi bir inceleme verimi alırsınız. O yüzden buraya kadar sıkılmadan okuduysanız beni çok mutlu ettiniz demektir. Sadece uzun yazılar yazdım diye mükemmel bir inceleme demeyin. İçeriğe biraz bakın. Hemen beğenip kaçmayın
Hikayemizi ve amacımızı anladıysak artık oynanış kısmından bahsedebiliriz.
Oynanış
Oynanış kısmını da alt başlıklara böleceğim. Şimdi oynanışın temellerini bahsedeyim.
Oyun bilindiği üzere sadece PS adına çıkarıldı. İlk oynadığım konsol oyunu olduğu için biraz zorlandım. Fakat hareketsel olarak oldukça rahat. Yani bir yerlerle yürümek, tırmanmak oldukça kolay. Benim gibi acemi kişiler bunda sıkıntı yaşamayacaklardır. Fakat silah kullandığımız zaman oldukça zor anlar yaşamıştım. 5. Bölümdeki yerde kanser olmuştum. Sonunda bıkıp otomatik nişanı açmıştım. Fakat öyle oynayınca da oldukça kolay gelmişti.
Oyunda 5 zorluk derecesi var. Kaşif, Kolay, Ortalama, Zor ve Çok zor olmak üzere sayalım. Zorluk adlarını unutmuş olabilirim, affedin. Ben kolay modda oynadım diye hatırlıyorum fakat ortalama da olabilir. Zorluk konusunda sadece düşmanların zorluğu artıyor. Bulmacalara etki etmiyor. Bulmacalara daha sonra değineceğim. Ben aim özürlüsü olduğum için zorluk bana fark etmedi pek.
Bu oyunda diğer oyunlara göre gizliliğe daha fazla önem verilmiş. Yani artık oynanış iki şey üzerine kurulu: Gizlilik ve Sıcak çatışma. Far Cry 3 incelemesinde de aynı bu olaydan bahsetmiştim. Ben Far Cry'a aşina olduğum için oyunu Far Cry 3 oynuyor gibi oynadım. Genelde gizli gittim fakat bazen başaramadığım oluyordu. Fakat oyun bunu çok iyi bir şekilde dengeliyor. İstediğim kadar gizli gitsem de Sıcak çatışmadan kurtulamadığım oluyordu.
Hareketsel Oynanış
Hareket ederek yani silahsız biçimde olan oynanış kısmına detaylı inelim.
Oyunda yürüyüp tırmanma olayı oldukça basit. Öğrenip ustalaşmanız anında olur. Tuş konumu gayet iyi. Oyuna yeni gelen kanca mekaniğinden de bahsedeyim. Kanca ile istediğimiz her yere atlayıp sallanabiliyoruz. Bu kancayı aksiyon sekansları anında kullandığımızda oldukça güzel işler çıkıyor. Bu mekanik oyunu tamamen değiştiriyor mu? Hayır. Fakat eklenmesi hoş olmuş.
Bunun yanında oyunun yarısında aldığımız çivi ile delikli noktaları tutabiliyoruz. Olmasa bile olur dediğim bir eklenti kendisi. Normal oyunlardan aşina olduğumuz siper alma bu oyunda daha başarılı olmuş diyebilirim. Fakat eski oyunlardaki kaçma hareketini bu oyunlarda yapamıyoruz. Eski oyunlarda düşmanlar bize yumruk atarken üçgene basıp sıyrılabilirken, bu oyunda üçgeni sadece kurtulmak için kullanabiliyoruz. Üçgenin eski fonksiyonu olsa daha başarılı olurdu bence. Fakat büyük bir eksi değil. Bunu telafi etmek için yuvarlanma mekaniği eklenmiş. Bununla yumruklardan ve mermilerden yuvarlanarak kaçabiliyoruz. Bunu pek kullanmadım ama acil durumlarda iyi iş çıkartıyor.
Hareketsel oynanışa ek olarak yakın dövüşü de ekleyelim. Bu oyundaki yakın dövüş mekanikleri diğer oyunlara göre daha başarılı. Yumruklar çok iyi oturuyor. Düşmanıma attığım yumruğu kendim atmış gibi hissediyorum. Dövüş animasyonları da oldukça güzel. Yani sadece yumruk olarak gitmiyor. Nathan'In uçan tekme attığına şahit olmuştum. Vuruşlar amatör değil yani. Kurtulma çabası olayından da detaylı bahsedeyim. Düşman size kapma yaptığında üçgene art arda basarsanız Nathan düşmandan çaba ile kurtulur. Bu kurtulma çabası olayını ben çok sevdim. Fakat bazen dert olabiliyor. Gizlilikte de yakın dövüşü kullanabilirsiniz. Düşmanın yanına gelip kareye bastığınızda Nathan düşmanı çekip boynunu kırar. Gizlilikte çok eğlenceli oluyor.
Yeni mekaniklerden de bahsedelim. Bir düşmanın üstüne atlayıp öldürme yapabiliyoruz. Bunun alttan öldürme versiyonu da mevcut. Ve bunları gizlilik çerçevesinde yapıyoruz. Özellikle kanca ile üstten öldürme yapmak çok haz veriyor. Bu iki mekaniği de oldukça beğendiğimi ekleyeyim.
