Megalaxy, cidden unuttum seni ya. Parti yapıyorum, ev sahibini çağırmıyorum resmen.
Kusura bakma.
Zaman katildir: Kanseri geç fark etmek gibi. Zaman şifacıdır: Kırılan kemiğin iyileşme süreci gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir. Ömrün sonlanması da ani gerçekten. Dünya fani, ölüm ani.
Zaman dediğimiz kavram olmasaydı, neyin içinde yaşayacaktık? Yani yaşlanma gibi bir durum olur muydu ki?
Tam hatırlamıyorum ama bir uygarlık dakika kavramını yumurtanın pişmesi gibi kısa bir süre olarak belirliyordu galiba. Başka bir şey de olabilir.
Takvimler ve saatler benim kafamı karıştırıyor. Alt tarafı zamanı gösteriyor ama sürekli devam ediyor, gündüz ve geceler uzayıp kısalıyor. Hatta şu durum bazen canımı sıkıyor: Hafta sonu geldi, güzel eğlendik, yeni hafta başladı, hafta sonu geldi tekrar yeni hafta başladı. Yani sürekli tekrar ediyoruz. En geniş zaman dilimi olarak yıllar var. Haftanın 7 gün oluşu, günün 24 saat oluşu canımı sıkıyor ya.
Zamanı sadece rakamlar ile ölçüyoruz. Tam olarak somut bir şey değil ama onun içine sıkışmışız bence. Veya zaman kavramını oturma organımızdan uydurduk.
Zaman olmasaydı da tuhaf olurdu.
+: Bir ara görüşelim kanka.
-: Tamam, bir ara.
Belirsizlik olurdu yani. ''İşe yarın gel'' Tamam da hangi anda geleyim?
Çoğu insan zamanı sevmiyor. Ömrün çabuk geçtiğinden şikayetçiyiz hep. Daha dün altına eden bebekler idik, şimdi kocaman insanlarız.
Konuyu açalı 1 saat olmuş. ''Zaman çabuk geçiyor abi.''