Radyo dalgalarının boyutu dediğin gibi ne kadar uzarsa enerjisi o kadar azalıyor ama bir nesnenin içinden geçerken aynı etkiye neden olmuyorlar. Birisi aşırı yüksek enerji düzeyi ile atomlardaki elektronlarla etkileşime geçip yapısını bozar, diğeri ise moleküllerle etkileşime geçerek onları ısıtma özelliği (mikrodalgalar gibi) gösterir.
Bizler çok küçük bir aralıkta olan dalgaları görmek için evrimleştik. Gördüğümüz ışık ve infraredler dalga boyu olarak atomlardaki elektronları harekete geçirecek kadar enerjiye ya da molekül ile etkileşime geçerek dikkate alınacak kadar ısınmaya neden olmayacak aralıkta kalıyorlar. Enerjileri yüksek ama etkileşim oranları çok daha düşük.
Yüksek dozda gama ışını ölümcüldür çünkü atom yapısını bozarak onların oluşturduğu yapıları da çökertir. Buna vücuttaki asitler (DNA gibi) ve hücreler de dahildir. Bir mikrodalga ise (1 mm ile 1 metre arası uzunluktakiler) moleküllerin içinden geçerken etkileşime girip ısıtacak kadar enerjiye ve yoğunluğa sahiptir. Bundan daha uzun olan dalga boyları ise yeterli enerjisi olmadığı için moleküllerle etkileşime çok daha az girdiklerinden mikrodalgalar ile aynı sonuca neden olamazlar.
Yani anlayacağın bir dalga boyunun enerjisi çok yüksekse atom ile etkileşime girip yapısını bozuyor, enerjisi görece daha yüksek ama atomların yapısını bozabilecek kadar enerji yoksa ya da mikrodalgalar kadar ısıtacak uzunluğa sahip değilse bu etkileri göstermiyor. Mikrodalgalar gibi enerjisi yeterli yoğunlukta ve dalga boyu yeterli uzunluktaysa moleküllerle etkileşime geçip ısıtıyor ama dalga boyu uzadıkça enerjisi azalacağı için moleküllerle olan etkileşim de aynı oranda azalmaya başlıyor.
Anlayacağın bu konu tamamen enerji miktarı - enerjinin etkileşim türü - etkileşime geçilen maddeler arasındaki bir güç denkleminden ibaret. Lambadan çıkan ışık senin moleküllerini mikrodalgalar kadar ısıtamaz, gama ışınları gibi atom yapısını da bozamaz çünkü ikisini de yapacak enerji ve etkileşim düzeyine sahip değil.
Gelelim telefonlarda, kablosuz bağlantılarda kullandığımız radyo dalgalarının sağlığa zararına. Bununla ilgili bir net bir gösterge yok, sağlık örgütleri de şüpheli listesine alıyor ama o listede domates ve turşu bile var. Beyin kanseri oranlarına bakarsak 60 yıl öncesi ile günümüzdeki oran arasında çok bariz şekilde nedeni bu denilecek bir fark yok. Kısacası "kullandığımız" telefon ve kablosuz sistemlerin sağlığa direkt etkisini bağdaştıran bir bulgu yok. Yalnız şu şekilde bir zararı olabilir; mesela beyninde ya da lenflerde bir kanser başlangıcı vardır ve sen çok fazla telefon ile konuşma yapıyorsundur. Cihaz ısısı o bölgeyi ısıtıp kanser yayılımını artıracağı için yayılma hızı ve dolayısıyla kurtulma oranını etkileyebilir. Wi-Fi ağları denildiği kadar zararlı olsaydı beyin kanseri oranlarında çok bariz ve kat kat fazla bir artış görülürdü.
