Uzay seyahatlerinde zaman problemi



Evrenin seyahat mekaniğini bir düşünün. Bize en yakın yıldız 4.2 ışık yılı uzaklıkta. Yani bir foton olsanız ve dünyadaki bir kaynaktan Alpha Centauri'ye doğru yolculuk etseniz; yolculuğunuzun nihayetlenmesi 4 sene sürecektir. Lakin biz insanlar veya diğer araçlarımız veya evrendeki diğer kütleye sahip maddelerin, ışık hızına çıkma olasılıkları yok.



O halde, dünyadan yüzlerce ışık yılı uzaklıkta yaşam tespit edilen bir ötegezegene, 5 astronot yollarsak ne gibi engeller ile karşılaşırız?
Teknolojinin çok geliştiği, bugün imkansız dediğimiz çoğu şeyin artık mümkün olduğu bir gelecek varsayalım. Uzaya, ışık hızında insanlar yolluyor olabilelim. Bu 5 astronotumuzu, 2130 yılında X gezegenine uğurladık.
Astronotlarımızın roketi ışık hızında gittiğinden, genel görelilik sebebiyle zaman onlar için daha yavaş akmaya başlayacak. Bu sayede, yüzlerce yıl yaşlanmayacaklar. 5 astronotumuz muhtemelen yaşlanmadı. En azından Einstein'e güvenirsek yaşlanmadılar. Peki dünya?
Zaman dünyayı acımasız bir şekilde ezdi. 2240 yılında, yani astronotlar bilinmezliğe yola çıktığında hayatta olan tüm astrologlar ölmüş olacaktır. Eğer astronotları uzaya yollayan uzay dairesinin kuralları çok sıkı değilse, 2300 yılına gelmeden bu proje iptal edilmiş olacak.
Astronotlardan haber bekleyen bütün alıcılar kapatılmış olacaktır. Çünkü insanlar bunun boş bir yatırım olduğunu ve 5 astronutun yüz yıl önce ölmüş oldupunu iddia edeceklerdir.
Oysa astronotlar henüz ilk akşam yemeklerini yemiş olacaklar. Yani onlar için 1 gün bile geçmedi.
2590 yılına geldiğimizde, eğer bilgiler hala korunmuyorsa internette birkaç komplo teori sayfası hariç astronotların yolculuğuna, kim olduklarına dair hiçbir bilgi kırıntısı kalmayacak.
Astronotlarımız, roketin teleskopları ile gezegeni görebildikleri tarihte dünya vatandaşları 3. milenyumu devirmiş olacaklar. Bu, çok büyük sorunları beraberinde getiriyor. Bekleyiniz.



Astronotlar gezegenin atmosferinden girdi ve iniş takımlarını açarak gezegene iniş yaptılar. Aralarından 2 kişi, kıyafetlerini giydi, ve dünyadan en uzakta yürüyen ilk kişiler olıdular. Kalan 3 arkadaş ise, dünyaya vardıklarına dair işaret yollayacaklar. Ama çok büyük sorunları var.
Yollayacakları sinyal, dünyaya yüzlerce ışık yılı sonra varacak. Yani sinyalin ulaşmasını bekleyecek ömürleri yok. Sinyal daha yolun 10/1'ini girmeden astronotlarımızın iskeletleri o gezegende çürümüş olacak. Tabii orada bir koloni kurmadılarsa.



İkinci sorun, sinyal teknolojisi 2130 yılından kalma. Muhtemelen bizim için kil tabletlerin teknolojisi; onların dünyaya gönderdikleri sinyale karşı dünyanın teknolojisi yanında yeni kalıyor.
Diyelim ki dünyada hala hayat var ve dünyanın alıcı teknolojileri bu sinyali aldı. Muhtemelen sinyalin çözülmüş hali İngilizce olacaktır. Peki o tarihte İngilizce konuşan veya hatırlayan kimse kalmış mıdır? Muhtemelen hayır.
3. bir sorun, sinyalin çözüldüğünü ve dünyalıların "Tebrik ederiz, ekip!" mesajının iletilmesi yine yüzlerce sene alacak. Bu süreç içinde gezegende eğer koloni kurulmamışsa kimsenin olmadığını varsayarsak, koloni kurulmuş olsa bile atalarının onlara miras bıraktıkları alıcı antenlerin hurdaya çıkarılmış olması muhtemel.



Bu yazımızda, Einstein'in Görelilik kuramının kullanılabilse bile önünde büyük engeller olduğuna değinmek istedim. Umarım zevkli bir yazı olmuştur. Saygılar.

Yorumlar

Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…