Anasayfa Makale İncelemeler iOS 7 İncelemesi

iOS 7 İncelemesi

Tim Cook iOS 7

Apple’ın yeni mobil işletim sistemi iOS 7’yi incelerken iOS’un dünden bugüne kat ettiği yola göz atıyoruz.

Dün akşam gerçekleştirilen WWDC 2013 etkinliğinde Apple İOS 7’yi tanıttı. Xperia Z, Galaxy S4 ve HTC One önderliğindeki Android işletim sistemli telefonlara karşı Apple’ın cevap vermesi açısından bu etkinlik merakla bekleniyordu. Apple’ın işletim sistemi İOS herkesin bildiği üzere ilk çıktığı dönemlerden bugüne pek fazla bir değişiklik görmeden gelmişti. Genel anlamda yapılan değişiklikler çoğunlukla kullanımsal alana yönelik olup tasarım acısından pek fazla bir değişiklik yapılmamıştı. 2007 yılında çıkan ilk iPhone ile beraber ilk IOS sürümü olan 1.x serisi ile beraber Apple akıllı telefon sektörüne yatırım yapmaya başlamış ve bugüne kadar yapılan güncellemelerle beraber bu sistemi geliştirerek günümüzde en büyük kozu olarak sergilediği haline dönüştürmüştü. 21 Haziran 2010 tarihindeki IOS 4.0 ile beraber gelen Multitasking özelliği ile beraber Apple işletim sisteminde ciddi değişiklikler yapmaya başladı. bir sene sonraki IOS 5 ile beraber bulut desteği, iMessage, gazete bayi, bildirim sistemi ve Twitter entegrasyonu gibi birçok farklı özellik daha işletim sistemine entegre edildi. Bu yenilikleri 2012 senesinde, IOS 6 ile beraber gelen Siri, Facebook entegrasyonu, passbook, Apple haritalar uygulaması gibi değişiklikler izledi. Görüldüğü üzere bugüne kadar yapılan tüm başlıca yenilikler genelde sistemsel değişiklikler veya yeni programların ortaya çıkması şeklinde oldu. Ancak her ne kadar Apple her yeni iOS versiyonunda yenilikler yapıp, en istikrarlı çalışan işletim sistemini oluşturduysa da kendisine yönelik ciddi eleştirilerden de kurtulamadı. Özellikle kapalı bir işletim sistemi olması ve yeni çıkan özellikler dışında kullanıcıya herhangi bir özgürlük vermeden sadece kendi çıkardığını kullanmasını sağladığı için sürekli olarak Android ile karşılaştırılarak yoğun bir eleştiri bombardımanına tutuldu. Facebook’un tanıttığı Home uygulaması ile ilgili olarak bile Mark Zuckerberg tanıtım sonrası yaptığı açıklamada bu uygulamayı iOS platformunda çıkartamamasının sebebi olarak programın içerdiği bazı sistemsel özelliklere Apple’ın izin vermemesini gösterdi. Oysaki programcılara daha fazla tolerans gösteren Android, Home için Zuckerberg’e fazla zorluk çıkarmadı ve uygulama Playstore’daki yerini aldı.

Tabi Apple’ın eleştirildiği tek konu program yapısının yanında aynı zamanda telefon donanımlarının yetersiz kalmasıydı. Özellikle rakiplerine kıyasla daha küçük bir ekrana sahip olan iPhone, bu konuda birçok kişiden eleştiri alsa dahi, Tim Cook yakın zamanda ekranın büyütülmesine ilişkin herhangi bir planlarının olmadığını defalarca açıkladı. Son dönemlerde çıkan güçlü Android cihazları, Apple’ı yazılımsal üstünlüklerinin dışında aynı zamanda donanımsal olarak da zorlamaya başladı. Özellikle 2Gb RAM’li cihazların piyasada yoğunlaşması ve çok güçlü işlemcilerin de ortaya çıkması ile beraber hız bakımından Apple ürünleri ile arada ciddi farklar oluşmaya başladı. Tablet konusunda halen büyük piyasa üstünlüğü bulunan Apple, mevzubahis akıllı telefonlar olunca biraz rakiplerinin gerisinde kalmaya başladı. Ancak her ne kadar günümüzde Apple donanım olarak çok fazla yeterli olmasa da yazılımsal olarak sahip olduğu AppStore ile beraber halen piyasanın en güçlü telefon üreticisi olarak nitelendirilebilir.

Benim çevremde özellikle son dönemde dikkat ettiğim en önemli şey birçok kişinin iPhone ’un senelerdir fazla değişiklik göstermeyen yapısından sıkılıp farklı bir telefon denemek adına Android’li modellere geçiş yapması. Özellikle Samsung Galaxy S4’un sunduğu birçok yeni özellik ile beraber HTC One tasarımı ve stabilitesi birçok kullanıcıyı iPhone’dan geçiş yapmaya itiyor. Tabi halen ne olursa olsun asla iPhone’u terk etmem diyen sadık bir kullanıcı kitlesi de ciddi anlamda mevcut ancak eskiye kıyaslama yaptığımız zaman bu oranın oldukça azaldığını görebiliyoruz.

İste WWDC etkinliğini önemli kılan en büyük özelliklerden biri de Apple tarafında beklenen yeniliklerin ilk aşaması olarak birçok özelliğin iPhone ve diğer iOS kullanan cihazlara gelmesi. Bu Apple’dan beklenen ilk hamle daha sonrasında ise daha güçlü ve daha yenilikçi bir iPhone 5S modeli. Tabı asıl beklenti 5S olarak çıkması beklenen yeni telefondan. Fanatikliği bir yana koyup kâğıt üzerinde tek tek özellik sıralamasına bakarsak gerçekten de iPhone 5 ile en güçlü iki model olarak adlandırılan S4 ve HTC One arasında ciddi farklar oluştuğunu görebiliriz. Tabı bu farkları dile getirirken unutmayalım ki iPhone diğer modellerden bir kaç ay önce tanıtılmış ve piyasaya sürülmüş bir urun. Yanı 2012 modeller ile 2013 kapışması gibi bir şey. Şimdi beklenen ise 2013 modelin diğerlerinden daha yenilikçi olması.

Peki, WWDC’de tanıtılan yeni iOS 7 ile bu beklentiler karşılandı mı? Apple’dan beklenen hamlelerin ilk ayağı olan IOS 7 Android ile arasındaki kullanım farklarını değiştirebildi mi?

Öncelikli olarak IOS 7 tanıtıldığında ilk gözüme çarpan olay tasarım oldu. Aslında tabı bunun ilk gözümüze çarpan şey olması çok olumlu değil ancak söylemek isterim ki 2007 yılından beri hemen hemen aynı olan birçok ikon ve tasarım ögeleri değiştirilmiş. Sanki farklı bir tema uygulanmış. Bilenler bilir, Jailbreak yaptığımız zaman gelen Winterboard ile farklı temalar yardımıyla iOS’un görüntüsünü değiştirebiliyorduk, işte yeni tema da onun gibi bir şey olmuş. Zaten Apple bu yeni temanın işaretlerini ilk olarak Apple’ın urun tasarımcısı Jony Ive ve ekibini iOS departmanın basına getirerek vermişti. Ive ve ekibi tasarım acısından iyi bir iş çıkartarak bildiğimiz iOS’a farklı bir görsellik katmış.

iOS 7 ile beraber ilk gözümüze çarpan şey farklı ekran kilidi.

İlk çıkan iPhone modelinden bu yana ekran kilidi ile ilgili değişen tek şey fotoğraf uygulamasının kısa yolunun bu bolüme atanması oldu. Onun dışında her yeni IOS sürümünde bu bolum değişmedi. Ekran kilidini açmadan herhangi bir işlem de yapamıyorduk. Bu ekranda gelen bildirimleri görüntüleyebilmemize rağmen, bildirim çubuğunu açmak için öncelikle ekran kilidini açmak zorunda kalıyorduk. Ancak artık ekran kilidini açmak için ok tuşuna sağa doğru itmek yerine ekranda herhangi bir yere dokunup sağa kaydırmamız yeterli oluyor. Bir nevi Galaxy S4’tekı kilit ekranı gibi! Ayrıca artık bu ekranda sabit resim yerine hareketli (animasyonlu) duvar kâğıtları da kullanabiliyoruz. Bir başka yenilik ise ekran kilidini açmadan bildirim çubuğunu aşağı çekip görüntüleyebilmemiz. Bunlar dışında ise saat ve tarih bilgilerinde kullanılan fontun da değişik olduğu gözümüze çarpıyor. Zaten genel olarak IOS 7’de kullanılan font tipi değiştirilmiş daha sade ve güzel bir görünüme kavuşmuş.

Apple ciddi olarak bazı alışkınlıkları da değiştirecek gibi duruyor, Örnek olarak eskiden kilit ekranında sağa kaydırma yaparak ulaşabileceğimiz arama ekranı için artık ekranı yukardan aşağı hafif bir şekilde çekmek gerekiyor. Fazla çekmemeniz lazım çünkü fazla çekildiği zaman bildirim ekranı geliyor. Bu bana Jailbreak’li telefonumda activator ile yaptığım ayarları hatırlattı. Aynı yere iki ayar koyunca sürekli olarak karışıklık yasıyordum. Bunlar dışında ayrıca yeni bir özellik de arama ekranında bir kişiyi aradığınız zaman onun resmi ile beraber arama sonuçlarında yer alması. Bu tabı Android’de çok eskiden beri olan bir özellik. Eğer sız rehberinizdeki bir kişiye resim atamış iseniz arama sonuçlarında bu kişiyi arattırdığınız zaman onu resmi ile beraber görebiliyorsunuz.

Bildirim Çubuğu artık daha farklı

Tasarım farklılıkları bildirim çubuğunu görüntülediğimizde de karşımıza çıkıyor. Daha önce kullanılan gri kumaş tarzı arka plana sahip bildirim çubuğu artık yerini daha saydam bir arka plana bırakmış. Eski bildirim çubuğunda gelen tüm bildirimleri tek bir sayfada görüntülerken iOS7 ile beraber kategorilere ayrılmış. Bulunduğunuz güne ait bildirimleri ayrı bir şekilde görüntülerken, tüm bildirimleri veya cevapsız çağrılarınızı ayrı bir ekranda görüntüleyebiliyorsunuz. Jailbreak’li telefonlarda kullanılan ve oldukça popüler olan Intellix bildirim çubuğu uygulamasının bir nevi daha tasarımı güzelleştirilmiş halı. Intellix’de bildirim çubuğu yine kategorilere ayrılmış olup yan tarafa doğru geçiş yaptığınız zaman Facebook ve Twitter Timeline’larınızı görebiliyordunuz. Bu yeni çubukta ise bildirimler bölümlendirilip daha sadeleştirilmiş.

 

Kontrol Merkezi

iPhone’da bugüne kadar en çok eleştirilen noktalardan biri de Wi-Fi, Bluetooth gibi birçok özelliği kapatabilmek için telefonun ayarlar menüsüne girerek ayrı ayrı işlem yapmak zorunda kalmanızdı. Android ile birlikte gelen gelişmiş bildirim çubuğu ile bu ayarla tek bir yerden kolayca kapatılıp açılabiliyordu. Ancak söz konusu iOS olduğu zaman bütün ayarları aynı anda açıp kapamak zaman alıyordu. Bu özelliğin aslında ne kadar önemli olduğunu Jailbreak yapılan telefonlarda kullanılan SBsettings Tweak’ının cok popüler olmasından anlayabiliriz. SBsettings ile beraber birçok mod tek bir ekrandan açılıp kapatılabiliyor ve activator sayesinde SBsettings’i farklı hareketlerle kullanmamız mümkün oluyordu.

İste Apple tüm bu eleştirilere kulak vermiş ve yeni bir Kontrol Merkezini iOS7’ye entegre etmiş. Artık tıpkı Android cihazlarında olduğu gibi WiFi, Bluetooth, uçak modu veya ekran parlaklığını açıp kapama gibi ayarları kolay bir şekilde ekranın altından çıkan bu tek ekrandan kontrol edebileceğiz. Aynı şekilde yine Jailbreak’li cihazlarda çok popüler olan ve Custom ROM yüklü Android cihazlarda bildirim merkezlerinde bulunan kameranın flaşını fener olarak kullanma özelliği de bu ekrandan tek bir tıklama ile mümkün olmuş. Kamera kısa yolu ile hesap makinesi gibi kısayollar da bu merkeze entegre edilmiş. Ancak hemen belirtelim, bu ekran bildirim çubuğundan bağımsız gelen ayrı bir bolüm. Bildirim çubuğunda olduğu gibi ekranın üst tarafından aşağı doğru sürükleme yöntemi yerine tam tersi olarak ekranın alt kısmından yukarı doğru sürüklenerek ortaya çıkıyor. Burada sanırım Android cihazları birebir kopyalama eleştirisi olmasın diye Apple iki ayrı ekran oluşturmuş. Bunlar dışında ise ayarlarda gözümüze çarpan 3G bağlantısı için bir kısayol olmaması. Tabi su an için Beta sürümleri aktif olan iOS7’nin final sürümünde bu özellik karsımıza çıkabilir desek de su an için olmadığını belirtmemiz gerek.

Yeni ikonlar

Değişen sadece programların arayüzleri değil tabi ki, aynı zamanda ikonlarda da değişiklikler yapılmış. Daha şeffaf, daha köşeli ikonlar artık ana ekranda hareketli duvar kâğıtlarını daha çok ön plana çıkarabiliyor. Sade tasarımı ile her zaman beğeni toplayan IOS dünyası yeni sürümünde yine aynı sadeliği sürdürmüş ve en büyük silahlarından olan basit kullanım kolaylığından ödün vermemiş. Programlar arası geçişlerde sık animasyonlar eklenmiş. Minimalist tasarımı sevenler yeni düzeni oldukça beğenecektir. Ancak kendi fikrimi söylemem gerekirse ben bu yeni ikonları çok fazla beğenmedim. Sadece sunu söylemeliyim ki beğenmek kelimesi insanın zevkini yansıtan ögelerle yakınlık kurması anlamına gelir. Ancak ben burada bana yakınlık kurabilecek pek fazla bir şeye rastlamadım, en azından yeni ikon stilleri olarak. Örnek olarak bir fotoğraflar uygulamasının ikonunu bir turlu fotoğraf ögesi ile bağdaştıramadım. Bana daha çok Show TV’nin logosunu anımsattı. Aynı şekilde Game Center ikonunu da oyun teması ile bağdaştıramadım bir turlu. Birbirinin içine geçmiş baloncuklardan oluşan bu yeni ikonun oyun dünyası ile ne alakası olabilir ki?

Safari

Daha önce dediğimiz gibi IOS 7 bugüne kadar Apple’ın tasarım alanında iOS cihazlarında yaptığı en büyük yeniliklerden biri. 2007 yılından beri hemen hemen hiç değişmeyen arayüzü, bu surum ile beraber oldukça büyük değişikliklere uğramış, tamamen bastan da yaratılmış diyebiliriz. Mesajlar uygulaması program yapısı olarak aynı kalsa da tema olarak değişmiş durumda, aynı şekilde saat uygulaması da değsen fontları ve görselliği ile eskisine oranla daha başarılı olmuş. Beyaz tonların hakım olduğu yeni Safari tarayıcısı ile web sayfaları artık tam ekran olarak görüntülenebiliyor. iOS’un geride kaldığı bir başka noktada daha açıklık IOS 7 ile giderilmiş.

Google Chrome kullanan biri olarak Chrome’un en sevdiğim özelliklerinden birisi adres çubuğundan hem Google araması yapabilmemiz hem de ziyaret etmek istediğimiz sayfanın adresini yazabilmemizdi. Safari tarayıcısında ise bu durum yan yana konmuş iki kutucuktan yapılıyordu. Soldaki kutuya gitmek istediğiniz adresi yazıyor, sağdaki kutuda ise Google aramasını yapacağınız kelimeleri yazıyordunuz. iOS7 ile beraber gelen yeni Safari tarayıcısında ise bu durum tıpkı Chrome gibi birleştirilmiş. Artık tek bir kutudan ister gitmek istediğiniz adresi yazacak isterseniz Google araması yapabileceksiniz.

Aynı şekilde Safari sekmeleri de birbiri ardına dikey şekilde giden kutucuklar halinde ekranda gösteriliyor… Yanı sız birkaç sekme aynı anda açıkken diğer sekmeleri de görüntülemek istediğiniz zaman sekme tuşuna bastığınız zaman tüm açık olan sayfalar dikey bir şekilde kutucuklar halinde alt alta sıralanıyor. Yine Android’de uzun süredir kullanılan bir özelliğin iOS platformuna getirildiğini görmekteyiz.

Eski versiyonlarda aynı anda 8 sekme açmanıza izin verilirken yeni Safaride bu limit kaldırılmış ve acık olan sekmeleri de parmak hareketleri ile sağdan sola atarak kapatmanız sağlanmış. Yine bu özelliğin Android telefonlarda uzun bir süredir olduğunu belirtmek isterim.

iCloud sayesinde Safari artık daha önceden girmiş olduğunuz parolaları ve hatta kredi kartı numaralarını hatırlama özelliğine kavuşmuş. Bulut desteği sayesinde ise kullandığınız tüm iOS 7 yüklü cihazlardan bu şifrelere erişiminiz sağlanmış. Aynı şekilde herhangi bir sitede kullanıcı oluşturduğunuz zaman Safari’nin sızın adınıza kullanıcı adı ve şifre oluşturma kabiliyeti eklenmiş.