Silahlı Oynanış
Silahların spray oranı oldukça uygun. Otomatik nişan olsa da sekmeyi oldukça hissettim. Otomatik nişanda kafaya vuramamak en büyük dezavantaj. Klasik olarak kafaya vurunca düşman tek yer fakat ben bunun hazzını alamadım. Nişan almak basit olsa da benim için oldukça zorluydu. Kör atış otomatik nişan ile çok güzel kullanılıyor. Fakat basite kaçmayıp nişan ala ala her düşmanı indirdim. Dediğim gibi ilk konsol oyunumdu. O yüzden eleştirmeden önce halimi anlayınız. Silahlar hakkında detaya bir sonraki alt başlıkta değineceğim. Ben genelde Ak 47 kullanırdım. Mermisi kolay bulunuyor ve düşmanı birkaç mermi ile yere seriyor. Tabanca olarak da Para. 45. Yani Colt 1911.
Detaylıca Silahlar
Silah bakımından oyunda çeşitlilik mevcut. Tabanca, tüfek, pompalı, bomba atardan tut her tür silah mevcut. Fakat çeşitliliğin bir sınırı var. Her silah sınıfından sınırlı sayıda silah mevcut. Özellikle av tüfekleri oldukça az. Bir av tüfeği hastası olarak hayal kırıklığına uğradım cidden. Oyunda sadece 3 av tüfeği var. Ve bir tanesi de tabanca biçiminde. Nişancı tüfeklerinde de aynı muhabbet. Sadece iki tane tüfek var. Ama diğer silahların maşallahı var. Bir sürü tüfek mevcut. Tabi ilerleyen bölümlerde bu tüfekler bulunmuyor. Ben XCR tüfeğini oldukça sevmiştim. Fakat ileride hiç karşıma çıkmadı o silah. Vesaire vesaire.
Dürbünü olan silahların dürbününü açıp kullanabiliyoruz. Bunu çok az kullandım. Fakat FN-FAL tüfeği ile kullanmak oldukça hoştu. Bunun yanında silahları kanca ile sallanırken kullanabiliyoruz. Fakat ne kadar isabet eder bilemem. Ben kanca ile fantezi az yapmadım ama
Tabanca kısmında yarı otomatik, seri ve tam otomatik tabancalar mevcut. En çok kullandığımsa Para. 45. Çakma M1911'de diyebiliriz. Seri tabanca olarak Raffica çok kullandım. Fakat otomatik nişan da olsa fena sekiyor. Otomatik olarak Mac- 10 tarzı bir makineli vardı. Adı Forsa idi diye hatırlıyorum. En nefret ettiğim silahtı.
Bunların yanında sarı silah mevzusu var. Sarı renkli silahlar, diğer silahlara göre daha ender bulunuyor ve diğer silahlara göre daha güçlüler. Örneğin ARX-160. Atış hızı çok iyi ve düşmanı anında öldürüyor. Fakat beyaz renkteki silahların kötü olduğu anlamına gelmez bu. Mesela HS39 veya AK-47. Bu silahlar sarı silahlara taş çıkartır. Neden mi? Bulunması çok kolay ve düşmanı birkaç vuruşla yere seriyorlar. Fakat sarı silahlar yeri geldiğinde mükemmeller. Barok. 44 adlı altıpatlar silahı buna örnek olabilir. Her düşmana tek atıyor. Fakat Max 12 mermi alabiliyor ve mermisi zor bulunuyor.
Genel Silahlar
Grafikler Ve Düşman Yerleşmeleri
Grafiksel olarak oyun gerçeği aratmıyor. İlk oynadığımda bunun film olduğunu sanmıştım. Grafiksel olarak en iyi oyun diyebilirim. Ben Max ayarlarda 1080P dev TV'de oynamıştım. Gözlerim cidden bayram etmişti. FPS olarak 60 FPS gibi bir oranda oynamıştım. En şiddetli patlamalarda bile FPS düşüşü yaşamamıştım. Patlama demişken böyle bir efekt görülmemiştir. Patlama efekti bu kadar güzel yapılır mı be! Efsane arkadaş. Onun dışında ışıklandırmalar da mükemmel. Grafiksel olarak tam puanı aldı benden
Özellikle Madagaskar'daki volkan gözlerime bayram ettirmişti. Silahların tasarımını beğenmediğimi söyleyeyim. Namludan çıkan ateşe ve mermi izlerine lafım yok. Onlar şahane.
Düşmanların yerleştirilmesi oldukça uygun. Gizliliğe dayalı yerleştirmişler. İşime geldiğini söylemem lazım. Gizlilik adına bir şey yapamayanlar bile bu oyunda rahatça gizli takılabilirler. İsterseniz hiçbir düşmanı öldürmeden bölümü geçebilirsiniz. Şimdi oyunda en çok beğendiğim manzaraları albüm şeklinde size sunmak istiyorum.
