Arapça'da geçen “
żera'nâli cehenneme” ifadesi, kelime kelime:
Ancak Arapça'da “
li (لِ)” edatı,
amaç kadar
akıbet (sonuç) anlamı da taşır.
Yani bu ifade:
Anlamına gelir.
amaç değil, sonuç vurgusu vardır.
Dolayısıyla ayet şunu demiyor:
“Allah onları sırf cehenneme atmak için yarattı.”
Ayet bunu diyor:
“Allah onları akıl, kalp ve kulak vererek yarattı, ama onlar bunları kullanmayıp cehennemi hak edecek bir yolu seçtiler.”
| İfade | Anlam | Yorumu |
|---|
| Kalp (قلب) | Akıl, idrak, bilinç merkezi | Duygusal değil, anlama organı olarak geçer. “Kalbi vardır ama anlamaz” yani “aklını kullanmaz.” |
| Göz (عين) | Görme, ibret alma yeteneği | “Görür ama görmez” gerçeği gözünün önünde olduğu halde fark etmez. |
| Kulak (أذن) | İşitme, kabul etme, öğüde açık olma | “Duyar ama işitmez” duyduğu hakikate kulak tıkar. |
Ama yine de sen şunu sorar isen
"diğer meallerde neden “cehennem için yaratılmış” deniliyor o zaman?"
Ayetin bu kadar sert ifade edilmesi,
uyarı tonudur.
Yani “allah bazılarını cehennem için belirledi” değil,
“Bazı insanlar kendilerini öyle bir hale getirdiler ki artık cehennemden başka hak ettikleri bir yer kalmadı.”
Bu farkı elmalılı da, fahreddin râzî de özellikle vurgular.
elmalılı hamdi yazır der ki:
Bkz: (
kaynak)