Ölümünden sonra Atatürk'e Filistin C. Üzerinden Kanıtsız İftira Atan N. F. Kısakürek neydi ne oldu ? Bu blog girdisinde N.F.K.'nın Adnan Menderes ile nasıl bir ilişkisi olduğu, dönem içerisinde nasıl yön değiştirip şekiller aldığını göreceğiz. İlk blog girdim olduğu için hatalarım varsa belirtebilirsiniz.
1) Hakimiyeti Milliye, "Kubilay'ın Başı" 01.01.1931
N. Fazıl, Atatürk'ün kurduğu bu gazetede bir yazardır. Cia'sal İslamcıların üstatlarından N. Fazıl o günlerde diyor ki;
"Dün düşman bayrağından temizlediğimiz meydanı, bugün "İNNA FETAHNALEKE" yazılı ZİFT RUHLU bir İRTİCA aleminden TEMİZLİYORUZ."
*N. Fazıl, İRTİCAYI yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılmış ZEHİRE benzetmekle kalmaz İRTİCAYI; "SİNSİ SİNSİ DELİĞİNE ÇEKİLMİŞ KARA YILAN" olarak tasvir etmektedir.
*İrticaya gebermesi için gösterilen deliğin yetersiz olduğunu başını taşla ezip, gazla yakılıp külünün yele verilmesi gerektiğini savunmaktadır.
2) H. M. 05.01.1931
N. Fazıl, 31 Mart'ı, Şeyh Sait İsyanı'nı, ve Menemen Olayı'nı kan akıtmış bir hıyanet ayaklanması olarak görmekte, bu ayaklanmaları irticanın basit ve adi bir kalkışması ve kötü bir fırsatçılık hareketi olarak kaleme alıp yazmaktadır. Yani ulusa duyurmaktadır.
İRTİCAYI buzdağına benzeten N.Fazıl, irticanın kökünün kurutulması gerektiğini savunur.
Kubilay'ın hepimiz için can verdiğini yazıyor.
N. Fazıl, Gençleri uyararak; uyanık olmalarını, İnkılabı zayıf tutmamalarını, inkılap zayıf tutulur, devrimlere yüreğini, hassasiyetini, ve sinirlerini temsil etmezse bir genç, Kubilay'ın başına gelen akıbete uğrayacağını söylüyor.
Gençlere çağrı yapan N. Fazıl; "TÜRKİYE NÜFUS KÜTÜKLERİNDEKİ SOFTA ve MÜRTECİNİN YEŞİL KANINI KURUTACAKSIN, BU KADAR." diyerek cümlesini tamamlamaktadır.
Necip fazıl 1931 yılında Atatürk hayatta iken son derece keskin bir İRTİCA düşmanı, su katılmamış bir gerici karşıtıdır.
3) HABER, 12 Haziran 1937
Son Posta, 13 Haziran 1937
1937 yılında Atatürk'ün kurduğu İş Bankası'nda müfettişlik yapmaktadır.
4) Cumhuriyet, 9 Aralık 1937
1931 Yılında Atatürk'ün kurduğu gazetede yazan ve İrtica'ya kin kusan N. Fazıl, 1937 yılında yine Atatürk'ün kurduğu İş Bankası'nda müfettişlik yapmakta ve aynı yıl CHP milletvekili Yunus Nadi'nin gazetesi Cumhuriyet'te yazar olmuştur.
N. Fazıl'ın keyfi yerinde karnı tok sırtı pek ! Bu yıllarda CHP'li Atatürkçü, devrimci, cumhuriyetçi ve laik çizgidedir.
Gazete demeçleri sürpriz bozanların içindedir.
Atatürk'e yönelik Filistin C. Üzerinden İlk Yalanı atan C.R.Atilhan'dı. Ancak topluma ilk paylaşan ve Atilhan'ın bu yalanı yaymasında, dergisinde yer veren N.F.K idi.
N.F.K, Cemiyet ve Dünya görüşlerini yazmak üzere 9.12.1937'de CHP MV. Yunus Nadi'nin Cumhuriyet Gzt"de çalışmaya başlamıştı.
1 yıl geçiyor Atatürk ölüyor, ölümünden 16 gün sonra N.F.K. Cumhuriyetteki köşesinde "ATATÜRK İÇİN" başlıklı uzun makalesinde Atatürk'ü öve öve bitiremiyor.
Özetle O yıllarda Necip için;
Atatürk'ün ölümünü kabullenmek bir işkence.
Bütün dünyada KRALINA anası kadar ağlayacak kimse yokken zalim ruh kanunu olan bu seferki ölüm, vatanın her evinden çıkmış kadar büyük.
Atatürk her evin ölüsü sayılmış bir kahraman.
Hiçbir Türk, kendi devlet reisine tarih boyunca bu türlü saygı göstermemiş göstereceğini de ümit etmez.
Millet; Esaret ve mahkumiyet anında, teslimiyetin olduğu zamandayken bu duruma inammayan tek insan Atatürk'tü.
Atatürk'ün hastalığı Türk Milletini ümitsizlik içinde boğuyor. Atatürk ise temiz kalbiyle buna da inanmıyor.
Milletin ölümüne inanmayıp Milleti kurtaran Atatürk koca bir millete hayat vermiş bir kahraman.
"ATATÜRK, ÖLÜM HÜKMÜ GİYMİŞ MİLLETİ ŞAHLANDIRDI."
"MUCİZE ÇAPINDA BİR BARIŞLA (LOZAN) MADDE VE ASKERLİK PLÂNINDA ZAFER KAZANDI."
"ATATÜRK EN BÜYÜK ASKER OLMAK KIYMETİNİN ÇOK ÜSTÜNDE BİR DEĞER."
"KOCA BİR MİLLETİN DİRİLİŞ İRADESİNİ TEMSİL EDEN İDEOLOJİST OLMAK DEĞERİ."
"ATATÜRK İNSANOĞLU TARİHİNDE SAYISI BİRKAÇI GEÇMEYEN GERÇEK MİLLET KURTARICILARINDAN BİR TANESİDİR"
"Devrimci Atatürk, Tanzimattan beri Türk toplumunun Avrupa Medeniyet manzumesine kavuşturulması yolunda girişilen yarım ve kısır teşebbüsleri TAM ve %100 randımanlı hamleler haline getirdi"
"Türk toplumuna AŞILANAN BATI, Türk toprakları üzerinde; ekonomik, bilim, toplumsal alanda BÜYÜK ZAFERLERLE MEYVESİNİ VERMEYE BAŞLADI"
"Kanun, şapka bu zafer neticesiyle geldi."
