Şanzıman mantığı temelde her yerde aynı. Şimdi bu noktada motordan ziyade şanzımanın başarısı söz konusu. Motorun tek amacı “Rotary Force” dediğimiz döner kuvveti yaratmak. Şanzımanın amacı ise onu yol koşullarına göre uygun şekilde tekerlere iletmek. Motordan gelen kuvvet tıpkı transformatör mantığı gibi ters orantılı olarak şanzımanda değiştirilir. Beygir ya da Tork artırılır, birisi artarken diğeri düşer. İlk viteslerde Tork yüksek beygir düşüktür, çeki gücü yüksek sürat potansiyeli de buna bağlı olarak düşüktür.
Bunu her gün kullandığın otomobillerde gözlemlersin. Otomobilin kalkış esnasında beygire değil Tork’a ihtiyacı vardır zira statik sürtünme durağan halde tepe noktadadır. Araç atâlet aldığı zaman kademeli olarak statik sürtünme yerini dinamik sürtünmeye bırakır ve tork ihtiyacı azalır. Artan vites ve düşen aktarma oranları yani azalan şanzıman dişli çapı ile beraber de motorun dairesel gücü artık beygir gücü ağırlıklı olarak tekerlere aktarılır ve sürat dediğimiz olay meydana gelir.
Günümüzde 750 beygir tırlar 750 Ton ağırlık çekecek hale gelmiş durumda, bunlar ekstrem araçlar olsa da standart bir aracın, bunun çeyreğini başarsa bile dediğin gibi yolda kalma gibi bir durum yaşanması imkansız. Tırlarda istisnai olarak şanzıman, motordan çok strese maruz kalır, otomobil ya da motosikletlerde bu böyle değildir.
Araçta teknik bir arıza var ise, şoför acemi ise, ya da aktarım organlarında misal tekerlekler ya da yükün yüklenme şeklinden kaynaklı basma kuvvetinde balans hatası varsa o zaman yolda kalır. Teknik anlamda yine yolda kalmış olmaz. Pratik anlamda yolda kalmış olur.