Oyundaki Görsel Şölenler
İskoçya
Madagaskar-Kral Koyu
Denizde
Libertalia
Bunlar, oyunda en çok hoşuma giden kareler. Tabi ki ekran görüntüsü alma fırsatım olmadı. Ama keşke olsaydı.
Karakterler Ve Vücut Hatları, Mimikler
Karakterlerden ne kadar bahsetmem lazım bilmiyorum, yani kaç senelik seri. Herkes karakterleri az çok tanıyor. Yeni karakterlerde ise Rafe ve Nadine var. Fakat ben sadece Nathan'dan bahsetmek istiyorum.
Nathan, karakter bakımından dengeli bir biçime sahip. Maceraperest ve cesur. Tam bir centilmen, nükteci ve tam bir koruyucu. Kardeşine sadık ve onun için her şeyi yapmaya hazır. 1.80 boyunda 77 kilolu ve atletik bir vücuda sahip. Oyundaki beden hatları çok gerçekçi. Özellikle ellerdeki damarların belirgin olmasına düştüm. Tip olarak oldukça yakışıklı buluyorum. Saç hatları bile çok belirgin.
Profil resmimi bununla bile değiştirebilirim. Çok karizma adam değil mi ya?
Mimik ve vücut hatları bakımından da oldukça başarılı. Sinematik anındaki mimikler ve vücut hatları çok güzel. Özellikle Samuel'in kol kasları çok belirgin.
Ortam Sesleri Ve Müzikler
Ortam sesleri bakımından da başarılı buldum. Korsan ütopyası Libertalia'daki kuş cıvıldamaları, orman sesi ve daha sayamadığım birçok detaylı ses kulağıma çok iyi işledi. Ayak sesinden tutun, kaya sesi, karda yürüme sesi falan hepsi gayet başarılı.
Müzik bakımından da memnun kaldım. 4. bölümde bir sinematikte'ki müziğe düşmüştüm. Adını unuttum bulmaya da üşendim. Fakat aksiyon sekansları anındaki müziklerin yeri ayrı başarılı. Oyunun müziklerini tam liste olarak dinlemek isterseniz aşağıya bırakalım.
Aksiyon Sekansları
Aksiyon sekansları Uncharted'i Uncharted yapan anlardır kesinlikle. Fakat bu kısımda hayal kırıklığına uğradım. Aksiyon sekansları oldukça az. Fakat var olanlar oldukça başarılı. Özellikle Madagaskar kovalamacası efsane bir yere sahip bende. Oyunda saysam en fazla 5 tane aksiyon sekansı vardır. Dediğim gibi olanlara lafım yok. Fakat daha fazla olsaydı oyun daha büyük bir patlama yaşardı diye düşünüyorum.
Araçlar
Araçlardan bahsedip kapanışa geçelim. Eski oyunlarda olmayan yeni bir özelliğimiz araçlar. Oyunda iki tür araç kullanıyoruz. Birisi cip, diğeri de bot. Araçların az olmasına üzüldüm. Mesela cip yerine sade otomobil veya sadece bot yerine devriye botu gibi çeşitlilik olsa daha iyi olurdu. Araçların kullanışı oldukça basit. Özellikle bu araçlar aksiyon sekanslarında oldukça güzel işler başarmış. Şekil üstteki gibi.
Buna ek olarak ufak açık dünyalar eklenmiş. Yani sınırlı bir alanda oynamamız gerekmiyor. Madagaskar'da etrafta hazine toplayabilir veya turlayabilirsiniz. Bu açık dünyalar daha fazla da olabilirdi. Fakat olanlar başarılı.
Kapanış Sözlerim
Oyun tam olarak mükemmel. İlk konsol oyunum olduğu için puan kısmına gelince biraz şişireceğim. Multiplayer kısmını neden ele almadım derseniz; PS elimde sınırlı bir süre kaldı ve MP kısmı için PS Pass diye bir şey istiyordu. O yüzden sadece hikayeyi oynadım. Şimdi oyunun artı ve eksi yanlarına bakalım.
Artılar
* Gerçeğimsi yazılmış karakterler
* Çeşitli Oynanış
* Aksiyon sekansları gayet başarılı
* Grafiksel anlamda oldukça üstün
* Harita dizaynı mükemmel
* Mükemmel müzik ve ses
* Mükemmel efekt
Eksiler
* Aksiyon sekanslarının azlığı
* Oldukça sakin bir oynanış
* Çatışmaların azlığı
* Silahlar yeterli değil
Puan
Son olarak puanlama kısmına gelelim. Oyuna verdiğim puan:
Gücenmek yok. Eksiler kabak gibi. Benim gözümde kusursuz oyun yoktur. Fakat Uncharted 4, akranlarına göre gayet başarılı bir oyun. İnceleme hakkındaki görüşlerinizi, önerilerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz. Eğer daha iyi bir öneriniz veya bir sorunuz olursa bana şu posta adresinden ulaşabilirsiniz: [email protected]
İncelememizin sonuna geldik. Beğenilerinizi esirgemeyin. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi günler ve iyi sosyaller.
Son düzenleyen: Moderatör:
