Spinoza panteist mi?

Felsefe tarihinin belki de en çok tartışılan ve kim nereye çekmek isterse istesin sırıtmayan filozofu olan Spinoza'ya net olarak panteistdir demek oldukça hatalı bir söylem olur.

Tanrı kavramı Spinoza felsefesi açıklanırken zorlanılan bir kavramdır. Çünkü Spinoza'da tanrı
diğer felsefelerin aksine biraz farklıdır. Diego Tatian, bu tanrıyı "Tanrı Olmayan Bir Tanrı"
olarak tanımlamaktadır. Aynen şu şekilde de ekleme yapmaktadır: "Spinoza'nın Tanrı'sı ne
Zekadır; ne de Sevgidir; ne Her Şeye Kadiriyettir, ne de Her Şeyi Bilmektir; O, ne iktidar
sahibi yargıç bir Tanrı'dan, ne de vereceği cezadan korkulan ya da kendisinden ödül beklenen
bir potestas'tan ibarettir; özetle, O, tarih boyunca vahyedilen ve insanlara ahlak vahyeden,
vahyedilmiş bir Tanrı değildir. Vahyin Tanrı'sı, Etika'nın düşündüğü şeyin karşısında yer
alır."

Ulus Baker ise Spinoza'nın tanrısı için sonsuzca der. Sonsuzca kavramı sonsuzluk ile karıştırılmasın. Sonsuzcalık "sınırı aşabilme faaliyeti"ne denk gelmektedir bu bağlamda.

Panteizmin kavramının bugünkü haliyle Spinoza'dan sonra çıkması da açıkçası benim Spinoza'ya panteist dememe engel oluyor. Biraz cüretkar bir itiraf olacak ama ben şahsen Spinoza'nın kendine bile itiraf edemediği bir ate olduğunu düşünüyorum. Çocukken aldığı eğitim, ailesinin gelenekleri, çevre baskısı derken zihninde terk edemeyeceği bir tanrı figürü oluşturdu ve bu tanrı figürü teoride kusursuz. Bunu Ethica'yı okurken de görüyoruz. Sistematiği, etiği, mantığı, tanrısı ile mükemmel bir filozof ama isterse Lahey'deki mezarından fırlayıp "Ben panteistim." desin ben yine ona panteist demem. Onun Tanrı/Doğası daha farklı bir konumdadır benim için.
 
İlk ilkeyi, ilk nedeni açıklamak için vardığı noktadır. Fakat bu tanrı bizim tanrı kavramımız gibi değil; evren sonsuzdur, evrenin nedeni yoktur, evren hep vardır gibi açıklamalarına ister tanrı görüşü denir ister tanrı yoktur diyebiliriz, bir fark olmaz; bu anlamda bir tanrıdır.
Yine de bu görüş ile tamamen panteist denilemez. Çünkü, örneğin Spinoza'nın kütüphanesinde İbnü'l-Arabî kitaplarına da denk gelirler ve ikisinin bu açıklamadan sonraki nedensel, ahlaki görüşlerini karşılaştırınca görüşleri İbnü'l-Arabî açısından müslümanlık ile benzer denilebilir. Tam emin değilim çünkü ikisini de kaba taslak biliyorum, kendi metinlerini değil, onları anlatan felsefe kitaplarından aklımda kalanlar bunlar, bu yüzden yanlışım olabilir. Fakat sonuç olarak kimilerine göre (varlık görüşü) benzer kimilerine göre benzemez. Bu yüzden tam olarak panteist denemez, bir görüş netliği yoktur.
 
Spinoza; benden fersah ötede bir zât, ben onun hakkında "budur" desem ne? Demesem ne?

Spinoza'nın ne olduğu kendince olmalı. Oluşturmaya ya da temellendirmeye çalıştığı ahlak problemi hususuna kafa yormak daha faydalı olabilir.

Kendisinin, kalbe bir değerlendirme vasfı atadığını Etika'da görebiliyoruz. Kalp; hangi fikirler veya inanışlarda, değer belirlemektedir?

"Önerme LXXII

Hür insan hiçbir zaman aldatıcı olarak değil, her zaman temiz kalple iyi niyetli hareket eder."

Kanıtlama

Eğer hür bir insan, hür olması dolayısıyla aldatıcı olarak hareket etse idi, bunu aklın emrine göre yapacaktı: çünkü ona ancak bu şartla hür adını veriyoruz; aldatmak o halde bir erdem olacaktı (önerme 24) ve bunun sonucu olarak (aynı önerme), herkesin kendi varlığını korumak için aldatması iyi görülmüş olacaktı"

Ya da bin yıl sonra yine sorulur;
"Spinoza, neye inanıyordu?"

Bazı insanlar, kalıplara sığmıyor. Ayrica, insanın kalıbını belirleyen de kendisi değil mi?
 
Son düzenleme:
Evet, Spinoza panteist bir felsefi bakış açısına sahipti. Ona göre, Tanrı evrenin kendisiydi ve evrende bulunan her şey Tanrı'nın bir tezahürüydü. Bu bakış açısı, evrenin Tanrı'nın doğasıyla özdeş olduğunu savunur.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı