Kırım’ın ilhak edilmesinin üzerinden fazla zaman geçmemişken, Rusya bir sonraki hedefini açıkladı.
Geçtiğimiz günlerde Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitry Rogozin tarafından Rossiiskaya Gazeta adlı Rus gazetesine verilen röportajda, Rusya’nın uzay programının geleceğiyle ilgili önemli açıklamalar yer aldı. Rogozin yaptığı açıklamada isim vermeden Amerika’nın uzay programını eleştirdi ve Ay’ın bir kaç kez gidildikten sonra bir kenara atılamayacak kadar önemli bir yer olduğunun altını çizdi. NASA’nın Ay’a son insanlı uçuşu 1972 yılında gerçekleşmişti ve ardından gelen bütçe kesintileri yüzünden uzun menzilli uçuşlar sadece robot gemilerle yapılmaya başlanmıştı.
Ancak Rogozin bu politikanın yanlış olduğunu, Ay’a koloni kurmanın Rusya için Mars’a ya da diğer hedeflere gitmekten çok daha öncelikli olduğunu söyledi. Rogozin’e göre Ay üzerinde bir koloni kurulması şu an için Rusya’nın ve haliyle Rus uzay ajansı olan Roscosmos’un en öncelikli hedefi haline gelmiş. Bu iş için gereken süper-ağır sınıf roketin tasarımına şimdiden başlanmış ve 2030 itibariyle Ay üzerinde kalıcı bir Rus üssü bulunması ana hedef olarak belirlenmiş.
Ay’da üs kurmak için kullanılması planlanan süper-ağır sınıf roket henüz çizim tahtasında, ancak en az 80 metrik ton yük taşıma kapasitesine sahip olması hedefleniyor. Öte yandan, bu roket uçuşa hazır olana dek Roscosmos’un boş durmayacağı da kesin. 2016 yılında Ay’a Luna-25 robot keşif aracını göndermeye hazırlanan Roscosmos, ardından Luna-26 ve Luna-27 ile Ay yüzeyinin detaylı haritasını çıkaracak ve koloni için en uygun bölgeleri belirleyecek. Bunlar gerçekte Rusya’nın Ay’a göndereceği ilk keşif araçları değil, Sovyetler Birliği döneminde de insansız keşif robotları başarıyla gönderilmişti.
Eğer planlanan uçuşlar başarılı olur ve bu arada yeni süper-ağır roket hazırlanırsa, Rusya 2030 ve 2040 yılları arasında Ay üzerinde kendi kendine yetebilen koloniler kurmayı deneyecek. Bu da haliyle Ay’ın parsellenmesi ve üzerindeki kaynakların kullanımı konusunda yeni politik sıkıntılar getirecek. Çünkü Çin ve Japonya gibi ülkelerin de bu yönde ciddi planları olduğu biliniyor. Amerika ise her ne kadar 1972’den sonra Ay’a tekrar gitmediyse de, geçmişte bu gezegenin ABD toprağı olduğuna dair meydan okuyan açıklamalar yapmıştı. Ve gelecekte kızıl bir Ay altında uyumak isteyip istemeyecekleri de tartışmaya çok açık.
