Kapitalizmin esasında mükemmel bir şey olması

AxelSeh

Decapat
Katılım
4 Aralık 2021
Mesajlar
73
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Arkadaşlar merhaba, burada çok güzel tartışmalar yaptığımız insanlar oldu. Bu konuyu da buradaki insanlar sayesinde irdeleyip, düşündüm ve okuduğum kitaplar sayesinde bir şeyi fark ettim.

Çalıştıkça daha fazlasını kazanmamın nesi kötü olabilir? Bugün bilimsel buluşlardan veya verimli Devlet sistemlerinden tutun hepsinin sebebi Kapitalizmin getirdiği rekabet ve kendini ileriye taşıma isteği olmuştur.

Burada esas problemimiz bu kapitalizmin vahşi ve bireyin hakkını sömüren şekilde olmasıdır diye düşünüyorum. Eğer Devlet veya toplum bireyin emeğini en iyi şekilde değerlendiriyorsa, sen hakikaten çalışarak veya zekan sayesinde kendini ileriye taşıyıp, yandan gelenler senin önüne engel çıkaramıyorsa esas adil olan budur diye düşünüyorum.

Ve pek tabii ki, devlet senin sağlık gibi güvencelerini bilimum düzeyde sağlayabiliyorsa.
 
Son düzenleme:
Esasında bencede iyi birşey ama 1.si insanlar doymusuz 2.si ise sistemin başındakiler daha fazlasını kazandırmaya mecbur hissstriryolar. Örneğin çok çalışıp çok kazanmazsan açlığa mahkum kalırsın ve daha fazla kazanmaya odaklanırsın, yani yöneticiler bir nevi köleleştiriyo bence.
 
Arkadaşlar merhaba, burada çok güzel tartışmalar yaptığımız insanlar oldu. Bu konuyu da buradaki insanlar sayesinde irdeleyip, düşündüm ve okuduğum kitaplar sayesinde bir şeyi fark ettim.

Çalıştıkça daha fazlasını kazanmamın nesi kötü olabilir? Bugün bilimsel buluşlardan veya verimli devlet sistemlerinden tutun hepsinin sebebi kapitalizmin getirdiği rekabet ve kendini ileriye taşıma isteği olmuştur.

Burada esas problemimiz bu kapitalizmin vahşi ve bireyin hakkını sömüren şekilde olmasıdır diye düşünüyorum. Eğer devlet veya toplum bireyin emeğini en iyi şekilde değerlendiriyorsa, sen hakikaten çalışarak veya zekan sayesinde kendini ileriye taşıyıp, yandan gelenler senin önüne engel çıkaramıyorsa esas adil olan budur diye düşünüyorum.

Ve pek tabii ki, devlet senin sağlık gibi güvencelerini bilimum düzeyde sağlayabiliyorsa.

Zenginlerin daha zenginleştiği fakirlerin daha da fakirleştiği toplumsal sınıfların daha da birbirinden uzaklaştığı sistem kapitalizm. Eğitim sağlık gibi meselelerde fırsat eşitliğini ortadan kaldıran bir sistem mükemmel değil. Bu bir jenerasyon olarak değil de sonraki nesilleride hesaba katarak düşünmek lazım.
 
15 yaşında çoğu kişi böyle düşünür (o yaştayken ben de dahil) ama büyüyünce anlıyorsun, işçilerin çalışma şartlarını bir görünce, kendin bir yerde çalışınca öğreniyorsun. İnsanların üç kuruş para karşılığında ömrünü harcamak zorunda kaldığını görünce öğreniyorsun. Böyle bir post atan biri büyük ihtimal ya daha hiç çalışmamış ya da hiç işçi olmamıştır.
 
Arkadaşlar merhaba, burada çok güzel tartışmalar yaptığımız insanlar oldu. Bu konuyu da buradaki insanlar sayesinde irdeleyip, düşündüm ve okuduğum kitaplar sayesinde bir şeyi fark ettim.

Çalıştıkça daha fazlasını kazanmamın nesi kötü olabilir? Bugün bilimsel buluşlardan veya verimli Devlet sistemlerinden tutun hepsinin sebebi Kapitalizmin getirdiği rekabet ve kendini ileriye taşıma isteği olmuştur.

Burada esas problemimiz bu kapitalizmin vahşi ve bireyin hakkını sömüren şekilde olmasıdır diye düşünüyorum. Eğer Devlet veya toplum bireyin emeğini en iyi şekilde değerlendiriyorsa, sen hakikaten çalışarak veya zekan sayesinde kendini ileriye taşıyıp, yandan gelenler senin önüne engel çıkaramıyorsa esas adil olan budur diye düşünüyorum.

Ve pek tabii ki, devlet senin sağlık gibi güvencelerini bilimum düzeyde sağlayabiliyorsa.
Kapitalizm verimli devlet sistemlerinin veya bilimsel buluşların sebebi değil. Bir kere kapitalizmin getirdiği arz talep dengesi şuanda özellikle Türkiye gibi bilime devletin veya herhangi bir kuruluşun destek vermediği ülkelerde bilimin gelişiminde hiçbir katkısı yok. Bir tarihçiye sence ne kadar destek var? Sence gerçekten tarihe veya herhangi bir ana bilim dalına ne kadar talep var?
Sence bir fizikçiye mi daha fazla talep düşüyor yoksa eğlence sektöründe marifeti bir topun arkasından koşan bir futbolcuya ya da tik tok gibi platformda salak saçma video çeken insanlara mı? Sence bilim adamları gerçekten kapitalizm sayesinde mi buluşlar yapıyor? Devlet, sosyal yardımlar ve özel kuruluşlar olmasa bilimin halinin ne kadar vahim olabileceğini düşün. Bir kere şu konuda bir karar kılalım bilimsel gelişmeleri kapitalizm tetiklemiyor tam tersine bir devlet veya topluluğun bir ihtiyacı olduğunda destekleniyor veya herhangi bir bilim adamı kendi merakı ve çalışmalarıyla bilime ve insanlığa çağ atlatıyor. Nikola Teslanın kapitalizmin merkezi olan Amerikada beş parasız bir şekilde nasıl öldüğünü biliyoruz. Son birkaç yüzyılda kapitalist ülkelerden çıkan büyük bilim adamları öyle para içinde yüzmüyordu.

İkinci olarak kapitalizmi savunan insanlarda şu "çalışarak yüksel" , "sende yap, sende öyle ol" gibi aptal propagandaların gerçek olmadığını biliyoruz. İnsanlar aynı şartlarda doğmuyor özellikle kapitalizmin getirdiği sınıf ayrımının çok açık olduğu ekonomik modellerde. Kapitalizmde birilerinin ne kadar çalıştığıyla onun kazandığı miktar doğru oranda gitmez. Bir ülkede çok fazla inşaat mühendisi olsun bu adamlara düşecek talep az olacak ve dolayısıyla kazandıkları miktarda çok düşük olacak aynı şekilde iş bulma imkanları. Ama mesela Bilgisayar mühendislerine çok talep var ve ülkede bilgisayar mühendisi sayısınında az olduğunu düşünürsek, o inşaat mühendisi isterse 40 yıl sektörde çalışsın alacağı para hayali ülkemizdeki bilgisayar mühendisimizin başlangıç maaşı kadar olur.
Onu da geçersek bir şirkette senin çalışarak üst yerlere gelmen hem çalışmaktan çok İşverenin kendi isteğine bağlı hem de gelsen bile bu muhtemelen ömrünün büyük bir kısmını yiyecek. Evet kapitalizmde sadece emeğini değil zamanını yani ömrünü de kiralarsın işveren için. Ayrıca kapitalizmde öyle büyük bir rekabet ortamı oluşturduğu yok. Tam tersine büyük şirketlerin ve markaların küçük olanları yediği ve tekelleşmeye yol açtığı bir sistem. Sadece sizin gözünüzde sanki bunlar birbiriyle rekabet ediyormuş gibi gösterilmeye çalışıyor.

Mesela her gün kullandığımız Google'ın sahibi kim? En çok hisse sahiplerine baktığımız zaman 3 şirket gözümüze çarpıyor bunlar aklınızda kalsın Vanguard Group, Blackrock Inc. ve State Street Corporation. Mesela Microsoft'un hisselerine bakalım gene en çok kimler var? Vanguard, Blackrock, State street. Peki Microsoft'un en büyük rakibi olduğu düşünülen Apple'ın hisseleri kime ait? Gene Vanguard, Blacrock, State Street ve Berkshire.
İsterseniz biraz gıda sektörüne bakalım gene en büyük rakip diye gösterilen Coca-Cola ve Pepsiye bakalım hisseleri kimin? Evet gene Vanguard, Blackrock ve State Street Corporation. Peki giyim sektörü nasıl? Mesela herkesin giydiği Levi's ve Nike'ın hissedarlarına bakalım: Levi's için Vanguard, Wellington management ve Parnassus var. Nike için ise Vanguard, Blackboard Inc. ve State street corporation gene gözümüze çarpıyor burada vermediğim sayısız örneği hiç hesaba katmıyorum. Yani anlatmak istediğim şey ortada bir rekabet ortamından çok büyüğün küçüğü yediği bir ortam var. Rekabet hiç yok demiyorum var ancak öyle gösterildiği kadar değil. Her gün zaten koca koca şirketlerin bildiğimiz ünlü markalara satıldığını görüyoruz ki bunlar kapitalizmde normaldir çünkü her sektör içindeki her şirket o sektörde tekelleşmek ister. Yani evet zengin sürekli daha zengin olur fakir ise çoğunlukla yerinde sayar veya o ülkedeki demografik ve ekonomik değişikliğe göre fakirleşir veya bir tık zenginleşir. Bir kere parası daha fazla olanın girişebileceği iş olanağı fakirin veya orta gelirlininkinden çok çok daha fazla. Muhtemelen zaten fakir adam bir iş kursa bile elinde sonunda o şirket cazip bir teklif veya ticari sözleşmeler ile gene zengin tarafından devralınacak. Avrupa'da sosyal yardımlar gayet fazla ve Avrupa'nın hem eğitim hemde gelişmişlik düzeyi bakımından Amerikadan daha iyi durumda olduğunu görmek için fazla uğraşmaya gerek yok.

Son olarak şu "diğer sistemler insanlığın doğasına aykırı insan rekabet etmek zorunda" argümanını konuşalım ilk olarak kapitalizmin için rekabetin ne durumda olduğu hakkında fikirlerimi yukarıda belirttim. Bir kere kapitalizmin getirdiği Metropollerin kendisi insanın doğasına aykırı ve açıkça görülüyor ki toplumsal ve kültürel yozlaşmaya yol açıyor. Metropolde yaşayan insanların büyük bir kısmının ne kadar depresif olduğunu, çarpık kentleşmenin, ses ve görüntü kirliliğinin ne kadar fazla olduğunu görmek zor değil. Metropoldeki yaşam tarzını seven var mı bilmiyorum şu ana kadar görmedim. Zaten metropoldeki herhangi bir yapının mimarilerinin ne kadar kültürel ve estetik açıdan vahim olduğunu görüyoruz. Turistleri anca reklamcılık ve propagandalar ile üstlerine çekiyorlar. Avrupa'daki tarihi anıtları mı gezmek daha güzel yok NW'u mu? Benim düşüncelerim böyleydi buraya kadar okuduysanız teşekkürler.
 
Son düzenleme:
15 yaşında çoğu kişi böyle düşünür (o yaştayken ben de dahil) ama büyüyünce anlıyorsun, işçilerin çalışma şartlarını bir görünce, kendin bir yerde çalışınca öğreniyorsun. İnsanların üç kuruş para karşılığında ömrünü harcamak zorunda kaldığını görünce öğreniyorsun. Böyle bir post atan biri büyük ihtimal ya daha hiç çalışmamış ya da hiç işçi olmamıştır.
İşçiler "genellikle" o kadar da düşük maaş almıyor. Yani maaşlar genel olarak yapılan işin şartları ve zorluğuyla orantılı.
 
Sistem mantıksal olarak gayet başarılı, lakin yönetimlerde paraya tapan varlıklar olduğu sürece hep sömürgecilik sistemi olarak akılda kalacak.

Ayrıca kapitalizmin yanına da sosyalizm gider boncuk gibi olur. 😁
 
Kapitalizm verimli devlet sistemlerinin veya bilimsel buluşların sebebi değil. Bir kere kapitalizmin getirdiği arz talep dengesi şuanda özellikle Türkiye gibi bilime devletin veya herhangi bir kuruluşun destek vermediği ülkelerde bilimin gelişiminde hiçbir katkısı yok. Bir tarihçiye sence ne kadar destek var? Sence gerçekten tarihe veya herhangi bir ana bilim dalına ne kadar talep var?
Sence bir fizikçiye mi daha fazla talep düşüyor yoksa eğlence sektöründe marifeti bir topun arkasından koşan bir futbolcuya ya da tik tok gibi platformda salak saçma video çeken insanlara mı? Sence bilim adamları gerçekten kapitalizm sayesinde mi buluşlar yapıyor? Devlet, sosyal yardımlar ve özel kuruluşlar olmasa bilimin halinin ne kadar vahim olabileceğini düşün. Bir kere şu konuda bir karar kılalım bilimsel gelişmeleri kapitalizm tetiklemiyor tam tersine bir devlet veya topluluğun bir ihtiyacı olduğunda destekleniyor veya herhangi bir bilim adamı kendi merakı ve çalışmalarıyla bilime ve insanlığa çağ atlatıyor. Nikola Teslanın kapitalizmin merkezi olan Amerikada beş parasız bir şekilde nasıl öldüğünü biliyoruz. Son birkaç yüzyılda kapitalist ülkelerden çıkan büyük bilim adamları öyle para içinde yüzmüyordu.

İkinci olarak kapitalizmi savunan insanlarda şu "çalışarak yüksel" , "sende yap, sende öyle ol" gibi aptal propagandaların gerçek olmadığını biliyoruz. İnsanlar aynı şartlarda doğmuyor özellikle kapitalizmin getirdiği sınıf ayrımının çok açık olduğu ekonomik modellerde. Kapitalizmde birilerinin ne kadar çalıştığıyla onun kazandığı miktar doğru oranda gitmez. Bir ülkede çok fazla inşaat mühendisi olsun bu adamlara düşecek talep az olacak ve dolayısıyla kazandıkları miktarda çok düşük olacak aynı şekilde iş bulma imkanları. Ama mesela Bilgisayar mühendislerine çok talep var ve ülkede bilgisayar mühendisi sayısınında az olduğunu düşünürsek, o inşaat mühendisi isterse 40 yıl sektörde çalışsın alacağı para hayali ülkemizdeki bilgisayar mühendisimizin başlangıç maaşı kadar olur.
Onu da geçersek bir şirkette senin çalışarak üst yerlere gelmen hem çalışmaktan çok İşverenin kendi isteğine bağlı hem de gelsen bile bu muhtemelen ömrünün büyük bir kısmını yiyecek. Evet kapitalizmde sadece emeğini değil zamanını yani ömrünü de kiralarsın işveren için. Ayrıca kapitalizmde öyle büyük bir rekabet ortamı oluşturduğu yok. Tam tersine büyük şirketlerin ve markaların küçük olanları yediği ve tekelleşmeye yol açtığı bir sistem. Sadece sizin gözünüzde sanki bunlar birbiriyle rekabet ediyormuş gibi gösterilmeye çalışıyor.

Mesela her gün kullandığımız Google'ın sahibi kim? En çok hisse sahiplerine baktığımız zaman 3 şirket gözümüze çarpıyor bunlar aklınızda kalsın Vanguard Group, Blackrock Inc. ve State Street Corporation. Mesela Microsoft'un hisselerine bakalım gene en çok kimler var? Vanguard, Blackrock, State street. Peki Microsoft'un en büyük rakibi olduğu düşünülen Apple'ın hisseleri kime ait? Gene Vanguard, Blacrock, State Street ve Berkshire.
İsterseniz biraz gıda sektörüne bakalım gene en büyük rakip diye gösterilen Coca-Cola ve Pepsiye bakalım hisseleri kimin? Evet gene Vanguard, Blackrock ve State Street Corporation. Peki giyim sektörü nasıl? Mesela herkesin giydiği Levi's ve Nike'ın hissedarlarına bakalım: Levi's için Vanguard, Wellington management ve Parnassus var. Nike için ise Vanguard, Blackboard Inc. ve State street corporation gene gözümüze çarpıyor burada vermediğim sayısız örneği hiç hesaba katmıyorum. Yani anlatmak istediğim şey ortada bir rekabet ortamından çok büyüğün küçüğü yediği bir ortam var. Rekabet hiç yok demiyorum var ancak öyle gösterildiği kadar değil. Her gün zaten koca koca şirketlerin bildiğimiz ünlü markalara satıldığını görüyoruz ki bunlar kapitalizmde normaldir çünkü her sektör içindeki her şirket o sektörde tekelleşmek ister. Yani evet zengin sürekli daha zengin olur fakir ise çoğunlukla yerinde sayar veya o ülkedeki demografik ve ekonomik değişikliğe göre fakirleşir veya bir tık zenginleşir. Bir kere parası daha fazla olanın girişebileceği iş olanağı fakirin veya orta gelirlininkinden çok çok daha fazla. Muhtemelen zaten fakir adam bir iş kursa bile elinde sonunda o şirket cazip bir teklif veya ticari sözleşmeler ile gene zengin tarafından devralınacak. Avrupa'da sosyal yardımlar gayet fazla ve Avrupa'nın hem eğitim hemde gelişmişlik düzeyi bakımından Amerikadan daha iyi durumda olduğunu görmek için fazla uğraşmaya gerek yok.

Son olarak şu "diğer sistemler insanlığın doğasına aykırı insan rekabet etmek zorunda" argümanını konuşalım ilk olarak kapitalizmin için rekabetin ne durumda olduğu hakkında fikirlerimi yukarıda belirttim. Bir kere kapitalizmin getirdiği Metropollerin kendisi insanın doğasına aykırı ve açıkça görülüyor ki toplumsal ve kültürel yozlaşmaya yol açıyor. Metropolde yaşayan insanların büyük bir kısmının ne kadar depresif olduğunu, çarpık kentleşmenin, ses ve görüntü kirliliğinin ne kadar fazla olduğunu görmek zor değil. Metropoldeki yaşam tarzını seven var mı bilmiyorum şu ana kadar görmedim. Zaten metropoldeki herhangi bir yapının mimarilerinin ne kadar kültürel ve estetik açıdan vahim olduğunu görüyoruz. Turistleri anca reklamcılık ve propagandalar ile üstlerine çekiyorlar. Avrupa'daki tarihi anıtları mı gezmek daha güzel yok NW'u mu? Benim düşüncelerim böyleydi buraya kadar okuduysanız teşekkürler.
Hepsini okudum, zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.
Ama sanki bu saydığınız dezavantajları vahşi kapitalizmin getirdiği ya da kapitalizm yanında devletin güvenlik, hukuğun üstünlüğü gibi konularda çok çok geri kalan ülkelerin getirdiği bir şey gibi.

Emeğinle bir yere gelemezsin muhabbetine kısmen katılıyorum, kısmen olmasının sebebi nizam bilmeyen Devletler. Bugün ABD(ki asla mükemmel değil.)'de çok kötü yerlerden çok iyi yerlere geçip sınıf atlayan kişi çok fazla var. Yeter ki Devlet bilimum ölçüde vatandaşının arkasında dursun. Bu arada başlıkta' mükemmel' yazmamın sebebi biraz mübalağa yapmaktı; yoksa mükemmel diye bir şeyin insan mevzubahis ise çok geçerli olacağını düşünmüyorum.
 
Hepsini okudum, zaman ayırdığınız için çok teşekkürler.
Ama sanki bu saydığınız dezavantajları vahşi kapitalizmin getirdiği ya da kapitalizm yanında devletin güvenlik, hukuğun üstünlüğü gibi konularda çok çok geri kalan ülkelerin getirdiği bir şey gibi.

Emeğinle bir yere gelemezsin muhabbetine kısmen katılıyorum, kısmen olmasının sebebi nizam bilmeyen Devletler. Bugün ABD(ki asla mükemmel değil.)'de çok kötü yerlerden çok iyi yerlere geçip sınıf atlayan kişi çok fazla var. Yeter ki Devlet bilimum ölçüde vatandaşının arkasında dursun. Bu arada başlıkta' mükemmel' yazmamın sebebi biraz mübalağa yapmaktı; yoksa mükemmel diye bir şeyin insan mevzubahis ise çok geçerli olacağını düşünmüyorum.
Dostum emin ol saydığım çoğu şeyin etkilerini bugünün kapitalist ekonomilerinde görebilirsin. Sana tavsiyem kapitalizmin getirdiği sözde rekabet ortamının arkasında neler döndüğüne biraz bakman. Bir süre sonra göreceksin ki bakmışsın ilaç firmalarından tut, gıda üreticilerine, teknoloji markalarına hatta medya kanallarının-uygulamalarının neredeyse hepsinin sahipleri belli birkaç şirket hatta bu belli şirketlerin hissedarları da gene aynı şirketler. Gerçekten çok büyük bir tekelleşme var ve insanlar bunun farkında değil.

Biraz komplo teorisyeni gibi gelmiş olabilirim ancak sadece önceki yazımda örnek verdiğim 3 şirketin başka markalarda sahip olduğu hisselere bak anlarsın.
 

Geri
Yukarı