Vücut dışında geliştirilmesi amaçlanan yapay karaciğerler hakkında yeni bir makale yayınlandı.
Tıp teknolojisinin kafasını en çok karıştıran sorulardan biri, insandan alınan parçalarla yapay organlar oluşturmak. Tıpta birçok alanda, çeşitli kimyasallar ve organik maddeler ile yarı-organik organlar üretmek mümkün. Ancak insan vücudunun kendisini yenileme süreci laboratuvar içerisinde yapılabilir mi?
Yunan mitolojisinde Prometheus, tanrılardan aldığı ateşi insanlara götürür. Bunu duyan tanrılar çok sinirlenir ve Prometheus’u cezalandırmaya karar verir. Bir kayaya bağlanan Prometheus’un karaciğerini her sabah bir kartal yer. Kartal gider ve gündoğumuna kadar karaciğer kendisini yeniler. Bu ceza sonsuza kadar devam eder.
Araştırmacılar bu efsaneyi kendilerine temel almışlar. Karaciğerin kendisini yenileme sürecinin çok hızlı olduğu bilinen bir gerçek. MIT mühendisi Sangeeta Bhatia, hepatosit (karaciğer gözesi) insan vücudundan dışarı çıkarıldığında, normal işlevini yitirdiğini belirtiyor. Bilim-insanları ise bu işlevin laboratuvar ortamında devam etmesini sağlamak amacıyla bir dizi araştırma yapıyor.
Bhatia ve meslektaşları, 2 Haziran’da Nature Chemical Biology dergisinde araştırmalarını bir makale halinde yayınladı. Araştırmacılar laboratuvar ortamındaki kablarda, yeni dokular üretebilen birçok kimyasal bileşenleri ortaya çıkardıklarını yazdı.
Bu sayede üretilecek hücre dokularının, Hepatit C gibi birçok kronik karaciğer hastalığına karşı mücadele veren 500 Milyon kişiyi iyileştirilebileceği söyleniyor.
Bu makaleyi hazırlayanlar ise Harvard-MIT Teknoloji ve Tıp Bilimi Bölümü mezun öğrencilerinden Jing Meghan Shan, Sangeeta Bhatia’nın öncülük ettiği Broad Enstitüsü, Harvard Tıp Okulu ve Wisconsin Üniversitesi öğrencileri bulunuyor.
