Eki Görüntüle 1854521
Eki Görüntüle 1854523
Redemption, yani kefaret, Arthur Morgan'ın hikâyesini özel yapan şeydir. Oyun boyunca birçok kişiyi öldüren, masum insanları soyan karakterimiz; oyunun sonlarına doğru günahlarından arınmaya çalışır. Downes ailesinden af diler, insanlara yardımcı olmaya başlar.
"O zaman karını sat, aileni falan sat! Biz bir hayır kurumu falan değiliz!" (Chapter 2)
"Sizden beni affetmenizi istemiyorum, beni affetmeyin. Sadece parayı alın ve buradan gidin. Hayatınızı mahvettiğimi biliyorum ve her gün bunu düşünüp acı çekiyorum..." (Chapter 6)
Bu iki diyaloğa bakarak bile Arthur Morgan'ın ne kadar değiştiğini anlayabiliriz. Oyunun sonunda Arthur Morgan, hatalarını telafi etmenin ve John'u güvenliğe ulaştırmanın huzuruyla; gün doğumunu izleyerek vefat eder.
Aynı şey, TLOU Part 2'deki "Abby" için de geçerlidir. Joel'a karşı kin besler, intikam peşinde koşar ve onu büyük azaplara maruz bırakarak öldürür. Bu, babasının ölümüyle açılan yarayı kapatmaz, daha da açar. Abby'nin psikolojisi bozulur, kendisini kötü hisseder. Oyunun sonunda da, iki kardeşe yardımcı olarak kendisini daha iyi hissetmeye başlar.
TLOU Part 2'yi oynamadığım için Abby hakkında çok yorum yapmayacağım, sadece "kefaret" kavramının bu iki oyunda nasıl anlatıldığından bahsetmek istedim. Okuduğunuz için teşekkürler.