 

AirDrop

İlk iPhone çıkışından beri en çok eleştirilen noktalardan biri de dosya transferinde yaşanan zorluklardı. Android kullanıcılarının çok kolay bir şekilde Bluetooth üzerinden ve hatta Samsung telefonlarda olduğu gibi sadece telefonları tokuşturarak yaptığı bu dosya transferleri söz konusu iOS cihazları olunca oldukça zorlanılıyordu. Ancak iOS7 ile beraber gelen AirDrop özelliği ile beraber artık dosya transferi yapmak daha kolay. Kullanım şekli olarak Wi-Fi veya Bluetooth kullanan uygulama ile ufak bir yerel ağ oluşturulup etraftaki diğer iOS7 kullanıcıları taranıyor ve tek bir tuşla dosya transferi bu kullanıcılara gerçekleştiriliyor. Örnek olarak bir fotoğraf paylamak istediğiniz zaman AirDrop en yakındaki kullanıcıları taramaya başlıyor ve birini bulduğu zaman sız bir tuşa basarak karşı tarafa resmi gönderebiliyorsunuz. Tabı karşı tarafın da onayı olması lazım. Özellikle bir kafede çapkın bir kullanıcının karşısında duran güzel kızı beğenip bir de onun iPhone’u olduğunu görürse direk olarak kullanmak isteyeceği bir özellik. Malum Not uygulamasına yazılı mesaj yazıp bunun resmini çekerek karşısındaki kişiye göndermesi mümkün. Tabı böyle durumlarda AirDrop, bulunabilirliği kapatmamızı sağlayan bir özellik de eklemiş. Üstelik bu ayarı kolay bir şekilde kontrol merkezinden açıp kapayabiliyorsunuz.

Kamera ve Fotoğraflar uygulaması

Eski iOS sürümlerindeki kamera uygulaması özellikle çok eleştirilen konuların en basında geliyordu. Basit ve sade yapısı, çekilen resimlere müdahale şansı vermemesi ile oldukça kısıtlı bir kapasitede kullanım imkânı sunuyordu. Burada resim çeken kullanıcılar sürekli olarak fotoğrafları düzenlemek için üçüncü parti yazılımlar kullanıyordu.  iOS7 ile beraber ise bu alanda birçok değişiklik yapıldı. Farklı kamera modlarına artık tek bir tuştan erişim özelliği kazandırılmış. Özellikle iPhone’larda çektiğimiz resimleri gruplama yapma gibi bir sansımız olmadığı için zaman geçmesi ile bulmakta zorlanırdık. iOS çektiğiniz resimleri buluta aktarma gibi gelişmiş bir özelliğe sahipken, telefon içerisinde kategorileştirme acısından oldukça yetersiz kalırdı. Galerisinde 100’den fazla fotoğraf bulunan kişiler, belirli bi resmi aramak için en başa kadar ekranı çevirip tüm resimlere bakmak zorunda kalırdı.  Apple tarafından ücretli satılan iPhoto uygulamasını kullanan kişiler ise biraz daha şanslı olarak kategorizasyon yapabiliyorlardı. İşte iOS7 ile beraber artık bu sorunda ortadan kalkmış gözüküyor. Fotoğraf ve videolara tıpkı iPhoto uygulamasında olduğu gibi çekim zamanı, lokasyon, sene gibi ayrımlarla kolaycana ulaşmak mümkün. Çekilen her video ve fotoğraflar sene bazında kategorilere ve o kategoriler de kendi içlerinde ayrı kategorilere ayrılmış. Yine belirtmek isterim ki bu özellikler Android işletim sisteminde yine uzun bir zamandır var. Hatta Samsung Galaxy S4 galerisinde yüzleri Facebook’taki gibi etiketleyerek çektiğiniz resimler arasında kişiler olarak da arama yapabiliyorsunuz.

iCloud kullanıcıları için ise Apple yeni bir özellik olan paylaşılmış fotoğraf yayını devreye sokmuş. Şu an var olan bu paylaşımla çektiğiniz fotoğrafları bulut üzerinden belirleyeceğiniz kişiler ile paylaşabiliyorsunuz. Ancak artık iOS 7 ile beraber sizin paylaşımlarınıza arkadaşlarınız da eklemeler yapabilecek. Siz bir resmi paylaştıkça diğerleri de kendi resimlerini koyup, resimler üzerinden herkes yorum yapabilecek ve tüm güncellemeler bu paylaşımda bulunan kişilerin iOS cihazlarında gerçek zamanlı olarak güncellenecek. Aynı şekilde videolar da gerçek zamanlı paylaşıma açılabilecek. Buna örnek olarak arkadaşlarınızla çıktığınız bir tatili gösterebilirsiniz. Bu tatilde çektiğiniz ve paylaşıma açtığınız kendi resimlerinizi görüntülerken arkadaşlarınız da yine iOS cihazlarından aynı tatilde kendi telefonları ile çektikleri resimleri bu paylaşıma aktarabilir ve tüm eklenen resimleri toplu olarak görüntüleyebilirsiniz. Bir nevi “çektiğin resimleri bana göndersene” derdine son veren bir uygulama. Kendi içinde ufak bir sosyal paylaşım olarak da nitelendirebiliriz.

IOS7 ile beraber kamera uygulamasında da değişiklikler yapılmış. Fotoğraf ve video arasında tek bir geçiş tuşu ile çekim özelliğinin yanında HDR çekimi, panorama ve ızgara modu dışında fazla bir özellik içermeyen önceki IOS sürümlerinin aksine yeni sürümde birçok özellik eklenmiş. İlk dikkatimi çeken özellik ise fotoğraf modları arasında geçişin sürükleme yöntemiyle olması. 16:9 formatının yanında aynı zamanda kare (1:1) formatı da getirilmiş. (1:1) özelliğini Instagram resimlerinden hatırlayabiliriz. Instagram uygulamasında çektiğimiz resimleri keserek 1:1 yanı kare şeklinde getirmemiz gerekiyordu. İste Apple buna gerek kalmadan direk olarak bu şekilde çekim yapabileceğimiz bir mod koymuş. Bunun ne faydası olabilir derseniz, çektiğiniz resimleri sonradan kesmek zorunda kalmadan, merceğin içinde hangi görüntünün olacağını görerek çekim yapabilirsiniz.

Yeni bir özellik de çektiğiniz resimlere yine Instagram programında olduğu gibi efektler verebilmeniz. Eski versiyonda herhangi bir editleme yapamıyordunuz ancak iOS7 ile beraber hazır filtreler eklenmiş. iOS7 ile birlikte bu filtreleri fotoğraf çekmeden önce veya çektikten sonra düzenleme yöntemiyle kullanabileceksiniz. Ancak buradaki bir fark 9 adet olarak sunulan bu filtreleri eğer iPhone 4 ve 4s sahibi iseniz fotoğrafı çekmeden önce kullanamayacaksınız. Yanı bir iPhone 4s kullanıcısı fotoğrafı siyah/beyaz filtresini kullanarak çekim yapamayacak. Onun yerine sadece çektiği fotoğrafı siyah/beyaz’a döndürebilecek.

Tüm bu yeni gelen kamera özellikleri tabi ki güzel gelişmeler ancak bir Samsung S4 veya HTC One ile karşılaştırıldığında oldukça yetersiz kalıyor. HTC One’daki 15 adet filtre ve gelişmiş Zoe yapısının yanında 9 adet filtre ve birkaç özellik ile rekabet etmek Apple için zor olacağı görüşündeyim. En gelişmiş kamera ve fotoğraf çekimine sahip olarak gösterilen Samsung Galaxy S4’tekı birçok gelişmiş fotoğraf uygulaması ile karşılaştırıldığında ise yine bu özellikler oldukça yetersiz olacak. S4 ile beraber kendinizi aynı resmin içine koymaktan tutun, gece çekim modları gibi sayısız çekim özellikleri bulunmakta.

Daha önce söylediğimiz gibi HTC One ve Samsung Galaxy S4 gibi güçlü Android telefonlara karsı herkesin Apple’dan beklentisi önce daha özgür ve içeriği geniş bir işletim sistemi, daha sonra ise yeni gelişmiş özelliklere sahip yeni çıkacak bir iPhone modeli idi. Ancak en azından kamera açısından benim gördüğüm, her ne kadar birçok yenilik yapıldı ise de bu yeniliklerin çok gelişmiş kamera özelliklerine sahip bu iki cihazla basa çıkmakta zorluk çekeceğidir. Samsung özellikle birçok kışı için en önemli şey olan kamera özelliklerini geliştirmek adına telefonlarına Galaxy Camera makinelerindeki çekim modlarını koyduğunu ve bunları cep telefonlarından kullanımının sağladığını düşünürsek iOS7 ile yeni gelen özelliklerin yeterli olmaktan ziyade zaten çok önceden olması gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.

Multitasking Deneyimi

Herkesin bildiği gibi önceki iOS versiyonları her ne kadar multitasking özelliğini desteklese dahi bir takım şeyler halen eksik kalıyordu. İşte Apple bu noktada yaptığı düzenlemelerle beraber yeni versiyonda bir takım değişiklikler eklemiş. Örnek olarak artık açık olan uygulamalarınızı basılı tutup kapatma işaretinin gelmesini beklemek yerine kolay bir şekilde Card Switcher adındaki sistem ile beraber yukarı doğru kaydırarak kapatabiliyorsunuz. Ancak helan gözlemlediğimiz tüm uygulamaları aynı anda kapatma tuşunun eksik olması. Uygulamaları tek tek kapatmak uzun ve can sıkıcı bir işlem oluyor ve iOS 7 ile bu durumun devam ettiğini görüyorum. Bunun dışında Apple yine iOS7 ile beraber akıllı multitasking deneyimi sunuyor. Bu özellikle beraber cihazınız favori uygulamalarınızı ne zaman hangi sıklıkla ve hangi zaman aralıklarında kullandığınızı inceleyerek onları güncelliyor. Yanı örnek olarak bir Facebook uygulamasını her gün sabah 7’de kullanıyor iseniz, cihazınız siz daha onu açmadan haber kaynağınızı hazır hale getiriyor ve açtığınız anda en güncel haberleri almanızı sağlıyor.

Klasörlerde sınırsız uygulamalar

Eskiden yine en çok eleştirilen konu klasörlerin içine koyduğunuz programlara sınırlama olmasıydı. Örnek olarak 30 tane haber uygulamasını takıp edip bunları haber adı altında klasöre koymak istediğinizde maalesef birden fazla klasör yapmanız gerekmekte çünkü iOS belirli bir rakamın üstünde uygulamaları aynı klasöre koymanıza izin vermiyordu. Eğer telefonunuz Jailbreak’li ise FolderEnhancer programı ile klasörler üzerindeki limiti kaldırabiliyordunuz. iOS7 ile beraber bu kısıtlama kaldırılmış, artık klasörlerinizin içine istediğiniz kadar uygulama koymanız mümkün.

