Tevrat Yaratılış Bölümündeki Çelişki

@Loyalty571 konuyu aşırı bir şekilde dağıtmişsınız siz ve bir şeyler kanıtlamaya çaliştığınız kişi.

Başta Tanrıya inanmayan bir kişiye dini ka-nıt-la-ya-maz-sın. Ağzınla kuş tutsan da olmaz. Çünkü adama göre bir kere daha Tanrının varlığı çelişkili, adem çelişkili. Sen böyle bir adama bir de ayet falan atıyorsun. Sence adam attığın bu ayetleri görünce "Wooooow" falan mı oluyor? Sayfalarca yazmışsın ama boşuna dostum. Ben ikiniz de yorulmayın diye diyorum.
Saygılar.
 
Ateistlik bir din veya inanç değil ki doğrusu yanlışı olsun, Tanrı'yı reddedenlere ve olmadığını söyleyenlere ateist denir.

Ateizm bir inanç. Tanrı'nın varlığına inanmadığını söyler. Ayrıca doğrusu yanlışı olmaması ne demek? Eğer sorgulanamaz bir inanç diyorsanız ateizm ne mantığı var ki?

Bütün dinlerde bütün kutsal denilen kitaplarda bu ve benzeri birçok sıkıntılar var. Nedeni hepsi mitoloji temelli olması. Bütün semavi dinler mitolojilerden türemişlerdir. Absürt olaylarla doludur. Canavarlar, ejderhalar, melekler, şeytanlar, insanlara türlü şekillerde zarar verme ihtimalleri bulunan türlü yaratıklar... Bunların hepsini İlk Çağ'dan beri insanları korkutma, etkileme, heyecanlandırmaya yönelik ortaya konmuş, merak eden insanın yeryüzündeki açıklayamadığı olayları hikayeler ile açıklamaya çalışması ile ortaya çıkmıştır. Bugün semavi dinler de bu mitolojilerden yola çıkarak bu korkuları, heyecanları ve yaratıldım çünkü... Boşluğunu doldurup insanları daha kolay yönetebileceği durumu meydana getirerek bir güç oluşturdu. Kilis'e gücü ve papa, tevrat ve seçilmiş bir ırk, son din, son peygamber ve İslam. Hepsi insanları yönetmek için ortaya konulmuş şeyler. Mitolojilerden yola çıkılarak evrimleşerek gelinen noktalar bunlar.

Yani demem o ki hata bulmanız, yanlışlara rastlamanız oldukça yüksek ihtimal çünkü dinler insan ürünleridir.

Arkadaş bilimsel yasalar misali bu kadar kesin konuşmana hayret kaldım. Kaynak var mı?

@Loyalty571 konuyu aşırı bir şekilde dağıtmişsınız siz ve bir şeyler kanıtlamaya çaliştığınız kişi.

Başta Tanrı'ya inanmayan bir kişiye dini ka-nıt-la-ya-maz-sın. Ağzınla kuş tutsan da olmaz. Çünkü adama göre bir kere daha Tanrı'nın varlığı çelişkili, adem çelişkili. Sen böyle bir adama bir de ayet falan atıyorsun. Sence adam attığın bu ayetleri görünce "wooooow" falan mı oluyor? Sayfalarca yazmışsın ama boşuna dostum. Ben ikiniz de yorulmayın diye diyorum.
Saygılar.

Din konusunda biz bile sorgulayarak ve araştırarak konuşurken ateistlerin inanılmaz derecede kesin konuşmasından nefret ediyorum. Sanki milyarlarca insan aptal da inanıyor bir tek onlar akıllıymış gibi. Dediğinize katılıyorum. Bu kadar kendisini inandırmış adamlarla konuşmak hiç de doğru değil.
 
Son düzenleme:
Ateizm bir inanç. Tanrı'nın varlığına inanmadığını söyler. Ayrıca doğrusu yanlışı olmaması ne demek? Eğer sorgulanamaz bir inanç diyorsanız ateizm ne mantığı var ki?



Arkadaş bilimsel yasalar misali bu kadar kesin konuşmana hayret kaldım. Kaynak var mı?



