Yeni bilgisayarımı aldıktan sonra normal hayatıma dönmüştüm. Ta ki annem ile babam çok şiddetli kavgalar etmeye başlayana kadar.
Moralimi bazı küçük hack girişimlerine başlayarak düzeltmeye başladım.
Tamda 17 yaşımın doğum gününde çok berbat bir olay yaşandı. Babam doğum günüme gelirken bir kazada ölmüştü. Babamdan hatıra pek çok şey kalmamıştı tozlu Casper laptop, eski Casio saat...
Son yaşadığım olaylar beni kötü etkiledi. Beynimin içinde benim isteğimin dışında sesler yanklılanıyor, karanlıktaki eşyaları korkunç siluetlere benzetiyordum.
Daha sonra ailemin baskısıyla psikoloğa gitmeye başladım fakat bir nebze olsun işe yaramadı.
Tekrar ailemin baskısıyla farklı bir psikolağa gittim. Beni bir cilt doktoruna yönlendirdi. Beynimin içinden "ne alaka" sesleri yanklanıyordu. Bu durumdan aileme telefon edip söylememe kararı aldım.
-Saat 13:05-
Brus Twik içeri giriniz lütfen.
-Evet evet, Brus Twik sen misin oğlum?
+Evet benim. -Kimliğimi çıkartıp doktorun masasına yerleştirdim-
-Prof. Dr. Mseor seni bana yönlendirdi çünkü bazı şüpheleri var.
+Ne gibi şüpheler doktor?
-Durumdan emin olmadan seni telaşa sokmak istemiyorum. -Eliyle dişçi koltuğuna benzeyen bir koltuğu işaret eder- Şuraya oturur musun?
Bana söyleneni kafam karışık bir şekilde yaptım. Arada bir gözüme mavi, yeşil ışık tutup -Garip, hmm- gibi söylemlerde bulunuyordu.
En sonunda diz kapağıma vurup acıyor mu diye soruyordu. Bende umursamaz bir halde "hayır" diyordum.
-Oğlum, Annen ve kardeşlerin buraya gelmek üzereyken öldü!
+NE?
-Tamam tamam, beni ciddiye alma. Sadece hastlalığından emin olmak istedim. Aslında farkında değilsin fakat her korkuşunda diz kapağında bulunan küçük tümor ciğerlerine doğru büyüyor.
Bir şey diyemedim. Durumu idrak etmeye çalışıyordum.
+Peki ciğerime varırsa ne olucak?
-Garip, çok garip- Gibi söylemlerde bulundu.
Bir kaç ilaç yazdı fakat umrumda değildi. Verdiği reçeteyi buruşturup çöpe attım ve evime gitmek için çöp kokulu otobüse adım attım.
Aileme durumdan hiç bahsetmedim. Onlarla konuşurken diz kapağımda hafif bir hareketlenme hissetim. Aileme durumu anlatırken hasta olduğumu anlayacaklarından korkmuştum.
Kendi kendime "Hayatı korkmadan yaşamak imkansız değil mi" diye soruyordum.
Mademki o tümor ak ciğerime varacak ve boğularak ölmeme neden olacaktı aileme para bırakmalıydım. "Breaking Bad" dizisinden epey etkilenmiştim ama ben uyuşturucu üretmek yerine hack yeteneğimi kullanacaktım ve Heisenberg olmak yerine B7 olacaktım.
JWS'ye girip kendime anonim bir grup kurmalıydım.
Crra-zy_B0Y - Bu her kimse gruba almazdım. Bu isimde neydi böyle.
Wqess2 - Bu kişi fena durmuyordu. Kendisini listeme ekleyip bir süre hareketlerini izleyecektim.
Derken sağ altta o kutucuk çıktı.
--------------------------------------
| HGG'ye katılmak için
| Başvuru yap!
--------------------------------------
-Kendi Kendime- Başvuru mu?
---------------------------------
| Evet! Başvuru için
| Tıkla.
---------------------------------
Korktum. Beni dinliyorlardı. Her neyse diyip merakla "Tıkla" yazısına imlecimi indirdim ve Tık sesi beynimin içinde yankılandı.
Odaya girdiğimde bir sohbet penceresi açıldı.
-Buraya girebilmek için VR gözlüğüne ihtiyacın var!
Çekmecemi açtım ve gözlüğü kafama geçirdim.
