Özgür irade yoktur

Trascendentium

Hectopat
Katılım
2 Eylül 2020
Mesajlar
810
Yer
Dünya
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
İnsan
33bb433aed2b14c7ed69cec3192f49fe.jpg


Öncelikle bu konuyu açmamın iki temel sebebi var:
  • Birincisi, özgür irade hakkındaki düşüncelerimi bir konuya kaydetmek istiyorum.
  • İkincisi, karar verme odaklı monoton tartışmalara yeni bir renk getirmek istiyorum.
Daha önce herhangi bir özgür irade tartışmasında bulunduysanız bileceğiniz üzere, özgür irade tartışmaları karar verme odaklı tartışmalardır. "A ya da B'yi seçebiliyor muyum, yoksa seçemiyor muyum?" çoğunuz için özgür irade bundan ibarettir, değil mi? Ben özgür iradenin olmadığını düşünüyorum ve bu herhangi bir din ile, reddebileceğiniz bir şey bile değil. Çünkü temelini direkt insanın kendisinden, gelişiminden ve en aptal insanın bile sahip olduğu bir şeyden alıyor: Tecrübe!

İlk olarak tecrübenin tam olarak ne olduğunu anlamak ve kavram karmaşasını engellemek amacıyla, Wikipedia tanımına bakalım:
Tecrübe ya da deneyim, bir konuda zamanla elde edilen bilgi birikimidir.
Şimdi bundan ne anlamalıyız? Bir konuda zamanla elde ettiğiniz bir bilgi birikimine tecrübe dersiniz. Mesela çikolatalı bir dondurma yediniz ve sevmediniz. Bu bir tecrübedir. Bu tecrübenize göre, çikolatalı dondurmayı sevmiyorsunuz. Burada önemli olan nokta, artık bir şeyi tecrübe etmiş olmanız. Çikolatalı dondurma yemeyi tecrübe ettiniz ve artık isterseniz aklınızdan çikolatalı dondurmanın tadını tekrar tadabilirsiniz. Bunu hemen uygulayın. Tadını tecrübe ettiğiniz bir yiyeceği aklınızda canlandırın ve tadını hissettiğinizi düşünün. Tadını hemen hatırlayacaksınız. Sanki yemişsiniz gibi tadı gelecek. Yani beyin zihninde bu tecrübeleri geri çağırabiliyor.

Hayatımızı çoğunlukla aynı çekirdek tecrübe bütünüyle bitiririz. Bu çekirdek tecrübe bütünü, çocukluğumuzdan gelir. Yaklaşık 0-7 yaş arasından bahsediyoruz burada. Bu yaşlar arasında bilinçli bir varlıktan çok, hipnozda gibisinizdir. Yani öğretilen bilgiler direkt bilinçaltınıza yerleşir. Bilinçaltı bildiğiniz gibi insanın neredeyse tamamını kontrol eder. Bilinciniz ne düşünürse düşünsün, bilinçaltınızla şiddetli bir uyuşmazlık varsa, muhtemelen bilinçaltınız kazanacaktır. Bu yüzden başarıyla ilgili kişisel gelişim kitapları okuyup, bilincinizi dönüştürmenize rağmen başarısız oluyorsunuz. Çünkü önemli olan bilinçaltıdır. Bilinç dediğiniz nedir ki? :)

Bu çekirdek tecrübe bütününü oluşturan parametreleri kabaca listelemek gerekirse:
  • Doğduğunuz yer.
Doğduğunuz ülke, il ve ilçe gerçekten çok önemlidir. Çünkü aşağıdaki tüm parametreleri etkiliyor.
  • Ebeveynleriniz.
Ebeveynleriniz çok önemli. Nasıl bir eğitim seviyesine sahipler, ne kadar para kazanıyorlar, sizle nasıl ilgileniyorlar vs.
  • Dış görünüşünüz.
Bunu en basit şöyle açıklayayım: Dış görünüşünüz, okuldaki İnek Ahmet mi yoksa Popüler Berke Su mu olacağınızı belirler. :)
  • Konuştuğunuz dil.
Kavramlar ile düşünürüz. Yani konuştuğumuz dil ile. Dillerin yapısı farklılık gösterebilir yani nasıl düşündüğünüzü etkileyebilir.
  • Çocukluk arkadaşlarınız.
Size nasıl davrandılar, ne tür ilişkiler kurdunuz, onlarla ne tür sorunlar yaşadınız, ne oyunlar oynadınız vs.
  • İlkokul öğretmenleriniz.
Yeri gelecek, onları ebeveynlerinizden bile fazla göreceksiniz. Önemi yeterince açık diye düşünüyorum.
  • Oradan buradan duyduklarınız. :)
Bu en tehlikelisi işte. Oradan buradan duyduklarınız kafanıza bir yerleşirse ve şansınıza pek iyi bir şeyler değilse...

Şu ana kadar farkına vardınız mı bilmiyorum ama işte kafanızdaki şimşekleri çaktıracak soru geliyor: Bunların hangisini kontrol edebilirsiniz? Hangisini değiştirebilirsiniz? Doğduğunuz yer size bağlı değil. Ebeyvenleriniz zaten bağlı değil. E dış görünüşünüz de öyle. Konuştuğunuz dili de değiştiremezsiniz. Çekirdek diliniz, ilk öğrendiğiniz dildir. Çocukluk arkadaşlarınızı da pek kontrol edemezsiniz. İlkokul öğretmenleri de keza öyle. Oradan buradan duyduklarınız 0, hiç yani.

Buraya kadar oldukça basit, otantik felsefi terimler kullanmadan derdimi anlattığımı düşünüyorum. Bunları anlatmak zorundaydım zira bunları bilmezseniz, neden tecrübe de tecrübe diye tutturduğumu anlamayacaksınız. :) şimdi sıra geldi karar almak ve tecrübe ilişkisine. Karar vermek için tecrübeye ihtiyacımız var. Tecrübenin olmadığı yerde de ya benzer tecrübelerimiz devreye girer ya da içgüdülerimiz. Burada ayrım yapmak için bilmemiz gereken önemli iki şey var:
  • Tecrübe doğuştan gelmez. Geldiğini iddia etmek kavramın direktmen anlamına aykırıdır.
  • İçgüdü doğuştan gelir ve herhangi bir tecrübe gerektirmez. Hayatta kalmak, acıdan kaçmak, zevki aramak vs.
Yani canlı, herhangi bir alan için bir tecrübeye sahip değilse, ya diğer benzer tecrübelerini kullanır (çikolatalı pastanın tadını tecrübe etmeyen bir canlı, çikolatalı dondurmanın tadını tecrübe ettiği için aralarında bağlantı kurarak çikolatalı pastanın tadının da kötü olabileceği sonucuna varabilir) ya da içgüdülerini kullanır ki, her daim kullanılacağını söylemiyorum. Benzer tecrübeler arasında bağlantı kurmak, günlük hayatımızda daha sık yaptığımız bir şey.

Peki bir diğer sorumuz geliyor: Çekirdek tecrübe bütününüzü oluşturan şeylerden hiçbirini kontrol edemezken, diğer elde ettiğiniz tecrübeler de zaten çekirdek tecrübe bütününün etkisi altında kaldığı ve yine kontrol edemediğiniz için, nasıl özgür iradeye sahip olabileceğinizi iddia ediyorsunuz? Hangi argümanınız, inandığınız dinin hangi kısmı, mensubu olduğunuz felsefelerin hangisi, bu basit gerçeği çürütebilir?
 
Yazının tamamını okudum. Mantıksız yaklaşım yok ancak şahsen özgür irade ile bu konu arasında bağlantı kuramadım. Sebebi şu:
Özgür irade veya erkin irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür.
Özgür iradeni kullanırken tecrübelerinden faydalanmak zorunda değilsin. Ya da verdiğin kararda hiç benzer tecrüben olmayabilir.
 
İnsan günümüzde her hareketini baskı altında ve bir şeyleri kaybetme korkusuyla gerçekleştirir. Kentte yaşayan insanın farklı korkuları; kırsalda yaşayan insanın farklı korkuları vardır. Nihayetinde her insan bir dürtü sonucu hareket eder. Örneğin, TV karşısına geçip günlerce gözünüzü kırpmadan TV izleyemezsiniz. İnsanda böyle bir irade yoktur.
 
Mark Twain'in insan nedir hakkında bir kitabı var. Oradan ilham alarak yazdığınızı düşünüyorum fakat eğer oradan ilham alarak yazmadıysanız çok iyi bir şekilde bu konuya ve birçok konuya değiniyor. Tavsiye ederim.
 
Yazının tamamını okudum. Mantıksız yaklaşım yok ancak şahsen özgür irade ile bu konu arasında bağlantı kuramadım. Sebebi şu:

Özgür iradeni kullanırken tecrübelerinden faydalanmak zorunda değilsin. Ya da verdiğin kararda hiç benzer tecrüben olmayabilir.
Eylemleri nasıl hayata geçirirsiniz? Arzularınızı? Niyetlerinizi? Amaçlarınızı? Bunun dışında hiç benzer tecrübe yoksa ya alakasız tecrübelere gidilir ya da içgüdülere gidilir. Basit mantık. :)

Ben Ateist'im.
Mark Twain'in insan nedir hakkında bir kitabı var. Oradan ilham alarak yazdığınızı düşünüyorum fakat eğer oradan ilham alarak yazmadıysanız çok iyi bir şekilde bu konuya ve birçok konuya değiniyor. Tavsiye ederim.
O kitabı hiç okumadım ve genel olarak da özgür irade konusunda neredeyse hiçbir kitabı okumadım. Daha çok gökyüzüne bakarken oluşturduğum bir argümandır özgür irade argümanım. En gurur duyduğum argümandır çünkü ilhamı sadece gökyüzüdür. :)
 
Eylemleri nasıl hayata geçirirsiniz? Arzularınızı? Niyetlerinizi? Amaçlarınızı? Bunun dışında hiç benzer tecrübe yoksa ya alakasız tecrübelere gidilir ya da içgüdülere gidilir. Basit mantık. :)

Ben Ateist'im.

O kitabı hiç okumadım ve genel olarak da özgür irade konusunda neredeyse hiçbir kitabı okumadım. Daha çok gökyüzüne bakarken oluşturduğum bir argümandır özgür irade argümanım. En gurur duyduğum argümandır çünkü ilhamı sadece gökyüzüdür. :)

Pekala fakat yine de çok güzel bir kitap :)
 
Arkadaşlar bu arada konuda yazım hataları olabilir. Ben konuyu açarken (gerçekten) yoktu ama moderatörler yazım denetimi çakıp geçiyor. Doğru olan konuyu bozuyorlar akıl alır gibi değil!
 
@Trascendentium Yani eninde sonunda çekirdek tecrübelerden faydalanmak zorunda olduğumuzu söylüyorsun.

Bu bağlamda özgür iradeyi kısıtlayan tek şey çekirdek tecrübe bütünlüğü değil. Karar verdiğin an duygusal olarak farklı hissediyorsan (üzgün, sinirli vs.) bu bile kararını etkileyebiliyor. Durumsal olarak burada da özgür irade var olmuyor.
 
@Trascendentium Yani eninde sonunda çekirdek tecrübelerden faydalanmak zorunda olduğumuzu söylüyorsun.

Bu bağlamda özgür iradeyi kısıtlayan tek şey çekirdek tecrübe bütünlüğü değil. Karar verdiğin an duygusal olarak farklı hissediyorsan (üzgün, sinirli vs.) bu bile kararını etkileyebiliyor. Durumsal olarak burada da özgür irade var olmuyor.
Dostum inan bu konuda düşündüğüm her şeyi yazsam kimse okumaz çünkü çok uzun olur. Bu bile kısaltılışı, yüzeysel anlattım. Hatta gene okunmaz diye şüphelerim vardı ama yine okuyanlar olduğunu görmek gerçekten sevindirici. :)
 

Yeni konular

Geri
Yukarı