Zararlı yazılımlar adlarından da anlaşılacağı üzere para, zaman ve emek kayıplarına yol açarlar. Çoğu durumda bu yazılımları kullanmak yasal değildir ve kimin başına gelirse gelsin insanların sinirlerini bozar. Bu nedenle birisinin virüslere ya da genel olarak zararlı yazılımlara karşı “hobi” beslemesini anlamakta güçlük çekiyorum. Siber güvenliğe hobi beslemek olsa neyse de virüslere hobi duymak oldukça tuhaf.
Sorunuza gelince; Google Chrome, WinRAR, ShadowPlay ya da Windows içindeki hesap makinesi programı nasıl yazılıyorsa virüsler dahil bütün zararlı yazılımlar da aynı şekilde yazılıyorlar. Yani bir bilgisayarın amacı kendisine verilen talimatları işleyip, ortaya çıkan sonucu bize geri sunmasıdır. Bütün programlar bu şekilde çalışır. Eğer programcının amacı iyi ise insanların işini gören yararlı programları zihninde tasarlar ve onu yazar. Eğer amacı kötüyse insanların işlerini yapmayısını engelleyen, bilgisayarlarının çalışma şekillerini bozan zararlı yazılımları zihninde tasarlar ve onu yazar. Yani bir programcı algoritmasını kurabildiği her programı yazabilir. Önemli olan amacı ve niyetidir.
Dil bilmenin yanında ek konuları da bilmek gerekebilir. Örneğin bilgisayardaki verileri ya da bütün diski şifreleyen bir fidye yazılımı yazmayı amaçlayan kötü amaçlı bir programcı diğer konulara ek olarak kriptografi bilmek zorundadır. Farklı bir örnek; sitelere DDoS saldırısında bulunmak için bulaştıkları sistemleri zombi bilgisayarlara dönüştüren bir zararlı yazılımı yazan kişi kriptografi bilmek zorunda değildir.
Eğer gelecekte program yazabilecek kabiliyete erişirseniz lütfen yeteneklerinizi insanların işlerini gören yararlı programları yazmak için kullanın.