Bugün merak edip FreeBSD kurdum. FreeBSD 14 ile beraber ekran kartım çalışmaya başladı. FreeBSD, Linux gibi bir UNIX-like sistem. En büyük farkı FreeBSD'nin gerçek anlamda bir işletim sistemi olması. Linux'da sadece çekirdek vardır, diğer kurduğunuz her şey üçüncü parti uygulamadır. Bu üçüncü parti uygulamaları birleştirerek Linux tabanlı bir işletim sistemi kurarsınız. FreeBSD'de ise birçok element aynı çatı altında geliştiriliyor ve sunuluyor.
FreeBSD, BSD işletim sisteminin bir çatallanması ve BSD'nin en büyük temsilcisi. BSD, Kaliforniya Üniversitesi'nde 1978'de bir UNİX benzeri bir sistem olarak çıkıyor ve A.B.D'nin en büyük telekomünikasyon şirketlerinden olan AT ve T tarafından kullanılıyor ve 1995 yılına kadar geliştiriliyor. Ardından üniversite içinde geliştiren ekip dağılıyor ve son sürümden itibaren çatallanarak FreeBSD, OpenBSD gibi BSD çatallanmalarıyla günümüze kadar geliştirilmeye devam ediyor. BSD en başından beri AT ve T tarafından kullanıldığı için ağ konusunda Linux'dan daha iyi bir performans sağlayabiliyor ve genel sistem gecikmesi konusunda Linux'dan daha iyi. Linux ise salt performans yani throughput'da ve donanım desteğinde çok daha öne çıkıyor. UNIX-like oldukları için birbirlerine uygulama, sürücü portlamak çok kolay ki FreeBSD birçok donanım sürücüsünü Linux'dan portlayarak kullanıyor.
FreeBSD'nin çok geniş bir paket deposu var, Linux'da bulabileceğiniz programlar portlanmış. KDE Plasma kurdum ve kullanıyorum. Yeni başlayanlar için çok güzel bir el kitabı hazırlanmış, çok rahat kullanılabiliyor. X11 ana ekran sunucu protokolü olarak belirlenmiş, Wayland destekleniyor ancak çalıştıramadım. Sürücü konusunda çok iyi sayılmaz. Realtek uzantılı harici BT ve Wi-Fi sürücümü tanımadı, sanırsam sürücü aramam gerekecek. Linux için uyumluluk katmanı geliştirilmiş, bununla beraber Linux uygulamaları doğrudan çalıştırılabiliyor.
Eğer ki Linux'dan sıkıldıysanız FreeBSD'ye bir şans verebilirsiniz. Linux kadar fazlasını sunmuyor ancak kötü de değil.
FreeBSD, BSD işletim sisteminin bir çatallanması ve BSD'nin en büyük temsilcisi. BSD, Kaliforniya Üniversitesi'nde 1978'de bir UNİX benzeri bir sistem olarak çıkıyor ve A.B.D'nin en büyük telekomünikasyon şirketlerinden olan AT ve T tarafından kullanılıyor ve 1995 yılına kadar geliştiriliyor. Ardından üniversite içinde geliştiren ekip dağılıyor ve son sürümden itibaren çatallanarak FreeBSD, OpenBSD gibi BSD çatallanmalarıyla günümüze kadar geliştirilmeye devam ediyor. BSD en başından beri AT ve T tarafından kullanıldığı için ağ konusunda Linux'dan daha iyi bir performans sağlayabiliyor ve genel sistem gecikmesi konusunda Linux'dan daha iyi. Linux ise salt performans yani throughput'da ve donanım desteğinde çok daha öne çıkıyor. UNIX-like oldukları için birbirlerine uygulama, sürücü portlamak çok kolay ki FreeBSD birçok donanım sürücüsünü Linux'dan portlayarak kullanıyor.
FreeBSD'nin çok geniş bir paket deposu var, Linux'da bulabileceğiniz programlar portlanmış. KDE Plasma kurdum ve kullanıyorum. Yeni başlayanlar için çok güzel bir el kitabı hazırlanmış, çok rahat kullanılabiliyor. X11 ana ekran sunucu protokolü olarak belirlenmiş, Wayland destekleniyor ancak çalıştıramadım. Sürücü konusunda çok iyi sayılmaz. Realtek uzantılı harici BT ve Wi-Fi sürücümü tanımadı, sanırsam sürücü aramam gerekecek. Linux için uyumluluk katmanı geliştirilmiş, bununla beraber Linux uygulamaları doğrudan çalıştırılabiliyor.
Eğer ki Linux'dan sıkıldıysanız FreeBSD'ye bir şans verebilirsiniz. Linux kadar fazlasını sunmuyor ancak kötü de değil.
Bir sorun olmadan önlemini almıyoruz. Önlemini aldığımız şeyde de sorun olmadıkça önlemi salıyoruz.
Biri de çıkıp demiyor ki "biz buna önlem aldığımız için yaşanmıyor." ya da "bakın böyle bir sorun var, önlem almalıyız.". Dile getirilmiyor yani böyle şeyler. Konuşanın da köpek yavursu gibi burnuna vurup susturuyorlar.
Ben hayatın akışının neresinde bulunsam bu böyleydi. Bulunmadığım kısmında da böyleymiş gibi.
Basit örnek yahu. Mutfakta çalışmışlığım var. Yeşil kesme tahtasında canlı ıstakoz gıdıklıyorlardı. Uyardım, üstüne itaatsizlikten tutanak tutuldu. 15 gün sonra da sağlık kontrolünde nice bakterilere selam verdiler. 2 ay boyunca günde 15 saat detarjanlı suda bekletilmesine rağmen sürekli laboratuvar testlerinden kalmaya devam ettiler.
Sırf tavuk doğradığı bıçağı suya tutup yeşillik doğradı diye kadının bebeği düştü mesela. Ne yaptıysam sebebinin kendisi olduğuna ikna edemedim ilgili kişiyi. 2 gün dikkat edildi, sonra yine elden ele bıçak dolaşmaya devam etti.
Demek ki döngünün başına gelmişiz. Olay olacak ki önlem alınacak. Biz yanlış biliyoruz.