Warlock Arts tarafından geliştirilen Tiestru’yu inceledik. Bakalım yerli yapımı tower defense oyunu alanında ne kadar başarılı?
Tower defense, diğer adıyla kule savunma oyunları çok sık rastlanan bir tür değil. Son yıllarda ise bu türde oldukça az sayıda oyun piyasaya sürüldü. Piyasaya sürülen bu kule savunma oyunlarından biri ise yerli Warlcok Arts tarafından geliştirilen Tiestru. Geçtiğimiz aylarda Steam Greenlight’tan yeşil ışık alan Tiestru’nun oyun dünyası ve hali hazırda yeterince ilgi görmeyen kule savunma türü için neler sunduğuna bakıyoruz.
Oyunun detaylarına girmeden önce Tiestru’nun grafik seçeneklerinden bahsedelim biraz. Oyunun açıldığı launcher ekranında çözünürlük ve ön ayarlı grafik seçenekleri dışında herhangi bir grafik ayarı yok. Bu da sistemi yeterince güçlü olmayan oyuncuların kendilerine en uygun ayarı bulana kadar grafik ayarlarını denemesi anlamına geliyor.
Tiestru, basit bir hikaye girişi ile karşılıyor bizleri. Tiestru adlı bir kulenin en üst katına ışığın ulaşması gerektiğini, bu sayede karanlığın yenileceğini öğrendikten sonra oyuna başlıyoruz. Ancak burada önemli bir sorun var. Oyun boyunca bize başta gösterilen birkaç cümle dışında hikaye ilerleyişi yok diyebiliriz. Her geçen bölümde ne için veya kime karşı savaştığımızı bilmeden ilerliyoruz ve bir süre sonra bu durum, kendini tekrar eden oynanış ile birleşince hoş bir etki bırakmıyor maalesef.
Tiestru kulesine uzanan maceramız, ilk olarak oyunun genel mekaniklerini öğrenme ile başlıyor. Klasik kule savunma oyunlarında görmeye alışkın olduğumuz bir hedefi koruma konsepti Tiestru’da da devam ediyor. Kristaller üzerine kurulu olan oyunu her bölümünde kristalimizi, özel güçleri olan diğer kristaller ile korumak zorundayız. Her bir kristalin kendine has özellikleri ve bölümü tamamlamak için kullanmanız gereken bir tarzı var. Örneğin düşmanlara fiziksel hasar vermek için ateş kristalini, tuzak kurup düşmanlarınızı uzak bir yere göndermek için ışınlama kristalini veya daha fazla kristal yerleştirmek için gerekli kaynağı toplayan kaynak toplayıcıyı örnek verebiliriz.
Kristaller ve her birinin kendine has özellikleri ilgi çekici olsa da, hem görsellik hem de oynanış dinamikleri açısından çeşitlilik sorunu söz konusu. Oyun boyunca 6 kristal ile ilerliyoruz ve bu kristallerin hepsi renk hariç birbirinin aynı. Üstelik yıldırım kristali ile ateş kristali neredeyse tıpatıp aynı. Böyle durumlar ilerleyen bölümlerde sıkıntı çıkarabiliyor. Çeşitlilikten nasibini alamamış bir diğer unsur ise düşmanlarımız. Bütün düşmanlarımız birbirini andırıyor ve aralarında dikkat çekecek neredeyse hiç fark yok. Oyun her ne kadar ufak bir ekiple hazırlanmış olsa da, böylesine dikkat çeken sorunlar sebebiyle oyunculara olması gerekenden daha az zevk veriyor.
Teknik anlamda ise çoğunlukla iyi iş çıkarılmış. Oyunun görselliği oldukça tatmin edici ve kullanılan müzikler atmosferi iyice pekiştiriyor. Ancak yazının başında belirttiğimiz gibi grafik seçeneklerinin ön ayarlarla sınırlandırılmış olması hoş değil. Özellikle de PC’ye çıkan indie bir oyun için. Örneğin son zamanlarda çıkan pek çok AAA oyunu yüksek ayarlarda sorunsuzca çalıştıran bilgisayarım Tiestru’nun en üst grafik ayarlarında hezimete uğradı. Bu da oyunun optimizasyon açısından zayıf olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak yerli yapım Tiestru, kule savunma gibi oyun eksikliğinin hissedildiği bir alanda boy göstererek ciddi bir avantaj sağlamış olsa da, gerek tasarım aşamasında, gerekse teknik ve oyun dinamiği konusunda yaptığı hatalarla oyundan zevk alınmasını ciddi anlamda engelliyor. Tiestru, kule savunma türünün sevenleri için zaman geçirme amacıyla oynanılabilecek bir oyun olsa da, genel anlamıyla başarılı bir oyun sayılmaz.