Din konusunda biz bile sorgulayarak ve araştırarak konuşurken ateistlerin inanılmaz derecede kesin konuşmasından nefret ediyorum. Sanki milyarlarca insan aptal da inanıyor bir tek onlar akıllıymış gibi. Dediğinize katılıyorum. Bu kadar kendisini inandırmış adamlarla konuşmak hiç de doğru değil.
Birçok kaynak var. Tarihin kendisi kaynak zaten. Dinler tarihi, Yunan Mitolojisi, Mısır Mitolojisi, Çin Mitolojisi, Türk Mitolojisi, Sümer tarihi bunları biraz kurcalarsanız ne dediğimi gayet anlarsınız.

İlla bir isim istiyorsanız da Muazzez İlmiye Çığ'ın eserleri, Azra Erhat, Samuel N. Kramer, Mircea Eliyade, Fuzuli Bayat, Karen Armstrong, Joseph Camphell bu isimlere bakabilirsiniz.
 
Din konusunda biz bile sorgulayarak ve araştırarak konuşurken ateistlerin inanılmaz derecede kesin konuşmasından nefret ediyorum. Sanki milyarlarca insan aptal da inanıyor bir tek onlar akıllıymış gibi. Dediğinize katılıyorum. Bu kadar kendisini inandırmış adamlarla konuşmak hiç de doğru değil.
Din konusunu sorgulayarak araştırman hakkında şüpheliyim. Ön yargılı ve genel açıdan konuşmamam lazım aslında ama ülkemizin sosyolojik yapısı buna müsait olduğu için alışkanlık yapmış olması gerek..

Neden bunu söylüyorum? Yukarıda tartıştığım arkadaş bile araştırmayı önerirken belli sınırların içinde kalınmasını söylüyor. Tabi ki kendisince ve iman ettiği din gereği haklı.. Zaten benim buna lafım olamaz. Ama sınır dediği şeyler, çelişki içeriyor.

Yukarıda bahsettiğimiz alimlerin tekfir edilmesinin sebepleri, senin "sorguladığım" dediğin ve hiçbir şey anlamadığın mantıksızlıklara açıklama getirmeleridir. Açıkladıkları mantıksızlıklar ise bahsi geçen sınırları aştığı için linç edilmeleri kaçınılmaz olmuştur.

Bu durumda iki seçeneğin bulunuyor senin.. Ya sadece iman edeceksin ve ağzını dahi açmayacaksın ya da mantıksızlıklara karşı argüman üretip, kendi dinini yaşayacaksın. Araştırma dediğin böyle olur.. Bana "Bir şeye inanmış." damgası yapıştırırken önce aynaya bakıp, "Bu mantıksızlıklara argüman ürettim mi, üretmedim mi?" sorusuna cevap ver. Yoksa gökten koyun indiğine inanan birinin bana laf atması çok komik geliyor açıkçası..
 
Son düzenleme:
Ateizm bir inanç. Tanrı'nın varlığına inanmadığını söyler. Ayrıca doğrusu yanlışı olmaması ne demek? Eğer sorgulanamaz bir inanç diyorsanız ateizm ne mantığı var ki?



Arkadaş bilimsel yasalar misali bu kadar kesin konuşmana hayret kaldım. Kaynak var mı?



Din konusunda biz bile sorgulayarak ve araştırarak konuşurken ateistlerin inanılmaz derecede kesin konuşmasından nefret ediyorum. Sanki milyarlarca insan aptal da inanıyor bir tek onlar akıllıymış gibi. Dediğinize katılıyorum. Bu kadar kendisini inandırmış adamlarla konuşmak hiç de doğru değil.
Maalesef yazdıklarınız ne kadar anlamlı olsa da karşı tarafın anladığı kadarı ile sınırlı kalıyor. Neredeyse 3 sayfa yazı yazdım. Her yazdığımı bir daha açıklamak zorunda kaldım. Bazıları hala aynı yerde. Bana da hayatında başarılar demek kalıyor.

" Ya sadece iman edeceksin ve ağzını dahi açmayacaksın ya da mantıksızlıklara karşı argüman üretip, kendi dinini yaşayacaksın." hala bunu yazabiliyor. O kadar açıkladım...
 
" Ya sadece iman edeceksin ve ağzını dahi açmayacaksın ya da mantıksızlıklara karşı argüman üretip, kendi dinini yaşayacaksın." hala bunu yazabiliyor. O kadar açıkladım...

Şey mi dostum:
Lütfen tekrar okuyun. Bilim'in sınırlarından değil İslam'ın sınırlarından bahsettim.
bunu derken, öncesinde de:
Sonradan ortaya çıkan düşünceler bizi saptıramaz.
bunu demen gibi mi açıkladın?

Yani komik.. Adam matematikle mantıksal bir argüman ortaya atıyor.. -İbn Sina'dan bahsediyorum.-

  • Sonrasında çıkan biri de diyor ki, "Beni ilgilendirmez. İslam'ın sınırları vardır."
  • Ben de diyorum ki, "Tamam, seni ilgilendirmez ise susacaksın o zaman."
  • Aldığım cevap, "Hayır, İslam bilimi ilimi emreder."
  • Verdiğim cevap, "Ulan bu adamın yaptığı ne o zaman? Madem öyle neden tekfir edildi?"
  • Aldığım cevap, "Sınırlar.."
  • Verdiğim cevap, "Tamam o zaman, sınır varsa bilim olmaz."
  • Aldığım cevap, "BANA NE, OLUR."

Aynen böyle... Sonra da ben bağnazım. 😂 🤣

Bundan sonra istediğin kadar atıp tut, ne diyeyim, Allah'ın sana şifa verin..
 
Şey mi dostum:

bunu derken, öncesinde de:

bunu demen gibi mi açıkladın?

Yani komik.. Adam matematikle mantıksal bir argüman ortaya atıyor.. -İbn Sina'dan bahsediyorum.-

  • Sonrasında çıkan biri de diyor ki, "Beni ilgilendirmez. İslam'ın sınırları vardır."
  • Ben de diyorum ki, "Tamam, seni ilgilendirmez ise susacaksın o zaman."
  • Aldığım cevap, "Hayır, İslam bilimi ilimi emreder."
  • Verdiğim cevap, "Ulan bu adamın yaptığı ne o zaman? Madem öyle neden tekfir edildi?"
  • Aldığım cevap, "Sınırlar.."
  • Verdiğim cevap, "Tamam o zaman, sınır varsa bilim olmaz."
  • Aldığım cevap, "BANA NE, OLUR."

Aynen böyle... Sonra da ben bağnazım. 😂 🤣
Bak son kez yazıyorum. Sinir bozucu olmaya başladın. Soytarı gibi her şeye gülüyorsun.

1- İslam'ın kaynağı Kuran, hadis ve sünnettir. Sizin kıt aklınız değildir. İbn Sina bile olsan İslam'a yönelik felsefi yaklaşımlarına dikkat edeceksin. Tıp vs. alanındaki çalışmaları başımızın üstündedir.
2- İslam'ın sınırları vardır. İnanırsın, inanmazsın sana kalmış. Bu durumun Bilim ile alakası yoktur. Bilim alanında istediğin çalışmayı yapabilirsin. Sınır yoktur. (Kelam ilmi hariç)
 
Bak son kez yazıyorum. Sinir bozucu olmaya başladın. Soytarı gibi her şeye gülüyorsun.

1- İslam'ın kaynağı Kuran, hadis ve sünnettir. Sizin kıt aklınız değildir. İbn Sina bile olsan İslam'a yönelik felsefi yaklaşımlarına dikkat edeceksin. Tıp vs. alanındaki çalışmaları başımızın üstündedir.
2- İslam'ın sınırları vardır. İnanırsın, inanmazsın sana kalmış. Bu durumun Bilim ile alakası yoktur. Bilim alanında istediğin çalışmayı yapabilirsin. Sınır yoktur. (Kelam ilmi hariç)
Hocam, ben her zaman sinir oluyorum, en azından beni anlamaya başladın. Bu da bir başlangıçtır diye düşünüyorum.

Sen şu an bana saman adam safsatası yapıyorsun. Benim demediğim bir şeyi bana yapıştırmaya çalışıyorsun inanç konusunda.. Ben sana demedim ki, "İslam'ın sınırları yoktur." Ben de diyorum ki, "Evet, vardır." ama ekliyorum, "Bu yüzden İslam'ın ilme bakış açısı sınırlıdır."

Şimdi, felsefe dediğin çalışmaların hepsi bilgiyi, varlığı, doğruyu, zihni inceler ve buna yanıtlar arar. Sana örnekleme de yapacağım anla diye..

İslam, bir bilgi midir? -Evet..

İslam -> İbrahim'e Allah tarafından İsmail'i kurban edilmesi söylenir. -> Allah gökten koç indirir.

