Sürer, eker, biçeriz güvenip ötesine.Inonu,
Milletin her kazancı, milletin kesesine.
Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine.
Anadolu cehalet cinde kavraniyordu. 1935'te parti kongresinde buna karsi bir onlem alinmasi geregi duyuldu. Askerligini cavus olarak yapmis, okuma yazma bilen gencleri egitmen olarak gorevlendirmeyi dusunduler.
Mustafa Kemal'in adini koydugu projenin basina Ismail Hakki Tonguc getirildi.
Ataturk'un olumunden sonra Inonu'nun devraldigi projeye yeni milli egitim bakani Hasan Ali Yucel buyuk bir ilgi gosterdi. Anadolu cocugu ilk kez okulla tanisacakti.
O gunun sartlarini ve ortamini anlayabilmek icin Abdullah Ozkucur'un bir anisini okuyalim:
Bir gun evimizin daminda fasulye ayikliyorduk, ay isigi vardi. Bir ara ay isigi karardi, silah sesleri duyuldu. "Aya eskiyalar inmis, kurtaracagiz." diye silahlar patladi, tenekler calindi, ezanlar okundu. Sadece bunlar degil. Mesela bir zelzele oldu, "Gordunuz mu az oldu cunku sari okuz ayagini degistirdi. Ya basini sallasaydi Allah muhafaza." derlerdi.
Enstitulerden ilk rahatsiz olan kesim daha varligini yitirmemis olan toprak agalariydi. Ne istediklerini az cok tahmin edebilirsiniz. Halkin bilinclenmesini istemiyorlardi. Tasari oylanirken ret oyu cikmadi ama 38 kisi oylamaya katilmamisti. Bu da bir muhalefetin varligini isaret ediyordu. O gun oylamaya katilmayanlar arasinda ileride Demokrat Parti'yi kuracak olan Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Koprulu de vardi.
Inonu, "Koy Enstituleri'ni cumhuriyetin eserleri icinde en kiymetlisi ve en sevgilisi saydigini" belirtmistir. Koy Enstitulu ogrenciler bu sozu yillar sonra aciyla animsayacaklardi.
Bazen enstituyu unlu sanatcilar da ziyaret ediyordu. Hatta baglama dersini kimi zaman enstituleri birer birer gezen Asık Veysel veriyordu.
Kapatilmasina kadar baya uzun seyler yazilabilir ama caninizi sikmak istemiyorum sayin Technopatlar
Son olarak bu degerli aniyla bitirmek istiyorum:
Pasa sokuluyor kizin yanina, "Kizim cantanda ne var gorebilir miyiz?" diyor. "Gorebilirsiniz pasam." diyor kiz. Cantasindan bir ceyrek kofte ekmek ve bir de Antigone adli, klasiklerden yeni cikmis bir kitap cikariyor. Inonu yanindakilere dönüyor, "Görüyor musunuz?" diyor, "Koy Enstituleri'nde kitap, ekmekle bir tutuluyor. Ne zaman Turkiye'de erinden generaline, sade vatandasindan cumhurbaskanina kadar herkes ekmekle kitabi azıgıyla bir araya getirebilirse Turkiye'nin kalkinmasi daha gercekci olacak. Tam bagimsizlik o zaman gerceklesmis olacak."
Iste Koy Enstituleri bunun yolunu aciyor.
Mehmet Basaran
Milletin her kazancı, milletin kesesine.
Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine.
Anadolu cehalet cinde kavraniyordu. 1935'te parti kongresinde buna karsi bir onlem alinmasi geregi duyuldu. Askerligini cavus olarak yapmis, okuma yazma bilen gencleri egitmen olarak gorevlendirmeyi dusunduler.
Mustafa Kemal'in adini koydugu projenin basina Ismail Hakki Tonguc getirildi.
Ataturk'un olumunden sonra Inonu'nun devraldigi projeye yeni milli egitim bakani Hasan Ali Yucel buyuk bir ilgi gosterdi. Anadolu cocugu ilk kez okulla tanisacakti.
O gunun sartlarini ve ortamini anlayabilmek icin Abdullah Ozkucur'un bir anisini okuyalim:
Bir gun evimizin daminda fasulye ayikliyorduk, ay isigi vardi. Bir ara ay isigi karardi, silah sesleri duyuldu. "Aya eskiyalar inmis, kurtaracagiz." diye silahlar patladi, tenekler calindi, ezanlar okundu. Sadece bunlar degil. Mesela bir zelzele oldu, "Gordunuz mu az oldu cunku sari okuz ayagini degistirdi. Ya basini sallasaydi Allah muhafaza." derlerdi.
Enstitulerden ilk rahatsiz olan kesim daha varligini yitirmemis olan toprak agalariydi. Ne istediklerini az cok tahmin edebilirsiniz. Halkin bilinclenmesini istemiyorlardi. Tasari oylanirken ret oyu cikmadi ama 38 kisi oylamaya katilmamisti. Bu da bir muhalefetin varligini isaret ediyordu. O gun oylamaya katilmayanlar arasinda ileride Demokrat Parti'yi kuracak olan Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Koprulu de vardi.
Inonu, "Koy Enstituleri'ni cumhuriyetin eserleri icinde en kiymetlisi ve en sevgilisi saydigini" belirtmistir. Koy Enstitulu ogrenciler bu sozu yillar sonra aciyla animsayacaklardi.
Bazen enstituyu unlu sanatcilar da ziyaret ediyordu. Hatta baglama dersini kimi zaman enstituleri birer birer gezen Asık Veysel veriyordu.
Kapatilmasina kadar baya uzun seyler yazilabilir ama caninizi sikmak istemiyorum sayin Technopatlar
Son olarak bu degerli aniyla bitirmek istiyorum:
Pasa sokuluyor kizin yanina, "Kizim cantanda ne var gorebilir miyiz?" diyor. "Gorebilirsiniz pasam." diyor kiz. Cantasindan bir ceyrek kofte ekmek ve bir de Antigone adli, klasiklerden yeni cikmis bir kitap cikariyor. Inonu yanindakilere dönüyor, "Görüyor musunuz?" diyor, "Koy Enstituleri'nde kitap, ekmekle bir tutuluyor. Ne zaman Turkiye'de erinden generaline, sade vatandasindan cumhurbaskanina kadar herkes ekmekle kitabi azıgıyla bir araya getirebilirse Turkiye'nin kalkinmasi daha gercekci olacak. Tam bagimsizlik o zaman gerceklesmis olacak."
Iste Koy Enstituleri bunun yolunu aciyor.
Mehmet Basaran