Güneş Sistemi sandığımız kadar küçük ve sıkıcı bir yer olmayabilir.
Uzun süre okul çocuklarına Güneş Sistemi’nde dokuz adet gezegen olduğu öğretildi. Ancak geçtiğimiz yıllarda Pluto’nun gezegen statüsünden çıkarılmasıyla bu sayı sekize düşmüştü. Pluto’nun gezegenlikten atılması sebepsiz değildi. Son yıllarda Güneş Sistemi içinde Pluto ebatlarında çok sayıda gezegencik keşfedildiğinden, Pluto’nun statüsü değiştirilmişti.
Biliminsanları tarafından yakın zamanda keşfedilen 2012 VP113 kod adlı gezegencik için de benzer bir durum söz konusu. Boyutları Pluto’dan pek farklı değil, üzerindeki buz tabakası da devamlı radyasyon yemekten pembe bir renge sahip. Güneş Sistemi’nin hayli dış bölgesinde dolaşan 2012 VP113 pek çok açıdan sıradan bir gezegencik sayılabilir, çünkü sistem içinde buna benzer düzinelerle örnek olduğu tahmin ediliyor.
Ne var ki biliminsanları bu yeni keşfedilen gezegenciğin yörüngesini incelediklerinde, gayet sıra dışı bir durumla karşılaşmışlar. 2012 VP113 sıradan bir yörünge izlemiyor, aksine yörüngesindeki düzensizlik onun Güneş Sistemi içindeki hareketinin çok daha büyük ve henüz keşfedilmemiş bir başka gezegen tarafından etkilendiğine işaret ediyor.
Biliminsanları bu olası gezegenin yarattığı kütle çekim alanını hesaplamaya çalıştıklarında, Dünya’nın yaklaşık on katı büyüklükte bir “Süper Dünya” olduğuna dair bulgular elde etmişler. Bu kadar büyük ya da en azından bu kadar yoğun bir gezegenin nasıl şimdiye kadar keşfedilmeden kalabildiği sorusu hemen akla geliyor tabii ki. İşin doğrusu şu ki, Güneş Sistemi’nin söz konusu bölgesi bugüne dek pek derinlemesine incelenmemiş, çünkü hayli boş olduğu düşünülüyordu.
Dünya’nın on katı büyüklükteki bir gezegen bile eğer Güneş’ten bu kadar uzaksa rahatlıkla karanlıkta kalabilir ve optik teleskoplardan kaçabilir. Kızılötesi ve termal aramaya gelince, biliminsanları daha önce bu bölgede hep gaz devi türevinden çok daha sıcak olan cisimlerin izini sürmüşler. Yani çok daha soğuk bir cismin gözden kaçmış olması da gayet mümkün. Tabii yeni bulgular ışığında biliminsanlarının bu bölgedeki çalışmalarını daha geniş kapsamlı olarak yeniden ele almaları kaçınılmaz. Ve eğer gerçekten de kendi sistemimiz içinde bir Süper Dünya ile karşılaşırlarsa, Güneş Sistemi çok daha büyük ve ilginç bir yer haline gelecektir.