Daha gelişmiş bir Siri

IOS7 ile beraber Siri’nin yetenekleri de artırılmış, ayrıca Siri’nin arayüzü de değiştirlmiş ve yeni ses tonları eklenmiş. Siri bundan böyle artık erkek olarak da konuşabilecek ve daha çok komut seçeneğini algılama kapasitesine sahip olacak. Yenilikler arasında örnek olarak en son ses mesajını oku, parlaklığı artır gibi komutlar var. Siri’yi aktive ettiğiniz zaman altta çıkan logo da yenilenmiş. Erkek veya bayan sesleri arasında geçiş yapmak için Siri’ye sadece komut vermeniz yeterli olmuş. Ayrıca Siri’ye soru sorduğunuz zaman cevaplar ufak kartlar yerine tam ekranda çıkması sağlanmış. Ancak beta versiyonunda yaptığım denemelerde Siri’nin halen sorulan sorulara çok ufak bir gecikme ile yanıt verdiğini gördüm. Bu konuda hız acısından Google Search halen daha başarılı. Siri’de yapılan değişiklikler her ne kadar bu servisi daha üst düzeylere götürse de Türkiye’de Türkçe olarak kullanım imkânı olmadığından dolayı bizim işimize çok yaramayacak.

Siri’nin bir başka yeniliği ise kendine yönetilen soruları Bing, Wikipedi ve Twitter’dan arayarak sonuçları görüntüleyebilmesi. Özellikle Twitter aramalarının ilgi çekebileceğini düşünüyorum. Facebook’un kısa bir sure önce tanıtımı yaptığı sosyal ağ arama motoru da tahminimce yakın bir zamanda Siri’ye entegre edilecektir.

 

Araçlarda iOS

Apple’ın uzun zamandır üzerinde durduğu bir başka proje ise araç içinde IOS kullanımı idi ve bu proje IOS7 ile beraber ortaya çıktı. iPhone ekranınız artık aracınızın navigasyon panelinde belirecek ve buradan arama yapmak, SMS mesajlarınızı okumak veya SMS’lerin size okunması, Apple haritalar servisini kullanmak ve iTunes müziklerinizi aracınızda çalmak gibi seçeneklere ulaşabileceksiniz. Tabi hatırlatmakta fayda var ki iOS’un Türkçe geri okuma desteği (TTS) olmadığı için bu özelliği Türkçe olarak henüz kullanamayacağız. Ancak yine de haritalar gibi uygulamalar sayesinde aracımızda harici bir navigasyon cihazına gerek kalmadan yol tarifi alabileceğiz. Bunlar dışında yine müziklerimizi dinlemek veya arama yapmak gibi özellikleri kullanmak gerçekten keyifli olacaktır. Ancak tabii ki her araçta çalışmayacak bu özelliği ilk olarak Honda, Mercedes, Nissan, Chevy, Kia, Volvo ve Acura marka otomobillerde kullanabileceğiz.

 

App Store

Artık App Store’da tıpkı Android’de olduğu gibi “Apps near me” seçeneği, yani bulunduğunuz bölgedeki popüler uygulamaları görüntüleyebileceksiniz. Google Playstore’da uzun süredir olan bu özellik sayesinde popüler Türkçe uygulamalara erişmek daha kolay olacak. Bu özellik sayesinde belki de hiç duymadığınız Türkçe uygulamaları keşfetmeniz mümkün. Bunları dışında ise ayrıca yasa göre kategorilendirilmiş uygulamalar da listelenecek. Bu sayede ufak çocuğunuz için güzel bir oyun aramak istediğiniz zaman App Store size uygun uygulamayı gösterebilecek. Tabi en heyecan verici App Store yeniliği ise uygulamalara otomatik güncelleme desteği gelmesi. Eskiden her uygulamanın güncellenmesi için ayrı ayrı işlem yapmanız gerekirken artık tüm uygulamaları herhangi bir işlem yapmadan otomatik olarak güncelleyebilirsiniz, üstelik bu işlem için de App Store içine girmenize gerek yok. Yapmanız gereken tek şey sadece ayarlar menüsünden bu seçeneği aktif hale getirmek. Ayrıca Apple yine ayarlar menüsü içerisinden sadece Wi-Fi kullanarak otomatik güncelleştirmeleri yapabilmenize de olanak sağlamış. Yine belirtmek isteriz ki bu özellik uzun zamandır Android içinde Google Playstore’da aktif olarak kullanılan bir seçenek.

iTunes Radyo

Uzun zamandır söylentisi dolasan Apple’ın radyo uygulaması da iOS7 ile beraber gerçekleşmiş oldu. iRadio olarak gelmesi beklenen bu yazılımın adı iTunes Radio olarak tanıtıldı. Bu hizmet ile beraber Apple’ın anlaşmalı olduğu müzik şirketlerinden çevrimiçi müzik yayını yapabilecek. Yani sadece radyo istasyonlarının olduğu bir uygulamadan ibaret değil. Bunun dışında kullanıcılar kendi istasyonlarını da oluşturabilecek ve beğendiği şarkıyı dilerlerse iTunes üzerinden satın alabilecek. Bu uygulama ayrı bir program olarak gelmeyecek ve IOS7 içindeki müzik uygulamasının içine entegre edilecek. Tabi ücretsiz müzik karşılığında reklam gösterimleri yapılacak. Bu özellik iOS cihazları dışında da iTunes ile de kullanılabilecek. Ancak ilk olarak ABD üzerinde başlayacak servisin diğer bölgelere gelmesi biraz zaman alacak. Tabi eğer bir Amerikan Apple kimliğiniz varsa şu an mevcut bulunan beta 1 sürümü ile beraber bu hizmeti denemeye başlayabilirsiniz. Apple, Google gibi ip bazlı lokasyon kontrolü yapmadığı için çok kolay bir şekilde elde edeceğiniz Amerikan Apple kimliği ile beraber bu sistemi kullanabilirsiniz. Daha önce iMessage ile Whatsapp tarzı programlara rakip ürünler çıkaran Apple bu uygulaması ile de benzer özellikler içeren Pandora müzik servisi ile rekabet halinde olacak. Uygulamanın iTunes üzerindeki 26 milyon şarkıyı ve Sony Müzik ve Warner içeriklerini de kapsaması gerçekten olağanüstü. Daha önce belirttiği gibi ilk olarak Amerika’da başlatılacak olan bu sistemin reklamlarla destekleneceği söyleniyor. Uygulamayı kullanırken Text ve ses reklamlarını dinlemek istemeyenler ise iTunes Match servisine üye olabilir. Bu servise üye kişilere reklamlar gösterilmeyecek.