Şimdi;

Gökten koç iner mi? Gerçekte fizik kurallarına aykırıdır ve inemez. Bunu neye göre belirliyoruz? Mantığa göre;

[(kanatlılar -> uçabilir)] ∧ [(koç -> kanatlı değildir)] = [(koç -> uçamaz)]

Ama şimdi burada farklı bir faktör var. Tanrı, evreni yarattığına göre fizik kurallarına da karşı gelebilir. Evet, bunu kabul ediyorum. Benim bununla ilgili bir problemim yok. Ama Tanrının bile dışına çıkamayacağı sınırlar vardır. Evet, bilginin de sınırı vardır. Fakat bu, kafadan uydurma bir sınır değil, mantık ve matematikle oluşan bir sınır.

Peki, nasıl ve ne zaman ortaya çıkan bir sınır bu?

Örn;

Kader ve Özgür İrade kavramında ortaya çıktığını görüyoruz.

1. Allah, insanlara irade vermiştir ve seçimlerimizi kendimiz belirleriz.

2. Allah, insanların kaderini belirlemiştir ve ne yapacakları biliniyordur.

Eğer 1 numaralı durum geçerliyse, 2 numaralı durum geçerli olamaz. Eğer 2 numaralı durum geçerliyse, 1 numaralı durum olamaz. Buna mantıkta ÜÇÜNCÜ HALİN İMKANSIZLIĞI İLKESİ deniyor. Çünkü üçüncü bir seçenekte her iki seçenekte birbirleriyle çakışıyor. İstersen deneyebilirsin, serbest..

Ama sana "İslam'ın sınırları içerisinde kalmak zorundasın." dersen, evet, bir yere kadar kabul edebilirim. Ama eninde sonunda bu sınırların dışına çıkacaktır denklem..

Yoksa benim senin ne dininle problemim olur, ne de ibadetinle.. Aynı ibadeti gerçekleştirip, bir pagana putperest desen ne, demesen ne.. Bana ne. Ama işte siz iki yüzlü davranıyorsunuz. Asıl sinir olunması gereken durum bu..
 
Hocam, ben her zaman sinir oluyorum, en azından beni anlamaya başladın. Bu da bir başlangıçtır diye düşünüyorum.

Sen şu an bana saman adam safsatası yapıyorsun. Benim demediğim bir şeyi bana yapıştırmaya çalışıyorsun inanç konusunda.. Ben sana demedim ki, "İslam'ın sınırları yoktur." Ben de diyorum ki, "Evet, vardır." ama ekliyorum, "Bu yüzden İslam'ın ilme bakış açısı sınırlıdır."

Şimdi, felsefe dediğin çalışmaların hepsi bilgiyi, varlığı, doğruyu, zihni inceler ve buna yanıtlar arar. Sana örnekleme de yapacağım anla diye..

İslam, bir bilgi midir? -Evet..

İslam -> İbrahim'e Allah tarafından İsmail'i kurban edilmesi söylenir. -> Allah gökten koç indirir.

Şimdi;

Gökten koç iner mi? Gerçekte fizik kurallarına aykırıdır ve inemez. Bunu neye göre belirliyoruz? Mantığa göre;

[(kanatlılar -> uçabilir)] ∧ [(koç -> kanatlı değildir)] = [(koç -> uçamaz)]

Ama şimdi burada farklı bir faktör var. Tanrı, evreni yarattığına göre fizik kurallarına da karşı gelebilir. Evet, bunu kabul ediyorum. Benim bununla ilgili bir problemim yok. Ama Tanrının bile dışına çıkamayacağı sınırlar vardır. Evet, bilginin de sınırı vardır. Fakat bu, kafadan uydurma bir sınır değil, mantık ve matematikle oluşan bir sınır.

Peki, nasıl ve ne zaman ortaya çıkan bir sınır bu?

Örn;

Kader ve Özgür İrade kavramında ortaya çıktığını görüyoruz.

1. Allah, insanlara irade vermiştir ve seçimlerimizi kendimiz belirleriz.

2. Allah, insanların kaderini belirlemiştir ve ne yapacakları biliniyordur.

Eğer 1 numaralı durum geçerliyse, 2 numaralı durum geçerli olamaz. Eğer 2 numaralı durum geçerliyse, 1 numaralı durum olamaz. Buna mantıkta ÜÇÜNCÜ HALİN İMKANSIZLIĞI İLKESİ deniyor. Çünkü üçüncü bir seçenekte her iki seçenekte birbirleriyle çakışıyor. İstersen deneyebilirsin, serbest..

Ama sana "İslam'ın sınırları içerisinde kalmak zorundasın." dersen, evet, bir yere kadar kabul edebilirim. Ama eninde sonunda bu sınırların dışına çıkacaktır denklem..

Yoksa benim senin ne dininle problemim olur, ne de ibadetinle.. Aynı ibadeti gerçekleştirip, bir pagana putperest desen ne, demesen ne.. Bana ne. Ama işte siz iki yüzlü davranıyorsunuz. Asıl sinir olunması gereken durum bu..
Şimdi anlaştık. Ben Bilim üzerinden düşünürken siz Felsefe üzerinden cevaplıyormuşsunuz. Burada sorulması gereken ilk soru "Felsefe bilim midir?" Bu soruya çeşitli cevaplar bulunabilir. Felsefeye bilim değildir derseniz İslam'ın bilime koyduğu bir sınır yoktur. Tersini ifade ederseniz İslam'ın koyduğu bir sınır vardır. Bu sınır kaynak aldığı 3 temel unsurun tersinin ifade edilmemesidir.

İslam, kişinin mantığını temel almaz. Mantık ile de her İslami kavram açıklanamaz. Bunun sebebi insanın kısıtlı olmasıdır. İnsan ancak somut olarak gördükleri üzerinden soyut kavramlar üretebilir. Hiçbir soyut kavram somutsuz insan tarafından üretilemez. Gökten koç inmesi örneğini düşünürsek; Siz bu örneği incelerken somut kavramlar üzerinden ilerleyip soyut kavramı incelediniz. Hiçbir zaman insan tarafından somuta indirgenemeyecek bir kavramı ancak mantığınızla bu kadar kavrayabilirsiniz. Allah kavramının tamamen soyut kalmasının sebebi de budur. Allah eşsiz ve benzersiz olduğundan insan için somutsuz kalmakta, bu sebeple insan soyut olarak da Allah'ı algılayamamaktadır. İnsan için sınırlar varken Allah için sınır yoktur. Çünkü Allah soyut ve somut kavramların ötesindedir. Bilgi için somuta ya da soyuta ihtiyacı yoktur. Bilginin kaynağıdır. Varlık ve yokluk da onundur. Bir şey varsa ondandır yoksa da ondandır. Zamandan bağımsızdır. Mantık ve Matematik kavramlarının oluşturduğu bir sınır varsa ancak soyut için somuta ihtiyaç duyan insana aittir. Kader ve özgür irade kavramlarında yanılmanızın sebebi de budur. Allah'ın bir bilgiye erişimini insanın bilgiye erişimi ile kıyaslayarak anlamaya çalışmanızdır. İnsan için bir olayın bilinebilmesi için o olayın gerçekleşmesi gerekmektedir. Yani somutlaşması gerekmektedir. Allah için ise durum farklıdır. Allah için bir olayın bilinebilmesi için o olayın gerçekleşmesine gerek yoktur. Zaman kavramı Allah için geçersizdir. Zaman kavramı ortadan kalktığında bütün olaylar aynı anda olmuş gibidir. Geçmiş ve gelecek yoktur. Sizin gelecekte özgür iradenizle yapacağınız seçim sizin için gelecektir. Allah için değildir. Çünkü zaman kavramı sizin için geçerli iken Allah için değildir. Bir olayın Allah tarafından bilinmesi için somutlaşmasına gerek yoktur.
 
Son düzenleme:
Merhaba uzun zamandır Tevrat Zebur ve İncili yani Eski Ahit(Kutsal Kitab'ı) araştırıyorum ben herhangi bir çelişki göremedim nedense ilk başta bana da öyle geliyordu fakat Kuran gibi düşünmemek lazım yazılış tarzı anlatmak istediği bazen Kuran gibi direk belirtmiyor iyice araştırmak lazım tam olarak yorumlayabilmek için teşekkürler.

Merhaba uzun zamandır Tevrat Zebur ve İncili yani Eski Ahit(Kutsal Kitab'ı) araştırıyorum ben herhangi bir çelişki göremedim nedense ilk başta bana da öyle geliyordu fakat Kuran gibi düşünmemek lazım yazılış tarzı anlatmak istediği bazen Kuran gibi direk belirtmiyor iyice araştırmak lazım tam olarak yorumlayabilmek için teşekkürler.
Herhangi bir sorunuz olursa iletişimde olduğum Hristiyan ve Yahudi arkadaşlara sorup doğrusunu anladıktan sonra size dönüş yapmaya çalışırım.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı