Vicdan ve hayat seçimlerimiz

yesososo

Hectopat
Katılım
17 Mayıs 2020
Mesajlar
3.817
Makaleler
3
Çözümler
12
Birkaç gündür düşünüyorum tüm inandığımız şeylerden kafamızı kaldırıp baktığımızda aslında çoğu zaman mutlak doğru bir şey yok. Mutlak doğru sandığımız şeyi aslında temelde 4-5 kavram oluşturuyor: Yetiştirilme şartları bir nevi benimsediğimiz değerler, inançlarımız, ön yargılarımız, vicdanımız ve toplumun o konu hakkındaki fikri. Basit birkaç örnek vermek gerekirse, insanlar yetişme şekline göre hayatları boyunca seçimler yapıyor, bir hakim davayı kendi kafasındaki davanın yaşanışına ve o anı canlandırarak olayın içindekilerinin psikolojilerine girmeye çalışarak sonucu tayin ediyor inandığı şeyi uygulamaya çalışıyor vicdanından dolayı. Bir seçmen bir partiye oy verirken o parti çok mükemmel olduğundan dolayı oy vermiyor kendini iyi yansıttığını düşündüğü için o partiye oy veriyor kendisi ve çocukları belki de torunları için oy veriyor, vicdanını rahatlatıyor partim kaybetse bile ben bana düşeni yaptım diyor veya ileride öyle düşünmediğinden oy hakkını başka bir şekilde kullanıyor ve yine vicdanı rahatlamış oluyor. Bir dine inananlar o dini aile yapısından gördüğü için inanıyor, herhangi bir ülkenin vatandaşı kendi ülkesinin içinde olduğu herhangi bir polemikte kendi ülkesini savunuyor örneğin Suriye diktası'nın Lübnan'da -aşağı yukarı- 29 yıldır bulunan ordusunu çekince Suriye'li bir insan üzülüyor veyahut sinirleniyor neden peki neden sinirleniyor haklı olduğu için mi? Hayır, inandığı şeyin yenilmesinden dolayı sinirleniyor. Çocukluktan beri gözünde büyüttüğü, büyülendiği şeyin yenilgisine, kaybedişine, vazgeçişine sinirleniyor. Aşık olduğunu düşünen biri, sevdiğini her geçen gün bir önceki günden daha fazla severek vicdanını rahatlığa bırakıyor veya tam tersi ayrılacaksa bu durumun aksine başka bahaneler üretip aynı sonuca varıp yine vicdanını rahatlatmaya çalışıyor. Olayları mutlak doğruluğuna göre değil inanışına ve kendine yani kendi doğrusuna göre yaşıyor. Her insan inandığı şey için yaşıyor ve hayatını inandıkları üzerine şekillendiriyor ve gün sonunda, karanlık olunca vicdanını aydınlıkta tutmayı çabalıyor ve ne zamanki karanlık olduğunda vicdanın da karanlıkta kalmaya başlarsa işte o zaman yeni bir inanışın başladığı an oluyor.
 
Son düzenleme:
Konuya biraz geç katılıyorum ama genede görüşlerimi belirteyim. Hayat biz olduğumuz sürece karmaşıktır. Her şeyi bilincimiz karıştırır ve biz bunu nesnelere vururuz. Bütün yalanları, doğruları, yanlışları biz söyledik. Sadece izah etmekten ibaretiz yoksa etik ve ahlak diye bir şeyin bile olduğuna inanmıyorum.
 
Konuya biraz geç katılıyorum ama genede görüşlerimi belirteyim. Hayat biz olduğumuz sürece karmaşıktır. Her şeyi bilincimiz karıştırır ve biz bunu nesnelere vururuz. Bütün yalanları, doğruları, yanlışları biz söyledik. Sadece izah etmekten ibaretiz yoksa etik ve ahlak diye bir şeyin bile olduğuna inanmıyorum.
Etik ve Ahlakın dönem ve şartlara bağlı değiştiğini ben de düşünüyorum hocam.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı