Osmanlı Türkçesi nasıl öğrenilir?

Dostum tamam en büyük Atatürkçü sensin osmanlıca ile birşey yazan herkese neden dislike atıyorsun? Yanlış birşey mi yazıyoruz yoksa çekemiyor musun anlamadım.
Adam orda Latin harflerini istemiyorum herkes Osmanlıca konuşsun diyor. Osmanlının bir bittiği zamanda neden Osmanlıca ana dil olsun. Ayrıca Osmanlı düşmanı değilim bende Osmanlıca öğreneceğim. Hoşuma gitmeyen şeylere dislike atıyorum ne atmamı bekliyordun gül mü atayım eğer hoşuna gitmediyse sende bana at bu kadar küçük şeyleri niye takıyorsunuz.
 
Osmanlıca çok derin, hoş ve gerçekten incelikleri olan bir dildir. Günümüz Türkçesi kadar kolay değildir. Tam bir edebiyat dilidir. Zordur. Halk arasında kullanılan dil, günümüz Türkçesi ile neredeyse aynıydı. Ama edebi anlamda Osmanlıca öğrenmek senin çook zamanını alacaktır. Çünkü edebiyatta kullanılan Osmanlıca, çok ağır ve karmaşık Arapça ve Farsça tamlamalar, uzun uzun kelimelerden oluşuyor. O yüzden temel alfabeyi öğrenmek eğer tek isteğin mezar taşı okumaksa, alfabeyi öğrendikten sonra mezar taşlarında ve kitabelerde kullanılan sanatsal yazı şekillerini (Günümüzdeki şekilli fontlar gibi düşünebilirsin) öğrenmek senin işini hayli hayli görecektir, bunu da birkaç ayda belki 1-2 seneye sarkıtarak halledebilirsin. Ama dediğim gibi sanat dili olarak Osmanlıcayı öğrenmek için bir Tarih fakültesinde okuyarak oraların kütüphanelerinde vakit harcayarak senelerini vermen gerekir. Bilakis Osmanlıca Türkçesini 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar birçok dönemde incelemek, her dönemin alt başlıklarına göre harmanlanmak oldukça zor ve karmaşıktır.

Ek olarak, Osmanlıcanın halk arasında kullanılması ve harf inkılabına değinelim.
Dönemin Orta Doğusu, Ortaçağ öncesi ve Ortaçağ dönemi ele alındığında bugünün Avrupasından farksızdı. Bilim ve sanat ışığı bugün nasıl Avrupada ise, o günlerde de Ortadoğu topraklarındaydı. Bugün iç çatışmaların sürdüğü Ortadoğuyu ise Avrupada görmek hayli mümkündü. Bu sebeple, Anadolu akınlarını sürdüren Oğuzlar, bölgede hakim olan Dil ve Alfabe ile kaynaşmışlardır. Lakin dönemim şart ve durumu göz önüne alındığında, bunu bir asimile olarak görmek algı yapmak ile eşdeğer ve aslen bu değişim doğal ve olağandır. Bu sebeple, Osmanlıcanın yazımında Araoöa ve Farsça karması bir alfabe olan Osmanlıca Alfabesi kullanılmıştır, oysa dil birikimine baktığımızda kelimelerin %10'dan daha azı Türkçe harici dillerden gelmiştir.

Osmanlının son yıllarına gelindiğinde ise, Artık Ortadoğunun üzerinden bilim ışığı çoktan kalkmış, artık Avrupa'da parlamaktaydı. Zaten Osmanlı, 1000 yıl önce nasıl ortamın durumuna uyum sağladığı için ileri gidebildiyse, geçtiğimiz 300 yılda değişen dünya şartlarına uyum sağlamadığı için çökmüştür. Bunun en büyük etkisi ise, değişimi ve ilerlemeyi normal bir durum olarak görmeyen, din düşmanlığı olarak algılayan kesimlerin baskısıdır. Bu kesim, birçok Avrupai yeniliğe karşı çıkmıştır. Bu da yeniliklerin halka ulaşmasını engellemesine, yani tabana yayılmasına engel olmuştur.

Osmanlı 1. dünya savaşından yenik çıktığı zaman, Harf İnkılabı ile alfabemizi dönemin şartlarına uyum sağlamak için Latin Alfabesi olarak değiştirmiştir. Osmanlının dağılmasını sağlayan gericiler, bunu da din düşmanlığı olarak lanse etmektedirler. Oysa nasıl 800 yıl önce Arap ve Fars alfabelelerinin kullanılması bir gereklilik ise yeni dünya düzeninde latin harflerinin kullanımlası ise bir gerekliliktir.