Girdiğim ortam epey değişikti. 3D bir ortama girmiştim ve burada katıldığım grubun üyeleri değişik profiller ile dolaşıyor, sohbet ediyorlardı.
3D ortamda omzuma arkadan bir el geldi. Karşımdakine insan demek doğru olmazdı.
Mor renkliydi, tek gözü kapalıydı değişik birisiydi derken konuşmaya başladı.
-Merhaba B7.
VR'yi kafamdan çıkartıp fırlattım. Sisteme detaylı bir temizlik yaptım. Kendimi bu tarz kişilerden koruyacak şekilde bir sistem geliştirdim.
Yatağıma girdim ve plan yapmaya başladım. Hack yeteneklerimle namımı salmalı ve klanıma katılmaları için ben onları değil, onlar beni aramalıydı.
Gözlerim yavaşça kapandı.
-Gece 03:40-
TAK!
Gece tahtayı vurma sesiyle ter içinde uyandım.
Rüyamda yine aynı 3D ortamdaydım fakat çıkamıyordum. Kafama baskı yapılıyor gibiydi. Sonra aileminin öldüğünü görüyordum. Yanımda da o mor adam bulunuyordu.
Yüzüme soğuk su çarptırdım ve bilgisayarı başlattım.
O 3D ortamdaki 2 kişinin ismini hatırlıyordum.
OpPa'x
Tr3™
Bu ikisini izlemeye koyuldum. Hedefim ilk olarak OpPa'x oldu. USB'mi USB 3.0 portuna oturttum ve ani bir saldırı yaptım ama herif çetin ceviz çıktı. Klavyeden kodları o kadar hızlı yazıyordumki aşağıdan kardeşim tarafından tavana vurulmuştu.
OpPa'x bitmişti. 3270 Dolarlık kazancım olmuştu ve işlemcisine, ekran kartına aşırı yük bindirtip yakmıştım.
Bir anda ekranımın yarısı koyu mavi renkle kaplandı. Tr3™, OpPa'x denilen heriften haber alamayınca durumu anlamış ve benden önce davranmıştı.
Bir süre sonra bilgisayarı ele geçirdi ve benimle oynamaya başladı.
-Merhaba merhaba, işlemcin pahalı duruyor.
Elimde tek kozum kalmıştı ve uygun anı bekliyordum.
-Tr3™ Yazıyor...
Uygun anı bulmuştum. Tr3™ çok ilkel bir program kullanıyordu. Klavyemi vesaire ele geçirmişti fakat USB'yi çıkartıp takmanız halinde kolayca bu virusten kurtulabiliyordunuz.
Kozum başarılı olmuştu kodlarımı tokat gibi yapıştırdım.
+Merhaba merhaba, bilgisayarın pahalı duruyor. Bu tuşa basmam seni üzecektir.
-Yapma....yapma! Sana ne istersen veririm.
+Öyle mi? Bana o mor başkanından bahset.
-Hayır beni öldürür!
+Umrumda değil fakat şunu söyleyeyim bilgisayarında bulunan 16 TB HDD'yi internete yüklemek üzereyim.
-Blöfüm işe yaramıştı-
-Tamam tamam. Kendisi bizim başkanımız. J7'nin ölümüne neden olan kişi ve senin baba...................
Onun ekranı karıncalanmış ve anlaşılmayan boğuk sesler geliyordu. Biraz ürkmüştüm ve en son ne dediğini anlamamıştım. Babamla ilgili bir şeyler anlatacak gibiydi. Bu işin peşini bırakmayacaktım.
Son yaşadığım olaylardan 2 gün sonra internetten sipariş verdiğim ekipmanlarım gelmişti.
Sipariş verdiğim ilk eşya üst düzey bir şekilde adresimi saklamak içindi. Birisi adresimi öğrenmek isteyince e-postama mesaj gönderiyor, sürekli adresi farklı gösteriyordu.
Sonraki eşya ise ses yalıtımı içindi ayrıca ses emen eşyalarda almıştım.
Elimi kıtlattım ve bilgisayarımı başlattım.
Mor renkli adama MRA deme kararı aldım. MRA gibi tehlikeli kişilerin takılabiliceği yerleri araştırdım fakat bulamıyordum. Tek bir yer hariç. Adının PurpWeb olduğunu öğrendiğim o 3D, mor ortam. Diz kapağımda küçük bir hareketlenme sezdim...
Devam edecek.
Moralimi bazı küçük hack girişimlerine başlayarak düzeltmeye başladım.
Tamda 17 yaşımın doğum gününde çok berbat bir olay yaşandı. Babam doğum günüme gelirken bir kazada ölmüştü. Babamdan hatıra pek çok şey kalmamıştı tozlu Casper laptop, eski Casio saat...
Son yaşadığım olaylar beni kötü etkiledi. Beynimin içinde benim isteğimin dışında sesler yanklılanıyor, karanlıktaki eşyaları korkunç siluetlere benzetiyordum.
Daha sonra ailemin baskısıyla psikoloğa gitmeye başladım fakat bir nebze olsun işe yaramadı.
Tekrar ailemin baskısıyla farklı bir psikolağa gittim. Beni bir cilt doktoruna yönlendirdi. Beynimin içinden "ne alaka" sesleri yanklanıyordu. Bu durumdan aileme telefon edip söylememe kararı aldım.
-Saat 13:05-
Brus Twik içeri giriniz lütfen.
-Evet evet, Brus Twik sen misin oğlum?
+Evet benim. -Kimliğimi çıkartıp doktorun masasına yerleştirdim-
-Prof. Dr. Mseor seni bana yönlendirdi çünkü bazı şüpheleri var.
+Ne gibi şüpheler doktor?
-Durumdan emin olmadan seni telaşa sokmak istemiyorum. -Eliyle dişçi koltuğuna benzeyen bir koltuğu işaret eder- Şuraya oturur musun?
Bana söyleneni kafam karışık bir şekilde yaptım. Arada bir gözüme mavi, yeşil ışık tutup -Garip, hmm- gibi söylemlerde bulunuyordu.
En sonunda diz kapağıma vurup acıyor mu diye soruyordu. Bende umursamaz bir halde "hayır" diyordum.
-Oğlum, Annen ve kardeşlerin buraya gelmek üzereyken öldü!
+NE?
-Tamam tamam, beni ciddiye alma. Sadece hastlalığından emin olmak istedim. Aslında farkında değilsin fakat her korkuşunda diz kapağında bulunan küçük tümor ciğerlerine doğru büyüyor.
Bir şey diyemedim. Durumu idrak etmeye çalışıyordum.
+Peki ciğerime varırsa ne olucak?
-Garip, çok garip- Gibi söylemlerde bulundu.
Bir kaç ilaç yazdı fakat umrumda değildi. Verdiği reçeteyi buruşturup çöpe attım ve evime gitmek için çöp kokulu otobüse adım attım.
Aileme durumdan hiç bahsetmedim. Onlarla konuşurken diz kapağımda hafif bir hareketlenme hissetim. Aileme durumu anlatırken hasta olduğumu anlayacaklarından korkmuştum.
Kendi kendime "Hayatı korkmadan yaşamak imkansız değil mi" diye soruyordum.
Mademki o tümor ak ciğerime varacak ve boğularak ölmeme neden olacaktı aileme para bırakmalıydım. "Breaking Bad" dizisinden epey etkilenmiştim ama ben uyuşturucu üretmek yerine hack yeteneğimi kullanacaktım ve Heisenberg olmak yerine B7 olacaktım.
JWS'ye girip kendime anonim bir grup kurmalıydım.
Crra-zy_B0Y - Bu her kimse gruba almazdım. Bu isimde neydi böyle.
Wqess2 - Bu kişi fena durmuyordu. Kendisini listeme ekleyip bir süre hareketlerini izleyecektim.
Derken sağ altta o kutucuk çıktı.
--------------------------------------
| HGG'ye katılmak için
| Başvuru yap!
--------------------------------------
-Kendi Kendime- Başvuru mu?
---------------------------------
| Evet! Başvuru için
| Tıkla.
---------------------------------
Korktum. Beni dinliyorlardı. Her neyse diyip merakla "Tıkla" yazısına imlecimi indirdim ve Tık sesi beynimin içinde yankılandı.
Odaya girdiğimde bir sohbet penceresi açıldı.
-Buraya girebilmek için VR gözlüğüne ihtiyacın var!
Çekmecemi açtım ve gözlüğü kafama geçirdim.
