Çocukken legolara doyamayıp okey taşlarıyla ev inşaa ettiyseniz, artık onları yerine bırakıp Minecraft oynayabilirsiniz.
İnternet sayesinde bir çok bilgiyi, güncel haberi evimize konuk edebiliyoruz. Ancak ilerleyen zaman ile birlikte artık biz internet dünyasında ki sanal ortamlara konuk olmaya başladık. Yıllarca Ultima oynamak için internet cafelerin yollarını tutan bizler, bir yerden kredi kartı bulup Word of Warcraft oynamak için çabalayan gene bizlerdik. Farkında olmadan oraya aitleşiyor, dünyanın bir parçası oluyorduk. İşte Minecraft bize bunların ötesini sunuyor. O dünyanın yaşayan bir parçası olmak, dünyanın kendisine şekil vermek. Ama bloklar yardımıyla!
Peki nedir bu bloklardan yaratılmış dünya? Neden çılgınlar gibi oynanıyor, insanları kendisine bu kadar çok çekiyor?
Hemen işin detay ve teknik kısmıyla başlayalım o zaman. Mayıs 2009 yılında İsveçli Markus “Notch” Persson isimli birisi oyunun ilk versiyonunu bir hafta içerisinde Java programlama dili kullanarak yazıyor. Oyun forumlarda ağızdan ağıza dolaşarak yayılıyor. Notch oyunu tasarlarken Infiniminer ve Dwarf Fortress gibi basit oynanışa sahip oyunlardan etkileniyor. Hatta ufak bir araştırma sonrası Infiniminer ile Minecraft’ın birbirine ne kadar benzediğini görünce şaşırabilirsiniz. 2 yıl içinde oyun beta’dan tam sürüme geçiyor ve bu süre zarfında 16 milyondan fazla oyuncuya sahip oluyor. 2 yıllık bir süre içerisinde bir yayımlama şirketi olmadan sadece internet üzerinden forumlardan ve ufak çaplı bağımsız internet ağlarından duyulan bu oyunun başarısı hafife alınamayacak kadar fazla.
Minecraft Nasıl Oynanır?
Gelelim içeriğe, oyun günümüzün grafik teknolojisi ile yarışabilecek durumda değil. Java tabanlı olması ve yaratıcısının eski oyunların özüne sadık olması gerektiğinin düşüncesiyle, 8-bit’e yakın bir görüntüyle karşı karşıyayız. Tüm dünya bloklardan oluşmakta. Ağaçlar, taşlar hatta yaratıklarla hayvanlar bile. Buna uygun olarak oyunda ki kullanılabilen her eşya her türlü alet edavat buna uygun olacak şekilde mini bloklardan oluşmuş durumda. Her oyunun bir amacı olduğuna göre Minecraft’ta ne yapabiliyoruz?Aslında herşeyi yapabiliyoruz. En önemli nokta hayatta kalmaya çalışmak. Ne kadar komik gözüksede oyun Survival-sandbox türünde yayınlanmakta.
Hayatta kalıyoruz çünkü geceleri bizi öldürmeye çalışabilecek, Zombi, İskelet gibi yaratıklar peydah olmakta. Karanlık köşelerden suratımıza fırlayıp ödümüzü kopartacak dev örümcekler bulunmakta. “Şurada kömür var, ah burada demir buldum, belki biraz daha aşğıda elmas vardır” derken aç gözlülüğünüze dayanamayıp sessizce arkanızda beliren ve insanın aklını çıkaran -tsssslamasıyla havaya uçan Creeper’ları unutmamak gerek. Hayatta kalmak için öncelikle bir barınak yapmalıyız. Bunun için malzeme gerek, malzeme çıkartabilmek için alet edavat gerekmekte. Civarda görülen ilk ağaca tekme tokat saldırdıktan sonra elimize düşen ilk odun parçası ile kocaman şehirler yaratmaya başlayabiliyoruz. Oyun size bir tepside sunuluyor ancak bu tepsinin dışına çıkıp hayalgücünüzü zorlayacak yapılar inşaa edebilirsiniz. Gökyüzünde uçan adalardan tutunda, yer altında inşa edilmiş devasa şehirlere kadar. Çıkartılan her bir eşya mutlaka işimize yarıyor. Hiç biri işe yaramaz diye bir kaide yok. Sandıklar dolusu kum çıkartıp bunları ocak içerisinde eritip cama çevirebilirsiniz. Böylece camdan yapılma bir kule yapabilirsiniz ya da üst üste tüm camları koyup dinamit ile patlatıp oyunun bir başka eğlenceli kısmına yani yoketme kısmına atlayabilirsiniz.
Minecraft: Ücretli ve Ücretsiz Sürümlerin Farkı Nedir?
Single Player iki farklı biçimde oyunculara sunulmuş durumda. İlki ücretsiz olan ve sınırsız sayıda materyal ile inşaa yapabileceğiniz boş bir arazi. Oyuna başlamadan önce Minecraft’ın kendi sitesinden buraya ulaşıp oyunun sizin için olup olmadığına karar verebilirsiniz elbette. Diğeri ufak bir ücret karşılığında satın aldığınız orjinal versiyonu. Oyuna sahip olunca Single Player oynamanın yanı sıra binlerce özgür server’a katılıp arkadaşlarınızla aynı anda bu oyunun hazzını yaşama imkanını bulabilirsiniz. Oyunu güzel yapan bir başka özellik de bu oluyor. Özellikle oyunu kulaklık-mikrofon destekli bir program ile oynuyorsanız. Saatlerce vakit harcadığımı, eğlendiğimi biliyorum. Birbirimize destek olmanın, mahsur kaldığımız bir yerden arkadaşımızı kurtarmanın ya da hiç bitmeyecek olan devasa projelere başlamanın zevki Multi-Player‘da katbekat artıyor.
Elmas Neden Bu Kadar Önemli?
Madencilik ile oldukça haşır neşir olduğumuz oyunun en değerli nesnesi, Diamond (Elmas). Oldukça derinlerde ve az sayıda (Yanyana en fazla 8 tane bulmuşluğumu biliyorum ama ötesini ne duydum ne gördüm) çıkıyor. Diamond’un bu kadar değerli olması obsidiyan taşını çıkarmamıza yardımcı oluyor. Çünkü obsidiyan bloğu sadece Diamond Pickaxe (Elmas Kazma) ile kırılabiliyor. Belirli bir düzen ile yerleştirilen Obsidyan Blokları bizi Nether yani Cehennem’e ışınlıyor. O güzelim bloklardan oluşmuş yeşilliğin içerisinden bir anda çekilip alev kırmızısının ve domuz-zombi askerlerin bulunduğu cehenneme ışınlanıyorsunuz. Bambaşka maceralar aramak isteyenlerin odak noktası olmuş durumda. Hatta kendi içerisinde ufak tefek dungeonları ve garip yaratıkları bulunmakta. Siz siz olun Nether’a geçerken hazırlıklı olun, zırhınızı giyin, yemeğinizi yanınıza alın ve bir kaç iksir bulundurun. Ha bir de geri dönüş yolunu sakın unutmayın.
Tam Sürüme Geçiş Neler Getirdi?
Yeni yıla girmeden önce Minecraft tam sürüme geçmiş bulundu. Tam sürüme geçmekle beraber bir çok yeni özellik beraberinde getirildi. Yeni bir diyar Ender(Son, olarak geçmekte daha gitmesi nasip olmadı ancak oyun sonu canavarı ejderhasının orada olduğu söylenmekte), hayvancılık yapma imkanı ve eşyalarımızı kazandığımız tecrübe puanlarıyla büyülemek gibi oyuna renk katan özellikler eklendi. Artık sadece hayatta kalmak değil elinizdeki eşyanın iyisinin en iyisini yapabilmek içinde mücadele verir oldunuz.
Yanınıza alabileceğin yardakçılardan bahsetmeyi unutuyordum az kalsın. Gündüzleri sağda solda başı boş dolaşan kurtları kemik ile kandırıp kendinize has kurt ordunuzu yaratabiliyorsunuz. Aman dikkat! Sizi her türlü tehlikeye karşı koruyan sadık kurtlarınızın sayısını iyi ayarlayın çünkü onlarında sevgiye ve beslenmeye ihtiyacı var yoksa sapır sapır dökülmeye başlıyorlar. Ayrıca yılbaşından önce çıkan bir yama ile kendi özel kardanadamınızı yaratıp etrafa kar topu atabiliyorsunuz. Tamam çok saçma ama kardanadam ordusunu harekete geçirdiğinizde makineli tüfek gibi ateş etmelerini duymak oldukça eğlenceli oluyor.
Android Sürümü de Var!
Oyunun bir başka eğlenceli artısı, Java tabanlı bir oyun olduğu için Android tabanlı telefonlarla uyum göstermekle. Şu an için hala deneme aşamasında olan oyunu Minecraft Pocket Edition adı altında Sony Ericsson Xperia Play cihazında oynama imkanına sahibiz. Ayrıca Notch bir konferans sırasında oyunu konsola taşıyacağını ve bunun için Xbox versiyonu üzerinde çalıştıklarını da belirtti.
Eğer küçükken yeteri kadar legolarla oynadıysanız ve biraz da olsa hayalgücünüz varsa 2010 yılının en iyi bağımsız oyunu seçilen Minecraft tam size göre. Hayatta kalmak size çok kolay kaçıyorsa eğer “Hardcore” zorluk seviyesi sizi beklemekte. Eğer oldukça boş vaktiniz varsa kendi modlarınızı, texture pack (Görüntü değişiklikleri sağlayan kaplama paketleri) ve skinlerinizi bile yaratabilmektesiniz. Siz siz olun ilk gecenizde derme çatma bir barınak yapıp meşale yapabilmek için kömür bulmaya çalışın. Geceleri oldukça korkutucu olan Minecraft’ta bir süre sonra hazırlayabileceğiniz tuzaklar ve dev surlar ile yaratıkların gözü korkmaya başlıyor benden söylemesi.
NOT: Yazıyı yazarken müzikleri (8-bit tabanlı) hazırlayan c418’in albümünü dinledim. Eğer biraz olsun elektronik müzikten hoşlanıyorsanız tavsiye ederim.






adadsasdsad