Tribunal Titan: Ölümsüz Kral

Ölüm Tanrısının Doğuşu


İğrençlik Annesi lakabıyla anılan yarı tanrı kraliçe Ventura'nın tahta gelmesinin zamanından neredeyse iki yüz yıl sonra, Nephilim ona benzer artık neredeyse tamamen unutulmuş bir iblis taciri kurbanı daha olmuştu.

Fani dünya Nephilim'de, o çağda Damocles kıtası altı krallığın topraklarıydı, bunların bir tanesi insan ırkının hükmettiği Altın İmparatorluğu en saygınıydı. Diğer beş krallık aralarında anlaşmazlık yaşadığında daima ara bulucu rolü Altın İmparatorluğu üstlenirdi. Ancak yaşlı Kral vefat ettiğinde, oğlu yerini aldı ve onurlu genç bir adam olarak bilinmesine rağmen, aynı zamanda çok hırslıydı. Sadece diğer krallıklara aracılık etmekten çok daha fazlasını yapmak istiyordu.

Bu özelliği açtığı savaşlarda ona öncülük etti ve yakında üstün ordusu ile elit kaynaklarıyla fetihlere çıkacaktı. Gücün tadına olan açlığı binlerce masum kanı dökmesine neden oldu; Yeni Kral'ın, Damocles'in tümü onun iradesine teslim olup egemenliği altına girinceye kadar bu çılgınlığı durmayacaktı. Bu şiddet yanlısı ve genişlemeci tutumunun sonunda kısa sürede itibarını ve dostlarını kaybetti.

Bütün diğer ırklara mensup krallıklarla düşman oldu ve nihayetinde sabırsız ve deneyimsiz Kral yalnız kaldı. Ufukta görünen yenilgiden kurtulamadı. Fakat merhum babasının hatırasına ve mirasına duyulan derin saygıdan ötürü, canı bağışlandı ve krallığının küçük bir bölümünü elinde tutmasına izin verildi, ancak topraklarından ayrılmaması ve bir ordu kurmaması yasağını kabul etmesi şartıyla.

Sonuçta güneyde yer alan diğer krallıklar da büyümeye ve tekrardan serpilmeye başladı. Zaman geçtikçe herkes, yenilmiş tiran ve onun zavallı krallığı hakkında endişe duymayı kesti. Onu hiç var olmamış gibi düşünmeye çalıştılar. Hatta adının bile anılması yasaklanmıştı. Oysa mağlup savaş lordunun öfkesi içinde sessizce büyümeye devam ediyordu. Günlerden bir gün adının, cinsiyetinin ya da ırkının bilinmediği bir kişi krallığına geldi.

Yanında bir kitap getirmişti, bu nekromansiyle ilgili yazılmış olan Kayıp Ruhlar Kitabı'ydı. Genç Kral kitap hakkında ona anlatılanlardan dolayı çok etkilenmiş ve içinde yatan bilgilerin gücüne hayran kalmıştı. Seyyah ona bir teklif yapmıştı. Kral'ın kitabı okuyabilmesinin bedeli kendini onun dinine adamaktı. Aydınlanma Tarikatı'nın bir elçisi olacaktı.

Tanrı Nehrim'e karşı sonsuza kadar bu görevi inançla sürdürmesi istenecekti. Karşılığında Nehrim'in yaratılış çağının ilk yılında bizzat yazmış olduğu bu hediyeyle kutsanarak yarı bir ölümsüz tanrı olacaktı. Kral teklifi kabul etti. Elinden gelen en iyi şekilde kitabı başından sonuna kadar okuyup, içindekileri iyi anlayıp öğrendi.

Ardından ezberledi. Kayıp Ruhlar Kitabı tam 4666 sayfaydı. Bitirmesi bir ayını aldı. Kitaptaki eski bilinmeyen bilgileri serbest bıraktı. Onun sayesinde kara büyücülük öğrendi, çağırma ve zihin kontrolü. Fiziksel olarak değişti, artık neredeyse hiç insan gibi hissetmiyor ve görünmüyordu. Kuvveti arttı.

Büyü yapan ilk yıldız doğan insanı ve tanrılığa yükselen ilk fani olma unvanlarını aldı. Bunlara rağmen onun için hala yeterli değildi, daha fazlasını istedi. Hatta Ölüm'ün bu doyumsuz hırsından Güzellik ve Gençlik Tanrısı Nehrim'in bile çekindiği söyleniyordu.

Ölüm, Nehrim'den destek göremeyince ruhunu Şeytanların hapishanesi olan Nemesis'teki diğer karanlık varlıklara sınırsız güç için sunarak teslim etti. Portal oluşturarak Oblivion düzleminden Damocles'e var olmaması gereken yaratıkların ayak basmasını sağladı. Ölüm, korkunç bir ölümsüzler lejyonu oluşturdu. Sonra o ana kadar ölmüş olan atalarının ruhlarını çağırdı. Onları hizmetkârları ve ordularının başına generalleri yaptı.

Ölümsüz Kral'ın ve karanlık vasallarının akınlarının ilerleyişine diyardaki hiçbir yönetici karşı koyamadı. Ancak Ölüm'ün ihanetini ve kibirini hala unutmamış Nehrim onu cezalandırmak için Nemesis'ten çıkarak misilleme yaptı ve yanında diğer tanrı kardeşlerinin eşliğinde saldırdı. Cesur tanrı ve tanrıçalar, Ölüm'ü ve acımasız ordusunu yenmeyi başardı.

Şu anda bu olayların üzerinden yüzlerce yıl geçti. Büyülü diyar Nephilim bu zamanın çok kısa bir süresini savaş olmadan sakin geçirmişti. Yıllar birbirini kovalarken bu sırada diyarın her yerindeki tuhaf olaylar ve saçılmış söylentileri hatta Ölüm'ün görülen iblisleri hakkındaki şeyler kulaktan kulağa dolaşmaktaydı.

Modern zamanda ki Nephilim büyük bir kargaşa içindedir. Kayda değer yaşamın bulunduğu en büyük kıtası Damocles ise krallıkları eskisine göre oldukça zayıflamış, toprakları çökmüş ve halkı ise hala yüzyıl savaşlarından kalmış olan artık çevreyi yuva bellemiş yaratıklar yüzünden katledilmekte ve bulaşıcı hastalıklardan dolayı insan etine açlık duyan vebalı iğrenç yaratıklara dönüşmektedir.

Tanrılarla kullar arasındaki uçurum tekrardan giderek büyümüş ve inançlar yıpranarak kopma noktasına gelmiştir. Hatta yeni bir kaos dönemi etkisi ise bunu fırsat bilerek hızla kalplerde ve dünyada yükselmektedir.

Karanlık güçlerin ihtişamının etkisiyle bile koruyucu diğer iyi tanrıların güçlerini yitirmelerine sebep olmuştur. Her şeyin Babası olan dünyanın yaratıcısı, Absalom ise sessizliğini koruyarak kayıtsız davranmaktadır.

Nehrim güçlü tanrı ve tanrıçaları Karanlıkların Elçisi olan Ölüm'ü yenmek için kullandı. Baş sebebi intikamdı, ancak Ölüm'ün oluşumunda oynadığı büyük rolden ötürü yaşadığı pişmanlıkta buna dâhildi. Kontrol edemediği hatta kendisinden daha güçlü bir kötülük yaratmıştı.

Ona yardım eden kardeşleri daha sonra onu tekrar ortak alınan karar ile Nemesis hapishanesine kapatmak istedi. Çünkü ona bahşedilen güçleri ikinci kez kötüye kullanmıştı. Nexus da gerçekleşen bir mahkemeye çıkartılıp akranlarının önünde yargılandı.

Nehrim'in bu düşüncesiz hareketinden ötürü kınandı ve çoğunluğun oyuyla ceza olarak bin yıl daha hüküm yemesi kararı verildi. Güçlerinden mahrum bir şekilde Nemesis'e mahkum olarak geri yollandı. Fani dünyada serbest kaldığı dönemde kurduğu tarikatı da ona bir süre sonra dua etmeyi bıraktı ve terk etti.

İşte bu kaos zamanlarında diğer krallıklar hala kendi iç ve dış çekişmeleriyle, siyasi anlaşmazlıklarıyla meşgul iken, ölümsüz kralın, nam-ı diğer "Dünyalar Yiyen'in" tekrar dirildiğiyle ve dünyanın sonuyla ilgili endişe verici haberler bir tek Nehrimlilerin hakim olduğu Morgan İmparatorluğunun hükümdarı II. Morin'in dikkatini çekti.

Eski zamanlardan kalmış, kadim uykusundan kalkmış bir kötülükle ilgili olan bu söylentilerin kökenini öğrenmek için soruşturma başlatmak için en güvenilir adamlarından oluşturduğu bir ekip kurdu. Ancak Kral sebebi meçhul bir biçimde bunlardan kısa bir süre sonra birden ortadan kayboldu. Bulunan tek ipucuya göre bir büyücü onu lanetlemişti.
  • Muhteşem
İfadeler: Furkaninkosesi
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yorumlar

Gösterilecek yorum bulunamadı.
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Penetrator God
Okuma süresi
4 dakika okuma
Görüntüleme
266
Son güncelleme

Kişisel kategorisindeki diğer girdiler

Penetrator God adlı kullanıcının diğer girdileri

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı