Öncelikle 111 saatte oyunu Phantom Liberty DLC paketi dahil şekilde bitirdiğimi belirteyim.
Oyunu ilk çıktığı zaman aldım, ama 2.1 yaması ve DLC çıktığında oynayıp bitirdim, o yüzden ilk çıkışındaki sıkıntılar beni bağlamıyor, incelememi yaşadığım deneyime göre olumlu ve olumsuz gördüğüm noktalara değinerek yapacağım.
Not:Spoiler konusunda aşırı hassas kişiler varsa, ağır spoiler olmasa da yan görevler ile ilgili ufak spoiler sayılabilecek bazı bilgiler olacak, baştan belirteyim.
Oyun Türü:
Oyun gelecek zamanda geçen "Teknoloji-aksiyon-hafif RPG odaklı hikayeli bir FPS" oyundur.
İnsanlar vücutlarına kendilerine avantaj sağlayacak siber eklentiler takabiliyor, mesela gözünüze takacağınız bir implant ceşidi ile kameralardan kaçabilir, bacaklarınıza takacağınız farklı bir implant ile daha yükseğe zıplayabilir veya çift zıplama yapabilirsiniz.
Kolunuza Z bıcaçları takıp, kesme biçme fantazilerine dalabilirsiniz, avuç içinize takacağınız diğer bir implant ile akıllı silah kullanımına geçip, mermilerin güdümlü gitmesini sağlayabilir, hedefi öldürsün mü bayıltsın mı ona göre silahınıza ayar çekebilirsiniz.
"Brain Dans" çipleriyle yaşanmış bir olaya, o olayı yaşamış kişi gözünden bakabilir, olayı kendiniz yaşıyor hissini alabilirsiniz.
Olumlu yönler:
1-Grafik kalitesi, animasyon akıcılığı ve ses efektleri konularında gördüğüm en iyi oyunlardan bir tanesi diyebilirim, mekan tasarımlarından, karakter modellemelerine, uzak çizim mesafelerine kadar hepsi üst seviyede.
Seslendirmeler yine oldukça başarılı, hele bir yağmur yağdığında araca binip cama gelen yağmur tanelerinin sesi, o yağmurun sesi beni benden almıştır, birçok kez aracı kenara çekip yağmurun camlara vurma sesin dinlemişimdir.
2-Silah çeşitliliği, vuruş animasyonları, silah modellemeleri gayet başarılı. Ben daha çok klasik tarzda silahlar kullandım, akıllı silahlara çok bulaşmadım. Pompalı tüfeklerin ve keskin nişancı tüfeklerinin o ağırlığı ve vuruşlarındaki tokluk hissiyatı iyiydi. Katanasından, bıçağına, balyozuna kadar. (Oyun başlarında bir yarma tipli boss vardı ondan düşen balyozu baya kullanmıştım, güzel tek atıyor.)
3-Araç modelleri ve sürüş hissiyatının kalitesi başarılı. Oyunda fast travel mantığı olsa da ben heralde son 15-20 saate kadar neredeyse hiç kullanmadım, oyun süresinin uzunluğu buna bağlı da olabilir.Hem motor, hem klasik araçların sürüş hissiyatı tatmin edici seviyede, üstüne şehir tasarımı ve grafiklerde kaliteli olunca heryere manuel sürerek gidiyordum.
4-Görev kaliteleri Witcher 3 ile benzer yapıda diyebilirim. Ana görev ilk 5-10 saat arası çok akıcı gidiyor, ama sonra yan görevlere dalıp ana görevin yüzüne uzun süre bakmamıştım. Yan görevler için emek harcanmış bunu belli ediyor.Özellikle aklımda kalan yan görevlerden bazılarını örnek olarak da vereyim:
-Bir tane akıllı otomat var, bu otomat diğer akıllı otomatlardan biraz farklı, detaylara spoiler olmaması açısından girmiyorum.Görevin gidişatı ve sonu etkileyeciydi.
-Delamain diye bir yapay zeka tarafından taksicilik hizmeti veriliyor, bu araçlar sürücüsüz yapay zeka kontrolündeki araçlar. Bazı araçların kontrolünü kaybediyor Delamain reis, ona bir el atıyorduk, fena değildi sosyal mesaj filan veriyor yapay zeka araçları
-Boks maçları keyifliydi, bir maçta ortaya silahını koyan artist vardı, temiz tokatlayıp güzel bir silaha konmuştuk
-İnsanlığa mesaj vermek isteyen bir film aktörü vardı, mesajını vermek isteyiş şekli biraz garipti tabi, orasını oynayınca görürsünüz.
-Silverhand'ın ekibini toplayıp konser verme görevi, çiçek gibi görev, görev sonu konser anındaki atmosfer efsaneydi.
-Meditasyoncu bir dayı vardı, farklı bir hava katıyordu yalan yok.
-Polis teşkilatı içindeki yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan dürüst bir polis vardı, yine akılda kalıcı görevlerdendir.
-Bir polisin kardeşini kurtarma görevi vardı, görev sonu bir kuleye gidip dertleşmeler ve kule manzarası yine güzeldi.
-Politikacının birinin evine teşkilat kurmuşlar, adamın düşüncelerini anılarını değiştirmeye çalışan siber bir çete görevi vardı.
Daha aklıma gelmeyen de birçok yan görev var. Yan görev işine iyi çalışıyor bu firma.
5-Oynanış tarafındaki çeşitlilik. İster silah, kılıç alıp önünüze geleni indirip, bunu da göstere göstere yaparsınız, isterseniz hack odaklı oynayıp belki tek kurşun sıkmadan pasif şekilde de ilerleyebilirsiniz.
Karakter gelişimi ve yetenek ağacı kısmı sade ve anlaşılır şekilde tasarlanmış, oyun tarzınısa göre yeteneklerinizi verip, aldığınız keyfi katlayabilirsiniz.Özellikle "Sandevistan" ile zamanı durdurma keyifli mekaniktir, tavsiye ederim.
6-Oyun zorluk seviyesindeki denge iyi ayarlanmış, özellikle ilk safhalarda extra dikkatli olmanız lazım, ve MaxTac reisleri de bir görmenizi tavsiye ederim.(az tokatlamadılar beni...)
7-Karakter-oyuncu arasında bağ kurma konusunda yine güzel iş çıkarılmış, Panam vs Judy rekabetinde tarafınızı seçersiniz.Jackie, Kerry, Johnny Silverhand, Takemura, Rogue, Solomon Reed, Songbird bunların hepsi ayrı ayrı başrole koy sırıtmazlar.
Olumsuz yönler:
1-Oyun içi mini oyun kalitesi çok iyi gelmedi bana, ben en azından AA oyun kalitesinde bir mini oyun beklerdim.Bir paintball arenası olsa Silverhand-Rouge vs Judy-V kapışması giderdi mesela. Veya müzik odaklı bir mini oyun yapılıp, final boss'una Silverhand koyulabilirdi gibi gibi.
2-Oyun içerisindeki kafetarya tarzı yerlerde oturabilsek, çay-kahve sipariş etsek, kahvemizi içerken camdan yağmuru izlesek veya güneşin batışını seyretsek çok hoş olurdu. Ortam da var aslında ama düşünülememiş heralde.
3-Final bossu Adam Smasher'ın biraz daha zorlu olmasını beklerdim, normal zorlukta tek seferde geçtim. Bu adamın oyunda lanse ediliş şekli bildigin ölümsüz makine, ama fighta gelince "Balonmuş bu Smasher" diyesim geldi.
Sonuç olarak, oyunu hikaye odaklı oyunları seven herkese tavsiye ediyorum. Şu an dolar bazında satılsa da, parasının hakkını verecektir, indirim bekleyip alınabilir.
CD Project'e ve yapımda emeği geçen herkese de teşekkürlerimi sunayım.
Oyun içinden aldığım birkaç ekran görüntüsü ile kapanışı yapayım:
Oyunu ilk çıktığı zaman aldım, ama 2.1 yaması ve DLC çıktığında oynayıp bitirdim, o yüzden ilk çıkışındaki sıkıntılar beni bağlamıyor, incelememi yaşadığım deneyime göre olumlu ve olumsuz gördüğüm noktalara değinerek yapacağım.
Not:Spoiler konusunda aşırı hassas kişiler varsa, ağır spoiler olmasa da yan görevler ile ilgili ufak spoiler sayılabilecek bazı bilgiler olacak, baştan belirteyim.
Oyun Türü:
Oyun gelecek zamanda geçen "Teknoloji-aksiyon-hafif RPG odaklı hikayeli bir FPS" oyundur.
İnsanlar vücutlarına kendilerine avantaj sağlayacak siber eklentiler takabiliyor, mesela gözünüze takacağınız bir implant ceşidi ile kameralardan kaçabilir, bacaklarınıza takacağınız farklı bir implant ile daha yükseğe zıplayabilir veya çift zıplama yapabilirsiniz.
Kolunuza Z bıcaçları takıp, kesme biçme fantazilerine dalabilirsiniz, avuç içinize takacağınız diğer bir implant ile akıllı silah kullanımına geçip, mermilerin güdümlü gitmesini sağlayabilir, hedefi öldürsün mü bayıltsın mı ona göre silahınıza ayar çekebilirsiniz.
"Brain Dans" çipleriyle yaşanmış bir olaya, o olayı yaşamış kişi gözünden bakabilir, olayı kendiniz yaşıyor hissini alabilirsiniz.
Olumlu yönler:
1-Grafik kalitesi, animasyon akıcılığı ve ses efektleri konularında gördüğüm en iyi oyunlardan bir tanesi diyebilirim, mekan tasarımlarından, karakter modellemelerine, uzak çizim mesafelerine kadar hepsi üst seviyede.
Seslendirmeler yine oldukça başarılı, hele bir yağmur yağdığında araca binip cama gelen yağmur tanelerinin sesi, o yağmurun sesi beni benden almıştır, birçok kez aracı kenara çekip yağmurun camlara vurma sesin dinlemişimdir.
2-Silah çeşitliliği, vuruş animasyonları, silah modellemeleri gayet başarılı. Ben daha çok klasik tarzda silahlar kullandım, akıllı silahlara çok bulaşmadım. Pompalı tüfeklerin ve keskin nişancı tüfeklerinin o ağırlığı ve vuruşlarındaki tokluk hissiyatı iyiydi. Katanasından, bıçağına, balyozuna kadar. (Oyun başlarında bir yarma tipli boss vardı ondan düşen balyozu baya kullanmıştım, güzel tek atıyor.)
3-Araç modelleri ve sürüş hissiyatının kalitesi başarılı. Oyunda fast travel mantığı olsa da ben heralde son 15-20 saate kadar neredeyse hiç kullanmadım, oyun süresinin uzunluğu buna bağlı da olabilir.Hem motor, hem klasik araçların sürüş hissiyatı tatmin edici seviyede, üstüne şehir tasarımı ve grafiklerde kaliteli olunca heryere manuel sürerek gidiyordum.
4-Görev kaliteleri Witcher 3 ile benzer yapıda diyebilirim. Ana görev ilk 5-10 saat arası çok akıcı gidiyor, ama sonra yan görevlere dalıp ana görevin yüzüne uzun süre bakmamıştım. Yan görevler için emek harcanmış bunu belli ediyor.Özellikle aklımda kalan yan görevlerden bazılarını örnek olarak da vereyim:
-Bir tane akıllı otomat var, bu otomat diğer akıllı otomatlardan biraz farklı, detaylara spoiler olmaması açısından girmiyorum.Görevin gidişatı ve sonu etkileyeciydi.
-Delamain diye bir yapay zeka tarafından taksicilik hizmeti veriliyor, bu araçlar sürücüsüz yapay zeka kontrolündeki araçlar. Bazı araçların kontrolünü kaybediyor Delamain reis, ona bir el atıyorduk, fena değildi sosyal mesaj filan veriyor yapay zeka araçları
-Boks maçları keyifliydi, bir maçta ortaya silahını koyan artist vardı, temiz tokatlayıp güzel bir silaha konmuştuk
-İnsanlığa mesaj vermek isteyen bir film aktörü vardı, mesajını vermek isteyiş şekli biraz garipti tabi, orasını oynayınca görürsünüz.
-Silverhand'ın ekibini toplayıp konser verme görevi, çiçek gibi görev, görev sonu konser anındaki atmosfer efsaneydi.
-Meditasyoncu bir dayı vardı, farklı bir hava katıyordu yalan yok.
-Polis teşkilatı içindeki yolsuzluğu ortaya çıkarmaya çalışan dürüst bir polis vardı, yine akılda kalıcı görevlerdendir.
-Bir polisin kardeşini kurtarma görevi vardı, görev sonu bir kuleye gidip dertleşmeler ve kule manzarası yine güzeldi.
-Politikacının birinin evine teşkilat kurmuşlar, adamın düşüncelerini anılarını değiştirmeye çalışan siber bir çete görevi vardı.
Daha aklıma gelmeyen de birçok yan görev var. Yan görev işine iyi çalışıyor bu firma.
5-Oynanış tarafındaki çeşitlilik. İster silah, kılıç alıp önünüze geleni indirip, bunu da göstere göstere yaparsınız, isterseniz hack odaklı oynayıp belki tek kurşun sıkmadan pasif şekilde de ilerleyebilirsiniz.
Karakter gelişimi ve yetenek ağacı kısmı sade ve anlaşılır şekilde tasarlanmış, oyun tarzınısa göre yeteneklerinizi verip, aldığınız keyfi katlayabilirsiniz.Özellikle "Sandevistan" ile zamanı durdurma keyifli mekaniktir, tavsiye ederim.
6-Oyun zorluk seviyesindeki denge iyi ayarlanmış, özellikle ilk safhalarda extra dikkatli olmanız lazım, ve MaxTac reisleri de bir görmenizi tavsiye ederim.(az tokatlamadılar beni...)
7-Karakter-oyuncu arasında bağ kurma konusunda yine güzel iş çıkarılmış, Panam vs Judy rekabetinde tarafınızı seçersiniz.Jackie, Kerry, Johnny Silverhand, Takemura, Rogue, Solomon Reed, Songbird bunların hepsi ayrı ayrı başrole koy sırıtmazlar.
Olumsuz yönler:
1-Oyun içi mini oyun kalitesi çok iyi gelmedi bana, ben en azından AA oyun kalitesinde bir mini oyun beklerdim.Bir paintball arenası olsa Silverhand-Rouge vs Judy-V kapışması giderdi mesela. Veya müzik odaklı bir mini oyun yapılıp, final boss'una Silverhand koyulabilirdi gibi gibi.
2-Oyun içerisindeki kafetarya tarzı yerlerde oturabilsek, çay-kahve sipariş etsek, kahvemizi içerken camdan yağmuru izlesek veya güneşin batışını seyretsek çok hoş olurdu. Ortam da var aslında ama düşünülememiş heralde.
3-Final bossu Adam Smasher'ın biraz daha zorlu olmasını beklerdim, normal zorlukta tek seferde geçtim. Bu adamın oyunda lanse ediliş şekli bildigin ölümsüz makine, ama fighta gelince "Balonmuş bu Smasher" diyesim geldi.
Sonuç olarak, oyunu hikaye odaklı oyunları seven herkese tavsiye ediyorum. Şu an dolar bazında satılsa da, parasının hakkını verecektir, indirim bekleyip alınabilir.
CD Project'e ve yapımda emeği geçen herkese de teşekkürlerimi sunayım.
Oyun içinden aldığım birkaç ekran görüntüsü ile kapanışı yapayım: