Merhaba, uluşlararası ilişkiler 4.sınıf öğrencisi olarak cevaplayım. Kısa sürede buna evet demek yalan söylemek olur ama zamanında çok fazla şansımız oldu özellikle soğuk savaş öncesi soğuk savaş sonrası daha çok bizden imtiyazlar istediler normal olarak mesela Kıbrıs gibi konularda.
Türkiye 2013 yılına kadar Kophenang kritlerlerini hemen hemen uyguluyabiliyordu ama 2013 ve özellikle Gezi sonrası ülkede artan otoriterizm bunu bozdu.
Avrupa Birliği son genişlemelerinde çok pişman oldu en büyük örneği Bulgaristan çünkü Bulgaristan Ab'ye girdiği gün Bulgaristan nüfusunun yarısı diğer Ab ülkerine göç etti. Bu o zaman Ab'yi çok rahatsız etmişti. Bulgaristan'ın 6 milyon nüfusu olduğunu göz önüne alırsak ve Türkiye'nin 80-90 milyon nüfusu olduğu düşünürsek bunu istemezler.
Zaten son zamanlarda Ab karşıtları Avrupa da çok fazla iktidara gelmeye başladı. (İtalya, Macaristan, Hollanda [Seçimi kazanmasına rağmen Wilders güven oyu alamadı.]) Ab karşıtlarının ve Milliyetçilerin başa gelmesi mültecilerden ötürü çok büyük çoğunluğu o yüzden Türkiye'nin Ab'ye girmesi demek Avrupa'ya ikinci bir göç dalgası yaratır. Zaten Türkiye Kıbrıs, Kürt mevzusu gibi konularda elini çekmediği ve tam anlaşma sağlamadığı sürece imkansız.
Uzun vaade de Türkiye'de büyük siyasi devrimler olmadığı sürece Türkiye-Avrupa Birliği ile bir şekilde anlaşarak ilerlerler.
Türkiye Avrupa için çok önemli bir müttefik, Avrupa'nın en önemli ticari ortaklarından biriyiz.
Ama bir günde olan bir şey değil.
1963 yılında anlaşma imzaladık.
1. hazırlık dönemi 1963/68
2.dönem geçiş dönemi (Hazırlık dönemi sonunda imzalanacak katma protokol ile olacak)
3.son dönem ( o anki duruma bakılacak)
Türkiye önce hazırlık döneminde çok önemli imtiyazlar aldı çok büyük destekler aldı. Türkiye'nin tarlasından çıkan her şeyi fazla fazla Avrupa devletleri satın aldı.
Hazırlık dönemi bittiğinde Türkiye'ye yapılan yardımlar yapılan destekler sonucundan gümrük vergilerini yavaş yavaş indirmesi beklenildi ama Türkiye için sadece ödevini yapmayan bir ülke dediler. Haklılardı Türkiye Ab için hiçbir şey yapmadı Türkiye sadece aldığı desteğe baktı. Yapılması gereken bir şeyi yapmayıp gelen paraları o anki iktidarlar harcadı hep.
2. Dönemde, Türkiye hazır değildi. Ab için hazır değildi gümrük vergilerini yeterince düşürmemiş bir ülke vardı karşılarında bu durum sadece Ab'yı ekonomik olarak zorladı ama Soğuk savaş olduğu ve Türkiye Sovyet sınırında olduğu için Türkiye ile katma protokol imzaladılar. (Ve bu protok dışında bir sürü antlaşma)
Son olarak Türkiye 1995 de Ab'nin Gümrük birliğine girdi.
Türkiye bu gümrük birliğine 1970'de girebilirdi ve biz en geç 90'larda tam üye olabildik bir sürü siyasi buna saçma sebeplerden karşı çıktı bazıları destekleri. Destekleyenler ise Ab den gelen yardımları seçimler için kullandı.
Karşı çıkan siyasilerden tutunda 2002 seçimleriden sonra temiz bir sayfa ile sıfırdan başlanılmasına kadar bir çok konuyu yüzlerce saat konuşulabilir özet bir şekilde yazdım.
Bu bilgiler sonucunda yorum size ait.