Adamın neyini araştırayım? ayetleri farklı yorumluyor, insanlara da öyle aktarıyor. Bu durumda hangi birine laf anlatacaksın? tabii ben uzun zaman önce insanlara laf anlatmaktan vazgeçtim orası ayrı.
O da doğru, haklısın; hangi insana laf anlatacaksın ki? Bir sürü insan var, zaman kaybı gibi bir şey bu. Peki, hangi ayetleri farklı yorumluyor? Video varsa elinde atabilir misin? Merak ettim de. Bir de eğer böyle bir şey varsa, sanki bunu tek o değil de bizimkiler de yapıyor da. Hadi neyse, orası ayrı konu; uzamasın daha fazla.
Bu dediğine katılıyorum ancak bu devirde çoğunluğun düşüncesi böyle değil. Nefret'in oluşum süreci var nasıl nefret oluştu? ne diye nefret oluştu? ortada bir şey var ki nefret oluşuyor ve insanlarda nefretlerini küfür aracılığıyla kusuyor.
Bunda da sana hak veriyorum, gerçekten de maalesef çoğu kişi böyle düşünmüyor.
Diamond Tema'ya yönelik bu nefretin nasıl oluştuğunu az çok tahmin edebiliyorum. Sanırım çoğunluk, bir sene önce bir hadis okuduğu için adama karşı nefret beslemeye başladı. Bu olaydan sonra kendisine, annesine, babasına, karısına ve sülalesine ağza alınmayacak küfürler edildi. Hatta IŞİD tarafından hedef gösterilecek kadar ileri gidildi.
Bence nefreti oluşturanların çoğunluğu bu olaydan kaynaklanıyor. Elbette din, siyaset veya Türkiye gündemi hakkında konuştuğu konular yüzünden de nefret edenler vardır ama dediğim gibi, bunlar azınlıktır. Nefreti körükleyen asıl büyük olay, o bir sene önceki hadis okuma meselesiydi.
Erişim engeli konusuna gelirsek, ya bu adam bu işleri bırakıp hayatına bakacak, ya da devam edip bu tarz sorunlarla karşılaşacak. Sanal alem böyle, linçte yersin küfürde yersin, engelde yersin her şey olabilir.
Kendisi de yayınında belirttiği gibi bu işi bırakmayacakmış, devam etme kararı almış.
İnternetin geldiği nokta maalesef bu ve bu konuda haklısın. Sanal alemde yaş veya saygı gibi kavramlar ortadan kalkıyor; 15 yaşındaki bir genç, 35 yaşındaki bir yetişkine her türlü hakareti edebiliyor. Anlaşılan o ki bu duruşu, belirli bir kesimin veya "üst aklın" rahatını kaçırıyor ve bu yüzden adama karşı tepki gösteriyorlar.
Sevinip sevinmemen kimsenin umurunda mı peki? Kendi adına seviniyorsun, kendi adına konuşuyorsun. Sen "sevindim" veya "sevinmedim" dediğinde şahsi adına konuşmuş oluyorsun. Burada derinlemesine inersek sabaha kadar buradayız demektir ki gerek olduğunu düşünmüyorum.
Sansür konusundaki en büyük sorun, toplumun sergilediği tutarsızlık ve çifte standarttır. İnsanların tepkisi, ilkelere değil, tamamen kendi konfor alanlarına ne kadar dokunulduğuna bağlı.
Bunun en net örneği Discord ve Instagram karşılaştırmasıdır. Discord yasaklandığında genel bir sessizlik hakimken, Instagram'a dokunulduğunda kitlesel bir isyan başladı. Bu, özgürlüğün değil, popüler olanın ve "vazgeçilmez" görülenin savunulduğunu gösteriyor.
Aslında bu, çok daha büyük bir sorunun sadece bir parçası: İfade özgürlüğünün sistematik olarak yok edilmesi. Beğenmedikleri her fikre karşı kullandıkları standart bir prosedür var: Erişim engeli, hesap kapatma ve hapis. Bunlardan biri işlemiyorsa, diğeri mutlaka devreye sokuluyor.
Bu soyut baskı, geçtiğimiz günlerde internete getirilen bant daraltmasıyla hepimizin hissettiği somut bir eziyete dönüştü. VPN'siz internetsiz kaldık. Söylemeye çalıştığım şey bu; bugün birine, yarın diğerine derken, ses çıkarılmadığı sürece bu kısıtlamalar artarak devam edecek.