Google Stadia Neden Başarısız Olacak?

Google Stadia, oyunculara zaten sahip oldukları bir şeyi satmak istiyor.

Google, yenilikçi bulut oyun hizmeti için tüm birinci elden oyun geliştirmeyi durdurduğunu duyurduğunda, Stadia bu hafta büyük bir engelle karşılaştı. Şirket bir değil iki geliştirme stüdyosunu kapattı ve Assassin’s Creed’e yeşil ışık yakan vizyon sahibi yapımcı Jade Raymond’a veda etti. Google, Stadia’nın bundan sonra üçüncü taraf stüdyolarla güçlü ortaklıklar kurmaya odaklanacağını iddia ediyor.

Başka bir deyişle: Stadia, oyun ittifakalrının geri kalanından ayrı durmak için en büyük şansını kaybetti. Her zaman kendi kimliğini oluşturmak için mücadele eden bir hizmet için bu büyük bir darbe. Henüz ölmemiş olsa da, Stadia’nın birkaç yıl sonra hala ortalıkta olup olmayacağını merak etmek mantıklı.

Herhangi bir özel oyun olmadan, Google Stadia’yı PC, PS5 veya Xbox Series X’ten ayıracak hiçbir şey yok. Stadia’nın tasarruf zarafeti, 500 dolarlık bir konsola veya daha da pahalı bir bilgisayara olan ihtiyacı ortadan kaldırarak her zaman sahip olduğunuz platformlarda oyun oynama yeteneği idi.

Soru, bu özelliğe ihtiyaç duyan çok sayıda insan olup olmadığı. Tom’s Guide, Google Stadia incelemesinde bunun olmayabileceğini savunuyor. Ve bu kitle önümüzdeki birkaç yıl içinde yığınlar halinde ortaya çıkmazsa, Google Stadia, problem arayışında olan basit bir çözümden öteye gidemeyecek.

Fareler, klavyeler, kulaklıklar, monitörler, masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, oyunlar, akış hizmetleri ve Web tarayıcıları arasında çok sayıda inceleme yazıyoruz. Ve ne tür bir ürün olursa olsun, bir tane yazmak için her oturduğumuzda ilk soru hep aynı oluyor: “Bu kimin için?”

Spesifikasyonlardan, fiyattan veya özelliklerden çok, herhangi bir ürünle ilgili en önemli şey, hedef kitlesidir. Son derece kusurlu bir ürün potansiyel kitlesi için faydalı olabilirse, bir düzeyde, yine de dikkate almaya değerdir. Neredeyse mükemmel bir ürün potansiyel kitlesine belirli bir fayda sağlamıyorsa, onu görmezden gelmek muhtemelen en iyisi olacaktır.

Google Stadia hakkında çok hayranlık duysak da “Bu kimin için?” sorusuna tatmin edici bir cevap bulamadık.

Tarih de bu durumu az ya da çok oranda doğruladı. Google, kesin satış rakamları konusunda son derece temkinli davransa da, geçen Nisan ayı itibarıyla yaklaşık bir milyon kişinin uygulamayı indirdiğini biliyoruz. Tek başına bu büyük bir sayı ve şüphesiz Stadia o zamandan beri büyüdü. Ancak PS5’in daha kısa sürede dört kattan fazla sattığını düşünün – ve PS5 en az 400 dolara mal olurken, Stadia uygulaması ücretsiz.

Stadia’nın kütüphanesi çoğunlukla “temel” oyunlardan oluşuyor. Bunlar genellikle Assassin’s Creed Valhalla, Final Fantasy XV, Shadow of the Tomb Raider, Mortal Kombat 11, Sekiro: Shadows Die Twice, Jedi: Fallen Order ve benzeri gibi tamamlanması düzinelerce saat süren büyük, cömertçe üretilmiş maceralar. Genel olarak konuşursak, cep telefonunda iyi çalışan daha basit yapımların aksine, bu oyunları çalıştırmak için bir konsol veya PC’ye ihtiyacınız var.

Ancak yepyeni bir konsol için 500$ ödeme ile sadece alakart oyun satın alıp oyunu bulut üzerinden oynamak arasında seçim yapıldığında, oyuncular ilk seçeneği en az dört katına çıkarıyor gibi görünüyor.

Bu noktayı bir şüphe gölgesinin ötesinde kanıtlamak, erişebildiğimizden daha fazla veri gerektiriyor. Ancak sağduyuya göre sonuç, Stadia’nın oyunlarının genel olarak Stadia’nın hizmetlerini gerektirmeyen bir izleyiciye hitap ettiği yönünde. Doom veya Watch Dogs 2 veya Octopath Traveler oynamak isteyen bir oyuncuysanız, muhtemelen zaten aynı şeyi yapabilen bir sisteme sahipsinizdir.

Stadia’nın azalan faydaları

Google Stadia, konsolların ve PC’lerin eşleşemeyeceği birkaç özellik sunuyor -en azından ilk çıktığında. Stadia’da bir oyun satın alırsanız, oturma odanızdaki büyük bir kara kutuda yaşamak zorunda değilsiniz. Oyununuzu bir PC’de oynayabilirsiniz; TV’de oynatabilirsiniz; bir akıllı telefonda oynayabilirsiniz; hatta onu bir Mac’te bile oynatabilirsiniz -kendi başına neredeyse Google’ın tüm deneyini haklı çıkaran bir özellik.

Ancak bu fikirler 2019’da neredeyse devrim niteliğindeyken, o zamandan beri çok daha yaygın hale geldi. Xbox Game Pass ile Nvidia GeForce Now ve Cloud Gaming (Beta) gibi hizmetler ayrıca oyunları herhangi bir bilgisayara ve çoğu akıllı telefona yayınlamanıza izin veriyor.

En büyük fark -ve GeForce Now ve Xbox Cloud Gaming’in genellikle Stadia’dan daha iyi olmasının nedeni- Nvidia ve Microsoft’un hizmetlerinin zaten sahip olduğunuz donanımdan tam olarak yararlanmanıza izin vermesi. Bir Xbox veya PC’niz varsa, bir oyunu indirebilir ve isterseniz gerçek zamanlı, hatta çevrimdışı olarak çalıştırabilirsiniz. Farklı bir platform kullanmayı tercih ederseniz, oyunu yayınlayabilirsiniz.

Stadia temel oyunlar sunarak, ancak oyuncuları bir yayın dağıtım sistemine kilitleyerek, aslında kitlesinin zaten sahip olduğu güçlü teknolojiyi atlıyor. Bu, bir konsolun aşinalığı veya bir PC oluşturmaya harcanan sıkı çalışma gibi, oyuncuların genellikle ekipmanlarına bağlı hissettikleri gerçeğini görmezden geliyor.

Daha da önemlisi, deneyiminiz tamamen Google’ın ellerine kalıyor. Stadia’nın sunucuları oyunu iyi oynatamıyorsa -ki bazen oynatamıyor- tek oyunculu bir oyun oynasanız bile beklemekten başka seçeneğiniz yok. Oyun ara sıra birkaç kare düşerse veya arka plan dokularını düzgün şekilde oluşturmazsa veya sesi yanlış bir şekilde senkronize ederse, bu, (muhtemelen) zaten sahip olduğunuz konsolu veya bilgisayarı kullanmaktan daha kötü bir deneyim oluyor.

Tanıdık bir seçim

Yine de, Stadia’da çok sayıda özel oyun olsaydı, bu sorunlar gerçekten önemli olmazdı. Oyuncular, Breath of the Wild oynamak için Nintendo Switch veya Demon’s Souls oynamak için PS5 satın almada herhangi bir sorun görmedi; donanım maliyeti olmadığından, Stadia’da heyecan verici bir özel oyun satın almak daha az sorun teşkil edecektir. (4K’da oynamak istiyorsanız ayda 10 dolarlık bir abonelik ücreti var ancak bu yine de yepyeni bir konsol için 300-500 ABD dolarından çok daha az.)

Bir yıldan uzun süredir piyasada olmasına rağmen, Stadia’nın çok az özel oyunu var: Gylt, Crayta ve Orcs Must Die 3. Üç oyun da iyi, ancak “sistem sattıracak” dediğiniz şey değil. Bunun dışında, hepsi bir PC veya konsolda gayet iyi oynayacakmış gibi görünüyor; oyunların “Stadia”lık bir yanı yok. Artık Stadia’nın birinci sınıf beklentileri esasen sıfır olduğuna göre, özel bir patlama daha da uzak bir olasılık gibi görünüyor.

Bu bizi Stadia’nın boynundaki meşhur değirmen taşına geri getiriyor: Bu oyunları oynamak için daha iyi araçlara sahip insanlara oyun satan bir hizmet ve her zaman da öyle oldu. Yararlanan gerçek bir teçhizatı kısıtlı seyirci kitlesi olduğunu inkar etmiyoruz. Ancak tüm göstergeler, bu kitlenin çok küçük olduğunu ve geleneksel oyun sistemlerinin her zamanki kadar popüler olduğunu gösteriyor.

Somut bir örnekle sonlandıracak olursak, Cyberpunk 2077, Stadia’nın büyük patlama yaşamasını sağlayabilecek bir oyundu. Cyberpunk 2077, PS4, PS5, Xbox One ve Xbox Series X’te mevcut olsa da, yalnızca PC’de (bir şekilde) düzgün bir şekilde çalışıyor. Ve Stadia aslında kullanıcılara tek bir oyun fiyatına yüksek kaliteli bir bilgisayar sunuyor.

Ancak deneyimli yapımcı Jacob Novik’in de belirttiği gibi, Cyberpunk 2077, yamalandıktan sonra (neredeyse) diğer platformların çoğunda olduğu kadar iyi olacak ve Stadia’yı yeniden başladığı yere koyacak. İyi çalışan tanıdık bir şey ile neredeyse aynı şekilde çalışan yeni bir şey arasında seçim yapıldığında, insanlar genellikle ilkini tercih edeceklerdir.

Kaynak