Son zamanlarda yaptığım birkaç tartışmadan sonra vardığım sonuçtur. Daha da açmak gerekirse artık birçok 3A oyun birbiri ile aynı hissettiriyor ve yaratıcılık denen şey yok olmuş gibi duruyor. Bir tek Nintendo, bazen Capcom ve bazı Xbox firmaları, yaratıcı fikirler deniyor gibi görünüyor şöyle bakacak olursam. Özellikle de Sony tarafında genel olarak 3A oyunculuk büyük oranda "Koridorda dümdüz git, silahla adam vur, ara sahne izle" döngüsüne girmiş durumda. Çizgisel bir oyunda bu pek bir sorun değil fakat mekanikler yenilikçi olmayınca ve kendine "geniş" diyen RDR2 gibi oyunlarda da bu dizayn olunca ister istemez yeter dedirtiyor.
Combat tarafı da artık "derin mekanikler, özgün combat"tan "Souls kontrol şeması, havalı skiller" haline dönmüş durumda. Dragon Age Veilguard combatı çok övüldü mesela ama dünyanın en yüzeysel combatı. Sırf bildiğiniz havalı anime skilleri var diye övüldü. Maalesef GoW gibi yine iyi bir combata sahip olan oyunlarda da böyle hissediyorum artık. Ve bu durum etkileyicilikten çok bıkkınlık getiriyor. Her oyunun souls kontrol şeması ve havalı anime skillerinden ibaret olması can sıkıyor. Son yıllarda "combatı harika" denen birçok oyunda combatın derinliği ve kendine özgünlüğü olmuyor. Daha çok bu dediğim souls kontrol şeması ve havalı skiller durumu oluyor.
Monster Hunter'ı sevmemin en büyük sebebi bu kendine özgü combat ve derin mekaniklerdir mesela. MH'de çok fazla havalı anime skilli yoktur belki de ama combat çok derin ve kendine özgü. Bu yüzden bu kadar seviliyor zaten. Sıradan düşmana kitlen ve havalı anime skillerini boşalt tarzında bir combata değil, pozisyonlamanın gerçekten hayati önem taşıdığı, silahların her birinin çok ayrı ve basit combolara sahip gibi dursalar da aslında çok derin olduğu,
ve en önemlisi kendine özgü olduğu için bu kadar fazla seviyorum ve seviliyor. Keza Dragon's Dogma gibi bir oyunun sevilmesinin de sebebi buydu. Oynanış anlamında çok kendine özgü bir oyun.
Buradaki kilit kelime de özgünlük aslında. Artık birçok 3A oyun genel kitleye hitap etmek için aynı şeyleri tekrar tekrar sunup duruyor. Her oyun benzer hisleri ve duyguları yaşatıyor. Bu da maalesef can sıkıyor. Artık oyunlar derin mekanikler, güzel senaryolar ve bölüm tasarımları sunmak yerine iş ev tayfayı memnun etmek için yapılıyor. Pandemide oyun oynamanın mainstream olmasının bir sonucu aslında. Bu yüzden bu oyunlara kafa yormak istemeyen insanlar için sinema tadında Sony oyunları, Ubisoft oyunları yapılıyor. Fakat bu da benim gibi bir oyunda derinlik arayan kişileri üzen bir durum. Bir oyun elbette daha geniş kitlelere ulaşmak isteyecek ama bunu yapmanın tek yolu sinema tadında derinlikten uzak oyunlar yapmak değil. Üstte örneğini verdiğim Monster Hunter World en çok satan Capcom oyunudur mesela. İlk defa MH oynayacak birisinin anlaması çok uzun sürecektir ve oyuna girmesi çok zor olacaktır fakat buna rağmen oyun gerçekten kendine özgü derin mekaniklere ve grindı keyifli kılan yapısı ile başarı elde edebiliyor. Son zamanlarda erken erişime açılan Path of Exile 2, Diablo 4 gibi basit ucuz mekanikler ile değil, gerçekten iyi ve derin mekanikler ile henüz erken erişimde olmasına rağmen ciddi bir başarı elde etti. Stalker 2 çok eksik bir oyun olmasına rağmen birçok insan farklı ve özgün yapısına rağmen oyuna bayıldı. Rekor üstüne rekor kırdı oyun. Monster Hunter Wilds betası rezalet performansına ve sadece bir beta olmasına rağmen 460 bin anlık oyuncu sayısına ulaşıp hem MHW'nin rekorunu, hem de Steam'de rekor kırdı. Bir betanın anlık oyuncu sayısı Dragon Age: The Veilguard'dan fazlaydı. Yani böyle örnekler çok.
Kısaca ben 3A oyunculuğun özgünlük ve yaratıcılık olarak tıkandığını düşünüyorum. Bu elbet bir gün kırılma noktasına gelecek. Ne zaman olur bilemiyorum. Onu zaman gösterecek.