Aynı şekilde Google’da 30 Hazirandan sonra ayda 9.99 dolara 18 milyon içeriğe ulaşabileceğiniz bir servisi daha hizmete sokma aşamasında. Ancak Google’ın servisi Pandora’dan ziyade daha çok Spotify ve Rdio servislerinin düzeninde çalışıyor. Akıllı multitasking uygulamasında olduğu gibi iTunes Radio da siz onu kullandıkça müzik beğenilerizi analiz edecek ve sızın isteklerinize göre içerik sunabilecek. Örnek olarak Rihanna müzikleri dinlemek istediğiniz zaman Rihanna istasyonu oluşturabilecek ve bu sarkıcının müziklerini dinleyebileceksiniz. Bunlar dışında beğendiğiniz bir şarkının benzerlerine ulaşabilecek ya da bir şarkıyı bir daha dinlememek için engelleyebileceksiniz.

Son bir kez belirtmek isteriz ki bu uygulama ile istediğiniz şarkıyı değil müzik türünü veya şarkıcıyı dinleyebiliyorsunuz. Ayrıca oluşturduğunuz istasyonlarda eğer bir şarkıcı belirtmiş iseniz sadece o şarkıcının şarkıları da çalmıyor. Genel olarak ilk şarkı o kişiye ait olsa da daha sonraki şarkılarda benzer türdeki müzikler çalınıyor. Uygulamada Türkçe şarkılar da mevcut. iTunes müzik servisindeki şarkıların genellikle yüksek kalitede olduğunu düşünürsek 3G bağlantısı yerine bu servisi daha çok Wi-Fi ile denemenizi öneririz. iOS cihazlarınız, iTunes ve Apple TV üzerinden bu hizmete sonbahardan itibaren ABD’den başlamak üzere ulaşabilirsiniz.

Yeni Facetime özellikleri

iOS 6 ile beraber artık 3G hattı üzerinde de Facetime görüşmelerinin yapılması mümkün olmuştu. Ancak Facetime yaparken sadece görüntülü görüşme desteği sunuluyordu. iOS 7 ile beraber ise artık WiFi bağlantısı sırasında sadece ses içerikli Facetime görüşmeleri yapabilmemiz mümkün. Video iletiminin olmayacağı ve sadece ses kullanılacağı için Facetime sırasında yaşanacak kesintilerin de en az ineceğini düşünüyorum. Skype gibi VOIP protokolü üzerinden bağlantı kuran uygulamalara rakip olarak kullanılabilecek bir özellik.

Arama Engelleme ve Hırsızlık önlemi

iOS 6 ile beraber gelen arama yapan kişilerin engellenmesi servisi iOS7 ile beraber daha da geliştirilmiş. Buna göre artık Facetime ve mesajlarında engellenmesi mümkün hale gelmiş. Ayrıca “Activation Lock” özelliği ile çalınmalara karsı önlem alınmış. Bu özellikle beraber çalınan telefonları uzaktan kilitlemek mümkün. Bunun dışında gelen yeni güzel bir özellik ise telefonunuzda “Find my iPhone” yanı iPhone’umu bul seçeneği aktif ise, telefonunuz çalındığı anda tüm bilgiler silinse dahi Apple ID ve şifreniz girilmediği müddetçe halen telefonun bulunduğu lokasyona ulaşabilecek olmanız veya telefona mesajlar göndermeye devam edebilecek olmanız. Bu sayede çalınma gibi durumlara karşın yüksek güvenlik önlemleri alınmış.

Gelistirilmiş Passbook

Ülkemizde de Türk hava yolları, Biletix, Atlas Jet gibi firmaların biletlerinde kullanabileceğimiz Passbook uygulamasına iOS7 ile beraber QR kodu okumak özelliği getirilmiş. Bu sayede artık almış olduğumuz biletler üzerindeki QR kodlarını okutarak Passbook uygulaması içinde kullanabileceğiz.

Hücresel Veri Kullanımı

Apple ayrıntılı bir şekilde hücresel veri kullanımını yani 3G bağlantısını hangi programların kullanabileceğini de sizin belirleyebilmenizi sağlamış. Ayarlar menüsünden yapacağınız değişikliklerle uygulamaların 3G üzerinden internete bağlanmasını kapatabilirsiniz. Ayrıca yine Apple kendi servislerinin de ne kadar bağlantı kullandığını bu ayarlarda ayrıntılı bir şekilde göstermiş. Bir önceki İOS sürümüne göre internet kullanımı konusunda artık daha ayrıntılı istatistikler sunulmuş.

Hangi cihazlarda kullanılabilecek?

iOS 7 diğer İOS sürümlerinde olduğu gibi her cihaza eşit şekilde dağıtılmayacak. 3GS modelinde tamamen yükleme şansınız yok. İPhone 4 ve sonraki modellere dağıtılacak. Ancak tabiî ki her özelliği de her telefonda aktif olmayacak. Bir iPhone 5 cihazında tüm yeni özellikleri kullanırken, iPhone 4’te kısıtlı özelliklerden faydalanabileceksiniz. Tam olarak hangi özelliğin hangi cihaza geleceği net değil ancak aşağıdaki tabloda bildiğimiz özellikleri listelemeye çalıştım.

Buna göre iOS 7 genel olarak iPhone 4 ve sonrası, iPad 2 ve sonrası ile iPad mini ve 5. Jenerasyon iPod Touch cihazlarına dağıtılacak.

Sonuç

Apple IOS7’de minimalist ve sade bir tasarım kullanmış. 2007’den beri değiştirmediği uygulama ikonlarını değiştirmiş. Uygulamalara birçok yeni özellikler katıp, dizaynlarını nerdeyse tamamen değiştirmiş. Sadece stile el atmayıp aynı zamanda multitasking’de açık uygulamaları sürükleme yöntemiyle kapatma gibi kullanım şekillerini değiştirmiş. İlk defa bir IOS ürünü kullanacak bir kişi için bunlar büyük değişiklikler olmasa bile mevcut kullanıcılar için önceki versiyonlara göre ciddi farklılıklar yaratmış. Zaten kendileri de WWDC etkinliğindeki tanıtım sırasında bile tüm bu değişiklikleri bugüne kadar yapılmış olan en radikal değişiklikler olarak nitelendirdiler. Tabi tüm bu değişimin arkasında artık iPhone’un piyasada çok ciddi rakiplerinin bulunması yatıyor. Özellikle Samsung Galaxy S4’ün mevcut Android özelliklerine kendi uygulama ve özelliklerini ekleyerek iPhone’un karşısında çok ciddi bir rakip haline gelmesi ile beraber düşen iPhone satışları da bu değişikliklerin yapılmasında büyük etken oldu. Daha önceden söylediğimiz gibi birçok kişinin Apple tarafında ki eleştirisi, yenilikçi bir ürün çıkaramaması ve Android karşısında son dönemlerde bir çok özellik bakımından eksik kalmasıydı. Apple ise tüm bu eleştirilere karşı olarak stabilitesini ve 900.000’e yakın uygulama bulunan App Store mağazasını göstererek kendini savunuyordu. Gerçekten stabilite ve mağaza uygulamaları söz konusu olunca Apple halen dünyanın akıllı telefon açısından bir numarası ve zaten buna kimse de itiraz edemez. App Store mağazasının yanında ayrıca iTunes Store’un da elinde bulundurduğu kaynak sayısı oldukça fazla ve Apple bu mağazanın entegrasyonunu da ürünlerine oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş durumda. Ancak tüm bunlara rağmen insanlar Apple’ın değişmeyen yapısı yüzünden sadece değişiklik olması açısından diğer ürünlere geçiş yapmaya başlıyordu. HTC One’ı da katarsak gerçekten son dönemde oldukça güçlü Android cihazlar ile birlikte WP8 ile beraber Nokia ve HTC’de pastadan pay almaya başlamıştı. Sabit Apple kullanıcıları ise etraflarında gördükleri bu güçlü telefonlar sayesinde beklentilerini artırmıştı. Daha güçlü yeni bir iPhone modelinin yanında ayrıca daha özgür bir İOS versiyonu bekliyorlardı.

Peki, bu iki aşamadan oluşan beklentilerin ilk ayağı olan yeni iOS sürümünde Apple beklentileri karşılayabildi mi?  Öncelikli şunu belirtmek isterim ki, tanıtılan özelliklerin birçoğu yenilikçi olmaktan ziyade aslında çok önce bu ekosistemin içinde yer alması gereken özelliklerdi. Birçok yeni özelliğin Android tarafında uzun süredir kullanıldığını zaten biliyoruz. Hatta otomatik uygulama güncelleme gibi bazı özellikler direk olarak Android’den esinlenmiş. Bunlar haricinde birçok başka özelliğin de Jailbreak yapılan telefonlar için yazılan Cydia Tweak’lerinden esinlendiğini de görüyorum.   Zaten Apple her ne kadar çok eleştirip kullanılmasını engellemeye çalışsa da Jailbreak uygulamalarının benzerlerini yıllardır telefonlarına entegre ediyor. iTunesRadio ve Arabada IOS gibi yeni özellikleri saymazsak diğer tüm özellikler uzun zamandır Android’de mevcut olan şeyler. Örnek olarak Safarideki arama ve adres çubuklarının birleştirilmesi Android tarayıcısında uzun bir süredir kullanılan bir özellik. Dünyanın birçok ülkesinde Samsung’a karşı telif hakları davaları açarak cihazlarının satışını yasaklamaya çalışan Apple’ın bu sefer birçok Android özelliğini birebir olarak iOS’un yeni sürümüne getirmesi açıkçası beni çok şaşırtmadı çünkü bunlar zaten çok önceden yapılması gereken ve insanların büyük bir beğeni ile kullandığı özelliklerdi.

Tabi tüm bu yeniliklere karşın halen eksik olan birçok şey var. Özellikle kamera uygulaması güçlü rakipleri Samsung Galaxy S4 ve HTC One karşısında halen çok eksik. Özellikle S4’ün yüksek megapikselli kamerasının yanına gelişmiş Samsung Galaxy kameralarının özelliklerini telefonlarına entegre ettiğini görüp ve bunlara karşın Apple’ın sadece birkaç kamera moduyla karşılık vermeye çalıştığını düşünürsek aradaki farkı iyi gözlemleyebiliriz. Birçok insanın akıllı telefonları alırken en çok kullandığı şeyler uygulamalar ve kameradır. Hatta büyük bir çoğunluğun sadece sosyal paylaşım uygulamalarını yükleyip, fotoğraf çektiğini, arama ve mesajlaşma uygulamalarının dışında başka bir özellik kullanmadığını da söyleyebiliriz. Her sene WWDC etekliğinde tanıtılan yeni iOS sürümlerinden sonra çıkan tüm güncellemelerde büyük özellikler eklenmediğini dikkate alırsak kamera uygulamasının bu şekilde yeni iPhone modeli ile beraber onumuzdaki seneye kadar devam edeceğini söyleyebilirim.

Son olarak söylemek istediğim su an için mevcut güncellemelerin diğer modeller karısında zayıf kaldığıdır. Ancak unutulmaması gereken başka bir olay Apple’ın elinde bulunan üç büyük kozu olan iTunes mağazası, App Store ve stabilite mükemmelliğini yeni çıkacak güçlü bir iPhone modeli ile birleştirirse mevcut satışlarını yeniden rekorlar düzeyine çekecektir. Bunun içinde sanırım önümüzdeki sonbahar aylarını beklememiz gerek.

 

5 Yorumlar

Bir yanıt bırak

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version