Anasayfa Makale İncelemeler Asus Matrix Platinum R9 280X İncelemesi

Asus Matrix Platinum R9 280X İncelemesi

AMD’nin yeni nesil R9 280X ekran kartını detaylandırıp, Asus ROG serisinden Matrix Platinum R9 280X’i inceliyoruz.  

Amd_wallpapers_143

AMD’nin 2012 yılı başlarında piyasaya sürdüğü Radeon HD 7000 serisinin tepe modeli HD 7970, Nvidia’nın GTX 680 çıkışından önce en hızlı tek GPU’lu ekran kartı ünvanına sahipti. 28nm’lik mimarisi ile Tahiti XT GPU’su, 4.3 milyar trasistör sayısı ile güçlü bir performans sunarken aynı zamanda DirectX 11.1, PCIe 3.0, PowerTune, ZeroCore ve revize edilmiş EyeInfinity gibi teknolojileri de beraberinde getirmişti.

Aradan geçen uzun bir süre sonunda, AMD’nin 8000 serisi ekran kartları ile Nvidia’ya cevap vermesini bekliyorduk. Ancak AMD ilginç bir hamle ile; 8XXX olarak yeniden adlandırdığı 7000 serisini, son kullanıcı ile buluşturmadan sessiz sedasız OEM (hazır PC) pazarında tüketime sundu.

2013’ün ilk aylarında Nvidia’nın çıkarttığı GTX Titan ve GTX 780’i yanında, Kepler mimarisinin DNA’sını taşıyan GTX 770 ve GTX 760 alt modelleri ile ekran kartı piyasası hareketlendi. GTX 770 ve GTX 760, her ne kadar adlandırma olarak “yeni model” çağrışımı yapıyor olsa da, gerçek anlamda GTX 680’nin kullandığı GK104 GPU’sunun revize edilmiş versiyonlarından başka bir şey değildi.

Nvidia’nın bu hamlesine karşılık AMD’nin beklenen cevabı “R” serisi ile bir süre önce geldi. Henüz satışa sunulmadığı gibi, inceleme için örnek dağıtımına bile gidilmeyen tepe modeli R9 290X, GTX Titan’a bile kafa tutabilecek bir performans eğrisi ile lanse edildi. Alt seviyelerde ise R9 280X, R9 270X ve R7 260X modelleri ile tanıştık.

İnceleme konumuz olan R9 280X, aslında bize pek de yabancı olmayan bir tasarıma sahip. AMD, 79XX serisinde kullandığı GPU’ları, Nvidia’nın yaptığı gibi revizyondan geçirip, mimari anlamda olmasa bile en azından farklı teknolojileri ekleyerek R serisi ile kullanıma sunuyor.

R9 280X, HD 7970’de kullanılan Tahiti XT GPU’sunu barındıran yeni bir kart. 28nm üretim teknolojisi, 4.31 milyar transistör sayısı, 384 bit bellek veriyolu ve 2048 akış işlemcisi (Radeon çekirdeği) ile her iki model aynı aynı GPU’yu kullanıyor. Farklı olarak; R9 280X’de bellek ve GPU hızlarında artışa gidilmiş. Hızaşırtmanın doğal sonucu olarak R9 280X’in termal tasarım değerinde de yaklaşık 5 watt’lık bir fazlalık görülüyor.

Ekran Kartı HD 7970 R9 280X HD 7870 R9 270X R7 260X
Kod adı Tahiti XT Tahiti XT Pitcairn Pitcairn Bonaire
Üretim süreci (nm) 28 28 28 28 28
Transistör sayısı (milyar) 4.31 4.31 2.8 2.8 2.08
Çekirdek hızı (MHz) 925 850/1000 1000 1000/1050 1000/1100
Bellek hızı (MHz) 1375 1500 1200 1400 1625
Bellek tipi GDDR5 GDDR5 GDDR5 GDDR5 GDDR5
Bellek arabirimi 384 bit 384 bit 256 bit 256 bit 128 bit
Akış işlemci sayısı 2048 2048 1280 1280 896
Doku haritalama birimi 128 128 80 80 56
ROP 32 32 32 32 16
Maks. TDP 250W 250W 175W 180W 115W

 

Teknik özellikleri bir yana bırakırsak, yeni nesilde pek çok teknolojik iyileştirmeler görüyoruz. Kısaca bahsedecek olursak:

R9 290X modeli ile birlikte artık CrossFire köprülerine veda ediyoruz. AMD’nin açıklamasına göre: çoklu ekran kartı kullanımında kartlar arası iletişimi sağlayan mekanik bağlantı (CrossFire köprüsü) gecikmelere nede oluyor ve bu da doğal olarak performans kaybı demek. AMD bu sorunu yeni nesil kartlarda yazılım desteği ile çözeceğini söylüyor. Şu an elimizde R9 290X olmadığı için, önümüzdeki günlerde köprüsüz CrossFire denemeleri yapıp, sonuçları sizinle paylaşırız.

AMD’nin, Radeon HD 7970 modeli ile birlikte güç yönetim sistemi olan Power Tune ile tanışmıştık. Power Tune, o an çalışan uygulamanın GPU’ya getirdiği yük durumunu kontrol ederek, GPU’nun voltaj ve saat hızını dinamik olarak düşüren bir uygulamaydı. “R” serisinde Power Tune tamamen elden geçirilerek revize edilmiş. Hatta AMD sırf bu iş için yeni bir kontrolcü geliştirdiği söylüyor. Yeni versiyonda, GPU’nun yük durumu ve sıcaklık değerlerinin, voltaj/GPU hızını düşürmesi/artırması yanında, kullanılan soğutucunun devir hızları yazılım desteğine ihtiyaç duymadan kontrolcü sayesinde otomatik olarak ayarlanıyor.

Merakla beklenen ve oyun deneyimi konusunda çığır açacağı söylenen Mantle (Manto), aslında temel olarak bir API (Application Programming Interface-Uygulama Geliştirme Arayüzü) olarak karşımıza çıkıyor. Oyun konsollarında yazılım, donanımın sabit ve sınırlı kaynaklarını maksimum düzeyde kullanmak zorundadır. Ancak masaüstü sistemlerde yazılımlar yani oyunlar, özellikle ekran kartlarındaki potansiyeli konsollardaki gibi verimli olarak kullanamıyor. Mantle, kaynak israfını önleyerek ekran kartlarından maksimum performans almayı hedefleyen bir teknoloji. Ancak; bu teknolojiden yararlanmak için, oyun geliştiricilerin destek vermesi şart. AMD’nin açıklamalarına göre kısa bir süre sonra Battlefield 4 için Mantle yaması çıkacak.

amd

Diğer bir gelişme, AMD’nin çoklu monitör kullanımında. Radeon HD 7000 serisi ile Eyefinity, 3D özelliği kazanarak Nvidia’nın 3D Surround sistemine cevap olarak gelmişti. AMD, yazılım geliştirmesi ile tek bir sistem ile monitör-lere/farklı cihazlara ses ve görüntünün gönderilebilmesinin kapısını açmıştı. R9 ve R7 Serisi ekran kartları ilave olarak; UltraHD (3840×2160) monitörlere görüntü aktarmayı ve ileride çıkacak AMD Catalyst sürümleriyle, sıralı olmayan 2160p ekranları da kullanmayı destekliyor. Bu sayede kullanıcılar, sistemlerindeki DVI or HDMI çıkışlarını istedikleri her şekilde monitör yerleşimi için kullanabilecek.

Son olarak; R serisi kartlar DirectX 11.2 desteğine sahipler. Microsoft daha fazla performans elde etme adına DirectX 11.2 üzerinde pek çok ince ayar yapmış. Bunlardan ilki olan “Tiled Resources” sayesinde, ekran kartı belleği daha verimli bir şekilde kullanılıyor ve yüksek çözünürlüklü dokular, sadece ihtiyaç duyulduğunda belleğe yükleniyor. Bunun yanında “Trim API” adındaki uygulama, grafik kartının belleğindeki gereksiz verilerin boşaltılmasını sağlıyor. DirectX’in yeni versiyonu, çoklu overlay’leri üst üste getirmeyi de destekliyor. Bu sayede farlı çözünürlükteki bir 2D menü, 3 boyutlu görüntünün üzerine yerleştirilebiliyor.