Girdiğim ortam epey değişikti. 3D bir ortama girmiştim ve burada katıldığım grubun üyeleri değişik profiller ile dolaşıyor, sohbet ediyorlardı.
3D ortamda omzuma arkadan bir el geldi. Karşımdakine insan demek doğru olmazdı.
Mor renkliydi, tek gözü kapalıydı değişik birisiydi derken konuşmaya başladı.
-Merhaba B7.
VR'yi kafamdan çıkartıp fırlattım. Sisteme detaylı bir temizlik yaptım. Kendimi bu tarz kişilerden koruyacak şekilde bir sistem geliştirdim.
Yatağıma girdim ve plan yapmaya başladım. Hack yeteneklerimle namımı salmalı ve klanıma katılmaları için ben onları değil, onlar beni aramalıydı.
Gözlerim yavaşça kapandı.
-Gece 03:40-
TAK!
Gece tahtayı vurma sesiyle ter içinde uyandım.
Rüyamda yine aynı 3D ortamdaydım fakat çıkamıyordum. Kafama baskı yapılıyor gibiydi. Sonra aileminin öldüğünü görüyordum. Yanımda da o mor adam bulunuyordu.
Yüzüme soğuk su çarptırdım ve bilgisayarı başlattım.
O 3D ortamdaki 2 kişinin ismini hatırlıyordum.
OpPa'x
Tr3™
Bu ikisini izlemeye koyuldum. Hedefim ilk olarak OpPa'x oldu. USB'mi USB 3.0 portuna oturttum ve ani bir saldırı yaptım ama herif çetin ceviz çıktı. Klavyeden kodları o kadar hızlı yazıyordumki aşağıdan kardeşim tarafından tavana vurulmuştu.
OpPa'x bitmişti. 3270 Dolarlık kazancım olmuştu ve işlemcisine, ekran kartına aşırı yük bindirtip yakmıştım.
Bir anda ekranımın yarısı koyu mavi renkle kaplandı. Tr3™, OpPa'x denilen heriften haber alamayınca durumu anlamış ve benden önce davranmıştı.
Bir süre sonra bilgisayarı ele geçirdi ve benimle oynamaya başladı.
-Merhaba merhaba, işlemcin pahalı duruyor.
Elimde tek kozum kalmıştı ve uygun anı bekliyordum.
-Tr3™ Yazıyor...
Uygun anı bulmuştum. Tr3™ çok ilkel bir program kullanıyordu. Klavyemi vesaire ele geçirmişti fakat USB'yi çıkartıp takmanız halinde kolayca bu virusten kurtulabiliyordunuz.
Kozum başarılı olmuştu kodlarımı tokat gibi yapıştırdım.
+Merhaba merhaba, bilgisayarın pahalı duruyor. Bu tuşa basmam seni üzecektir.
-Yapma....yapma! Sana ne istersen veririm.
+Öyle mi? Bana o mor başkanından bahset.
-Hayır beni öldürür!
+Umrumda değil fakat şunu söyleyeyim bilgisayarında bulunan 16 TB HDD'yi internete yüklemek üzereyim.
-Blöfüm işe yaramıştı-
-Tamam tamam. Kendisi bizim başkanımız. J7'nin ölümüne neden olan kişi ve senin baba...................
Onun ekranı karıncalanmış ve anlaşılmayan boğuk sesler geliyordu. Biraz ürkmüştüm ve en son ne dediğini anlamamıştım. Babamla ilgili bir şeyler anlatacak gibiydi. Bu işin peşini bırakmayacaktım.
Son yaşadığım olaylardan 2 gün sonra internetten sipariş verdiğim ekipmanlarım gelmişti.
Sipariş verdiğim ilk eşya üst düzey bir şekilde adresimi saklamak içindi. Birisi adresimi öğrenmek isteyince e-postama mesaj gönderiyor, sürekli adresi farklı gösteriyordu.
Sonraki eşya ise ses yalıtımı içindi ayrıca ses emen eşyalarda almıştım.
Elimi kıtlattım ve bilgisayarımı başlattım.
Mor renkli adama MRA deme kararı aldım. MRA gibi tehlikeli kişilerin takılabiliceği yerleri araştırdım fakat bulamıyordum. Tek bir yer hariç. Adının PurpWeb olduğunu öğrendiğim o 3D, mor ortam. Diz kapağımda küçük bir hareketlenme sezdim...
Devam edecek.
