Sevgili Burak Akmenek'in tozlu raflardaki bir köşe yazısını paylaşıyorum sizlerle Kendisi şu an Oyungezerden ayrılıp Fragtist'i kurdu:
http://www.fragtist.com/
http://www.fragtist.com/
Kendi başınıza oyun oynamak çok keyiflidir. Ama bunun muhabbetini yapmak ta en az onun kadar keyif verir. Hepinizin başına şu olay mutlaka gelmiştir. Bir yere gidersiniz ve bir anda laf oyunlardan açılır. İşte o anda belki de hiç ilginizi çekmeyen bir adamla kanka olup saatlerce konuşabilirsiniz. Üstelik masadakiler de sizin muhabbetinizden bir gıdım çakmadığı için öylece bakıp sıkılırlar. Aslında sıkılmakta haklıdırlar. Çünkü oyun muhabbeti aynen bir doktor yada avukat muhabbeti gibidir. Kendi özel terimleri ve yaşanmışlıkları vardır. Kendi tarihi bulunur. Modası vardır, popüler, güncel oyunlar ve klasikler bulunur. Eğer daha geniş açıda bakacak olursanız ekonomisi ve popüler ikonları bile vardır. İşte tüm bunları bir başkasıyla konuşmak ta acayip keyif verir.
Arkadaşsız bir oyun düşünemiyorum. Oyun oynadıktan sonra bu konu hakkında birileriyle sohbet etmek, ipuçları almak hatta haberim olmayan yeni başlıkları öğrenmek bana büyük keyif verir. Bana en çok keyif veren ise tabiiki bunu Devasa Online oyunlar oynarken yakalamak. Özellikle oynamadığım oyunlar varsa bunlar hakkında bilgi almak çok keyif verici. Mesela CHIP Online’da çalışan dostum Selçuk uzun süredir EQ2 oynuyordu. Sonra bunu bırakıp Lord of The Rings Online’a sardı. Benim bilmediğim bir çok şeye kesinlikle hakim durumda. Biliyorsunuz tüm Devasa Online oyunlar yamalarla içeriklerini devamlı olarak geliştirdiğinden sıkı takip etmek gerekir. İşte hepsine yetişemediğim zamanlar bende Selçuğun kapısını çalarım.
Aynı şekilde World of Warcraft oynarken de guildim beni acayip besler. Yeni addonları, ek paketle ilgili tüm dedikoduları, diğer sunuculardaki güçlü guildlarla ilgili bilgileri, ilk hangi guild kimi kesmiş, nerelere gelmiş hepsini onlardan öğrenirim. Üstelik dışarıda buluştuğumuzda çocuk bakımından hanımı oyun oynamak için nasıl kandıracağıma kadar bir çok ipucu da gene onlardan gelir. Demekki neymiş ? Konuşacak arkadaşın olmadan oyun oynamak son derece sıkıcıymış.
Oyun notebook’u alsam mı ?
Bu ay benzer bir konuyu sanırım Faruk donanım bölümünde işleyecek ama arada bende size fikirlerimi söyleyeyim dedim. Eğer heryerde kendi donanımınızla oyun oynamak üstüne de film seyretmek, müzik dinlemek ve heryerde çalışabilmek istiyorsanız kesin alın. Aırf bu hedefe yönelik olarak üretilmiş markalardan birine yönelip koltuğunuzun altına sıkıştırdığınız bir dizüstünün keyfi hiçbir şeye değişilmez. Ama maalesef bu aletler çok güzel ve güçlü olduğu kadar bir o kadar da pahalı. Bugün bir çoğumuzun bütçesini oldukça zorlayacak bu bilgisayarlardan birini almak gerçekten çok zor. Üstelik hızla gelişen bir teknoloji dünyasında ürünün 2 sene sonra çıkan hiçbir şeyi oynatmayacağı da kesin. Ama aynı kaderi masaüstü bilgisayarlarımızda paylaşıyor. Parça parça yenilediğimizden dolayı farkına varmasak ta aslında aşağı yukarı aynı bütçeyi yakalıyoruz. Üsteli kocaman kasalarda gürültülü çalışan makineler oldukları da bir gerçek. Bunun üstüne monitörde eklenince masada yer kalmıyor. Ama bir notebook olsa öylemi? Herşey derlitoplu yerli yerinde. Bu durumda hepimiz iç geçire geçire oyun notebooklarına bakıp duruyoruz. Paranın gözü kör olsun.
Canımı sıkanlar:
- Kaldırıma park etmiş arabalar
- Yüksek sesle konuşan, hatta birbirine “heyt höyt” diye seslenenler
- Kaldırımın ortasından yürüyenler
- Yürüyen merdivenden inip durarak nereye gideceğine karar vermeye çalışanlar
- Asansörde, yemek sırasında, otobüse binerken sıra beklemeyip yandan dalanlar
- “Çayhane nerede gibi” basit cevabı olan bir şey sorduğunda sanki dünyanın en güzel kızıymışta ona asılıyormuşum gibi havalara girip yüzünü çeviren beyni küçük kızlar
- Yukarıdaki anlaması gayet basit cümlemi hala bir yerlere çekmeye çalışan diğer bön kafalılar
- Burger King’de Soğansız Whooper siparişimi karıştırıp her seferinde soğanlı siparişi veren, yorgun çalışanlar.
- Oyunları kendi emellerine alet etmeye çalışan herkes
Bu ay neler yaptım ?
- Şahan Gökbakar’ın filmine gitmedim. Bol bol yorumlarını dinledim.
- WoW mesaisine devam ettim. Şaman kastım. Hunterımla raid yaptım.
- Arkadaşlarla yeni açılan bir İtalyan lokantasına gittim. Deniz mahsüllü pizza yedim; garipmiş.
- Arkadaşlarımızın bebeklerine hediye aldık. Yaşlanıyormuyuz ne ?
- CoD4’ü gene bitirmeye çalışıyorum. Bu oyun beni benden aldı.
- Oblivion’u oynamaya devam ettim. Hala doyamadım.
- Pentagram dinlemeye devam.
- Rambo’yu seyrettim. Ahh nostaji oldu iyi geldi.
- Rus dövüş sanatlarıyla ilgili videolar indirdim. Çok garip çoook.
- Farukla oynadım. Süper adam Faruk, tanışırsanız bırakmayın.