Aynı zamanda bir çevre, kent ve mimari (şehircilik) projesidir.
Ülkeyi betona çeviren hükümet yapacak bunu ha? Bu söylediğin yalana kendin de inandın ha?
Proje temelde Türkiye'nin en büyük (mega) kenti olan İstanbul'un en büyük sorunu olan ulaşım ve trafik sorununa orta ve uzunvadede önemli ölçüde neşter vurmaktadır.
Tayyip Erdoğan kimdir bilir misin çocuk? 25 senedir İstanbul'u yönetmesine rağmen trafik sorununu çözememiş kişidir. O yüzden masalı kes. Bi' adam 25 senedir trafik sorununu çözemedi ise Kanal İstanbul ile de çözemez.
Böyle bol yazınca sanki çok önemli bir şey yazmış sanıyor kendini. Klavye başında da böyle geriniyordur bu ha, ulan ne güzel sıktım diye
Bu nedenle projeye sorunların çözümü noktasında "gerekli" ve "önemli" sıfatını verebiliriz. Ancak baştan itiraf etmeliyiz ki, bu projeye çok gerekli ve çok önemli sıfatını vermemiz de oldukça lüks kaçacaktır.
Laf salatası yapayım da önemli bir şey dediğimi sansınlar. Tam Zübük karakteri.
2. Proje İstanbul'un merkez yoğun yerleşiminin saçaklara doğru desantralize olmasını hızlandıracaktır. Mega kent İstanbul'un fiziki olarak ta, ekümenopolis tarzı bütün bir Marmara bölgesine yayılmasının en büyük ivmesi olmaktadır.
Proje ülkeyi daha da fakirleştireceğinden köyden kente göçü artıracak ve halihazırda ülke nüfusunun en büyük bölümünü kapsayan bu şehri daha da kalabalık hale getirecektir. Bugün ABD veya Almanya dediğimizde birden çok şehir veya eyalet akla gelirken Türkiye ile iglili bilenen şehir sayısı bir elin parmağını geçmez. Bunun sebebi nüfusun İstanbul'da toplanmış olamsıdır. İstanbul artık bu nüfusu kaldırmıyor.
Türkler şehircilikten anlamaz. O yüzden batıdan öğrendiğin bu kelimeleri öyle gelişigüzel ağzına alma, eğreti duruyor. New York'un bugünkü ızgra görünümü
1807'de tasarlanmış. Bundan 214 sene önce. Yeşlilin her türlüsüne karşı olan, 200 senedir arpa boyu yol alamamış siyasal islamcılar mı şehir planlaması yapacak?
Buna kargalar bile güler.
3. Proje dünyanın en büyük projeleri arasında olduğundan dolayı, ülke genelinde yüzde 15'lere varan istihdam açığının kapatılmasında Keynesyen bir bakışla önemli bir etken olacaktır. Üstelik projenin doğrudan kamu transfer harcaması şekliyle değil de, 'yap – işlet – devret yöntemiyle, konsorsiyum aracılığıyla gerçekleştirilmesi planlanacağından dolayı ülke ekonomisine bir yük getirmeyeceği gibi, tam tersine piyasa canlılığı açısından önemli bir hareketlenme sağlayacaktır.
Senin bir AKtrol olduğunu düşünmeye başladım.
- Birincisi, G8 içinde olmayan bir ülke nasıl oluyor da dünyanın en büyük projelerinden birini yapmaya kalkıyor? Bu para nereden gelecek?
- İkincisi, 25 senedir iktidar olup da işsizliği sürekli artırmış olan bir hükümet mi tek proje ile bu sorunu çözecek? Sende nasıl bir kafa, nasıl bir mantık var? Bu söylediğini kendin idrak edebiliyor musun?
- Ülke ekonomisine yük getirmeyecek dediğin İstanbul Havalimanı projesi iflas edince ortakların borcu silindi, para benim cebimden çıkacak. Bu mu devlete yük olmayan proje?
3. ile 4. madden aynı. Makarnayı azalt biraz.
5. Proje, çevresel etki bakımından halihazırda Boğaz içinde çok büyük bir risk oluşturan petrol taşımacılığını üzerine çekeceğinden dolayı, dünya kültür mirası olan kentin öz merkezi daha iyi korunacaktır. Aynı şekilde kent içi suyolu ulaşımındaki tarifeler daha da sıklaştırılabilecektir.
Bana bugüne kadar boğazda kaç tane büyük petrol tankeri faciası (kazası demiyorum) olmuş sayar mısın? Benim hatırladığım bir tane var.
Ne meraklısınız kent mirasını korumaya ama. Galata Kulesi'ne matkap ile dalan siz değil misiniz? Ama yalan sizde. İşinize geldi mi kent mirası olur değil mi?
6. Proje yap işlet devret yöntemiyle çok kısa bir zaman içinde kendisini amorti edecektir. Zira kanal geçişleri her halükarda ücrete tabi olacaktır.
- İstanbul Havalimanı kendini amorti edecek: Edemedi!
- Osmangazi Köprüsü kendini amorti edecek: Edemedi!
- Avrasya Tüneli kendini amorti edecek: Edemedi!
Boğazdan geçen gemi sayısı her yıl azalırken kanaldan geçen gemi sayısı niye artsın ki? Niye yalan söylüyorsun AKtrol kardeşim?
7. Kanal çevresi çevre ve kent estetiği açısından başlı başına yepyeni kent mimarisi konseptlerini ortaya koyacaktır. Bu bölge dünyada belki de hiç benzeri görülmeyen yeni kent modellerini barındıracaktır.
Reis ne diyo bu senin mürit?
8. Proje teslimi Cumhuriyetimizin 100. yılında gerçekleşeceğinden, böylesi devasa projelere sahip olması yönüyle, etkinlik ve nüfuz bakımından dünyanın ilk yirmi ülkesi arasında olması iyice tescillenecektir.
Bu proje biterken -başta RTE olmak şartıyla- dolar eğer 10 TL altında olursa öp başına koy. Ayranı yok içmeye, atla gider sıçmaya...
9. Boğaz içinin en büyük ve vazgeçilmez sorunu olan gemi taşımacılığı nedeniyle boğaz içi ve Kuzey ve Güney Marmara bölgelerini de içine alabilecek yüzer yollar ve/veya tüp yolların yapımı kolaylaşacaktır. En azından suyolu ile tamamlanacak şekilde kent içi ulaşımının içi içe geçmiş halkalar olarak tasarlanması daha da kolaylaşacaktır. Bu açıdan kanalın İstanbul yarımadalarının doğusuna değil de batısına inşa edilmesi bir başka avantajdır. Zira bu bölgelerdeki emlak istimlak maliyetleri ile halihazırdaki kent yerleşim alanlarını ortadan kaldırabilecekti. Bu da büyük ek maliyetler doğuracaktı. Oysa ki halihazırdaki proje bölgesindeki gayrimenkullerin
Yarım kalmış. Saçmalarken ipin ucunu kaybettin galiba
10. Proje, III. köprüyle de entegre edileceğinden, karayolu transit taşımacılığının suyolu transit taşımacılığı ile kombine edilmesi sağlanacaktır.
Ahahah, ne alakası var be? 3. köprüden geçen tırlar kanaldan mı yürütülecek? Hoş gerçi siz yürütmeyi iyi bilirsiniz
3. köprü ücretleri yetmezmiş gibi kanaldaki her köprüye de ek ücret koyarsınız.
11. Bölgede kanal boyu vadi etkisinden dolayı oluşabilecek kuvvetli hakim rüzgarlar ile yine kanal kenarlarına rüzgar enerjisi için büyük enerji tribünleri kurulabilecektir ağırlıklı olarak iyeliği kamu mülkiyetine aittir. Bu da bir başka olumlu yöndür.
Sana bir sır vereyim mi? Rüzgar trbünü koymak için kanal yapmana gerek yok. Kanalın da buna bir fark yapacağını sanmıyorum.
Herifin kaynak diye verdiği yazıda Comic Sans var
Ya bu çocuğu banlamayacağım. Canım sıkıldıkça etiketlerim.
.
