Build5Nines’ta yapılan haberde Ubuntu ve üreticisi Canonical’ın, Microsoft tarafından satın alınacağı iddia ediliyor.
Bugün Ubuntu Linux dağıtımını satın alacağı iddia edilen Microsoft’un, Linux’u kendi çatısı altına almasının aslında bundan birkaç yıl öncesine kadar asla mümkün olmayacağı düşünülüyordu. Hatta 20 yıl önce, o sırada Microsoft’un CEO’su olan Steve Ballmer; “Linux bir kanserdir” demişti.
Bugüne dönecek olursak Linux, Microsoft Azure bulut platformu’nda kullanılan bir numaralı işletim sistemi olarak yerini alıyor. Ayrıca artık Microsoft, Linux çekirdeğini Windows Alt Sistemi (WSL) 2 ile birlikte sunuyor. Hatta, bugün Microsoft’un Linux sevgisi bu kadarla kalmıyor ve GitHub ve NPM’nin satın alınması da dahil olmak üzere açık kaynak kullanımıyla ilişkili birçok yeniliği de günümüze taşıyor.
Açık Kaynak ve Linux’a yönelik tüm bu gelişmeler, CEO Satya Nadella‘nın önderliğinde, Microsoft Azure bulut platformunun muazzam büyümesine ve son birkaç yılda Microsoft hisse senetlerinin değerinde büyük artışa sebep oldu.
Fakat her şeye rağmen, Microsoft’un, Ubuntu’yu satın alacağına dair herhangi bir resmi açıklama yapılmadı. Şimdilik bunun ilerde gerçek olup olmayacağını sadece, Microsoft yöneticileri ve Canonical’ın CEO’su Mark Shuttleworth biliyor.
Şimdi tüm bunları da düşünerek esas soruyu bir kez daha soralım:
Microsoft, Canonical Ubuntu’yu Satın Almalı mı?
Bu gerçekten Microsoft’un oldukça işine yarayacak bir iş birliği olurdu. Gerekçeleri beraber inceleyelim:
Biliyoruz ki Microsoft da aslında Amazon’un yaptığı gibi kolayca kendi Linux dağıtımını oluşturabilirdi. Ancak, Ubuntu zaten Microsoft Azure içerisinde en çok kullanılan Linux dağıtımı. Ayrıca Microsoft; Windows Alt Sistemi’nde (WSL), Linux destekli Windows 10 için Ubuntu’ya yakın bir entegrasyona sahip. Diğer Linux dağıtımları destekleniyor olsa da Ubuntu’nun WSL ile birlikte kullanılmak için tercih edilen dağıtım olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz.
Ubuntu’nun, Microsoft Azure bulut platformundaki popülerliği ve WSL destekli Windows 10 ile olan sıkı entegrasyonu, bize Microsoft’un bir sonraki adım olarak Ubuntu Linux dağıtımını ortaya çıkaran Canonical şirketini satın almasını mantıklı gösteriyor.
Microsoft, Linux’a masaüstü yazılımlarında da yer vermek için çalışmalara başladı. Microsoft Teams masaüstü uygulamasının, piyasaya sürülen ilk Linux destekli Microsoft Office uygulaması olduğunu da belirtelim. Belki de yakında Microsoft Word, PowerPoint ve diğer Microsoft 360 bileşenlerinin de Linux üzerinden çalıştığına şahit olacağız.
Microsoft’un Linux’u bu kadar benimsemesi; Windows işletim sisteminin gelecekte de Microsoft’la olacağını bilmemize rağmen Linux’un sunucu pazarında bu denli ipleri eline almasının henüz sadece bir başlangıç olduğuna işaret ediyor.
Linux günden güne masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarımızda kendine daha fazla yer ediniyor. Bu demek oluyor ki yakın gelecekte Linux aslında tüm cihazlardaki en yaygın işletim sistemi olabilir. Google Android işletim sistemiyle birlikte birçok insan zaten Linux’u cebinde taşıyor.
Öte yandan, Microsoft eğer Canonical ve Ubuntu’yu kendi markasına katarsa hem sunucu hem de masaüstü için geleceğin favori işletim sistemleriyle ilişkiyi hiç kesmemiş olacak.
Microsoft; Nesnelerin interneti (IoT), Microsoft Azure ve diğer girişimleriyle, bulut alanındaki yatırımlarını öne çıkmayı başardı. Bu pencerenden bakıldığında, bulut teknolojileri genelinde en favori Linux dağıtımı olan Ubuntu’yu edindiği takdirde işletim sistemi alanında bir sonraki adımını oldukça kuvvetli atmış olacak. Ayrıca biraz daha ayrıntılı bakıldığında bulut alanında Windows Server pazar payı da (Azure bulutu dahil olmak üzere), Linux ve Ubuntu lehine olacak şekilde gitgide azalıyor.
Microsoft’un Red Hat ile olan ortaklığından da bahsetmeden geçmeyelim. Bu ortaklık sayesinde Microsoft, Red Hat Enterprise Linux’u (RHEL) da kullanabiliyor. Yani Ubuntu Microsoft’un birlikte çalıştığı, Azure’da desteklenen tek Linux dağıtımı değil. Fakat bu ortaklıkların Ubuntu’nun satın alımı gerçekleştikten sonra etkileneceğini de düşünmemek gerekiyor. Tüm bu dağıtımlar ile olan iş birlikleri, bulut tabanlı girişimler devam ettiği sürece Azure’da desteklenmeye devam edecek gibi görünüyor.
Ayrıca Ubuntu’nun Microsoft Azure ve Windows 10 ile entegrasyonunu sağlamlaştırmak, Linux sunucusunu bulut teknolojileri içerisinde çalıştırabilme konusunda daha fazla yeniliğin de önünü açacaktır. Hatta bu entegrasyonu, bugün birçok işletmenin çalıştığı geleneksel Windows odaklı ağlara uygulamak da seçenekler arasında yer alıyor.
Bahsettiğimiz Linux kullanım alanları, Microsoft’un Linux için yaptığı yatırımlardan sadece biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu kullanım alanları içerisinde, Microsoft Azure’un veri merkezlerini güçlendiren Linux tabanlı SONiC açık kaynak kodlu ağ işletim sistemi de mevcut.
Tüm bunlar düşünüldüğünde, Microsoft son yıllarda açık kaynak ve Linux üzerine yatırım yapan en önemli şirket olarak yerini almış durumda. Bu anlaşma Microsoft’un lehine görünse de bu noktada başka bir soru daha sormamız gerekiyor: Microsoft Ubuntu’yu Satın Almak İstediğinde Mark Shuttleworth Buna Nasıl Yanıt Verirdi?
Canonical’ın Ubuntu Linux’u sadece Microsoft Azure’daki en popüler Linux distribütörü olarak karşımıza çıkmıyor. Aynı zamanda bu işletim sistemi, artık bütün bulut depolarının vazgeçilmezi haline geldi. Bu sıra dışı başarı, Canonical’ın ve dolayısıyla Ubuntu’nun büyümesine yol açarak Microsoft gibi şirketler için ilginç bir talep oluşturdu.
Öncelikle, Canonical halka açık bir şirket olmadığından borsada hissesi de yok. Böylelikle tüm kötü niyetli devralmalara kapalı. Dolayısıyla kesin karar verildiğinde Microsoft’un direkt olarak Canonical’in kurucusu Mark Shuttleworth ile birebir anlaşma yapması gerekecek.
Canonical, 2018’de kaydettiği 110 milyon dolarlık geliriyle Microsoft’un kolayca satın alabileceği kadar küçük bir şirket diyebiliriz. Bu küçük şirkete biçilen gerçek değerin şu anda kaç milyon dolar olduğunu bilemesek de 770 milyon ila 3.3 milyar dolar arasında nakit ödenek ile Microsoft hisse senetlerinin bir kısmının kombinasyonu olarak toplamda 30 milyar dolarlık bir değere sahip diyebiliriz. Bu değere GitHub ve LinkedIn’in satın alımına bakarak ulaşabiliyoruz.
Microsoft LinkedIn’i o zamanki yıllık gelirinin 2 katı değerle 26 milyar dolara, GitHub’ı da dönem gelirinin 30 katına yani 7.5 milyar dolara satın almıştı.
Satış için Shuttleworth’ün bir şartının da yönetimde kalmaya devam etmesi olacağı düşünülüyor. Microsoft’un da yapmak istediğinin, şirketi nasıl satın aldıysa öyle çalıştırmaya devam ettirmesi olduğunu düşünüyoruz. Olası bir konum değişikliğindeyse şu anda CEO olan Mark Shuttleworth büyük ihtimalle Linux’tan sorumlu olan kişi olarak atanacaktır. Bu atamanın amacı da büyük olasılıkla; Ubuntu’daki yenilikleri yönetmek, Microsoft’un çekirdeğine katkı sağlamak, Linux-Windows 10 entegrasyonu üzerine çalışmak ve yukarıda bahsettiğimiz gibi Linux’un Azure üzerinde yenilikçi yaklaşımlarına destek olmak gibi alanları güçlendirmek olurdu. Çünkü Microsoft’un sahip olmak istediği şeyin aslında Ubuntu değil de “Mark Shuttleworth’ün liderliğindeki” Linux olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm bunların ışığında, satın alma fiyatı üzerinde yapılacak değişikliklere de açık olmak gerekiyor. Sonuç olarak satılan şey sadece bir şirket değil. Buna üstün yetenekler ve akıl gücü de dahil.
Son olarak, GitHub’ın Microsoft tarafından satın alındıktan sonra kaydettiği büyümeye ve yatırımlara bakılacak olursa, Ubuntu’nun da bu gelişmelerden fazlasıyla faydalanacağı çok açık.
Tüm bu öngörülerin ışığında, eğer bir anlaşma olursa bu anlaşma üzerinde nasıl adımlar atılacak ilerde birlikte göreceğiz.