"İdeolojist Atatürk; ISLAHÇILIK tarihimizin EN BÜYÜK YÜZÜDÜR."
"Asker Atatürk; İNSANOĞLU tarihinin en YÜCE ifadesidir."
İMZA:N.F.K.
Orijinal halleri sürpriz bozan içerisindedir.
N.F.K, Haber gazetesinin köşe yazarıdır. 20.02.1939'da Milli Şef İsmet İnönü hakkındaki düşüncelerini okuyucularıyla paylaşmıştır.
Millet şefinin özel hayatının olmadığını toplum hayatının olduğunu kendi kendisinin üstüne çıktığını söylemektedir:
"Kendi kendini aşan birey, toplumsallaşmaya yüz tutar. Bu marifetin son evresine varınca "MİLLET ŞEFİ" ehliyetini kazanır"
"Küçük fertlerini öldürüp büyük fertlerine can veren ve küçük fertleriyle şahıslara örnek olanlar hem Millet Şefleri hemde peygamberlerdir."
(Orijinal cümlede, millet şeflerini peygamberler olarak görüp görmediği anlaşılmamıştır. Bu yüzden iyi niyetle benzetme yaptığını yorumladım)
"BÜYÜK ADAM bünyesine en musallat hastalık tipi olan toplumsal ve ferdi kimlikler tezadından ayıklanmış: aklı başında samimi duygulu, doğru hayat temsilcisi bir örnek şef: İSMET İNÖNÜ"
İMZA: N.F.K
4 Mart 1939
İstanbul'un İsmet İnönü'yü Fatihlere yapılan bir karşılayışla göğsüne bastırdığını kalemine alan N.F.K, İnönü'nün adını ve soyadını büyük, Fatih adını ise küçük yazmış.
İstanbul halkı İsmet İnönü'yü bütün bayrak, insan ve alkış mevcudu karşılamış.
İnönü'yü bildiğimiz küme küme zaferleri olan Lozan Fatihi olarak adlandıran N.F.K, İsmet İnönü'nün 18 Milyon (Türkiye Nüfusu) Gönül Fatihi olduğunu söylüyor.
"Toprakları ve davalarıyla beraber GÖNLÜNÜ de fethettirmek ZORUNDA OLAN millet, İsmet İnönü ŞAHSINDA, AYRILIK KABUL ETMEZ İHTİYACINI KANA KANA DOYURMUŞ OLUYOR"
İMZA: N.F.K
5 Mart 1939
Bu köşe yazısının tamamında İnönü'yü yağlayıp balladıktan sonra şunu söylüyor:
"İNÖNÜ SEVİLİYOR. Çünkü halk, Filozof Bergson'un dediği yaman bir sezişle onun iş görme üslubunda, kaydettiğimiz KURTULUŞ unsurlarını apaçık okumaktadır"
İMZA:N.F.K
6 Mart 1939
"Anadolu haritasına bakar gibi en heybetli bütünü göz önünden kaçırmaksızın, Ilgaz dağında bir bitkiyi muayene eder gibi en gizli sezgiye kadar ulaşmayı bilen BÜYÜK ŞEF..."
"Milli içgüdü... kadim Yunanın her duygusu nefsinde toplamış temsili filozofları gibi galk, İsmet İnönü'nün de her derdin bildirileceği ve çare isteneceği idealist bir kudret olarak görüyor!"
İMZA:N.F.K
N.F.K, İnönü'yü çare kapısı aranan adam olarak gösteriyor.
Orijinal halleri sürpriz bozan içerisinde.
1945 sonrası Sovyet Rusya'ya karşı ABD tüm dünyada din silahına sarılınca Türkiye'de bu görevi üstlenenlerden N.F.K dönemin şartlarında konjonktürel bir tutum içinde olmuştur.
Bu şartlar oluşmadan önce;
17 Mayıs 1939
N.F.K'in tanıdığı ve desteklediği ihtiyar fakat canlı politikacı demiş ki; "Devrimleri yeni ellere devredebilmek için gençlere ihale yolunu açık tutmak gerekir. Yeni ve dinç yeteneklere hayat ve tecelli hakkı verilmeli ki dava (inkılap) nesilden nesile geçebilsin"
İhtiyar politikacı; "kim bilir sağda solda büyük işler başaracak kaç tane yetenek, gedik sistemi yüzünden göze görünmeksizin çürüyüp gidiyor" diyerek hayıflanır.
Devlet adamı şu cevap vermiş: "Kim var söyler misiniz, ortalıkta kim var da biz onu iş başına getirmiyoruz?"
N.F.K göre ihtiyar politikacı MÜTHİŞ bir karşılık vermiş
"Dünya Savaşı yıllarında aynı lüzumu o zamanın büyüğüne söylemiştim. O da bana sizin gibi "Kim var söyler misiniz kim var?" Diye cevap vermişti. Bilmiyordu ki o anda mesela bir MUSTAFA KEMÂL'LE bir İSMET vardır ve KURTARICI DEĞERLERİNE rağmen birer köşede tecelli edecekleri günü bekleyerek çalışmaktadırlar.
N.F.K göre bu cevabıyla ihtiyar, politikacıyı mat etmiş.
19 Mayıs 1941
Gençlerin Atatürk'ün izinde olduğunu vurgulayan N.F.K, Atatürk'ün Gençliğe hitabını hem okuyor hem yazıyor.
Gençliğe hitabe için "O, hiçbir faniye nasip olmamış bir kıymet, gaibi sezme çapında bir DEHÂ eseri" diyor
Atatürk'ü DEHÂ olarak gören N.F.K Gençliğe hitabeyi de vasiyet olarak kabul ediyor. Atatürk'ü bu hitabe ile özdeşleştirip seni hiç bu kadar sevip anlayamadım diyor.
Kendisini; kan rengi iksirle yazılı bu hitabe için her şeyini feda etmeye hazır serdengeçti (Ülkü uğrunda canını esirgemeyen gönüllü savaşçı) olarak ilan etme ihtiyacında hissediyor.
Yüceltmeler yüceltmeler...
20 Mayıs 1941
N.F.K "Allah Kahretsin" başlıklı köşe yazısında Biliyor musunuz diyerek kişiyi, aileyi ve toplumu idam sehpasına sürükleyenlere örnek veriyor;
Atatürk'ten önceki itilafçılar siyaseti güdenler
"Allah eloğlunun kara gözü uğrunda ihtiyat ve infiradı terk eden ikiyüzlü cömertlikleri kahretsin
Biliyorum kişiyi, aileyi ve toplumu iflasa götürür"
İMZA:N.F.K
"Atatürkçü Necip Fazıl"dan "Atatürk düşmanı Necip Fazıl"a doğru uzanan yolculuğumuz devam ediyor.
MAYIS 1943
N.F.K "Büyük Doğu" isimli bir dergi kurar. Fikri müdürlüğü, ruh cephesi mutlak olarak N.F.K'dedir. Ayrıcalık sahipliği ise F.Gürtunca'dadır.
CHP ölçülerine uygun olarak bütün dünya hadislerini kucakladığını söyleyen N.F.K, Cumhuriyet nesillerine uygun hareket edeceğini söyleyip, siyasi kaydını ekletmeyi borç bilmektedir.
CHP'den "SEVGİLİ PARTİMİZİN" diye söz eden N.F.K CHP'nin HİMAYESİNDE 5000 lira PARA talep etmektedir.
22 EKİM 1943
Büyük Doğu dergisinin sahiplerinden F.Gürtunca "ATATÜRKE AĞIT" Başlıklı bir makalenin çıkacağı reklamını okuyucularına duyuruyor.
29 EKİM 1943
Gürtunca REKLAMINI 1 hafta sonra YİNELİYOR.
5 KASIM 1943
Yine 1 hafta geçiyor Atatürk yönelik REKLAM devam ediyor.
12 KASIM 1943
N.F.K sahibi olduğu Büyük Doğu dergisinin Kapak sayfasında Atatürk'ün fabrika açan kocaman bir fotoğrafı, altında büyük harflerle şunlar yazılı:
"ATATÜRK'ÜN ALTIN ANAHTARLA AÇTIĞI SON FABRİKA KAPISI...
ŞİMDİ ONUN RUHU, AYNI ANAHTARLA TÜRK'ÜN ZAFER KAPISINDA...'
Aynı sayının 4. sayfasında "Rönesans'dan beri olumlu ilimler çağı" denilerek Avrupa'da Kiliseye ve din adamlarına, onların baskısına ve otoritesine karşı açılan savaş desteklenmektedir. Devamında gelişen dünyadan örnekler verilmektedir.
Avrupa'nın simasının sonradan değiştiği kabul edilmiştir. (Doğrusu da budur.)
"BÜYÜK FRANSIZ İNKILABI, AYDIN MUTLAKİYETLER, MEŞRUTİYETLER, CUMHURİYETLER.. İCATLAR, KEŞİFLER"
Denilerek Fransız Devrimi ululanıyor. Dünya'nın geçmişten günümüze hangi aşamalardan geçtiği aktarılarak geliştiği vurgulanıyor.
SEVR'in ÖLÜM, LOZAN'ın DİRİM olduğu kabul ediliyor.
SEVR = KORKUNÇ ANTLAŞMA TASLAĞI
Sevr'in; iktisadi, mali, askeri ESARET maddelerden oluştuğu kabulleniliyor. Dile getirilip okuyucularıyla paylaşıyorlar.
İnönü'ye; "LOZAN KAHRAMANI İNÖNÜ" deniliyor.
İnönü'nün Avrupa'ya (Lozan Savaşına) kumral saç ile gidip AĞARMIŞ tellerle fakat ZAFERLE DÖNDÜĞÜ yazılıyor.
Bu zaferin BÜYÜK ve GÜZELLİĞİNİ kavramak LEZZETİNDEN gençliğin mahrum kalışına değinilerek bu nedenle tarih yapısının SAKAT kalacağı söyleniyor.
Reklamlar ise devam ediyor.
Belgeleri ile sürpriz bozan içerisindedir.
Atatürk'e Cephesi üzerinden küçük çocuğa masal okur gibi desteksiz sallayan, böyle bir yalanın ortaya çıkmasında ana rol oynayan ilk 2 kişiden biri olan NFK'i anlatmaya devam ediyoruz.
18 KASIM 1943
NFK, dergisinin kapağına Atatürk'ten sonra milli mücadele kahramanlarından (daha sonra eleştireceği) F. Çakmak'ın dev fotoğrafını koyar.
Bu sayısında "ATATÜRK DİRİLECEKTİR" adlı makalesini yazar. Yazısında Atatürk'ün madde ve hakikat dünyasında tekrar hayata döneceğini söyler.
Kafuriden yontulmuş, asil ve düzgün parmaklı, zarif ve ince endamlı, gök gözlü Atatürk hayata dönüp dünya haritasını süzdüğü an, Türk milletine ait haklar, terazi kefesinde görünecek der.
"O gün başımızda olan şahsiyet ÜSTÜN KURTARICILIK vasıflarına göre ruhu kadar maddesi ile de ATATÜRK'ten başkası OLMAYACAKTIR" diyerek Atatürk'ü yüceltir.
Sosyal medyada dolaşan ama kesinliği henüz anlaşılamayan bir belge de NFK, CHP'den milletvekilli olabilmek için bir talepname yazmıştır.
ŞUBAT 1944
NFK'nin dergi sayılarında dini propaganda yapıp sonrada sömürgelerinde milyonlarca Müslüman bulunan yabancı bir devletin lehine propaganda yaptığı Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından tespit olunur.
Kendisi de kumar oynayan NFK, İslam dinini kullanarak bu tür kötü yolları o günün toplumuna mâl etmektedir.
Cumhuriyet rejimine Türk toplumuna saldırılarda bulunup; bozuk ve düzensiz göstermekte, genç insanların beyinlerini yıkamakta ve onları şüpheye düşürmekte, gençliği rejimden uzaklaştırma çabasında olduğu yine tespitler arasındadır.
Yabancı bir devlet hesabına gizli ve apaçık propagandalar yaparak bu durumu siyasi harekete dönüştürmeye çalışmakta..
29 AĞUSTOS 1947
NFK, Atatürk'ü aşağılıyor, Türk Milletine küstahça saldırılarda bulunuyor.
18 KASIM 1948
12.11.1943 tarihli Büyük Doğu Dergisinde "Beş Senelik Türk Lisesi (Tezi) makalesi yayımlanır. Aynı makale 6 yıl sonra 18.11.1949 tarihinde tekrar yayımlanır. Yazar ve yazının metni aynıdır.
Fakat; "Lozan Kahramanı İnönü'nün, bu Avrupa şehrine kumral saç ile gidip ağarmış tellerle fakat muzaffer dönüşünün azamet ve güzelliğini..." cümlesi, aradan geçen 6 yıl sonunda; buhar olur, yok edilir, ortadan kaldırılır.
Şimdi en önemli muhabbetlere geliyoruz...
Adnan Menderes türlü ihanetlerle suçlanmış 1 yıl boyunca yargılanmıştır. Bu duruşmalar sırasında gazeteci E.Yalman suikastine sebebiyet veren NFK'e örtülü ödenekten yasadışı olarak ülkemizin ulusal güvenliğini temin altına almak için ayrılan paraları Menderes'le birlikte gasp etmiş, bu hıyanet mahkeme tarafından belgelenmiş olduğundan dolayı sanıklar ve şahitler tarafından itiraf olunmuştur.
Necip Fazıl'a bir seferde 5000 lira! Menderes bunu yardımla geçiştiriyor. Başkan, böyle bir şeyin izahının olamayacağı görüşünde
Büyük Doğu ortaklarından Gürtunca, ifadesi alınır. Başbakanlık Müsteşarı tarafından kendisine 10.000 lira verildiği alan ve veren tarafından itiraf olunur.
Hükümetin icraatlarını övmekle görevli Büyük Doğu dergisinin sahibi NFK'e Adnan Menderes tarafından tamı tamına 147.500 lira gibi devasa bir para verilir. (Neden devasa olduğunu belgelerle göstereceğim)
Başsavcı; bütün memleket tarafından mahiyeti çok iyi bilinen, ne olduğu belli olan "Büyük Doğu" sahibi NFK'e 147.000 küsur (500 lira dahil) para ödendiğini hatırlatır.
Emn.Gnl.Mdr, Ank.Valisi ve Bld.Bşk. yapmış Şahit K.Aygün'ün itirafı; Gzt. E.Yalman suikastinden sonra tutuklanan NFK'ya, Menderes ile beraber 1000-2000 lira civarında suikast ile suçlanan bir sanığa devletin gücünü istismar ederek milletin parasını yedirmişler.
Başka bir zamanda NFK, Ankara'ya Menderes'ten Para dilenmeye gitmiş. Çok sıkıntıda olduğundan bahsetmiş ve kendisine 1000 lira para verilmiş.
NFK, Mahkemeye çıkartılır. YAD Başkanı sorar:
"Örtülü ödenekten size MUAZZAM YARDIM yapılmış.."
NFK: "EVET, BEN ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN PARA ALDIM.."(Belgelendiği için hayır diyemiyor)
NFK, malum zihniyetinden dolayı para aldığını da itiraf eder.
Başkan sorar: "Yazılarınızdan dolayı BİR ÇOK ÇEKLER almışsınız"
NFK itiraf eder: "8 seneyi bulan devre devre ALDIĞIM PARALAR vardır"
Başkan NFK'nin yüzüne din istismarcısı olduğunu söylüyor.
Büyük Doğu dergisini günlük hale hükümetle temastan sonra getirdiğini itiraf ediyor.
1952'den 1959'a PARA aldığını itiraf ediyor.
Başkan; toplam ne kadar para diye sorar.
NFK; YALAN SÖYLER 140.000 der.
Başkan; 147.000 yazdığını hatırlatır.
NFK; 30.000 aldığını hatırlayıverir.
Belgeleri Sürpriz Bozan içerisindedir.
Örtülü ödenekten kanuna aykırı olarak para alanlardan biri de NFK'nin karısı N.Kısakürek'tir.
N.K kendilerine ödeme yapıldığını itiraf ediyor.
100.000 lira teklif edildiğini söyleyince; Başkan 147.000 yapıldığını hatırlatıyor ve Neslihan hanım birden "EVET böyle bir mevzu geçti" demek zorunda kalıyor. Kimbilir daha neler vardır da belgesi olmadığı için ortaya konulmamış.
Atatürk'e ve devrimlerine aykırı yayınları bütün yurtta nefret uyandıran, Halka ahlak dersi veren, kumarhanelerde yakalanınca gözlem amaçlı gittiğini iddia eden, Atatürk'e sövdüğü için hapse mahkum edilen NFK'nin karısına Menderes'in Hususi Klm. Mdr. geçmiş olsun dilekleriyle (MENDERES'İN İTİRAFIYLA ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN) 3.000 lira milletimizin parası peşkeş çekilmiş.
Kim bu NFK de milletin rızkını yiyebiliyor! Başkan soruyor; "Gazeteciler hapse girdi Acıklı bir şekilde yazdılar, aileleri gitti..bu acıklı ve üzüntü verici duruma en alakadar olmayanlar bile ulaşmışken siz el uzattınız mı?"
Menderes dalga geçer gibi şu cevabı verir: "Talep etmediler"
O gazeteciler Atatürk'e sövseydi yardım edecek miydi acaba?
İnsanları ve etnik toplulukları hedef gösteren Büyük Doğu D. İnönü'yü de öldürtmeye teşvik etmiş.
Şimdi NFK'e ve karısına verilen paraların NİÇİN MUAZZAM bir PARA olduğunu açıklayalım.
Başbakan Menderes'in maaşı 1.000 lira (daha sonra %50 zam yaparak 1.500 liraya çıkartıyor)
Bir PTT Memurunun maaşı ayda 100-150 lira
Ptt memurlarından biri karısına ilaç alacak parayı bulamadığı için yolsuzluğa karıştığını mahkeme önünde açıklamış..(Cia'sal İslamcı Menderes dönemi Türkiye'sinin hali)
Bir Zabıt Katibinin maaşı 150 lira..
Bu Katiplerden biri Menderes'e müracaat ederek bu parayla geçinemediğini bildirince, Menderes o zaman istifa etmesini istemekle kalmaz hakaret olarak algılayarak bu memuru tutuklatır. Fakat memurlar perişan haldeyken kendisi ziyafet sofralarında memur maaşının çok üstünde, örtülü ödenekten bahşişleri garsonlara veriyordu.
NFK'nin aldığı 147.500 liranın 500 liralık küsuratı bile geçinemeyen bir memurun 5 aylık maaşı..
147.500 liranın ne derece büyük bir para olduğunu varın siz düşünün Haram yiyip dini kalkan edinip Atatürk'e sövenlerin yüzü..
Belgeleri ile sürpriz bozan içerisindedir.
1) Hakimiyeti Milliye, "Kubilay'ın Başı" 01.01.1931
N. Fazıl, Atatürk'ün kurduğu bu gazetede bir yazardır. Cia'sal İslamcıların üstatlarından N. Fazıl o günlerde diyor ki;
"Dün düşman bayrağından temizlediğimiz meydanı, bugün "İNNA FETAHNALEKE" yazılı ZİFT RUHLU bir İRTİCA aleminden TEMİZLİYORUZ."
*N. Fazıl, İRTİCAYI yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılmış ZEHİRE benzetmekle kalmaz İRTİCAYI; "SİNSİ SİNSİ DELİĞİNE ÇEKİLMİŞ KARA YILAN" olarak tasvir etmektedir.
*İrticaya gebermesi için gösterilen deliğin yetersiz olduğunu başını taşla ezip, gazla yakılıp külünün yele verilmesi gerektiğini savunmaktadır.
2) H. M. 05.01.1931
N. Fazıl, 31 Mart'ı, Şeyh Sait İsyanı'nı, ve Menemen Olayı'nı kan akıtmış bir hıyanet ayaklanması olarak görmekte, bu ayaklanmaları irticanın basit ve adi bir kalkışması ve kötü bir fırsatçılık hareketi olarak kaleme alıp yazmaktadır. Yani ulusa duyurmaktadır.
İRTİCAYI buzdağına benzeten N.Fazıl, irticanın kökünün kurutulması gerektiğini savunur.
Kubilay'ın hepimiz için can verdiğini yazıyor.
N. Fazıl, Gençleri uyararak; uyanık olmalarını, İnkılabı zayıf tutmamalarını, inkılap zayıf tutulur, devrimlere yüreğini, hassasiyetini, ve sinirlerini temsil etmezse bir genç, Kubilay'ın başına gelen akıbete uğrayacağını söylüyor.
Gençlere çağrı yapan N. Fazıl; "TÜRKİYE NÜFUS KÜTÜKLERİNDEKİ SOFTA ve MÜRTECİNİN YEŞİL KANINI KURUTACAKSIN, BU KADAR." diyerek cümlesini tamamlamaktadır.
Necip fazıl 1931 yılında Atatürk hayatta iken son derece keskin bir İRTİCA düşmanı, su katılmamış bir gerici karşıtıdır.
3) HABER, 12 Haziran 1937
Son Posta, 13 Haziran 1937
1937 yılında Atatürk'ün kurduğu İş Bankası'nda müfettişlik yapmaktadır.
4) Cumhuriyet, 9 Aralık 1937
1931 Yılında Atatürk'ün kurduğu gazetede yazan ve İrtica'ya kin kusan N. Fazıl, 1937 yılında yine Atatürk'ün kurduğu İş Bankası'nda müfettişlik yapmakta ve aynı yıl CHP milletvekili Yunus Nadi'nin gazetesi Cumhuriyet'te yazar olmuştur.
N. Fazıl'ın keyfi yerinde karnı tok sırtı pek ! Bu yıllarda CHP'li Atatürkçü, devrimci, cumhuriyetçi ve laik çizgidedir.
Gazete demeçleri sürpriz bozanların içindedir.
Atatürk'e yönelik Filistin C. Üzerinden İlk Yalanı atan C.R.Atilhan'dı. Ancak topluma ilk paylaşan ve Atilhan'ın bu yalanı yaymasında, dergisinde yer veren N.F.K idi.
N.F.K, Cemiyet ve Dünya görüşlerini yazmak üzere 9.12.1937'de CHP MV. Yunus Nadi'nin Cumhuriyet Gzt"de çalışmaya başlamıştı.
1 yıl geçiyor Atatürk ölüyor, ölümünden 16 gün sonra N.F.K. Cumhuriyetteki köşesinde "ATATÜRK İÇİN" başlıklı uzun makalesinde Atatürk'ü öve öve bitiremiyor.
Özetle O yıllarda Necip için;
Atatürk'ün ölümünü kabullenmek bir işkence.
Bütün dünyada KRALINA anası kadar ağlayacak kimse yokken zalim ruh kanunu olan bu seferki ölüm, vatanın her evinden çıkmış kadar büyük.
Atatürk her evin ölüsü sayılmış bir kahraman.
Hiçbir Türk, kendi devlet reisine tarih boyunca bu türlü saygı göstermemiş göstereceğini de ümit etmez.
Millet; Esaret ve mahkumiyet anında, teslimiyetin olduğu zamandayken bu duruma inammayan tek insan Atatürk'tü.
Atatürk'ün hastalığı Türk Milletini ümitsizlik içinde boğuyor. Atatürk ise temiz kalbiyle buna da inanmıyor.
Milletin ölümüne inanmayıp Milleti kurtaran Atatürk koca bir millete hayat vermiş bir kahraman.
"ATATÜRK, ÖLÜM HÜKMÜ GİYMİŞ MİLLETİ ŞAHLANDIRDI."
"MUCİZE ÇAPINDA BİR BARIŞLA (LOZAN) MADDE VE ASKERLİK PLÂNINDA ZAFER KAZANDI."
"ATATÜRK EN BÜYÜK ASKER OLMAK KIYMETİNİN ÇOK ÜSTÜNDE BİR DEĞER."
"KOCA BİR MİLLETİN DİRİLİŞ İRADESİNİ TEMSİL EDEN İDEOLOJİST OLMAK DEĞERİ."
"ATATÜRK İNSANOĞLU TARİHİNDE SAYISI BİRKAÇI GEÇMEYEN GERÇEK MİLLET KURTARICILARINDAN BİR TANESİDİR"
"Devrimci Atatürk, Tanzimattan beri Türk toplumunun Avrupa Medeniyet manzumesine kavuşturulması yolunda girişilen yarım ve kısır teşebbüsleri TAM ve %100 randımanlı hamleler haline getirdi"
"Türk toplumuna AŞILANAN BATI, Türk toprakları üzerinde; ekonomik, bilim, toplumsal alanda BÜYÜK ZAFERLERLE MEYVESİNİ VERMEYE BAŞLADI"
"Kanun, şapka bu zafer neticesiyle geldi."