Kaldı ki, Atatürk kendi keyfi ile harf İnkılabını yapmamıştır. Dönemin Türkologları, uzun uzun çalışmalar sonucu, Türk diline dönemin en uygun alfabesinin Latin alfabesi olduğuna karar vermiştir. Bilakis, Arap alfabesi bizim Türk dilimize uygun bir alfabe değildir ve birçok zorluk çıkartmaktadır. Bu durumlar hep birlikte ele alındığında, Latin alfabesinin kullanıma alınmasının gerekliliği gözler önüne serilebilir.

Aynı zamanda, Osmanlı zamanında halk arasında okur/yazarlığın düşük olmasını doğrudan Alfabeye bağlamak son derece yanlış bir önerme olacaktır. Çünkü, Alfabe ile okuma/yazma küçük yaşta öğretildiğinden kullanılan alfabenin zorluğu, okuma yazmaya büyük miktarda etki etmez. Küçük yaşta bir insan dil ne kadar zor olursa olsun öğrenebilir. Çünkü Latin alfabesi ile okuyan birisi için Yunan ve Kiril alfabeleri daha kolay gelirken Arap, Japon, Hint, Çin, Kore bölgelerinde kullanılan alfabeler ile okumak çok daha zor gelir lakin orada doğan bir insanın bu alfabe ile okuma yazması zor değildir.
Halk arasında okuma yazma oranının düşük olmasının başlıca ve en büyük sebebi, yazılı kaynakların kırsal kesime (Osmanlı zamanında başlıca şehirler hariç her yer kırsaldı, bugünün ortamı ile kıyas edemeyiz.) ulaşamamasıdır.
Halkın okuma yazma bilmemesinin sebeplerini yazılı eserlerin matbaanın ülkeye çok geç gelmesi ve yine geç yaygınlaşması sebebi ile halka yayılamaması, kırsalda yaşayan halkın bu eserlere çok zor ve/veya hiç ulaşamaması olarak sıralanabilir ama alfabe bu argümanı temellendirmek için kullanılamaz.


Teşekkürler.
 
Osmanlıca çok derin, hoş ve gerçekten incelikleri olan bir dildir. Günümüz Türkçesi kadar kolay değildir. Tam bir edebiyat dilidir. Zordur. Halk arasında kullanılan dil, günümüz Türkçesi ile neredeyse aynıydı. Ama edebi anlamda Osmanlıca öğrenmek senin çook zamanını alacaktır. Çünkü edebiyatta kullanılan Osmanlıca, çok ağır ve karmaşık Arapça ve Farsça tamlamalar, uzun uzun kelimelerden oluşuyor. O yüzden temel alfabeyi öğrenmek eğer tek isteğin mezar taşı okumaksa, alfabeyi öğrendikten sonra mezar taşlarında ve kitabelerde kullanılan sanatsal yazı şekillerini (Günümüzdeki şekilli fontlar gibi düşünebilirsin) öğrenmek senin işini hayli hayli görecektir, bunu da birkaç ayda belki 1-2 seneye sarkıtarak halledebilirsin. Ama dediğim gibi sanat dili olarak Osmanlıcayı öğrenmek için bir Tarih fakültesinde okuyarak oraların kütüphanelerinde vakit harcayarak senelerini vermen gerekir. Bilakis Osmanlıca Türkçesini 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar birçok dönemde incelemek, her dönemin alt başlıklarına göre harmanlanmak oldukça zor ve karmaşıktır.

Ek olarak, Osmanlıcanın halk arasında kullanılması ve harf inkılabına değinelim.
Dönemin Orta Doğusu, Ortaçağ öncesi ve Ortaçağ dönemi ele alındığında bugünün Avrupasından farksızdı. Bilim ve sanat ışığı bugün nasıl Avrupada ise, o günlerde de Ortadoğu topraklarındaydı. Bugün iç çatışmaların sürdüğü Ortadoğuyu ise Avrupada görmek hayli mümkündü. Bu sebeple, Anadolu akınlarını sürdüren Oğuzlar, bölgede hakim olan Dil ve Alfabe ile kaynaşmışlardır. Lakin dönemim şart ve durumu göz önüne alındığında, bunu bir asimile olarak görmek algı yapmak ile eşdeğer ve aslen bu değişim doğal ve olağandır. Bu sebeple, Osmanlıcanın yazımında Araoöa ve Farsça karması bir alfabe olan Osmanlıca Alfabesi kullanılmıştır, oysa dil birikimine baktığımızda kelimelerin %10'dan daha azı Türkçe harici dillerden gelmiştir.

Osmanlının son yıllarına gelindiğinde ise, Artık Ortadoğunun üzerinden bilim ışığı çoktan kalkmış, artık Avrupa'da parlamaktaydı. Zaten Osmanlı, 1000 yıl önce nasıl ortamın durumuna uyum sağladığı için ileri gidebildiyse, geçtiğimiz 300 yılda değişen dünya şartlarına uyum sağlamadığı için çökmüştür. Bunun en büyük etkisi ise, değişimi ve ilerlemeyi normal bir durum olarak görmeyen, din düşmanlığı olarak algılayan kesimlerin baskısıdır. Bu kesim, birçok Avrupai yeniliğe karşı çıkmıştır. Bu da yeniliklerin halka ulaşmasını engellemesine, yani tabana yayılmasına engel olmuştur.

Osmanlı 1. dünya savaşından yenik çıktığı zaman, Harf İnkılabı ile alfabemizi dönemin şartlarına uyum sağlamak için Latin Alfabesi olarak değiştirmiştir. Osmanlının dağılmasını sağlayan gericiler, bunu da din düşmanlığı olarak lanse etmektedirler. Oysa nasıl 800 yıl önce Arap ve Fars alfabelelerinin kullanılması bir gereklilik ise yeni dünya düzeninde latin harflerinin kullanımlası ise bir gerekliliktir.

Kaldı ki, Atatürk kendi keyfi ile harf İnkılabını yapmamıştır. Dönemin Türkologları, uzun uzun çalışmalar sonucu, Türk diline dönemin en uygun alfabesinin Latin alfabesi olduğuna karar vermiştir. Bilakis, Arap alfabesi bizim Türk dilimize uygun bir alfabe değildir ve birçok zorluk çıkartmaktadır. Bu durumlar hep birlikte ele alındığında, Latin alfabesinin kullanıma alınmasının gerekliliği gözler önüne serilebilir.

Aynı zamanda, Osmanlı zamanında halk arasında okur/yazarlığın düşük olmasını doğrudan Alfabeye bağlamak son derece yanlış bir önerme olacaktır. Çünkü, Alfabe ile okuma/yazma küçük yaşta öğretildiğinden kullanılan alfabenin zorluğu, okuma yazmaya büyük miktarda etki etmez. Küçük yaşta bir insan dil ne kadar zor olursa olsun öğrenebilir. Çünkü Latin alfabesi ile okuyan birisi için Yunan ve Kiril alfabeleri daha kolay gelirken Arap, Japon, Hint, Çin, Kore bölgelerinde kullanılan alfabeler ile okumak çok daha zor gelir lakin orada doğan bir insanın bu alfabe ile okuma yazması zor değildir.
Halk arasında okuma yazma oranının düşük olmasının başlıca ve en büyük sebebi, yazılı kaynakların kırsal kesime (Osmanlı zamanında başlıca şehirler hariç her yer kırsaldı, bugünün ortamı ile kıyas edemeyiz.) ulaşamamasıdır.
Halkın okuma yazma bilmemesinin sebeplerini yazılı eserlerin matbaanın ülkeye çok geç gelmesi ve yine geç yaygınlaşması sebebi ile halka yayılamaması, kırsalda yaşayan halkın bu eserlere çok zor ve/veya hiç ulaşamaması olarak sıralanabilir ama alfabe bu argümanı temellendirmek için kullanılamaz.


Teşekkürler.
İlginiz için teşekkürler ben tam olarak ustalaşmak istemiyorum açıkçası yine de teşekkür ederim uzun ve anlaşılır dilde yazığınız için

Osmanlıca çok derin, hoş ve gerçekten incelikleri olan bir dildir. Günümüz Türkçesi kadar kolay değildir. Tam bir edebiyat dilidir. Zordur. Halk arasında kullanılan dil, günümüz Türkçesi ile neredeyse aynıydı. Ama edebi anlamda Osmanlıca öğrenmek senin çook zamanını alacaktır. Çünkü edebiyatta kullanılan Osmanlıca, çok ağır ve karmaşık Arapça ve Farsça tamlamalar, uzun uzun kelimelerden oluşuyor. O yüzden temel alfabeyi öğrenmek eğer tek isteğin mezar taşı okumaksa, alfabeyi öğrendikten sonra mezar taşlarında ve kitabelerde kullanılan sanatsal yazı şekillerini (Günümüzdeki şekilli fontlar gibi düşünebilirsin) öğrenmek senin işini hayli hayli görecektir, bunu da birkaç ayda belki 1-2 seneye sarkıtarak halledebilirsin. Ama dediğim gibi sanat dili olarak Osmanlıcayı öğrenmek için bir Tarih fakültesinde okuyarak oraların kütüphanelerinde vakit harcayarak senelerini vermen gerekir. Bilakis Osmanlıca Türkçesini 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar birçok dönemde incelemek, her dönemin alt başlıklarına göre harmanlanmak oldukça zor ve karmaşıktır.

Ek olarak, Osmanlıcanın halk arasında kullanılması ve harf inkılabına değinelim.
Dönemin Orta Doğusu, Ortaçağ öncesi ve Ortaçağ dönemi ele alındığında bugünün Avrupasından farksızdı. Bilim ve sanat ışığı bugün nasıl Avrupada ise, o günlerde de Ortadoğu topraklarındaydı. Bugün iç çatışmaların sürdüğü Ortadoğuyu ise Avrupada görmek hayli mümkündü. Bu sebeple, Anadolu akınlarını sürdüren Oğuzlar, bölgede hakim olan Dil ve Alfabe ile kaynaşmışlardır. Lakin dönemim şart ve durumu göz önüne alındığında, bunu bir asimile olarak görmek algı yapmak ile eşdeğer ve aslen bu değişim doğal ve olağandır. Bu sebeple, Osmanlıcanın yazımında Araoöa ve Farsça karması bir alfabe olan Osmanlıca Alfabesi kullanılmıştır, oysa dil birikimine baktığımızda kelimelerin %10'dan daha azı Türkçe harici dillerden gelmiştir.

Osmanlının son yıllarına gelindiğinde ise, Artık Ortadoğunun üzerinden bilim ışığı çoktan kalkmış, artık Avrupa'da parlamaktaydı. Zaten Osmanlı, 1000 yıl önce nasıl ortamın durumuna uyum sağladığı için ileri gidebildiyse, geçtiğimiz 300 yılda değişen dünya şartlarına uyum sağlamadığı için çökmüştür. Bunun en büyük etkisi ise, değişimi ve ilerlemeyi normal bir durum olarak görmeyen, din düşmanlığı olarak algılayan kesimlerin baskısıdır. Bu kesim, birçok Avrupai yeniliğe karşı çıkmıştır. Bu da yeniliklerin halka ulaşmasını engellemesine, yani tabana yayılmasına engel olmuştur.

Osmanlı 1. dünya savaşından yenik çıktığı zaman, Harf İnkılabı ile alfabemizi dönemin şartlarına uyum sağlamak için Latin Alfabesi olarak değiştirmiştir. Osmanlının dağılmasını sağlayan gericiler, bunu da din düşmanlığı olarak lanse etmektedirler. Oysa nasıl 800 yıl önce Arap ve Fars alfabelelerinin kullanılması bir gereklilik ise yeni dünya düzeninde latin harflerinin kullanımlası ise bir gerekliliktir.

Kaldı ki, Atatürk kendi keyfi ile harf İnkılabını yapmamıştır. Dönemin Türkologları, uzun uzun çalışmalar sonucu, Türk diline dönemin en uygun alfabesinin Latin alfabesi olduğuna karar vermiştir. Bilakis, Arap alfabesi bizim Türk dilimize uygun bir alfabe değildir ve birçok zorluk çıkartmaktadır. Bu durumlar hep birlikte ele alındığında, Latin alfabesinin kullanıma alınmasının gerekliliği gözler önüne serilebilir.

Aynı zamanda, Osmanlı zamanında halk arasında okur/yazarlığın düşük olmasını doğrudan Alfabeye bağlamak son derece yanlış bir önerme olacaktır. Çünkü, Alfabe ile okuma/yazma küçük yaşta öğretildiğinden kullanılan alfabenin zorluğu, okuma yazmaya büyük miktarda etki etmez. Küçük yaşta bir insan dil ne kadar zor olursa olsun öğrenebilir. Çünkü Latin alfabesi ile okuyan birisi için Yunan ve Kiril alfabeleri daha kolay gelirken Arap, Japon, Hint, Çin, Kore bölgelerinde kullanılan alfabeler ile okumak çok daha zor gelir lakin orada doğan bir insanın bu alfabe ile okuma yazması zor değildir.
Halk arasında okuma yazma oranının düşük olmasının başlıca ve en büyük sebebi, yazılı kaynakların kırsal kesime (Osmanlı zamanında başlıca şehirler hariç her yer kırsaldı, bugünün ortamı ile kıyas edemeyiz.) ulaşamamasıdır.
Halkın okuma yazma bilmemesinin sebeplerini yazılı eserlerin matbaanın ülkeye çok geç gelmesi ve yine geç yaygınlaşması sebebi ile halka yayılamaması, kırsalda yaşayan halkın bu eserlere çok zor ve/veya hiç ulaşamaması olarak sıralanabilir ama alfabe bu argümanı temellendirmek için kullanılamaz.


Teşekkürler.
Ha pardon bende bunu aynısı konu açmıştım kendi konuma yazdınız sandım özür dilerim
 
Son düzenleme:
Osmanlı türkçesini öğrenmek istiyorum. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

Hocam Udemy de kurslar var ayrıca dernekler de bu işi yapıyor.

Arkadaş dedesinin mezarını okuyacak galiba hocam ahahahah. Online paralı kurslar veya YouTube üzerinden öğrenebilirsiniz.

Bu mizah yapılacak bir konu mu? Arkadaş belki arşivlere girecek? Dar görüşten çıkmanızı tavsiye ediyorum.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı