Bu metnimde hayat bir oyundur taktiği nedir, ne işe yarar onları anlatacağım. Beni en zor durumlardan kurtarmış, hiç adım atamayacağım mekanlara adımımı attıran bir taktiktir. Herkeste işe yaramayabilir, belki de sadece bende yarıyordur orasını bilemem. Ama velakin sizlerle paylaşmak istiyorum. Biri daha önce söylemiş midir, bilinen bir olay mıdır bilmiyorum. Benim bir gün banyo yaparken aklıma gelmişti.
Örnek vererek anlatacağım. Bin kişilik bir salonda konuşma yapacaksınız ve çok heyecanlısınız. Salonda oturanlar sizin akrabalarınız, platonik sevdiğiniz ve gerisi hiç tanımadığınız insanlar. Heyecanlanmamak, korkmamak için hiçbir sebep yok. Peki bu durumda ben nasıl sakin kalabildim?
Düşündüm; eğer bu durumda bir oyunda olsaydım, gerçekten bu kadar takar mıydım? Yürüme tuşuna basar, konuşma yapmaya başlar ve en iyi konuşmayı yapmak için önüme çıkan tuşlara erkenden basardım. Oradaki yapay zekalar veya online oyuncular benim hakkımda ne düşünüyor, ne diyor gram umurumda olmazdı. Peki neden gerçek hayatta umurumda oluyordu? Oyunun aksine bu dünyada grafikler daha stabil ve iyi, oynayış daha kolay ve vuruş hissi (
) daha güçlüyken neden bu dünyayı oyunlaştırmıyordum? Öyle de yaptım, tıpkı oyundaymışım gibi düşündüm ve mükemmel bir gün geçirdim.
Peki zararlı olabilir mi? Hayatı oyun gibi görmek, bizi tehlikeli işlere sokmaz mı? Tek bir canımız var sonuçta.
Açıkçası keşke hep hayat oyundur taktiğini hatırlasam diye söylendiğim zamanlar oluyor. Genelde unutuyoruz bu taktiğin varlığını hemen. Gerçekten yaşadığını unutacak kadar bu taktiğe sarılacak insanlar var mıdır bilemiyorum. Sorumluluk kabul etmiyorum.
Galiba bu taktiğin işe yaramadığı tek kesim, oyunları gerçekten yaşıyormuş gibi oynayan insanlar. Bir karakter ölünce üzülüyorsanız mesela muhtemelen sizde işe yaramayacak, üzgünüm.
Kısaca, insanları birer yapay zeka ve yaşadığınız şeyleri oyunlardaki görevler olarak düşünmenizi istiyorum. Oyuna giriş yapın ve o an kendi bedeninizi yönetmeye başlayın. Ama kendinizi oyuna kaptırmayın.
Örnek vererek anlatacağım. Bin kişilik bir salonda konuşma yapacaksınız ve çok heyecanlısınız. Salonda oturanlar sizin akrabalarınız, platonik sevdiğiniz ve gerisi hiç tanımadığınız insanlar. Heyecanlanmamak, korkmamak için hiçbir sebep yok. Peki bu durumda ben nasıl sakin kalabildim?
Düşündüm; eğer bu durumda bir oyunda olsaydım, gerçekten bu kadar takar mıydım? Yürüme tuşuna basar, konuşma yapmaya başlar ve en iyi konuşmayı yapmak için önüme çıkan tuşlara erkenden basardım. Oradaki yapay zekalar veya online oyuncular benim hakkımda ne düşünüyor, ne diyor gram umurumda olmazdı. Peki neden gerçek hayatta umurumda oluyordu? Oyunun aksine bu dünyada grafikler daha stabil ve iyi, oynayış daha kolay ve vuruş hissi (
Bu hikayeyi bu arada tamamen kafadan attım, konuşma falan yok. Buna benzeyen hatta daha kötü durumlardan kurtulduğum olaylar oldu ama onları özel hayatım ifşa olmaması için vermiyorum.
Peki zararlı olabilir mi? Hayatı oyun gibi görmek, bizi tehlikeli işlere sokmaz mı? Tek bir canımız var sonuçta.
Açıkçası keşke hep hayat oyundur taktiğini hatırlasam diye söylendiğim zamanlar oluyor. Genelde unutuyoruz bu taktiğin varlığını hemen. Gerçekten yaşadığını unutacak kadar bu taktiğe sarılacak insanlar var mıdır bilemiyorum. Sorumluluk kabul etmiyorum.
Galiba bu taktiğin işe yaramadığı tek kesim, oyunları gerçekten yaşıyormuş gibi oynayan insanlar. Bir karakter ölünce üzülüyorsanız mesela muhtemelen sizde işe yaramayacak, üzgünüm.
Kısaca, insanları birer yapay zeka ve yaşadığınız şeyleri oyunlardaki görevler olarak düşünmenizi istiyorum. Oyuna giriş yapın ve o an kendi bedeninizi yönetmeye başlayın. Ama kendinizi oyuna kaptırmayın.