"İdeolojist Atatürk; ISLAHÇILIK tarihimizin EN BÜYÜK YÜZÜDÜR."
"Asker Atatürk; İNSANOĞLU tarihinin en YÜCE ifadesidir."
İMZA:N.F.K.
Orijinal halleri sürpriz bozan içerisindedir.
N.F.K, Haber gazetesinin köşe yazarıdır. 20.02.1939'da Milli Şef İsmet İnönü hakkındaki düşüncelerini okuyucularıyla paylaşmıştır.
Millet şefinin özel hayatının olmadığını toplum hayatının olduğunu kendi kendisinin üstüne çıktığını söylemektedir:
"Kendi kendini aşan birey, toplumsallaşmaya yüz tutar. Bu marifetin son evresine varınca "MİLLET ŞEFİ" ehliyetini kazanır"
"Küçük fertlerini öldürüp büyük fertlerine can veren ve küçük fertleriyle şahıslara örnek olanlar hem Millet Şefleri hemde peygamberlerdir."
(Orijinal cümlede, millet şeflerini peygamberler olarak görüp görmediği anlaşılmamıştır. Bu yüzden iyi niyetle benzetme yaptığını yorumladım)
"BÜYÜK ADAM bünyesine en musallat hastalık tipi olan toplumsal ve ferdi kimlikler tezadından ayıklanmış: aklı başında samimi duygulu, doğru hayat temsilcisi bir örnek şef: İSMET İNÖNÜ"
İMZA: N.F.K
4 Mart 1939
İstanbul'un İsmet İnönü'yü Fatihlere yapılan bir karşılayışla göğsüne bastırdığını kalemine alan N.F.K, İnönü'nün adını ve soyadını büyük, Fatih adını ise küçük yazmış.
İstanbul halkı İsmet İnönü'yü bütün bayrak, insan ve alkış mevcudu karşılamış.
İnönü'yü bildiğimiz küme küme zaferleri olan Lozan Fatihi olarak adlandıran N.F.K, İsmet İnönü'nün 18 Milyon (Türkiye Nüfusu) Gönül Fatihi olduğunu söylüyor.
"Toprakları ve davalarıyla beraber GÖNLÜNÜ de fethettirmek ZORUNDA OLAN millet, İsmet İnönü ŞAHSINDA, AYRILIK KABUL ETMEZ İHTİYACINI KANA KANA DOYURMUŞ OLUYOR"
İMZA: N.F.K
5 Mart 1939
Bu köşe yazısının tamamında İnönü'yü yağlayıp balladıktan sonra şunu söylüyor:
"İNÖNÜ SEVİLİYOR. Çünkü halk, Filozof Bergson'un dediği yaman bir sezişle onun iş görme üslubunda, kaydettiğimiz KURTULUŞ unsurlarını apaçık okumaktadır"
İMZA:N.F.K
6 Mart 1939
"Anadolu haritasına bakar gibi en heybetli bütünü göz önünden kaçırmaksızın, Ilgaz dağında bir bitkiyi muayene eder gibi en gizli sezgiye kadar ulaşmayı bilen BÜYÜK ŞEF..."
"Milli içgüdü... kadim Yunanın her duygusu nefsinde toplamış temsili filozofları gibi galk, İsmet İnönü'nün de her derdin bildirileceği ve çare isteneceği idealist bir kudret olarak görüyor!"
İMZA:N.F.K
N.F.K, İnönü'yü çare kapısı aranan adam olarak gösteriyor.
Orijinal halleri sürpriz bozan içerisinde.
1945 sonrası Sovyet Rusya'ya karşı ABD tüm dünyada din silahına sarılınca Türkiye'de bu görevi üstlenenlerden N.F.K dönemin şartlarında konjonktürel bir tutum içinde olmuştur.
Bu şartlar oluşmadan önce;
17 Mayıs 1939
N.F.K'in tanıdığı ve desteklediği ihtiyar fakat canlı politikacı demiş ki; "Devrimleri yeni ellere devredebilmek için gençlere ihale yolunu açık tutmak gerekir. Yeni ve dinç yeteneklere hayat ve tecelli hakkı verilmeli ki dava (inkılap) nesilden nesile geçebilsin"
İhtiyar politikacı; "kim bilir sağda solda büyük işler başaracak kaç tane yetenek, gedik sistemi yüzünden göze görünmeksizin çürüyüp gidiyor" diyerek hayıflanır.
Devlet adamı şu cevap vermiş: "Kim var söyler misiniz, ortalıkta kim var da biz onu iş başına getirmiyoruz?"
N.F.K göre ihtiyar politikacı MÜTHİŞ bir karşılık vermiş
"Dünya Savaşı yıllarında aynı lüzumu o zamanın büyüğüne söylemiştim. O da bana sizin gibi "Kim var söyler misiniz kim var?" Diye cevap vermişti. Bilmiyordu ki o anda mesela bir MUSTAFA KEMÂL'LE bir İSMET vardır ve KURTARICI DEĞERLERİNE rağmen birer köşede tecelli edecekleri günü bekleyerek çalışmaktadırlar.
N.F.K göre bu cevabıyla ihtiyar, politikacıyı mat etmiş.
19 Mayıs 1941
Gençlerin Atatürk'ün izinde olduğunu vurgulayan N.F.K, Atatürk'ün Gençliğe hitabını hem okuyor hem yazıyor.
Gençliğe hitabe için "O, hiçbir faniye nasip olmamış bir kıymet, gaibi sezme çapında bir DEHÂ eseri" diyor
Atatürk'ü DEHÂ olarak gören N.F.K Gençliğe hitabeyi de vasiyet olarak kabul ediyor. Atatürk'ü bu hitabe ile özdeşleştirip seni hiç bu kadar sevip anlayamadım diyor.
Kendisini; kan rengi iksirle yazılı bu hitabe için her şeyini feda etmeye hazır serdengeçti (Ülkü uğrunda canını esirgemeyen gönüllü savaşçı) olarak ilan etme ihtiyacında hissediyor.
Yüceltmeler yüceltmeler...
20 Mayıs 1941
N.F.K "Allah Kahretsin" başlıklı köşe yazısında Biliyor musunuz diyerek kişiyi, aileyi ve toplumu idam sehpasına sürükleyenlere örnek veriyor;
Atatürk'ten önceki itilafçılar siyaseti güdenler
"Allah eloğlunun kara gözü uğrunda ihtiyat ve infiradı terk eden ikiyüzlü cömertlikleri kahretsin
Biliyorum kişiyi, aileyi ve toplumu iflasa götürür"
İMZA:N.F.K
"Atatürkçü Necip Fazıl"dan "Atatürk düşmanı Necip Fazıl"a doğru uzanan yolculuğumuz devam ediyor.
MAYIS 1943
N.F.K "Büyük Doğu" isimli bir dergi kurar. Fikri müdürlüğü, ruh cephesi mutlak olarak N.F.K'dedir. Ayrıcalık sahipliği ise F.Gürtunca'dadır.
CHP ölçülerine uygun olarak bütün dünya hadislerini kucakladığını söyleyen N.F.K, Cumhuriyet nesillerine uygun hareket edeceğini söyleyip, siyasi kaydını ekletmeyi borç bilmektedir.
CHP'den "SEVGİLİ PARTİMİZİN" diye söz eden N.F.K CHP'nin HİMAYESİNDE 5000 lira PARA talep etmektedir.
22 EKİM 1943
Büyük Doğu dergisinin sahiplerinden F.Gürtunca "ATATÜRKE AĞIT" Başlıklı bir makalenin çıkacağı reklamını okuyucularına duyuruyor.
29 EKİM 1943
Gürtunca REKLAMINI 1 hafta sonra YİNELİYOR.
5 KASIM 1943
Yine 1 hafta geçiyor Atatürk yönelik REKLAM devam ediyor.
12 KASIM 1943
N.F.K sahibi olduğu Büyük Doğu dergisinin Kapak sayfasında Atatürk'ün fabrika açan kocaman bir fotoğrafı, altında büyük harflerle şunlar yazılı:
"ATATÜRK'ÜN ALTIN ANAHTARLA AÇTIĞI SON FABRİKA KAPISI...
ŞİMDİ ONUN RUHU, AYNI ANAHTARLA TÜRK'ÜN ZAFER KAPISINDA...'
Aynı sayının 4. sayfasında "Rönesans'dan beri olumlu ilimler çağı" denilerek Avrupa'da Kiliseye ve din adamlarına, onların baskısına ve otoritesine karşı açılan savaş desteklenmektedir. Devamında gelişen dünyadan örnekler verilmektedir.
Avrupa'nın simasının sonradan değiştiği kabul edilmiştir. (Doğrusu da budur.)
"BÜYÜK FRANSIZ İNKILABI, AYDIN MUTLAKİYETLER, MEŞRUTİYETLER, CUMHURİYETLER.. İCATLAR, KEŞİFLER"
Denilerek Fransız Devrimi ululanıyor. Dünya'nın geçmişten günümüze hangi aşamalardan geçtiği aktarılarak geliştiği vurgulanıyor.
SEVR'in ÖLÜM, LOZAN'ın DİRİM olduğu kabul ediliyor.
SEVR = KORKUNÇ ANTLAŞMA TASLAĞI
Sevr'in; iktisadi, mali, askeri ESARET maddelerden oluştuğu kabulleniliyor. Dile getirilip okuyucularıyla paylaşıyorlar.
İnönü'ye; "LOZAN KAHRAMANI İNÖNÜ" deniliyor.
İnönü'nün Avrupa'ya (Lozan Savaşına) kumral saç ile gidip AĞARMIŞ tellerle fakat ZAFERLE DÖNDÜĞÜ yazılıyor.
Bu zaferin BÜYÜK ve GÜZELLİĞİNİ kavramak LEZZETİNDEN gençliğin mahrum kalışına değinilerek bu nedenle tarih yapısının SAKAT kalacağı söyleniyor.
Reklamlar ise devam ediyor.
Belgeleri ile sürpriz bozan içerisindedir.
Atatürk'e
18 KASIM 1943
NFK, dergisinin kapağına Atatürk'ten sonra milli mücadele kahramanlarından (daha sonra eleştireceği) F. Çakmak'ın dev fotoğrafını koyar.
Bu sayısında "ATATÜRK DİRİLECEKTİR" adlı makalesini yazar. Yazısında Atatürk'ün madde ve hakikat dünyasında tekrar hayata döneceğini söyler.
Kafuriden yontulmuş, asil ve düzgün parmaklı, zarif ve ince endamlı, gök gözlü Atatürk hayata dönüp dünya haritasını süzdüğü an, Türk milletine ait haklar, terazi kefesinde görünecek der.
"O gün başımızda olan şahsiyet ÜSTÜN KURTARICILIK vasıflarına göre ruhu kadar maddesi ile de ATATÜRK'ten başkası OLMAYACAKTIR" diyerek Atatürk'ü yüceltir.
Sosyal medyada dolaşan ama kesinliği henüz anlaşılamayan bir belge de NFK, CHP'den milletvekilli olabilmek için bir talepname yazmıştır.
ŞUBAT 1944
NFK'nin dergi sayılarında dini propaganda yapıp sonrada sömürgelerinde milyonlarca Müslüman bulunan yabancı bir devletin lehine propaganda yaptığı Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından tespit olunur.
Kendisi de kumar oynayan NFK, İslam dinini kullanarak bu tür kötü yolları o günün toplumuna mâl etmektedir.
Cumhuriyet rejimine Türk toplumuna saldırılarda bulunup; bozuk ve düzensiz göstermekte, genç insanların beyinlerini yıkamakta ve onları şüpheye düşürmekte, gençliği rejimden uzaklaştırma çabasında olduğu yine tespitler arasındadır.
Yabancı bir devlet hesabına gizli ve apaçık propagandalar yaparak bu durumu siyasi harekete dönüştürmeye çalışmakta..
29 AĞUSTOS 1947
NFK, Atatürk'ü aşağılıyor, Türk Milletine küstahça saldırılarda bulunuyor.
18 KASIM 1948
12.11.1943 tarihli Büyük Doğu Dergisinde "Beş Senelik Türk Lisesi (Tezi) makalesi yayımlanır. Aynı makale 6 yıl sonra 18.11.1949 tarihinde tekrar yayımlanır. Yazar ve yazının metni aynıdır.
Fakat; "Lozan Kahramanı İnönü'nün, bu Avrupa şehrine kumral saç ile gidip ağarmış tellerle fakat muzaffer dönüşünün azamet ve güzelliğini..." cümlesi, aradan geçen 6 yıl sonunda; buhar olur, yok edilir, ortadan kaldırılır.
Şimdi en önemli muhabbetlere geliyoruz...
Adnan Menderes türlü ihanetlerle suçlanmış 1 yıl boyunca yargılanmıştır. Bu duruşmalar sırasında gazeteci E.Yalman suikastine sebebiyet veren NFK'e örtülü ödenekten yasadışı olarak ülkemizin ulusal güvenliğini temin altına almak için ayrılan paraları Menderes'le birlikte gasp etmiş, bu hıyanet mahkeme tarafından belgelenmiş olduğundan dolayı sanıklar ve şahitler tarafından itiraf olunmuştur.
Necip Fazıl'a bir seferde 5000 lira! Menderes bunu yardımla geçiştiriyor. Başkan, böyle bir şeyin izahının olamayacağı görüşünde
Büyük Doğu ortaklarından Gürtunca, ifadesi alınır. Başbakanlık Müsteşarı tarafından kendisine 10.000 lira verildiği alan ve veren tarafından itiraf olunur.
Hükümetin icraatlarını övmekle görevli Büyük Doğu dergisinin sahibi NFK'e Adnan Menderes tarafından tamı tamına 147.500 lira gibi devasa bir para verilir. (Neden devasa olduğunu belgelerle göstereceğim)
Başsavcı; bütün memleket tarafından mahiyeti çok iyi bilinen, ne olduğu belli olan "Büyük Doğu" sahibi NFK'e 147.000 küsur (500 lira dahil) para ödendiğini hatırlatır.
Emn.Gnl.Mdr, Ank.Valisi ve Bld.Bşk. yapmış Şahit K.Aygün'ün itirafı; Gzt. E.Yalman suikastinden sonra tutuklanan NFK'ya, Menderes ile beraber 1000-2000 lira civarında suikast ile suçlanan bir sanığa devletin gücünü istismar ederek milletin parasını yedirmişler.
Başka bir zamanda NFK, Ankara'ya Menderes'ten Para dilenmeye gitmiş. Çok sıkıntıda olduğundan bahsetmiş ve kendisine 1000 lira para verilmiş.
NFK, Mahkemeye çıkartılır. YAD Başkanı sorar:
"Örtülü ödenekten size MUAZZAM YARDIM yapılmış.."
NFK: "EVET, BEN ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN PARA ALDIM.."(Belgelendiği için hayır diyemiyor)
NFK, malum zihniyetinden dolayı para aldığını da itiraf eder.
Başkan sorar: "Yazılarınızdan dolayı BİR ÇOK ÇEKLER almışsınız"
NFK itiraf eder: "8 seneyi bulan devre devre ALDIĞIM PARALAR vardır"
Başkan NFK'nin yüzüne din istismarcısı olduğunu söylüyor.
Büyük Doğu dergisini günlük hale hükümetle temastan sonra getirdiğini itiraf ediyor.
1952'den 1959'a PARA aldığını itiraf ediyor.
Başkan; toplam ne kadar para diye sorar.
NFK; YALAN SÖYLER 140.000 der.
Başkan; 147.000 yazdığını hatırlatır.
NFK; 30.000 aldığını hatırlayıverir.
Belgeleri Sürpriz Bozan içerisindedir.
Örtülü ödenekten kanuna aykırı olarak para alanlardan biri de NFK'nin karısı N.Kısakürek'tir.
N.K kendilerine ödeme yapıldığını itiraf ediyor.
100.000 lira teklif edildiğini söyleyince; Başkan 147.000 yapıldığını hatırlatıyor ve Neslihan hanım birden "EVET böyle bir mevzu geçti" demek zorunda kalıyor. Kimbilir daha neler vardır da belgesi olmadığı için ortaya konulmamış.
Atatürk'e ve devrimlerine aykırı yayınları bütün yurtta nefret uyandıran, Halka ahlak dersi veren, kumarhanelerde yakalanınca gözlem amaçlı gittiğini iddia eden, Atatürk'e sövdüğü için hapse mahkum edilen NFK'nin karısına Menderes'in Hususi Klm. Mdr. geçmiş olsun dilekleriyle (MENDERES'İN İTİRAFIYLA ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN) 3.000 lira milletimizin parası peşkeş çekilmiş.
Kim bu NFK de milletin rızkını yiyebiliyor! Başkan soruyor; "Gazeteciler hapse girdi Acıklı bir şekilde yazdılar, aileleri gitti..bu acıklı ve üzüntü verici duruma en alakadar olmayanlar bile ulaşmışken siz el uzattınız mı?"
Menderes dalga geçer gibi şu cevabı verir: "Talep etmediler"
O gazeteciler Atatürk'e sövseydi yardım edecek miydi acaba?
İnsanları ve etnik toplulukları hedef gösteren Büyük Doğu D. İnönü'yü de öldürtmeye teşvik etmiş.
Şimdi NFK'e ve karısına verilen paraların NİÇİN MUAZZAM bir PARA olduğunu açıklayalım.
Başbakan Menderes'in maaşı 1.000 lira (daha sonra %50 zam yaparak 1.500 liraya çıkartıyor)
Bir PTT Memurunun maaşı ayda 100-150 lira
Ptt memurlarından biri karısına ilaç alacak parayı bulamadığı için yolsuzluğa karıştığını mahkeme önünde açıklamış..(Cia'sal İslamcı Menderes dönemi Türkiye'sinin hali)
Bir Zabıt Katibinin maaşı 150 lira..
Bu Katiplerden biri Menderes'e müracaat ederek bu parayla geçinemediğini bildirince, Menderes o zaman istifa etmesini istemekle kalmaz hakaret olarak algılayarak bu memuru tutuklatır. Fakat memurlar perişan haldeyken kendisi ziyafet sofralarında memur maaşının çok üstünde, örtülü ödenekten bahşişleri garsonlara veriyordu.
NFK'nin aldığı 147.500 liranın 500 liralık küsuratı bile geçinemeyen bir memurun 5 aylık maaşı..
147.500 liranın ne derece büyük bir para olduğunu varın siz düşünün Haram yiyip dini kalkan edinip Atatürk'e sövenlerin yüzü..
Belgeleri ile sürpriz bozan içerisindedir.